Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/667 E. 2021/1392 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/667 Esas
KARAR NO : 2021/1392

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2021
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilİ Şirketin davalıdan olan alacağının tahsili için davalı aleyhine 21.05.2021 tarihinde ——- alacağına dayalı icra takibine başlandığını, ilamsız takipte ödeme emri davalıya 01.06.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının itiraz ettiğini, davalı ile davacı Müvekkili Şirket arasında bakım ve onarım dahil satış sonrası hizmetlerin yerine getirilmesine ilişkin cari hesap alacağına dayalı bir ticari ilişki söz konu olduğunu, davacı müvekkili şirket tarafından verilen hizmetlerin karşılığı olarak davalıya gönderilen fatura bedelleri zamanında ödenmediği için, hizmet ücretleri müvekkili şirket tarafından tahsil edilemediğini, arabuluculuk faaliyeti sonucunda taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, davalı şirketin icra dosyasına vaki haksız kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamını, kötü niyetli Davalı/borçlunun % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket —– taahhüt işleri yapmakta olup bugüne kadar yüklendiği yüzlerce işi başarıyla tamamlandığını, müvekkili tarafından,—- kullanılmak üzere —— göre —- arıza meydana gelmesi halinde tamir-bakım masrafları müvekkil firmaya ait olacağını,. kullanılmakta olduğu —- — götürüldüğünü, müvekkili tarafından kiralanarak kullanılan —- arızalanması üzerine,—- sıra, şantiyenin en önemli aracı olan — kullanılamaması sebebiyle tüm —-duracağından müvekkili şirket tarafından —-makinesi kiralanmak zorunda kalındığını, — çıkarıldığında fatura kesildiğini ve ödendiğini, davacı tarafından gerekli özen gösterilmeksizin servis hizmeti sunulduğunu, iş makinası sıklıkla aynı arızayı vermiş her seferinde bakım ve onarımı tamamlandığı, sorunsuz çalıştığı iddia edilerek müvekkile teslim edildiğini, verdiği hasarı tamir ettiğinden bahisle müvekkilden talepte bulunulması hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, davacı yanla yapılan — fatura iadesi ihtaratlarına rağmen icra takibine girişilmiş olması iyi niyetten uzak olduğunu, neticede huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile davacının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum eilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptâli istemine ilişkindir.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının cari hesaba dayalı olarak 20.738,41 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalıya 01.06.2021 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının aynı gün yasal sürede borca itirazı ile takibin durduğu görülmüştür.
Davacı alacaklının başlattığı icra takibinde ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu vekilince icra dairesinin yetkisine de itiraz edilerek yetkili icra müdürlüğü’nün davalının yerleşim yeri olan —- İcra Müdürlüğü olduğu bildirilmiştir.
İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptâli davalarında mahkemenin yetkisine itiraz edilsin edilmesin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz incelenmelidir.
Yetkisiz icra dairesinde yapılan takibe dayanılarak açılan itirazın iptâli davası dinlenemeyeceğinden mahkemenin bu nedenle davanın reddine karar vermesi gerekir——-. Zira itirazın iptâli davasını görme yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir.
Eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan ihtilaflarda davanın kural olarak, davalının yerleşim yeri (HMK m.6), sözleşmenin ifa edileceği yer (HMK m.10) veya yetki sözleşmesi ile belirlenen yer (HMK m.17) mahkemelerinden birinde açılması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmeleri, niteliği itibariyle iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, karşılıklı edimleri içerir. Bu nedenle, eser sözleşmelerinden kaynaklanan bir alacakta yetkili mahkemenin tayininde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. ——
Somut olayda; taraflar arasında—— ilişkisi kurulduğu, onarımın—– bulunan serviste yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığı görmeye yetkili mahkeme İİK’nın 50. maddesinin yaptığı atıf gereği HMK’nın yetkiye ilişkin maddeleri uyarınca belirlenir. Buna göre alacaklı takibini davalı borçlunun yasal yerleşim yerinde ya da akdin ifa edildiği yer veya yetki sözleşmesi yapılmışsa o yer icra müdürlüklerinde yapabilir. Dosya kapsamından davalının ikametgahının ve aktin ifa yerinin —- olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yetkili icra dairesi ve yetkili mahkeme konusunda yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Ayrıca uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda para borçları ile ilgili dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nın 89. maddesi yollaması ile HMK’nın 10. maddesi gereğince alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin yetkisi kabul edilmemektedir. Bu itibarla icra takibinin yapıldığı davacının ikametgahı olan —-İcra Müdürlüğü takipte yetkili bulunmamaktadır. Şu halde itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için öncelikle yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip gerektiği ve bu hususun itirazın iptali davası bakımından özel dava şartı olduğu, yetkili yerde icra takibi yapılmadığı anlaşılmakla itirazın iptali davasının dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.—- numaralı kararı)
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 354,17 TL harçtan mahsubu ile kalan 294,87 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği — tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan —ücret tutarı karşılığı —- ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4—– tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.