Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/872 E. 2022/988 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/872 Esas
KARAR NO: 2022/988
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/12/2021
KARAR TARİHİ: 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla taraflarınca —–sayılı dosyası üzerinde —- hakkında cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu, borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiği, takibi durdurduğu, itiraz takibi sürüncemede bırakarak müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapıldığı, haksız ve mesnetsiz olduğu, davaya ve icra takibine konu alacağın likit olduğu, davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalı tarafça müvekkili şirkete takip tarihinden sona kısmi ödemeler yapıldığını, davanın ikame edildiği tarih itibariyle müvekkilinin alacağının 9,625.83 TL olduğu, icra takibinin başlatıldığı 14.09.2021 tarihi itibariyle müvekkilin alacağının 20.613,69 TL olduğu, açıklanan nedenlerle; davanın kabulünü, fazlaya ilişkin hak ve alacak talep etme hakkımız saklı kalmak kaydı ile; davalının haksız ve mesnetsiz itirazının kalan anapara alacağı olan 9,625.83 TL üzerinden devamını ve takibin takip tarihi itibariyle 20.613,69 TL üzerinden işleyecek faiz, vekalet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamını, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını, karar verilmesini dava ve talep ettikleri görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine, alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafından, —– sayılı dosyası ile 13.09.2021 tarihinde ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, davacının bu talebinin mahkeme tarafından 14.09.2021 tarihinde kabul edilmiş ve ihtiyati haciz kararı —– Esas sayılı dosyasından esasa kaydedilerek, müvekkili şirkete ait tüm mal varlığının ihtiyaten haczedildiği, banka hesaplarına bloke konulduğu, —–Tal. sayılı dosyası ile 16.09.2021 tarihinde müvekkilinin iş yerine hacze gelindiği, müvekkilinin borçlu olmadığı halde haciz tehdidi altında bulunduğundan,—— dosyasına 26.250,00.TL. ödeme gerçekleştirdiği, tarafılarınca ihtiyati hacze, icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz edildiği, yetki itirazları nedeniyle icra takip dosyası yetkili —– gönderildiği, —- numarasını aldığı, borca karşı yaptıkları itiraz için tirazın iptali davası açıldığı, dava dışı,—–yetkilisinin işyerini kapatacağından bahisle müvekkili şirkete iş yerini devir alması hususunda teklifte bulunduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin iş bu devir hususunu kabul etmeyerek iş yerini kapatması halinde demirbaşlarını satın alabileceğini belirttiği, tarafların bu hususta anlaştığı,—- tarihinde kapanışını gerçekleştirdiği, müvekkili şirketin —– müracaatla şube açılışını gerçekleştirdiği, bir iş yeri devir işleminin söz konusu olmadığı, müvekkili şirketin, —– mal alma konusunda anlaştığı, davacı —– çalışmaya devam ettiğini, —-yetkililerinin müvekkiline –kendilerine bakiye — borcu olduğunu belirttikleri, müvekkillerinin ise şirketi devir almadığını, bir borç var ise bunu —- tahsil etmeleri gerektiğini bildirdiği,— tarihli cari ——— davacıya — borcunun bulunduğunun, söz konusu borcun müvekkili şirkete ait olmadığı, müvekkilleri ile — yetkililerini tanıştıran — isimli şahsın 9.625,24.TL borcu müvekkilimi şirkete ödetmek amacı ile —- ile anlaşarak sahte mutabakat formu hazırladığı, müvekkili şirket bilgilerini içeren kaşe düzenlediği, müvekkili şirket yetkilisinin bilgisi ve rızası olmadan, —–yetkilisinin talimatı ile borçtan kurtulmak amacıyla kendi imza atarak sahte mutabakat formunu düzenlediği, dahi bakıldığında, 29.03.2021 tarihli mutabakatla ilgili belge altındaki kaşenin üzerinde yer alan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının açıkça görüldüğü, bu hususta —— sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğu, davacı tarafın işbu sahte imzalı mutabakata dayanarak ve müvekkili şirket tarafından —– açıklamasıyla yapılan ödemeyi gizleyerek haksız ve mesnetsiz olarak ihtiyati haciz kararı