Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/836 E. 2022/278 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/836 Esas
KARAR NO: 2022/278
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2015
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının sahibi olduğu şirket adına —– için müvekkili vasıtasıyla — müracaat ettiğini, alacağı krediye karşılık — yatırılması gerektiği söylendiğini, davalı sigorta yapmak için sigorta bedelini müvekkilinin — hesabına yatırdığını, müvekkilinin hizmet bedelini düştükten sonra aynı gün —- hesabına gönderdiğini, — bildirdiğini, — davalının krediye müsait olmadığını bildirdiğini, — önlemek adına —— şubeye gönderdiğini, dolayısıyla davalının zararının söz konusu olmadığını, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını belirterek; menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ancak yazılı delil ile ispat edilebileceğini, davacının iddialarını ispat edecek herhangi bir delili dosyaya sunmadığını, davacının müvekkilinden para aldığını ve bu parayı geri ödediğini kabul ve iddia ettiğini, davacının ödeme iddiasını ispatlaması gerektiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce —- ilam ile davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine,—— verilen kararın “HMK’nın 31. maddesi uyarınca davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında hakim, maddi veya hukuki açıdan belirsiz veya çelişkili gördüğü hususlarda taraflara açıklama yaptırma, soru sorma ve delil gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Bu kapsamda davanın tarafları arasındaki hukuki ilişkinin belirlenmesi sonucuna göre davacının kredi talebi nedeniyle 3.şahıs şirkete gönderilen bedelden davacının sorumlu tutulup tutulamayacağı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiş ve dosyanın yukarıda belirtilen esas numarasında kaydı yapılmıştır.
Dava, özü itibari ile İİK’ nın 72/1. maddesine dayanan menfi tespit davasıdır.
Kaldırma kararı doğrultusunda davacı vekilince dosyaya sunulan poliçenin ——- tercümesi dosyamız arasına alınmış ve kaldırma kararı kapsamında yeninden inceleme yapılmıştır. Dava konusu icra takibi ile Mahkememiz davalısı tarafından davacıya ödenen sigorta bedelinin iadesi talep edilmektedir. Davacı yan ise; kendisinin acente olduğu, poliçenin düzenlendiği, ancak davalı yana —– kredi vermemesi nedeniyle poliçenin sigorta şirketi tarafından iptal edildiği ve bedelinin de sigorta şirketi tarafından ödendiği iddiası ile eldeki dava açılmıştır. Davalı tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesi ve beyan dilekçeleri ile poliçenin düzenlenmediği iddiasında bulunulmamış, ispat yükünün ödeme savunmasında bulunan davacıda olduğunu beyan etmiştir. Davacı tarafından, davalı ile yapıldığı belirtilen poliçenin bir örneği dosyaya sunulmuştur. Davalı yanın; poliçenin düzenlenmesine ve iptal edilmesine itirazda bulunulmayıp, yapılan ödemenin ispat edilmesi gerektiği savunması bağlantılı bileşik ikrar niteliğinde olup, artık poliçenin yapıldığı ve sigorta şirketi tarafından iptal edildiğinin kabulü gerekmektedir. Davacı —- firmasının acentesi olduğu dosya kapsamı itibari ile sabittir. TTK’nun 105. Maddesinde “Acente, aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili adına yapmaya ve bunları kabule yetkilidir. Bu sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acente, müvekkili adına dava açabileceği gibi, kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir. Yabancı tacirler adına acentelik yapanlar hakkındaki sözleşmelerde yer alan , bu hükme aykırı şartlar geçersizdir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan maddeye göre; ilgili kişiler tarafından acenteye, sigorta şirketine izafeten başvuruda bulunulabilir. Ancak davalı tarafından, doğrudan davacı acentenin şahsi sorumluluğuna gidilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen poliçede de acentenin şahsi sorumluluğunu doğuran bir düzenleme bulunmamaktadır. Davalı yanın sigorta bedelinin iadesini sigorta şirketinden talep etmesi gerekirken, acente olan davacının sorumluluğuna gidilmesi anılan madde hükmüne aykırıdır. Bu nedenle, başlatılan icra takip dosyası nedeniyle, davacının davalı yana borçlu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere—– gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ İLE,
Davacının —— sayılı dosyası nedeniyle davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 11.605,87.-TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 2.901,47.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 8.704,40.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafından yatırılan 2.901,47.-TL peşin harç ve 27,70.-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.929,17.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından sarf edilen 350,00.-TL bilirkişi ücreti ve 335,75 TL posta gideri olmak üzere toplam olarak sarf edilen 685,75‬.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6.Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 20.090,50.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde—– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 31/03/2022