Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/834 E. 2022/1013 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/834 Esas
KARAR NO: 2022/1013
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan tazminat (haksız rekabetten kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —— türlü düzenlemeyi yapmak görev ve yetkisinin münhasıran kendisine verildiğini, bu çerçevede müvekkili ——- sıkı sıkıya kendisine ve bağlı olan——– haklarını ——ve bedeli karşılığında 3.kişilere kullandırttığını, —— olmadığı halde yaptıkları duyuru, ——– üçüncü kişiler nezdinde —- izlenimini yaratan kişilerin eylemleri hakkında ——– uygulanacağını, müvekkili ——- desteklemek ve bu sayede firmasını —— ilişkilendirecek tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunabilmek için müvekkili ——- öderken, davalının bu tanıtımı hiçbir külfete katlanmaksızın yaparak kazanç elde ettiğini, davalı tarafından —– incelendiğinde müvekkili———–ifadesine yer verildiğini, söz konusu ihlalin giderilmesi için ——- ihtarnamesinin gönderildiğini, davalı tarafından gönderilen ———— numaralı cevabı ihtarnamesi ile videonun yayından kaldırıldığı konusunda gerekli tedbirlerin alındığının belirtildiğini, reklam kampanyası ile davalının —- mücadele eden——— geldiğini ve sponsorluk ücreti ödemeden sponsorluk izleniminden yararlandığını,—– tarihte ve belirli bir süre sonrasında davalının elde etmiş olduğu gelirlere yönelik defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ve sair hususlar kapsamında tespit edilecek asıl zarar kapsamında taleplerinin saklı tutulduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —- maddi ve ———- manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sponsorluk algısı yaratma amacı bulunmadığı gibi davacının herhangi bir markasını da bahsi geçen story/hikayede paylaşılmadığını, alınan görsel incelendiğinde görüleceği üzere, görselde standartları —– tarafından belirlenen—— ikinci maddesinde belirtilen —- kullanıldığını, herhangi bir marka unsuru içermediğini, ayrıca kullanılan görselde —- yer verildiği,——- tekelinde olmadığını, davacını iddialarının aksine müvekkili şirketin hiçbir şekilde uyuşmazlık konusu paylaşımdan gelir elde etmediği gibi, bu kısa süreli paylaşım nedeniyle davacı nezdinde uğradığı bir zararın da bulunmadığını, tuzak pazarlama kavramının, kanunu genişletici şekilde yorumlamaya cevaz vermediğini, müvekkili şirketin
—-paylaşımının sadece —— olmayan, ——- da herhangi bir ——— olabilecek şekilde ———- çerçevesinde paylaşıldığını, hiçbir surette davalının sponsorlarını yaptığı içerik ve reklam mecra çeşitleri içermeyecek şekilde ve sürekli olmayan bir paylaşım niteliğinde olduğunu, sponsorluk algısının varlığının iddia edilmesi için müvekkilinin yapmış olduğu ———instagram paylaşımında——– ayni ve nakdi bir şekilde desteklediğini düşündüren ibarelerle ve imajlarla yaratması gerektiğini, oysa ki müvekkiline ait paylaşımda ——- ilişkin en ufak bir ima dahi bulunmadığını, davacı ————- incelendiğinde, bu firmaların ——— olduklarını açık bir şekilde belirtiklerinin görüleceğini, davacı tarafın manevi tazminat talebinin kabulünün taraflarınca mümkün olmadığını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davalının ticari uygulamalarının haksız rekabet teşkil ettiği iddiasıyla açılan maddi/manevi tazminat davasıdır.
Davacı vekili dilekçesinde özetle;—–olmadığı halde, öyleymiş gibi —– davalı şirkete ihtarname çekildiğini,——– esas gelir kalemlerini oluşturduğunu, bu şekilde reklam yapılmasına sessiz kalınması durumunda muhtemel ——–yapılamayacağını, eylemin sabit olduğunu, ——- yayımlandığı tarihte ve belirli bir süre sonrasında davalının elde etmiş olduğu gelirlere yönelik defter kayıtları incelendiğinde zararın tespit edilebileceğini, ayrıca itibar kaybı nedeniyle manevi zararlarının oluştuğunu belirtmektedir.
