Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/819 E. 2022/594 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/819 Esas
KARAR NO : 2022/594

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2021
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin gerçek kişi olduğunu, Taraflar arasında akrabalık ilişkisi bulunduğunu, müvekkili ile davalı arasında vekalet-istisna karma akdi bulunduğunu, davalının ——-üzerinde konut niteliğinde olmak üzere inşaat yapılması için anlaşma akdedildiğini, müvekkilinin talebi iki alacak kalemine dayandığını, ilkinin yüklenici alacağı ikincisi ise davalının ödemekle yükümlü olduğu inşaat maliyetinden henüz ödemediği bedellerin ödendiğini, müvekkili alacağı kesin olarak tespit edilemediğinden ve ancak bilirkişi incelemesi ile alacak miktarı netleşeceğinden davamızın belirsiz alacak davası olarak ikame ettiğini, Taraflar arasında yapılan 19.4.2018 tarihli yapım sözleşmesinde tüm masraf ve ücretlerin arsa sahibine ait olacağı ve iş takip ve — alınacağının belirtildiğini, davalı tarafça anılan bedelin 3 yıllık yüklenici ücreti olduğundan bahisle —- hak ve alacak olduğu — bulunulduğunu, taraflar arasındaki iş bu sözleşmede —- iş bedeli ücreti yer almadığını, ikinci olarak taraflar damga vergisi doğmaması adına müteahhitlik ücretini sözleşmeye yazmak istemediklerini, taraflar akraba olup aralarında güven ilişkisi bulunduğunu, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile yüklenici ücreti karı ve inşaat maliyeti alacaklarımıza ilişkin olarak şimdilik; 100.000,00 TL alacağı , alacağa temerrüt tarihi olan —- tarihinden itibaren — avans faiz oranı üzerinden faiz işletilmesine hükmedilmesini, yargılama masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilli,——- taşınmazı üzerinde yapımı devam eden — birlikte önceki malik ——– satın ve devir aldığını, inşaatın her türlü masrafının müvekkili tarafından yapılacak olması davacının sadece yapılacak işe refakat etmesi nedeniyle karşılıklı iradeye uygun olarak 10.000 TL olarak belirlendiğini, davacı iddia ettiğinin aksine—- değil; müvekkili her zaman orada olamadığı için müvekkilinin vekili sıfatıyla inşaatın başında duran görevlisi olduğunu, Müvekkil; ilgili taşınmazı devir almadan önce de devir aldıktan sonra da bu inşaat ile ilgili tüm harcamaları; malzeme masraflarını, ustalık ve işçilik alacaklarını, inşaatta çalışan tüm çalışanların sigortalarını ve primlerini, tapu harç ve giderleri gibi bir inşaatın meydana gelmesinde ortaya çıkan tüm giderleri ve harcamaları bizzat kendisi yüklendiğini, davacının huzurdaki haksız ve kötü niyetli davası; görevsiz Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılmış olup esasen davanın türü ve taraflar arasındaki ilişkinin bir ticari ilişki değil; vekil ilişkisi olması sebebiyle davanın görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiğini, görevsizlik itirazında bulunduklarını, davanın görevli Anadolu Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin tacir olmadığını, davacı tarafından kötü niyetli şekilde, haksız ve yasal dayanaktan yoksun şekilde müvekkile yöneltilen alacak davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine yüklenmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesi ve vekalet sözleşmesi kapsamında inşaat maliyetinin % 15’i ve inşaatın yapıldığı taşınmazın satın alımını vekil olarak yaptığından vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
—–davacı …—gerçek kişi tacir kaydının olduğunu, davalı ….—gerçek kişi tacir kaydının olmadığını bildirmiştir.
—- davalı ….—– —-” alanında faaliyette bulunduğunu, bilanço esasına göre defter tuttuğunu—– tacir olarak vergi kaydının olduğunu bildirmiştir.
—- davacı ….—– faaliyetleri ve —- alanında faaliyette bulunduğunu, işletme hesabına göre defter tuttuğunu, Vergi Usul Kanunu’nun 177/1 ve 177/3 fıkralarında belirtilen nakdi limitleri aşmadığını bildirimiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler.
Türk Ticaret Kanunun 5.maddesi uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne aittir. Aynı yasanın 4.maddesinde ise ticari davalar düzenlenmiş olup, buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda ve yasa maddesinde sayılan yasal düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava olacağı öngörülmüştür.————— alanında faaliyette bulunduğunu, işletme hesabına göre defter tuttuğunu, Vergi Usul Kanunu’nun 177/1 ve 177/3 fıkralarında belirtilen nakdi limitleri aşmadığını bildirdiği, her ne kadar ———–davacının gerçek kişi tacir kaydı bulunmakta ise de ticaret sicilindeki kaydın tacir olmanın kesin bir kanıtı olarak kabul edilemeyeceği —, bu hali ile davacının tacir olmadığı, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmediği anlaşılmıştır. Davacı tacir olmadığı gibi, yukarıda açıklanan gerekçelerle dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre davacının ticari işletme işletmediği, bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi için TTK 4. madde hükümlerinde belirtildiği üzere her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gerektiği, bu hali ile eldeki davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davaya genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.20 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli —– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.