aldığı, söz konusu ihtiyati haciz kararını uygulayarak müvekkili şirketi zarara uğramasına sebep olduğu, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığı, davacı tarafın önce 16.163,58-TL üzerinden ihtiyati haciz kararı aldığı, sonrasında 20.689,37-TL üzerinden icra takibine geçtiği, dava dışı —— isimli şahısların borçtan kurtulmak amacıyla birlikte hareket ederek sahte şirket kaşesi ile sahte mutabakat düzenlediği, imzaladığı, davacı ise bu sahte belgeyi bilerek kullandığı, müvekkili aleyhinde icra takibi düzenleyerek, mağduriyetine neden olduğu, müvekkilinin 13.09.2021 tarihinde davacıya 10.987,76-TL.’sı hesap kapama adı altında ödeme yaptıktan tam 3 gün sonra tüm bu haciz işlemlerini gerçekleştirdiği, müvekkilinin borçlu olmadığı halde, iş yerine gelindiği, fırın, ızgara, buzdolabı vs. eşyalarının haczedildiği, —- aracına yakalamalı haciz konulduğu, ——- bankaya haciz müzekkeresi gönderilerek hesaplarına bloke konulduğu, icra tehdidi altında —- ödeme yapmak zorunda bırakıldığı, açıklanan nedenlerle; öncelikle ——- sayılı dosyasının sonucunun bekletici mesele yapılmasını, haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli davanın reddini, davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğundan, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklanan alacak iddiasıyla başlatılan ve davalının itirazı ile duran takipte, takibin devamını amacıyla açılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından ——–maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır.
Borçlunun itirazı, icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir —–Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir.
Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe (haciz) devam edilebilir. İtirazın iptali davası devam ettiği sürece, bir yıllık haciz talebi süresi işlemez.
İspat yükünün -kural olarak- davacıda olduğu itirazın iptali davasında, alacaklı (normal bir alacak davasında olduğu gibi) alacağının varlığını usul muhakemesinde caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Davanın reddi halinde, itiraz ile duran takip iptal edilmiş sayılır ve ilam kesin hüküm teşkil ettiğinden takip alacaklısı tarafından konusu aynı olan bir dava tekrar ikame edilemez. Ayrıca borçlunun talep etmesi halinde, mahkeme, alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu kanısına varırsa alacaklıyı yüze yirmiden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum eder (67/II). Kötüniyet olgusunu ispat yükü, tazminat talep eden davalı borçludadır. Tazminatın, asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir.
Davanın kabulü halinde, itiraz üzerine duran takibe devam edilir; (varsa) ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşür. Ayrıca, alacaklı tarafça talep edilmesi halinde, takip konusu alacağın belirlenebilir (likit) olduğu durumlarda davalı (takip borçlusu) alacak miktarının asgari yüzde yirmisi oranında inkar tazminatına mahkum edilir. Yüksek mahkemenin yerleşik uygulamasına göre hüküm altına alınacak inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir —–
—-sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 20.690,37-TL toplam alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 01/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 01/11/2021 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete takip tarihinden sonra bir kısım ödemelerin yapıldığını, davanın ikame edildiği tarih itibariyle müvekkili şirketin alacağının ——- olduğunu iddia etmektedir.
Davacı vekili özetle, müvekkili şirket ile dava dışı —- yetkililerinin tanıştıran — adlı kişinin ——— müvekkili şirkete ödetmek amacıyla davacı — anlaşarak sahte mutabakat formu düzenlediğini, çıplak gözle dahi bakıldığında ———– tarihli mutabakat ile ilgili belgede yer alan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının anlaşılacağını; bu hususta—– duyurusunda bulunulduğunu belirtmiştir.
Davacı vekili cevap dilekçesini müteakip dosyaya sunduğu 25/1/2022 tarihli dilekçesinde borcun bizzat davalı tarafın mutabakatı nedeniyle teyit edildiğini belirtmiştir.
