Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/66 E. 2023/166 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/66 Esas
KARAR NO: 2023/166
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/01/2021
KARAR TARİHİ: 23/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yıllardır süre gelen ticari ilişki çerçevesinde taraflar arasında cari hesap ilişkisi kurulduğunu, taraflar arasında vuku bulan alışverişler sonucu davacının, cari hesabına göre alacaklı konumuna geçtiğini, davacı tarafından yapılan nakit ödemelerin kiminin çeke dayalı ödemeler cari hesaplara girmiş olmasına karşılık davalı tarafından bu ödemelere karşılık yapılan herhangi bir mal teslimi veya hizmet sunumu bulunmadığını, cari hesap ekstresinde belirtilen çeklerin, davalı tarafından tahsilatının yapıldığını, davacının, kıymetli evraka dayalı olarak da davalı tarafa ödeyeceği herhangi bir cari hesap borcu bulunmadığını, davalı taraf ile davacı arasındaki cari hesap ilişkisine dayalı olarak, —— dosyası ile davalı şirket aleyhinde icra takibi başlatıldığını, Davalı tarafın——-dosyasına yapmış olduğu itiraz neticesi icra dosyasında durma kararı verildiğini beyan ederek; davalı tarafın ——– Esas dosyasına yapmış olduğu itirazın kaldırılmasına, davalı tarafın %20′ den aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin haksız itirazı nedeni ile bu davanın açılmasına neden olan karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı hakkında cari hesaba dayalı olarak açılan itirazın iptali davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın davalı hakkında ——– dosyası ile ilamsız takip açtığını, İlamsız takibe yaptıkları itiraz neticesinde takibin durduğunu, davacının dava dilekçesindeki alacaklı olduğuna dair beyanlarını kabul etmediklerini, davacı ve davalı arasında var olan cari hesap ilişkisine göre davalının, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, aksine davalının davacıdan 48.553,20.-TL alacağı bulunduğunu beyan ederek; davanın reddini, davacının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır.Borçlunun itirazı, icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir ———Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir.Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe (haciz) devam edilebilir. İtirazın iptali davası devam ettiği sürece, bir yıllık haciz talebi süresi işlemez.İspat yükünün -kural olarak- davacıda olduğu itirazın iptali davasında, alacaklı (normal bir alacak davasında olduğu gibi) alacağının varlığını usul muhakemesinde caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Davanın reddi halinde, itiraz ile duran takip iptal edilmiş sayılır ve ilam kesin hüküm teşkil ettiğinden takip alacaklısı tarafından konusu aynı olan bir dava tekrar ikame edilemez. Ayrıca borçlunun talep etmesi halinde, mahkeme, alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu kanısına varırsa alacaklıyı yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum eder (67/II). Kötüniyet olgusunu ispat yükü, tazminat talep eden davalı borçludadır. Tazminatın, asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir.
Davanın kabulü halinde, itiraz üzerine duran takibe devam edilir; (varsa) ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşür. Ayrıca, alacaklı tarafça talep edilmesi halinde, takip konusu alacağın belirlenebilir (likit) olduğu durumlarda davalı (takip borçlusu) alacak miktarının asgari yüzde yirmisi oranında inkar tazminatına mahkum edilir. Yüksek mahkemenin yerleşik uygulamasına göre hüküm altına alınacak inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir ———
——— sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından 61.819,00.-TL asıl alacak ve işleyecek yıllık %18,25 avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 26/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 28/10/2019 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davacı taraf özetle, taraflar arasında yıllardır süren cari ticari ilişki nedeniyle alacaklı konumda bulunduğunu, kendileri tarafından bazı ödemeler olmasına rağmen herhangi bir mal teslimi veya hizmet sunumunun bulunmadığını, cari hesapta belirtilen çeklerin tahsilatının yapıldığını, bu cari hesap nedeniyle başlatılan takibe davalı yanın haksız yere itiraz ettiğini iddia etmektedir.Davalı ise cevap dilekçesinde davacı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığını, aksine kendilerinin davacı yandan ——- alacaklı olduklarını iddia etmiştir.Ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık, davacı tarafından cari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine başlatılan icra takibini ferileri ile birlikte yerinde olup olmadığı, davacı tarafından davalı yana yapılan ödemelere karşılık davalı tarafından mal veya hizmet tesliminde bulunulup bulunulmadığı şeklinde belirlenmiş, aynı celse ara kararı ile davacı vekiline taraflar arasındaki ticari ilişki hakkında ve takip konusu cari hesap alacağını oluşturan borcun hangi yıllara ve hangi ödemelere dayandığına ilişkin yazılı olarak beyanda bulunmak üzere iki hafta kesin süre verilmiştir. Davacı vekili 21/10/2021 tarihli yazılı beyanında müvekkili şirketin cari alacağının ——yıllarını kapsadığını, 31/12/2015 tarihi itibariyle oluşan ——–tarihinde ——– senesi cari hesaba devrinin yapılmış olduğunu, 31/12/2016 tarihi itibariyle cari hesap alacağının 61819,00 TL olduğunu belirtmiştir.Mahkememizce ilgili takip dosyası celp edilmiştir.
