Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/735 E. 2021/1133 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/735 Esas
KARAR NO: 2021/1133
DAVA: Ticari Şirket ( Kâr Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 04/06/2020
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket ( Kâr Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; davalı şirket ortağı — şirketlerde usulsüz işlemler yaparak kendi adına ve ——– başkaca şahıslar adına da şirket kurarak şirketlerin nakit mevcudunu azalttığı ve lehine kazanım sağladığından, Şirketi kötü ve hileli yönettiğinden, Müvekkilinin şirketin ortağı olduğu diğer grup şirketlerden —– imza yetkisini kötüye kullanarak bedelsiz olarak çalışan—-üzerinden kendi üzerine aldığı, böylece şirket mevcudunu azalttığı —— menfaat elde ettiği, yazılı delil ile ispatlandığından, davanın açıldığı tarih ile hesaplama tarihi arasında geçecek zamanda şirket malvarlığının azaltılabilecek olması tehlikesi sebebiyle, öncelikle, teminatsız olarak aksi halde, makul bir teminat bedeli üzerinden, tedbir kararı verilerek Davalı şirketlerden —– tensip zaptı ile yönetim kayyımı atanmasını, Şirketlerin adına kayıtlı gayrimenkul malların kaydına şirketlerin günlük işleyişini de etkilemeyeceğinden ihtiyati tedbir şerhi işlenmesini,
Müvekkilinin ortağı olduğu davalı şirketlerden haklı neden ile çıkmasına karar verilmesine, —–hiçbir bedel talep etmeden ve usulsüz bir şekilde şirketin kaynaklarını kullanarak diğer ortakları şirketten çıkararak onların payının karşılığı hisseyi doğrudan üzerine yaptığından—- eksik olduğunu kabul etmiş ve toplam hisse oranı —- olması gerektiği konusunda mutabık kaldıklarını, ayrılma payı ve kar payı hesaplaması yapılırken protokolün ve şirketin— birlikte değerlendirilmesini ve davacının—- nezdindeki toplam hissesinin — alınmasını, davacıya, ayrılma akçesi ve kar payı bedelleri olarak şimdilik —— dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline, davacıya, ayrılma akçesi ve kar payı bedelleri olarak şimdilik —– dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi özetle ; .Davacının ileri sürdüğü ikinci talep, kâr payı bedellerinin ödenmesine karar verilmesi istemine ilişkin olduğu, Mahkemece — tarihli tensip tutanağındaki — karar ile davacıya her bir davalı yönünden talep ettiği ayrılma akçesi ve kâr payı taleplerini belirtmesi ve hangi yıllara, aylara ilişkin kâr payı talep ettiğini miktarlarıyla birlikte açıklaması hükmolunduğunu, ardından davacı dosyaya sunduğu — tarihli beyan dilekçesi ile bu belirlemeyi ayrıntılı şekilde yaptığını, davacının söz konusu beyan dilekçesindeki belirlemelerinin de açıkça ortaya koyduğu üzere, davacının——talebi birbirinden tamamen farklı hususlara ilişkindir.|O nedenle bu iki talebin, dolayısıyla iki ayrı davanın birlikte görülmesinde de bir yarar olmadığı gibi bu talebe yönelik yargılamanın daha sağlıklı ve süratli olarak yapılması için anılan davaların ayrılmasının gerektiğini,
İİK m. 641/1 de düzenlenen —– tespiti sonucunda belirleceğini, bu malvarlığına şirket bilânçosunda yer alan her türlü aktif ve pasif; bu bağlamda şirketin sermayesi, kanuni yedekleri, geçmiş dönem kârları, üçüncü kişilerdeki alacakları vb. tüm öz kaynakları ve dış kaynakları dahil olduğunu, başka bir anlatımla, şirketin önceki dönemde edindiği, ancak ortaklara dağıtmayıp yedek akçe olarak muhafaza ettiği geçmiş dönem kârları şirket malvarlığının bir parçasını oluşturur ve ayrılma akçesinin tespitinde dikkate alınacağını, buna karşılık ortağın ayrıca kendisine kâr payı ödenmesi talebi ise ayrılma akçesinin tespitinden bambaşka bir meseledir ve esasen haklı sebeple çıkma kurumu ile hiçbir ilgisinin de olmadığını, şirketin önceki faaliyet yıllarında dağıtılmayan kârının dağıtımını sağlamak için genel kurulca bir kâr dağıtım kararı alınması gerektiğini, ortağın genel kurulca alınmış bir karar olmadıkça kâr payının ödenmesini talep etmesi olanaksız olduğunu, şayet genel kurulca bir kâr dağıtım kararı alınmış, buna rağmen ortağa kâr payı ödenmemişse bunun talep edilebileceği ise aşikâr olduğunu,
Davacının geçmiş dönem kâr payı alacak davası — dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu davalardan olduğunu, dosyaya sunulan — ——– incelenmesinde davacının geçmiş dönem kâr payı alacak talebi bulunmadığı, bu sebeple davacının kâr payı alacak davasının —-uyarınca davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava ; Hukuki niteliği itibariyle davacının ortağı olduğu davalı şirketten kâr payı bedellerinin tahsiline ilişkindir.
Mahkememizin — sayılı dosyasından davacı —– aleyhine açılan kâr payı bedellerinin tahsiline ilişkin davanın tefrik edilerek Mahkememizin yukarıda kayıtlı —- numarasına kaydı yapılmıştır.
HMK 115 madde hükmü gereğince mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, taraflarda dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
7155 sayılı Abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan para alacaklarına ilişkin takibin başlatılması usulü hakkındaki kanunun 20. Madde hükümlerinde —– Maddesinden sonra gelmek üzere dava şartı olarak arabuluculuk bu kanunun 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Taraflar arasında imzalanan ve dosyaya sunulan Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Tutanağı incelendiğinde davacının başvuru talebinin ” şirket ortaklığından ayrılma sebebine dayanan talepler ; ayrılma akçesi talebi, sermaye payının tahsili talebi, görevi kötüye kullanma sebebiyle teminat talebi, hisse devri bedeli, pay sahibinin zararlarının tazmini talebi, ortaklık süresince başvurucunun uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini, —— iptali talebi, şirketin tasfiyesi talebi konularında dava şartı arabuluculuğa başvurmuş olup, kâr payı bedellerinin tahsiline ilişkin arabuluculuğa başvurusunun olmadığı, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu anlaşılmakla, davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-Davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
HARÇLAR
2-Alınması gerekli 59,30 TL peşin harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
VEKALET ÜCRETİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
HMK 138 maddesi gereği dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.02/11/2021