——- göre, —- kullanacağı marka, logo ve benzeri tüm fikri ve sınai hakların mülkiyeti ve kullanım hakkı münhasıran ——- aittir (f.1). —- olmadığı halde, yaptıkları duyuru, reklam, tanıtım ve benzeri faaliyetlerle üçüncü kişilerin nezdinde —- izlenimini yaratan kişilerin eylemleri hakkında 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun haksız rekabete ilişkin hükümleri uygulanır (f.2).
6102 sayılı Yasanın 54/2 maddesinde “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” denilmek suretiyle haksız ticari uygulamalar tanımlanmıştır. Müteakip madde hükmünde ise sınırlayıcı olmayan haksız rekabet hallerine yer verilmiştir.
Uyuşmazlık, davalı şirketin ——- haksız rekabet teşkil eden eylem mahiyetinde bulunup bulunmadığı, öyleyse davacının maddi-manevi zararının oluşu oluşmadığının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
Davalının yetki itirazına, haksız eylemlerde seçimlik olarak zarar görenin ikametgahı mahkemelerinin de yetkili olduğu göz önünde bulundurularak itibar edilmemiştir. Ayrıca uyuşmazlığın 6102 sayılı Yasa’da yer alan hükümlerden kaynaklandığı gözetildiğinde mutlak ticari dava olduğu hususunda şüphe yoktur.
Mahkememizin ——-tarihli celsesi ile, dosya tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere mali ve teknik bilirkişiden müteşekkil heyete tevdi edilerek uyuşmazlık konularında rapor tanzimi talep edilmiştir.—— raporda,
—– Bilindiği üzere haksız rekabet, TTK m. 54 vd maddelerinde düzenlenmiştir. TTK m. 54/1 hükmü haksız rekabet hukukunun amacını “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.” şeklinde belirterek, bu kısma ilişkin hükümlerin yorumlanmasında dikkate alınacak temel ilkeyi vurgulamıştır. 2.
Fıkrada ise Kanun Koyucu haksız rekabeti, “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımlamıştır. Görüldüğü üzere TTK m. 54 hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında “dürüstlük kuralı”nı
temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesindeki, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır———– veren bu hükmün yanı sıra, TTK m. 55 hükmü uygulamada sıkça
karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır.Bununla birlikte TTK m. 55’te sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK m. 54/2’de belirtilen
haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır.
TTK m. 55 hükmünde düzenlenen haksız rekabet hallerinden bir de, huzurdaki davanın da konusunu oluşturan TTK m. 55/1-a-(4) hükmüdür. Bu hükme göre “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,” bir haksız rekabet eylemidir. Bu hüküm 6762 sayılı eski TTK’nın m. 57/5 hükmünü karşılamaktadır. Dava konusu ihtilafta davacının 5894 sayılı ————— münhasıran kendisine verildiği görülmektedir. Bu bağlamda, ——kullanma hakkının davacıya ait olduğu, davacının sponsorluk sözleşmesi çerçevesinde belirli bir bedel karşılığında 3. Kişilere kullandırdığı
anlaşılmaktadır.
Davalı ise, standart —– kullanıldığını, herhangi bir marka unsuru içermediğini, ayrıca kullanılan görseldeki —– kimsenin tekelinde olmadığını, davacını iddialarının aksine müvekkili şirketin hiçbir şekilde uyuşmazlık konusu paylaşımdan gelir elde etmediğini
—– başlıklı paylaşımının sadece —- olmayan,——–olabilecek şekilde ———- çerçevesinde paylaşıldığını, hiçbir surette
davalının sponsorlarını yaptığı içerik ve reklam mecra çeşitleri içermeyecek şekilde ve sürekli olmayan bir paylaşım niteliğinde olduğunu savunmuştur. Gerçekten de —— —–duygular kimsenin tekelinde değildir. Ancak bu unsurların kullanıldığı kombinasyon, zamanlama, kullanım şekli ve pazarlama biçimi, herhangi bir şekilde bir başkasının haklarını ihlal tmemelidir. Ortalama tüketicinin varsayımsal algısına göre, eğer bu unsurların kullanım biçimi bir başkasının hak sahibi olduğu işaretleri çağrıştırıyor ise o durumda TTK m. 551/a-4 uyarınca haksız rekabetten söz edilebilecektir.