Dosya, 9/12/2021 tarihli ——— numaralı celse gereği, uyuşmazlığın çözümü için tarafların ———– yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğinden ve her iki tarafın yerleşim yerinin de mahkememiz yargı çevresi içinde olduğu anlaşılmakla, TTK m.83 ve HMK m.222 maddesi uyarınca taraflara dava konusu döneme ilişkin tüm ticari defter, kayıt ve dayanak belgelerini inceleme günü olan——– tarihi ve 09:30 saatinde ibraz etmeleri için kesin süre verilmiş; HMK m.220/3 uyarınca öngörülen süre içinde istenen defter ve belgeler sunulmaz ve delilleriyle birlikte ibraz etmemeye ilişkin kabul edilebilir bir mazeret gösterilmez ya da belgelerin elinde bulunduğu inkar edilir ve teklif edilen yemin kabul veya icra edilmezse duruma göre defter ve belgeleri sunmayan tarafın bu delilleri sunmaktan kaçınmış sayılacağı ve belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanının ve delillerinin kabul edilebileceği her iki taraf vekiline ihtar edilmiştir.
21/3/2022 tarihli bilirkişi raporunda;
“(…) Dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile her iki tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan nedenlerle, Sayın Mahkemenin kabulü
halinde;
1. Ticari Defterler Bakımından:
Davacı şirketin incelenen, ——— yılları ticari defterlerinin noter açılış
onamaları ile yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, birbirini teyit ettiği, —– yılı ticari defterlerinin noter açılış onamalarını sürelerinde yaptırıldığı, yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmamış olduğu görülmüştür.Davalı şirketin incelenen —— yılları ticari defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, birbirini teyit ettiği görülmüştür.
2. Takip Konusu Alacak Bakımından: Davacı şirketin ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalı şirketten olan alacağının 61.819,00 TL olduğu, davalı şirketin ticari defterine göre takip tarihi itibariyle davacı şirketten olan alacağının 48.553,20 TL olduğu görülmüştür.Tarafların ticari defterlerinde yapılan incelemelerde, davalı şirketin —— yılında kesmiş olduğu 14 adet 347.486,00 TL tutarlı faturaların, davacı şirketin defterlerinde aynen
kayıtlı olduğu, taraf ticari defterlerdeki ( 48.553,20 TL + 61.819,00 TL =) 110.372,20 TL’lik farklığın;
– Davalının defterlerinde kayıtlı olup, davacı defterlerinde kayıtlı olmayan davalının, ——yılından ——- yılına devir eden 12.371,80 TL alacak bakiyesinden,
-Davacının defterlerinde kayıtlı olup, davalının defterlerinde kayıtlı olamayan,—— Şubesi ait — no.lu ——– tutarlı davacı çek ödemeleri ile ——-tutarlı ve ———- tutarlı davacı banka ödemesinden kaynaklanmaktadır. Davacının, davalıya — yılına devir eden 12.371,80 TL borç tutarının bulunmadığı ispata muhtaç olup, ———vadeli, ———tutarlı davacı
çeklerin, davalı tarafından tahsil edildiğinin ve davalıya banka kananıyla ——- tarihinde ——- tarihinde 15.000 TL ödeme yapıldığının kabulü halinde; Takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacı alacağının takip tarihi itibariyle 49.447,20 TL olduğu, 49.447,20 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülebileceği” şeklinde belirlemelere yer verildiği anlaşılmıştır.Davalı taraf, 25/3/2022 tarihli dilekçesi ile, ekte sundukları ödeme belgelerinin davacının defterlerinde bulunmadığını, bilirkişi tarafından herhangi bir belge istenmediğinden sunulmadığını, bu belgeler ile yeniden değerlendirme yapıldığından davacının hak ve alacağının bulunmadığının anlaşılacağını belirterek rapora karşı itirazlarını sunmuş ve ek rapor alınmasını talep etmiştir.İlgili banka kayıtlarının tetkiki bakımından——– müzekkere yazılarak yazı cevabı ve ekleri dosya arasına alınmış; (4) numaralı celse gereği dosya, gelen yazı cevapları da değerlendirilmek üzere ek rapor tanzim edilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir.
