Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/651 E. 2023/761 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/651
KARAR NO : 2023/761

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/09/2021
KARAR TARİHİ : 19/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili—— Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.

Davacı vekili dava dilekçesinde : Müvekkili şirket nezdinde —– numaralı poliçe ile sigortalı —– kullanımında olduğu—– riziko adresli konutta, 05.09.2020 tarihinde sigortalı deponun yan üst tarafında çapraz konumda, sigortalı depo girişe göre sol yan cephede bulunan——ait sıva üstü bulaşık makinesi su tesisatında meydana gelen arıza sebebiyle akan suların sigorta mahalle sirayet etmesi sebebiyle maddi hasar meydana geldiğini, müvekkiline vaki hasar ihbarına müteakip hazırlatılan Ekspertiz Raporuna istinaden meydana gelen hasarın 26.906,21 USD olarak belirlendiğini ve bu tazminat bedelinin 08.01.2021 tarihinde ilgilisi ve sigortalı—— ödendiğini, ödenen 26.906,21 USD tutarındaki tazminatın ödeme tarihi olan 08.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek olan kamu bankalarınca dövize uygulanacağı bildirilen azami mevduat faizi ile birlikte müvekkil Sigorta Şirketi, TTK m.1472 hükmü gereği sigortalısının haklarına halef olduğunu, olay sonucu sigortalıya ait mahalde meydana gelen zarara ilişkin müvekkili şirket tarafından tanzim ettirilen ekspertiz raporundan da anlaşılacağı üzere davalı/borçlu —— meydana gelen dahili su hasarından doğan maddi zarardan Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi gereğince sorumlu olduğunu, davalı/borçlu —— meydana gelen dahili su hasarından doğan zarardan asli kusurlu olarak sorumlu olduğunu, işbu rücuen tazminat alacakları olan 26.906,21 USD hasar bedelinin ödeme tarihi olan 08.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarınca dövize uygulanacağı bildirilen azami mevduat faizi ile birlikte tahsili için davalı/borçlu aleyhine—–.İcra Müdürlüğü’nün—— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlunun yasal süresi içinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, davalının (borçlunun) itirazları haksız ve alacağı geciktirmeye yönelik olduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak anlaşma sağlanamadığından eldeki davayı açmak zorunda kaldıklarını, tüm bu nedenlerle —– İcra Müdürlüğü’nün —–Sayılı dosyasına haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, arabuluculuk vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde müvekkili şirketin, davacı sigorta tarafından sigorta ettirene ödenen zarara sebebiyet vermediğini, arada hiçbir illiyet bağı olmadığını, B.K. 49. madde anlamında bir sorumluluktan söz edebilmek için, zarar verici kanıtlanmış bir fiil ile zarar arasında uygun bir illiyet bağının olması gerektiğini, müvekkilinin gerek gönderilen ihtarnamede ve gerekse dava dilekçesinde söz edilen bulaşık makinesi bulunmadığını, bu hususun keşifte görüleceğini, müvekkili şirketin zararın meydana geldiği deponun üstünde değil çaprazında yer aldığını, aynı tarihlerde binada tadilat bulunduğunu, yani müvekkili şirkete, sadece sigorta ettirenin beyanına dayanarak sebebiyet vermediği bir zarar yükletilmek istendiğini, eksper raporunda hiçbir resim, teknik inceleme bulunmadığını, sadece sigorta ettirenin beyanına dayandığını, ticari davalarda yazılı belge esasının geçerli olduğunu ve maddi zararın tanık beyanına karşı dayandırılmasının mümkün olmadığını, bu çerçevede davacının, hiçbir ticari ve yazılı ispat vasıtası sunmadan zararını müvekkili şirketle ilişkilendirmek istediğini, eğer yeterli inceleme yapılmış olsa idi müvekkili şirketin kiracısı olduğu daireden gelen bir su kaçağının olmadığının görüleceğini, ancak bunun yerine sigorta ettirenin beyanı ile yetinildiğini, bu kadar büyük bir hasarda Sulh Hukuk Mahkemesinde tespit yapılması gerektiğini, ticari işlerde ve isnat edilen ticari zararlarda, zararın ve maddi olguların tespiti her zaman resmi ve hukuksal tespitlere bağlı kalınarak gerçekleştirildiğini, ihtilaflarında hiçbir mahkeme tespiti bulunmadığını, sigorta eksper raporunun hiçbir yasal bağlayıcılığı olmadığı gibi, anılan raporda emtia değeri dışında olayı açıklayıcı teknik bir detay ve inceleme de bulunmadığını, müvekkilinin zararla hiçbir irtibatı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin zarar verdiği iddiasının farazi olarak kabul edilmesi halinde bile sigorta ettirenin de müterafik kusuru bulunduğunu, değerli halı ve materyalin korunmasız ve izolasyonsuz depo edilmesinin sigorta ettirene ait bir kusur olduğunu, zararın artmaması için gerekli önlemin alınıp alınmadığının da belirsiz olduğunu, eğer bina tesisatından kaynaklanan bir hasar var ise, bu taktirde kiracının sorumluluğunun söz konusu olamayacağını, yabancı para üzerinden takip yapılmasının ve yasal faizin üstünde faiz talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, arada bir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkili şirketin bir sağlık kuruluşu olduğunu, pandemi boyunca ve sonrasında sürekli açık kaldığını, . yani dava dilekçesindeki “içeriye girilemediği” iddiasının da doğru olmadığını, hasara dair isnatları reddettiklerini, müvekkilinin isnat konusu zararı oluşturduğuna dair maddi bir delil bulunmadığı gibi zararla müvekkili arasında illiyet bulunmadığını, zarar miktarını kabul etmediklerini, zarar miktarının fahiş hesaplandığını, davacının kötü niyetle takip yaptığını, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davanın reddine, yargılama giderleri , vekalet ücreti ve ara buluculuk giderlerinin ve davacı yana yükletilmesine, müvekkili şirket lehine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller, —-. İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı dosyası, tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—– İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 26.906,21 USD Asıl Alacak, 331,72 USD Faiz olmak üzere toplam 27.237,93 USD’nin tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 30/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 05/04/2021 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
08/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde 05.09.2020 tarihinde gerçekleşen olayda: 1. Dava konusu sıva üstü bulaşık makinesi su tesisatında meydana gelen arıza sebebiyle kontrolsüzce akan suların yol bulduğu kısımlardan sigortalı depoya sirayeti neticesinde muhtelif sayıda halıların ıslanarak maddi hasara uğradığı yönünde ekspertiz raporunda belirten herhangi bir teknik verinin, ilgili mahalde yapılan incelemelerde olmaması (ilgili mahalde yapılan incelemelerde sıva üstü bulaşık makinesinin çalışabilmesi için gerekli tesisat sisteminin bulunmadığı, —– ofisinin kapalı olması ile su sızıntısına sebebiyet verecek etkenlerin tespitinin yapılamamış olması, davalı tarafından sunulan Ticari Defter kayıtlarında bulaşık makinesinin yer almaması, T.C. TİCARET BAKANLIĞI —- Endüstri ve Ticaret Serbest Bölge Müdürlüğü tarafından Sayı: —–ile sunulan belgede de Serbest Bölgeler Uygulama Programında yapılan sorgulamada demirbaş stoklarında bulaşık makinesinin bulunmaması nedenleri ile) sebebi ile meydana gelen/gelebilecek tesisattan su sızması etkenlerinin yol açabileceği hasar tespiti yapılamadığı, 2. Davacı sigorta şirketinin, sigortalısı—– tutarındaki hasar tazminatı ödemesinin poliçede mevcut olan “Dahili Su Basması-Emtia 200.000 USD’ye kadar” teminatı ile uyumlu olduğu, 3. Davacı tarafça dava dilekçesinde; “… 2- Müvekkil şirkete vaki hasar ihbarına müteakip hazırlatılan Ekspertiz Raporuna istinaden meydana gelen hasar 26.906,21 USD olarak belirlenmiş ve bu tazminat bedeli 08.01.2021 tarihinde ilgilisi ve sigortalı—— ödenmiştir…” şeklinde beyanda bulunmuş ise de, dava dosyasında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısı——08.01.2021 tarihinde 9.188,91 USD hasar tazminatı ödendiğini gösteren 1 (bir) adet banka dekontunun görüldüğü, dosyada başka banka dekontunun görülemediği, bu nedenle davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediğini beyan ettiği 26.906,21 USD tutarındaki tazminat ödemesinin ispata muhtaç olduğu, bilirkişinin dikkatinden kaçmış olabileceği ihtimaline binaen, toplam 26.906,21 USD tutarında ödeme dekontunun varlığı durumunda ise davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediğini beyan ettiği 26.906,21 USD tutarındaki tazminat ödemesini ispat ettiği sonucuna ulaşılabileceği, 4. Sigortalı işyerinde meydana gelen 05.09.2020 tarihli “dahili su basması” hasarının davalı işyerinde var olduğu iddia edilen bulaşık makinesi tesisatından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davalı