Nitekim ——- kararında da aynen —— de, yoktur. Bu ——
tanınmışlık —— sonucu değiştirmez. Ne varki, piyasaya sürülen bir mal veya hizmettin sunumunda, belli bir —— olmuş —- kullanılmakla birlikte bu ——-anımsatacak, çağrıştıracak veya intiba bırakacak şekilde,———–ibarelerin de kullanılarak, oluşan
—— o ——taraftar kitlesi nezdinde iltibasa veya iltibas tehlikesine neden olacağı anlaşılıyorsa, artık bu durumda haksız rekabetin oluştuğunu kabul etmek gerekir.”
şeklinde içtihat etmiştir. ————da aynı ilkeyi
tekrar etmiş ve böyle bir davranışın emek ilkesine aykırı olduğunu ve parazit rekabet teşkil ettiğini belirtmiştir: “Ekonomik ve ticari hayatta herkes, ahlak ve objektif iyiniyet kurallarına
uygun bir şekilde hareket ederek, ancak kendi emek ve gayreti ölçüsünde bir kazançla yetinmelidir. Bir tacirin, kendi emek ve gayretine dayanan kazancı, gerek ahlaki gerekse kanuni
yönden meşrudur. Fakat, bir kimsenin en ufak bir yorgunluğa ve zahmete girmeden bir başkasının yıllar yılı didinip alın teri ve göz nuru dökmek suretiyle ancak meydana getirdiği ve tamamen kişisel emek ve gayretinin ürünü olan çalışmasına ortak olması hali, hem ahlak kurallarına bir aykırılık oluşturur ve hem de haksız rekabeti meydana getirir. Bu şekildeki bir haksız rekabet, “parazit-tufeyli” rekabet olarak nitelendirilir. Bir başkasının yıllarca çalışmak suretiyle ancak elde edebildiği emek ve şöhretine elatmak suretiyle -deyim yerindeyse- onun sırtından para kazanmak isteyen kimsenin hareketi, kendi emeğine dayanmadığı için, ahlak kurallarına ve kanun hükümlerine göre, haksız rekabettir.” Dava konusu ihtilaf incelendiğinde davalının, reklam kampanyasında davacının hak sahibi olduğu işaretleri —— %20’si kadar hepsipapel cüzdanına yüklensin” ifadelerine yer verdiği görülmektedir. Davacı —– tüm haklarına sahip
olduğu —–yer aldığı ve —- tüm dikkatlerini çevirdiği bir organizasyon döneminde davalının———– kullanması, bu kampanyanın ulaştığı kitlenin ortalama bir ferdi nezdinde karıştırılmaya yol açacaktır. Bu sebeple, yukarıda anılan —– dikkate alındığında, davalının eyleminin emek ilkesine aykırı olduğu, parazit rekabet etmek suretiyle haksız rekabet oluşturduğu ve TTK m. 55/1-a4 hükmüne aykırı olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Takdiri tamamen Sayın Mahkeme’ye aittir (…)Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde, dosyadaki bilgiler ve deliller ışığında, takdirin Sayın Mahkemenizin görev alanına ait olmak üzere;
– Davalının incelenen —– yılı ticari defterlerinin kendi adına delil vasfına haiz olduğu,
– Davalının eylemlerinin davacı aleyhine parazit rekabet suretiyle haksız rekabet teşkil
ettiği, eylemlerin TTK m. 55/1-a4 hükmüne aykırı olduğu, kanaatine varılmıştır” şeklinde belirlemelere yer verilmiştir.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş, tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda, dosya davacı yanın maddi zararının tespiti bakımından aynı heyete ek rapor tanzim edilmek üzere tevdi edilmiştir. —– havale tarihli ek raporda ise,
“… Davacı vekilinin Sayın Mahkemenize sunmuş olduğu —- tarihli
dilekçelerinde, “Davalının sözde ———- yaratmak suretiyle ——olarak kullanarak müvekkil—-zarara uğrattığını, bu sebeple, müvekkil —- uğramış olduğu ve gelecekte gerçekleşecek olan muhtemel zararları göz önüne alındığında davalı
aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini” talep etmekte olup, tazminat tutarının, 5846 sayılı Fikri ve Sanat Eserleri Kanunu’nun “Mali Haklara Tecavüz Halinde “ başlıklı 68. Maddesi uyarınca “… davalının haksız rekabet eylemi neticesinde——–izlenimi yaratması hususunda müvekkil —— dava konusu reklama
sponsor karşılığında isteyebileceği tutarın davalının reklam için harcadığı bedelin üç katı olabileceği” beyanında bulunmuştur.