Mahkememizin —- celsesinde tahkikat aşamasına geçilerek tarafların ticari defter ve kayıtları ile —- üzerinde inceleme yaparak rapor sunmak üzere mali muhsaip bilirkişiye tevdi edilmiş; 1/6/2022 tarihli raporda özetle;
—- verilerinden——–tarihinde kapandığı, davalı şirketin ise bağlı bulunduğu ——-yaptığı bildirimden ise aynı adreste —- tarihi itibariyle —–satışı için şube açtığı, resmi dairelerin bu verilerinden davalı şirketin dava dışı —- davacıya olan —– tarihinden önceki borcundan sorumlu tutulame yacağı sonucuna varılmaktadır, ancak davalı tarafında belirttiği gibi —-dosyasının sonucunun beklenmesi Sayın Mahkemenin takdirindedir.
Davacının—– sayılı dosyasında takip tarihi—- olup, takip borçlusu davalı taraf kendisine ait olan borcu —— olarak ödediğinden davacının talep edebileceği bir faizin de oluşmadığı söylenebilecektir (…)
Dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların —– yılı ticari defter kayıtları ve dayanakları üzerinde yapılan inceleme soncu, yukarıda açıklanan nedenlerle —— kabulü halinde,Davacı tarafın vari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine başlatılan icra takibinin ferileri ile birlikte yerinde olmadığı,Takip dayanağı mutabakat belgesindeki imzanın davalı yana ait olup olmadığının bu aşamada bilirımesinin mümkün olmadığı,Davalı tarafın, —- dosya başvurarak—– hakkında ———ile suç duyurusunda bulunduğu,Davalı vekilinin cevap dilekçesinde bu suç dosyası sonucunun bekletici mesele yapılmasını talep ettiği,— şirketinin——adresindeki şubesinin —– tarihinde kapandığı, davalı şirketin ise bağlı bulunduğu —– yaptığı bildirimden ise aynı adreste —- tarihi itibariyle ——-satışı için şube açtığı, resmi dairelerin bu verilerinden davalı şirketin dava dışı —- davacıya olan —- tarihinden önceki borcundan sorumlu tutulamayacağı sonucuna varıldığı, ancak davalı tarafın da belirttiği gibi —- dosyasının sonucunun beklenmesi —– takdirinde olduğu,Davacının —-sayılı dosyasında takip tarihi —- olup, takip borçlusu davalı taraf kendisine ait olan borcu ——— olarak ödediği bu ödeme kaydının davacı defterlerinde aynen yer aldığı, bu sebeple davacının talep edebileceği bir faizinde oluşmadığının söylenebileceği” belirlemelerine yer verilmiştir.Davalı yanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiği —-sayılı soruşturma dosyası sistem üzerinden temin edilmiş, müştekisinin davalı şirket, şüphelilerinin ——–olduğu, malen sorumlusunun ise ——- olduğu, dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlamalarıyla başlatılan soruşturmanın, davacı tarafın kullandığı iddia edilen sahte mutabakat formunun temin edilememesi, aslı sunulmayan belge nedeniyle iğfal kabiliyetinin denetlenememesi ve sahtecilik incelemesinin yapılamaması nedeniyle takipsizlikle sonuçlandığı anlaşılmıştır.Davalı tarafça, davacı tarafından sunulan ve alacağın dayanağı olarak belirtilen mutabakat formunun sahte olduğu savunması ileri sürüldüğüne göre, bu evrakın aslının temin edilerek sahtelik incelemesinin yapılması gerekir.Davacı taraf, davalının, üçüncü kişinin borcunu “mutabakat” ile üstlendiği iddia ettiğinden yargılamanın —— numaralı celsesinde inceleme yapılabilmesi amacıyla mutabakat metninin aslını sunması için davacı tarafa bir haftalık kesin süre verilmiş, eksikliğin giderilmemesi halinde mevcut delil durumuna göre değerlendirme yapılacağı ihtarı yapılmış; kesin süre içinde belge aslı sunulamadığından sübut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.-Sübut bulunmayan davanın reddine;
2.-Yasal şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatının reddine;
3.-Alınması gerekli 80,70-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30‬ TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 21,40-TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4.-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5.-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7.-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8.-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ——–Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 01/12/2022