şirketinin söz konusu hasarın oluşumunda kusurunun olup olmadığı, rücu edilecek miktarın tespitinde önemli olan kusur oranının ne olduğu hususlarının ispata muhtaç durumda olduğu, bu nedenle davacı sigorta şirketinin davalıya karşı rücu hakkının şartlarının tam olarak sağlanmadığı, kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: açılan davanın davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan —–uğramış olduğu zararı tazmin ettiğinden bahisle davalının zararın meydana gelmesine sebebiyet verdiğinden bahisle halefiyet hakkına dayalı itirazın iptali talepli olduğu, davacının iddiasının meydana gelen ve davacı tarafında poliçe hükümleri çerçevesinde tazmin edilen zararın davalı şirketin sıva üstü bulaşık makinesinin su tesisatından kaynaklı olduğu yönünde olduğu, 05/09/2020 tarihinde meydana gelen hasarda davalı tarafından kullanıldığı iddia edilen sıva üstü bulaşık makinesinin su tesisatında meydana gelen arıza sebebiyle kontrolsüzce akan suların sigortalı depoya sirayet etmesi neticesinde sigortalının depolarında bulunan muhtelif sayıdaki halıların ıslanarak maddi hasara uğradığı yönünde ekspertiz raporunda belirten herhangi bir teknik verinin, ilgili mahalde yapılan yerinde incelemelerde teknik bilirkişiler tarafından doğrulanamadığı, ilgili mahalde yapılan incelemelerde sıva üstü bulaşık makinesinin çalışabilmesi için gerekli tesisat sisteminin bulunmadığının görüldüğü, davalı şirketin hasara konu taşınmadan taşındığı ve şu an fiilen —— isimli firma bulunmakla ofisi de kapalı olmakla su sızıntısına sebebiyet verecek etkenlerin tespitinin de yerinde inceleme yapan teknik bilirkişilerce saptanamadığı, tüm bunlardan başka davaya konu hasarın meydana geldiği yerin Serbest Bölge olduğu ve ayrı bir mevzuata tabi olduğu, serbest bölgeye serbest bölgede faaliyet gösteren firmaların bildirim yapmaksızın her hangi bir demirbaş sokamayacakları, davalı tarafından incelemeye sunulan ticari defter kayıtlarında da bulaşık makinesinin yer almadığı, mahkememizce de Ticaret Bakanlığı —– Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalının demirbaşında bulaşık makinesinin bulunup bulunmadığının sorulduğu, cevabi müzekkere ile sunulan belgede de Serbest Bölgeler Uygulama Programında yapılan sorgulamada davalının demirbaş stoklarında bulaşık makinesinin bulunmadığının bildirildiği, davacı sigorta şirketinin, sigortalısı —–ödediğini beyan ettiği 26.906,21 USD tutarındaki hasar tazminatı ödemesinin poliçede mevcut olan “Dahili Su Basması-Emtia 200.000 USD’ye kadar” teminatı ile uyumlu olduğu, dava dosyasında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısı —– 08/01/2021 tarihinde 9.188,91 USD hasar tazminatı ödendiğini gösteren 1 adet banka dekontunun bulunduğu, dosyada başkaca banka dekontunun bulunmadığı, bu sebeple davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediğini beyan ettiği 26.906,21 USD tutarındaki tazminat ödemesinin ispata muhtaç olduğu, sigortalı işyerinde meydana gelen 05/09/2020 tarihli “dahili su basması” hasarının davalı işyerinde var olduğu iddia edilen bulaşık makinesi tesisatından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davalı şirketinin söz konusu hasarın oluşumunda kusurunun olup olmadığı, rücu edilecek miktarın tespitinde önemli olan kusur oranının ne olduğu hususlarının ispata muhtaç durumda olduğu, bu nedenle davacı sigorta şirketinin davalıya karşı rücu hakkının şartlarının somut dosya özelinde sağlanmadığı mahkememizce anlaşılmış, 08/07/2023 tarihli bilirkişi raporu gerekçeli, bilimsel ve denetime uygun olmakla hükme esas alınmış, tüm bu hususlar çerçevesinde 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi gereğince davacının ispat yükü altında olmasına rağmen davasını ispat edemediği anlaşılmakla kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, davacının takibinde kötüniyetli olduğu ispatlanamamakla kötüniyet tazminatı talebi reddedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 269,85 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.973,90 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 2.704,05‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 680,00-TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 37.492,38 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —–BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.