Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/903 E. 2022/420 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/903 Esas
KARAR NO : 2022/420

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/08/2020
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —-yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından——— tarihleri arasında geçerli — sürücü … sevk ve idaresindeyken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza neticesinde — yaralanmış olup %8,1 kalıcı maluliyet meydana gelmiştir. Kaza neticesinde malul kalan — müvekkil sigorta şirketi tarafından toplam 78.660 TL hasar tazminatı ödediğini, Kaza nedeniyle tutulan trafik kazası tespit tutanağında müvekkil şirketçe sigortalı olan — aracın kazanın oluşumunda 8/8 tam kusurlu olduğu tespit edildiği, Ayrıca yapılan tespitte sigortalı aracın sürücüsü ..—– %1,41 promil alkollü olduğu anlaşıldığı, Trafik sigorta poliçesi genel şartları hükmüne göre, sigortacının, sigorta ettirene rücu edebileceği kabul edildiği, KTK” tazminatının azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller başlığını taşıyan 95. Maddesinin 2. Fıkrasına göre de sigorta ettirene rücu edebileceği ayrıca belirtilmiş olduğunu, Davanın bu yasal hakka dayanılarak açılmış bulunmakta olduğunu, Davalı, bu madde ve sigorta poliçesi genel şartlarının B4.c bentleri gereğince müvekkil şirkete karşı sorunlu bulundığı, Müvekkil şirketçe ödenen ancak tahsil edilemeyen toplam 78.660 TL ‘nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili için İş bu davanın açılması sorumluluğu hasıl olduğunu, Hasar tazminatının tahsili—- dosyası Üzerinden—-yoluna başvurulmuşsa da zararın giderilmesi sağlanamamış olduğunu, Müvekkil — aracı kullanan şahsın alkollü ve ağır kusurlu olması nedeniyle kazada 8/8 kusurlu bulunduğundan müvekkil şirketin zarara uğramasını önlemek ve Mahkemenlzce hükmolunması halinde alacaklarını temin etmek için aracın trafik kaydı üzerine HMK 389 ve 392. Maddeleri gereğince teminat alınmaksızın — üzerine 3.Kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini, toplam — tazminatın fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 16.10.2019 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın fiilen işleteni müvekkili olmadığını, Her ne kadar dava konusu kazaya karışan aracın tescil belgesinde aracın maliki müvekkili olarak görünmekteyse de aracı işleten, araç üzerinde tasarruf kudreti olan, bir aracın ne zaman trafiğe çıkarılıp, ne zaman trafikten çekileceği, aracın kim tarafından, nasıl ve hangi amaçlarla kullanılabileceği yönündeki karar verme yetkisini haiz olan, aracın trafikte bulunmasını belirleyen, kullanan, yararlanan, bakımını yaptıran ve onu yöneten kişi ve tasarruf yetkisini fiilen kullanan kişi müvekkil ile aynı iş yerinde çalışmakta olan ….—kişi olduğunu, Bu kişi müvekkilinin işitme engelli olması nedeniyle kendisi ile işaret dili ile iletişim kurarak müvekkilde güven uyandırmış ve araba alacağını fakat hakkında başlatılmış icra takibi olması nedeniyle araca haciz konulacağından aracı kendi üzerine tescil ettiremediğini söylemiş ve müvekkilinden aracı üzerine tescil ettirmesini rica ettiğini, Müvekkili de bunu kabul etmiş ve yalnızca noterde satış işlemine imza attığını, Davaya konu kazayı gerçekleştiren aracı hiçbir şekilde kullanmadığını, … isimli kişinin müvekkiline çeşitli zamanlarda attığı mesajlarda —–mahkemeye”, “Vergi borcu ödendi” gibi ifadeler de bu hususu destekler nitelikte olduğunu, Bu husus davayı ihbar talebinin bulunduğu ..—— müvekkiline attığı mesajlar ve tanık ifadeleri ile ispat edileceğini, Dava konusu kaza ise araç; fiili olarak işleteni olan … tarafından aracın teslim edildiği … sevk ve idaresindeyken gerçekleştiğini, Dolayısıyla huzurdaki davanın aracın asıl işleteni olan ..—–ve kaza gerçekleştiği sırada aracı sevk ve idare eden .—- yöneltilmesi gerektiğini, Bu dava ile ilgili olarak, müvekkilinin, işleten sıfatıyla dava edilmiştir ancak aracın sürücüsü ve işleteni konumunda olan —— davaya fer’i müdahil olarak katılımını teminen, kendilerine davanın ihbar edilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava öncelikle —-açılmış mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememizin esasına tevzi olunmuştur.
