Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1020 E. 2023/776 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1020
KARAR NO : 2023/776

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 14.12.2021 tarihinde —–. İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibi başlattığını, ancak taraflar arasında herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, davalı taraf icra takibi açarken dosyaya herhangi bir dayanak belge eklemediğini, sadece talebinde borcun nedeni kısmına ” borç verilen 50.000 dolar karşılığında 694.860 TL” ifadelerine yer verdiğini, müvekkilinin davalı şirketle ilişkisinin bulunmadığı gibi davalıdan herhangi bir borç da almadığını, haksız olarak başlatılan icra takibinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini ve müvekkilinin takibe itiraz etmesinin mümkün olmadığını, davalı tarafın müvekkilinin banka hesaplarına, taşınır, taşınmaz mallarına ve —– olan alacaklarına haciz koydurduğunu, iş bu icra takibine ilişkin bulunan iki ayrı dosyada taraflardan birinin borca itiraz ettiğini bununla birlikte karşı tarafın haciz koydurduğu taşınmazın konut olduğunu, konutun satışının talep edildiğini belirterek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, haksız, kötü niyetli ve hukuki dayanağı olmayan iş bu takibin durdurulmasına , davalının k haksız ve kötü niyetli olarak başlattığı icra takibi neticesiyle alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf her ne kadar müvekkili şirket ile davacı arasında borç ilişkisinin bulunmadığını iddia etse de sunulan dayanak belgelerle görüldüğü üzere taraflar arasında borç ilişkisinin bulunduğunun sabit olduğunu, söz konusu 14.12.2021 tarihli ödeme emrinin davacının adresine gönderilmiş olup, iade döndüğünü, akabinde davacıya 30.12.2021 tarihli ödeme emri çıkartılmış olup, iş bu ödeme emrinin 07.01.2022 tarihinde Tebligat Kanunun madde 21/2’ye göre muhtara teslim edildiğini, davacının takibe itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, davacının iş bu davada ileri sürdüğü tüm iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine, davacı aleyhine alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; —–. İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.Mahkememizce davacının esnaf tacir araştırması için ilgili yerlere müzekkere yazılmış ve gelen müzekkere cevaplarından davacının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, vergi mükellefi olmamakla vergi kaydının bulunmadığı, esnaf kaydının da bulunmadığı anlaşılmıştır.
TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari dava hale getirmeyecektir. Davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması gerekir. Bu durumda, nispi ticari davanın söz konusu olabilmesi için her iki tarafın da tacir olması gerektiği açıktır. Somut olayda ise davacının tacir olmadığı gelen müzekkere cevaplarından sarahaten anlaşılacağı üzere sabittir.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler.Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir.
Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemeyeceği, —–. İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı takip dosyası ile davalı —–davacı —– aleyhine ” borç verilen 40.000 USD karşılığı 694.860 TL ” açıklamasıyla ilamsız icra takibene başladığı ve takibin kesinleştiği, davacının taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını iddia ettiği, davalının da takibin dayanağı olarak ” borç verilen 50.000 USD karşılığı 694.860 TL ” gösterdiği, davalının tacir olmadığı belirlenmekle; mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve istem halinde dava dosyasının ——Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli —–Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine
2-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.