Davalı nezdinde yapılan incelemede, dava konusu eylemi,– —- paylaştığı görülmüştür. —— uygulamalarının tüzel kişi sahibi ve işleticisi olup, —– yapılan ödemeler davalının ———-sayfalardan paylaşılan gönderilere ilişkin olarak yapılmaktadır.
Davalı kayıtlarında,—–ayında tüm bu hizmetlere ilişkin ——-şirketinin düzenlemiş olduğu faturalar için, —– ödeme yapılmıştır.
Ödemeler—– tüm hizmetleri için verilmekte ve bu nedenle uyuşmazlık konusu paylaşım için ne kadar ödeme yapıldığı ayrıştırılamamakta olup uyuşmazlık konusu —– paylaşılan reklam için hizmet alınan —- ayrıca bir ödeme yapılmadığı görülmüştür.
Davacı —-yaptığını ve söz konusu sözleşmelerin —– beyan etmektedir.Davacı şirket nezdinde yapılan görüşmelerde davalının eylemleri neticesinde
– Sponsorların sözleşmelerini fesh etmediği,
– Sponsor bedellerinde yapılmış herhangi bir indirimin bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı, davalının eylemleri dolayısıyla uğramış olduğu maddi zararlar konusunda somut bir
belge sunumu yapmamıştır. Bu nedenle davalı kayıtlarında uğranılan zararla ile ilgili bir tespit yapılamamış olup takdir Sayın Mahkemenizindir. Sonuç ve Kanaat: Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde, dosyadaki bilgiler ve deliller ışığında, takdiri Sayın Mahkemenizin görev alanına ait olmak üzere;
– Davacı kayıtlarında, uyuşmazlık konusu——
reklam için hizmet alınan —— ayrıca bir ödeme yapılmadığı,
– Davalının eylemi neticesinde, davacı nezdinde bulunan sponsorluk sözleşmelerinin fesh edilmediği ve ayrıca sponsorluk bedellerinde herhangi bir indirim yapılmadığı,
– Davacının, davalının eylemleri dolayısıyla uğramış olduğu maddi zararlar konusunda somut bir belge sunumu yapamadığı,
– Davacının maddi zarar ile ilgili talebinin Sayın Mahkemenizin takdirinde bir husus olduğu”şeklinde belirlemelere yer verilmiştir.
Toplanan delil, ticari defter ve kayıt içeriği ve rapor içeriklerine göre; davalının, —– davacının hak sahibi
olduğu işaretleri—–günü kazanma günü alışverişin %20’si kadar hepsipapel cüzdanına yüklensin” ifadelerine yer vermek suretiyle, davacının tüm haklarına sahip olduğu ——aldığı ve —çevirdiği bir
———kampanyasında kullandığı, bu kampanyanın ulaştığı kitlenin ortalama bir ferdi nezdinde karıştırılmaya yol açacağı, bu nedenler yukarıda yer verilen yüksek mahkeme içtihatlarına göre davalının eyleminin emek ilkesine aykırı olduğu, parazit rekabet etmek suretiyle haksız rekabet oluşturduğu; bununla birlikte tek başına dönemsel kar-zarar yahut satış oran ve miktarlarının davacının maddi zararı olarak kabul edilemeyeceği, zira aksi kabulün davalını operasyonel tüm maliyetlerini içermeyip davacı lehine haksız kazanca mahal vereceği, bununla birlikte maddi zararın kesin ve net belirlenebilmesinin mümkün bulunmaması halinde 6098 sayılı Yasanın 50/2 maddesi hükmü çerçevesinde takdir edilebileceği anlaşıldığından; 6102 sayılı Yasanın 56/1-d ve e/ikinci cümlesi hükümleri gereği mahkemece, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığı olarak ——- maddi tazminatın; haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle davacının sponsorları nezdindeki itibar kaybı ve özellikle tazminatın caydırıcılık işlevi göz önünde bulundurularak takdir ve tensip üzere 6100 sayılı Yasanın 56/1-e hükmüne göre —— manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile,
a.—- maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b.)— manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.366,2‬0-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 341,55‬-TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 1.024,65‬-TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça yatırılan 341,55‬ TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 400,85‬- TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 2.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 73,50-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.073,5‬0-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6.Maddi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
7.Manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
8.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde —- nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.08/12/2022