Davanın, ZMMS poliçesi nedeniyle poliçeyi düzenleyen davacının kendi sigortalısı olan davalı araç sahibi aleyhine, dava dışı sürücü —– alkollü olarak araç kullanmak suretiyle yapmış olduğu tek taraflı kaza neticesinde yaralanan dava dışı —için ödemiş olduğu — Sigorta Genel Şartları B.4.C gereğince davalıdan tahsili talebiyle açıldığı görülmüştür.
18/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle:2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğunun ifade edildiği, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, —- almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile İlgili olan —- almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı ..—— olanların araç kullanamayacaklarının belirtildiği, öte yandan, –Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin —– maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarda sayıları kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğunun açıklandığı, gerek KTK’nun 48. maddesinde gerekse taraflar arasındaki — Şartlarında,—- kullanma halinde alınan — güvenli araç sürme yeteneğini engellemesi halinde, sigortacıya kendi âkidine rücu hakkı tanındığı, davalı ve davacı arasındaki Poliçenin Genel Şartlarına göre sigortacının rücu hakkının doğumu için kazanın salt —- etkisiyle meydana gelmiş olması gerektiği, tek başına sürücünün — olmasının sigortacıya rücu hakkı vermeyeceği, aracı sürenin, alkolün tesiri altında olup, güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olması halinde, meydana gelen kazanın sürücünün alkollü oluşunun bir sonucu olması gerekeceği, başka bir anlatımla sürücü alkollü olsa da, olmasa da kaza meydana gelecektiyse bu durum sigortacının sigortalıya rücu edebilmesi için yeterli bir neden olmadığı, bu kapsamda alkollü araç kullanma sebebiyle oluşan bir rizikoda sigorta tazminatı ödeyen sigortacının kendi sigortalısına rücu ederken 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTKYnun 1281. madde uyarınca böyle bir durumun varlığını ispat ile yükümlü olduğu, somut olayda; tespit edilen —- itibariyle kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin ve başka unsurların da kazanın meydana gelmesinde etkili olup olmadığının tespiti hususunun değerlendirilmesi gerektiği, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleştiğinin anlaşılması durumunda sonucuna göre Sigortacının rücu hakkının olduğu, hasara karışan aracın sürücüsü …—1.41 promil alkol seviyesi ile hem yasal sınırı aşmış hem de —— yeteneğini kaybetmiş olarak tam ve asil kusurlu olduğundan, kazanın oluşumunda başkaca bir etken de saptanmadığından, kazanın münhasıran alkol etkisinde olduğu, kazanın meydana gelmesinin münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleştiğinin anlaşılması durumunda Sigortacının rücu hakkının olduğu, 78.660 TL tutarında davacı alacağı hesap edildiği alacağa 16/10/2019 ödeme gününden yasal faiz işletilebileceği,” görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağını vazetmiştir.
Davacı sigortacı, — sigortalı aracın kusuru ile sebebiyet verdiği kazada cismani zarar gören dava dışı —- için tazminat ödedikten sonra dava dışı sürücünün alkollü olması nedeniyle zararın poliçe kapsamında olmadığını iddia ederek kendi sigortalısı olan davalıya karşı eldeki davayı açmıştır.
— tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve — tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında—- vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. (bknz:—
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımı verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevlidir. Nitekim somut olayımızda da, davacı … —- sigortası bulunan aracın karıştığı kaza sebebi ile dava dışı 3. kişilere ödenen tazminatın aracı kullanan sürücünün alkollü olması sebebi ile rücuen tahsiline karar verilmesi talep edilmektedir. Sigortalı aracın trafik kaydı incelendiğinde hususi nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davalı sigortalı, 6502 sayılı Kanun’un 3.maddesinin k bendi kapsamında tüketici; sigortalı ile davacı arasındaki sigorta sözleşmesi ise aynı Kanun’un 3.maddesinin l bendi gereğince tüketici işlemidir. Bu durumda somut olayda görevli mahkeme tüketici mahkemesi olup mahkememizce karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli— gönderilmesine,
3-Yargılama gideri ve harcın görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Kararın İstinaf yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde meydana gelen görev uyuşmazlığı nedeni ile merci tayini yönünden dosyanın resen—- Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.