16/10/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda,
“(..) Dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile her iki tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan nedenlerle, Sayın Mahkemenin kabulü halinde;
1. Takip Konusu Alacak Bakımından:
Kök raporda, davacı şirketin ticari defterlerine göre takip ve dava tarihi itibariyle davalı şirketten olan alacağının 61.819,00 TL olduğu, davalı şirketin ticari defterine göre takip ve dava tarihi itibariyle davacı şirketten olan alacağının 48.553,20 TL olduğu görülmüştür.
Tarafların ticari defterlerinde yapılan incelemelerde, davalı şirketin ——-yılında kesmiş olduğu 14 adet 347.486,00 TL tutarlı faturaların, davacı şirketin defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, taraf ticari defterlerdeki ( 48.553,20 TL + 61.819,00 TL =) 110.372,20 TL’lik farklığın;Davalının defterlerinde kayıtlı olup, davacı defterlerinde kayıtlı olmayan davacının, —– yılına devir eden 12.371,80 TL borç bakiyesinden,
Davacının defterlerinde kayıtlı olup, davalının defterlerinde kayıtlı olamayan, —- vadeli, ——– tutarlı davacı çek ödemeleri ile 15.12.2015 tarihli 25.000 TL tutarlı ve 17.03.2016 tarihli 15.000 TL tutarlı davacı banka ödemesinden kaynaklandığı tespit edilmişti.
Davalının defterlerinde kayıtlı olup, davacı defterlerinde kayıtlı olmayan, davacının —— yılına devir eden 12.371,80 TL borç tutarına, 20.03.2022 tarihli kök raporda davacı tarafından itiraz edilmediği.Davacı defterlerinde kayıtlı olup, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan,————tutarlı davacı çeklerin, davalı tarafından tahsil edildiği.Davacı defterlerinde kayıtlı olup, davalı defterlerinde kayıtlı olmayan, 15.12.2015 tarihli 25.000 TL tutarlı ve 17.03.2016 tarihli 15.000 TL tutarlı davacı ödemelerine, 20.03.2022 tarihli kök raporda davalı tarafından itiraz edilmediği.Davalı tarafından, davacı tarafa yapılan ve her iki tarafından ticari defterlerinde kayıtlı olmayan, ——- tutarlı ve 28.02.2016 tarihli 15.000 TL tutarlı ödemeler, dikkate alınarak; takdir sayın mahkemeye ait olmak üzere, davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olmayıp, davalı şirkete 10.552,80 TL borçlu olduğu hesaplanmıştır” belirlemelerine yer verilmiştir.Yasanın “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222 nci maddesine göre, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtları birbirini doğrulamış olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.Davalı tarafından, davacı tarafa yapılan ve her iki tarafından ticari defterlerinde kayıtlı olmayan, ——– tutarlı ödemeler dikkate alınarak davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olmadığı anlaşıldığından nihai rapor hükme esas alınmış, takip tarihi itibariyle davalının borçlu olmadığından sübut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.-Sübut bulmayan davanın REDDİNE,
Yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2.-Alınması gerekli 179,90.-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 746,62.-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 566,72‬‬‬.-TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.-Davalı tarafından sarfedilen 700,00.-TL bilirkişi ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5.-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.891,04 .-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6.-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
7.-Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.096,27.-TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde——— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 23/02/2023