Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/902 E. 2022/987 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/902 Esas
KARAR NO : 2022/987

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ——davalı —– arasında ticari bir ilişkinin olduğu, davalı şirketin müvekkili şirketten —hizmeti aldığını, müvekkili şirketin tüm edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen takibe konu fatura alacakları davalı şirketçe ödenmediğini, anılan fatura bedellerinin ödenmediğinden—– çıkış tutarlı ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından takibe itiraz edildiği, takip dayanağı belgelerin faturaların bilgileri ve örnekleri belirtilen icra dosyasında bulundukları, itirazın yasal dayanaktan yoksun, kötünüyetli ve zaman kazanmaya yönelik olduğu, müvekkili şirketin alacağının likit olduğu, davalı-borçlunun itirazı tümüyle haksız, kötünüyetli ve zaman kazanmaya yönelik olduğu, davalı tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile;—– dosyasına vaki itirazların iptali ile takibin devamını, davalı borçlunun en az % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında düzenlenen —– tutanağında yazılı icra dosya numarası ile dava dosyasında iptali talep edilen icra dosya numarasının aynı olmaması, bu halde, itirazın iptal edilmesi talep edilen icra takibi ile ilgili olarak —- müracaat edilmemiş olması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettikleri, davacı tarafın müvekkili firma aleyhine —- tarihinde icra takip işlemlerine başladığı, takibe itiraz edilmesi ve ödeme emrinin iptali neticesinde müvekkili firma aleyhine yeninden ödeme emri tebliğ edildiği, bu ödeme emrine de —- edildiği, davacı tarafın —– tarihinde —– yoluna müracaat ettiği, sürecin 07.12.2020 tarihinde sonuçlandığı, davanın açılma tarihinin —-olduğu, dolayısı ile itirazın iptali istemi ile davanın açılması için düzenlenen yasal sürenin aşıldığı, davanın belirtilen gerekçe ile de usulden reddine karar verilmesini, davacı tarafın alacak iddiasında bulunduğu faturaların tarihlerinin ——- olduğu, bu aşamada yukarıda yer alan tüm itiraz haklarının saklı kalması kaydıyla davacı şahsın alacak hak ve iddiasının zamanaşımına uğramış olması nedeni ile zamanaşımına uğramış alacak talebi yönünden de davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından hazırlanan dava dilekçesi içeriğinden davanın ve alacak hakkının temel sebebi ile anlaşılamadığı, müvekkili firma tarafından düzenlenen taraflar arasında ki hesap hareketlerini gösterir cari kayıtların inceleme altına alınması ile müvekkil firmanın davacı firmaya karşı her hangi bir borcunun bulunmadığının anlaşıldığı, davacı firmanın ödeme emrinde belirttiği teminat mektup bedelinin davacı firmaya iade edildiği——-fatura bedelinin de ödendiğini, cari kayıtların incelenmesi ile —– tarihinde davacı firmanın müvekkili firmaya —– ödeme yaptığı ve taraflar arasındaki cari hesabın bu ödeme ile sıfırlanmış olduğunun görüldüğü, dolayısı ile müvekkili firmanın davacı firmaya karşı bir borcu bulunmadığı, davacı firmanın müvekkili firma aleyhine açmış olduğu icra takibinde alacak talep hakkının —- faiz talebinden oluştuğu, müvekkili firmanın davacı alacaklı iddiasında olan firmaya karşı bir borcu olmadığı gibi ——– borcu bulunmadığının, diğer taraftan davacının faiz talebinde bulunabilmesi için yasal şartların oluşmadığı, müvekkili firmada temerrüde düşürülmediği, belirtilen gerekçe ile —- bedelli faiz alacak talep ve iddiasında bulunulmasına da itiraz ettikleri, açıklanan nedenlerle; açıklanan ve yargılama aşamalarında ortaya çıkacak sair nedenlerle, fazlaya ilişkin alacak ve taleplerinin saklı kalması kaydıyla; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, 204 sayılı Yasanın İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır.
Borçlunun itirazı, —-tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir —– Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir.
Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe (haciz) devam edilebilir. İtirazın iptali davası devam ettiği sürece, bir yıllık haciz talebi süresi işlemez.
İspat yükünün -kural olarak- davacıda olduğu itirazın iptali davasında, alacaklı (normal bir alacak davasında olduğu gibi) alacağının varlığını usul muhakemesinde caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Davanın reddi halinde, itiraz ile duran takip iptal edilmiş sayılır ve ilam kesin hüküm teşkil ettiğinden takip alacaklısı tarafından konusu aynı olan bir dava tekrar ikame edilemez. Ayrıca borçlunun talep etmesi halinde, mahkeme, alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu kanısına varırsa alacaklıyı yüze yirmiden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum eder (67/II). Kötüniyet olgusunu ispat yükü, tazminat talep eden davalı borçludadır. Tazminatın, asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir.
Davanın kabulü halinde, itiraz üzerine duran takibe devam edilir; (varsa) ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşür. Ayrıca, alacaklı tarafça talep edilmesi halinde, takip konusu alacağın belirlenebilir (likit) olduğu durumlarda davalı (takip borçlusu) alacak miktarının asgari yüzde yirmisi oranında inkar tazminatına mahkum edilir. Yüksek mahkemenin yerleşik uygulamasına göre hüküm altına alınacak inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir——–
Davacı taraf dilekçesinde özetle; davalı yanın kendilerinden —- aldığını, bunun karşılığı olarak tanzim edilen fatura borcunun ödenmediğini, tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmektedir.
—- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine—- toplam alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 23/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 18/10/2019 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yargılamanın ilk celsesinde tahkikat aşamasına geçilerek taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi ücreti bakımından delil avansına dair ihtara davacı tarafça riayet edilmemiştir.
“(…) İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, Davacı vekili, alacaklı— müvekkili şirketten takibe konu tutarla alacaklı olmadığını iddia etmiş ise de, dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verildiği, ancak verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücretinin ikmal edilmediği, HMK. 324.maddesi gereğince taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen—- verilen kesin süre içerisinde yatırmak zorunda olduğu, taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse diğer tarafın bu avansı yatırabileceği, aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı, somut olayda, HMK. 324. maddesi gereğince verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı gerekçesiyle alacak tutarına ilişkin ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir”—–Bilirkişi incelemesi yaptırılması için borçlu tarafça yatırılması istenen —- olmayıp HMK’nun 324. maddesi gereğince delil avansı niteliğindedir. Usulüne uygun ihtara rağmen ikame edilmeyen avans nedeniyle davacının bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş ve defter incelemesinin, uyuşmazlığın çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle zaruri olduğu değerlendirilmekle bu haliyle alacak tutarına ilişkin ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulunmayan davanın REDDİNE;
2-Alınması gerekli 80,70.-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.616,53‬-TL harçtan mahsubu ile artan bakiye —– harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan —– göre belirlenen 21.076,89-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, Davalı Vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.