Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/811 E. 2022/366 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/811 Esas
KARAR NO : 2022/366

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve —- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin———- rezervasyonunu gerçekleştirdiğini, —- müvekkilin, ——- için gerekli tüm işlemleri yaptırdığını, davacının 2015 yılından—-olduğunu, öğrencisi — boyunca müvekkilinin — oturum izni sağlayıcısı olduğunu, müvekkilinin —– süresi dolduğunu, müvekkilin de —- uzatımı için—-başvurduğunu, bu başvuruya ——- geldiğini, bu mailde — ve gerekli dokümanların eksiksiz alındığını,——- tarihinde geldiğini,—- tarihine kadar onaylandığını, —– müvekkile geldiğini, müvekkilinin —- harcı gideri dışında, ——olduğunu, davanın kabulünü, ——- —— dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini,—-dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, —– karşılığı —- dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, 5.000,00 euro kira ve eğitim harcamaları dışında kalan ortalama harcamanın —- Bankası efektif satış kuru karşılığı 49.849,50 TL ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 05/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davaya—-olmasına rağmen dava —– tarihinde ikame edildiği, hiçbir şekilde talepleri kabul anlamına gelmemek kaydıyla alacakların hak düşürücü süre içinde talep edilmediği, davanın usulden reddi gerektiği, davacının mesleki eğitim alma amacıyla seyahat ettiği için davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, görevsiz mahkemede açılan davanın reddini, uyuşmazlığa konu olayda —— anında davacı tarafından oturum iznine sahip olduğuna ilişkin hiçbir resmi belge sunulmadığı, sadece —– kayıt beyannamesi—– sunulduğu, davacı tarafından sunulmuş olan okul kayıt beyannamesi ya da — görüntüsünün — veya oturum izni belgesi olarak kabul edilemeyeceği her türlü izahtan vareste olduğu, davacı tarafından ibraz edilen dokümanların sadece davacının oturum izni başvuru sürecini ifade eden bildirimler olup, —kabulünü sağlayacak herhangi resmi bir yazı olarak kabul edilmediği, mevcut belgenin aranan resmi evrak sıfatı taşımaması nedeniyle davacının — kabul edilip edilmeyeceği değerlendirilmiş, davacının hususi —göre yapılan değerlendirmede ise yurt dışında kaldığı süre nedeniyle — muafiyetinden yararlanamayacağı tespit edildiği, — tarihinde herhangi bir vize muafiyeti olmayan yolcunun— kabul edilmesi ilgili yasal mevzuat uyarınca mümkün olmadığı, davacının iddiaları doğru kabul edilerek — davacının geçerli bir oturum izninin bulunduğu düşünülse dahi davacı işbu durumu gösterir resmi belgeyi sunmakla mükellef olduğu, davacı tarafından da dava dilekçesinde uçuş tarihinde önceki oturum izninin dolduğu ve yeni iznin alındığını gösterir süreçte olduğu ikrar edildiği, davacının iddiası doğru kabul edilerek almış olduğu maillerin davacıya ——– kalma hakkı sağladığı düşünülse dahi işbu belgeler davacının —–gidebilme hakkına sahip olduğunu ispatlamadığı, bunun yanında —- davacının —–bulunmadığı, hususi —-, davacının — önce toplam —— burada bakılması gereken kriterin davacının—– değil —– kaldığı süre olduğu, zararın ve tazmin yükümlülüğünün doğmasının ilk şartının kusur olduğu gözetildiğinde davacının tazminat taleplerine hak kazanamayacağı her türlü izahtan vareste olduğu, seyahat belgelerindeki eksiklik sebebiyle – yolcuları —kabul etmeme hakkı,—- dava konusu olayda müvekkili şirketin üzerine düşen tüm sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirmiş ve yasal yükümlülüğü gereği davacıyı —kabul etmediği ve mevcut durumda müvekkil şirket aleyhine manevi tazminata hükmedilemeyeceği, izah edilen ve mahkemece re’sen dikkate alınacak nedenlerle öncelikle davanın görevsiz mahkemede açılmış olması sebebiyle davanın usulden reddine, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava öncelikle — Mahkemesinde açılmış mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememizin esasına tevzi olunmuştur.
Dava,— taşımasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
— Sayılı ilamında “….. Dava,– sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k maddesinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı maddesinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında — sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.Somut olayda; davanın açıldığı 14.07.2015 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” belirtmiştir.
—-“…..Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davanın taşıma sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1-l maddesin uyarınca tüketici işlemi sayılacağı gerekçesiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c, 115/2, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/1-l, 73/1, 83/2 ile TTK’nın 4 ve 5. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, talep halinde dava dosyasının görevli ve yetkili —- Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.” belirtmiştir.
—- ilamında “……— yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1- k maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-l maddesine göre tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında——sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade eder.Yine anılan Kanun’un 73/1. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2. Maddesi uyarınca ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükme bağlanmıştır. O halde somut olay bakımından, dava dilekçesinde bahsi geçen seyahatin mesleki ve ticari bir amaç kapsamında yapılmış olduğuna yönelik bir delil bulunmamakla davacıların tüketici sıfatının bulunduğu, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin tüketici işlemi niteliğinde olduğu, bu nedenle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır.—- kararında belirtilen gerekçelerle, niteliği gereği tüketici işlemi sayılan ve bu nedenlerle tüketici mahkemesinin görev alanında kalan uyuşmazlıkların ticari dava kapsamında olduğundan bahsetmek mümkün değildir. ” belirtmiştir. ( Aynı gerekçeler ——. Sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere uyuşmazlığın çözümünde asıl olan davacının ticari yahut mesleki amaçla — edip etmediğinin tesbiti noktasındır. Dava dilekçesinde ve aşamalarda dosyaya —yansıdığı üzre davacı —-olup , seyahatinde ticari yahut mesleki bir amaç olmadığı tüm dosya kapsamında tereddüte yer veremeyecek şekilde açıktır.
Yukarıda atıf yapılan tüm içtihatlarda davalı kurum dosyamızda da davalı konumundadır. Somut olayda, dava dilekçesindeki anlatımdan, davacının mesleki ve ticari bir amaçla seyahat ettiğine ilişkin hiç bir delil bulunmamakla, davacının tüketici konumunda olduğu anlaşılmaktadır.6502 sayılı Yasa’nın 3/k maddesinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı maddesinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler —- sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir.Somut olayda davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli—- gönderilmesine,
3-Yargılama gideri ve harcın görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Kararın İstinaf yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde meydana gelen görev uyuşmazlığı nedeni ile merci tayini yönünden dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.