Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/640 E. 2022/955 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/640 Esas
KARAR NO : 2022/955

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2021
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (kıymetli evraktan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı yanın, —– İlçesi, —–kayıtlı ana taşınmazın paydaşı olup,—– Normal katta bulunan —–bağımsız bölümlerin maliki olduğunu, zikredilen taşınmaz üzerinde bulunan eski yapının yıkılıp yerine yeni binanın inşası için davacı ve diğer tüm kat malikleri ile birlikte inşaatı yapacak olan yüklenici firma—— ile aralarında—–yevmiye sayılı İnşaat Yapım Sözleşmesinin akdedildiğini, İnşaat Yapım Sözleşmesi ile; davacı yanın ana taşınmazda maliki olduğu—–her iki bağımsız bölümün inşası için toplam 361.516,00 TL bedelin davacı tarafça yüklenici firma ——- ödenmesi hususunun kararlaştırıldığını, davacı yanın maliki olduğu her iki bağımsız bölümün her biri için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL şerefiye bedelinin de davacı yana tahakkuk ettirildiğini, böylelikle, davacı yanın maliki olduğu bağımsız bölümlere isabet eden inşaat yapım maliyeti ve şerefiye payı olarak davacı yana yüklenici firma tarafından toplamda 561.516,00 TL bedelin tahakkuk ettirildiğini, davacı yana tahakkuk ettirilen bedelin davacı yanca peşinen ödeme imkanının bulunmadığını, ödeme yapılmadan da inşaatın yapımının yüklenici firma tarafından başlanılamaması üzerine, inşaatın yapımının epeyce gecikecek olması sebebiyle ana taşınmazda kat maliki olan davalı ——-; davacı yanın yüklenici firmaya ödenmesi gereken 561.516,00 TL bedelin 250.000,00 TL’lik kısmının davacı adına kendisi tarafından yüklenici firmaya ödeyeceğini söylediğini, davalı yanın yüklenici firmaya davacı adına ödeyeceğini söylediğini, bu 250.000,00 TL bedele karşılık olarak da davacı yan tarafından davalı yana—— parça halinde toplam 31.000 USD bedelli sıralı senet verildiği, bu senetlerin 5.000,00 USD bedelli kısmının davacı yan tarafından davalı yana ödendiği, kalan senetlerin ödenmediği, davalı yan tarafından yüklenici firmaya sadece 100.000,00 TL bedelli ödeme yapıldığı, 250.000,00 TL’nin 150.000,00 TL’lik kısmının ödenmediğini, kalan ödemenin tamamının (100.000,00 TL dışında) davacı yanca yüklenici firmaya ödendiğini, davalı yanın yapmış olduğu 100.000,00 TL ödemenin toplam 10.000 USD tutarlı ilk 4 senede tekabül ettiği, davalı yanın yapmış olduğu 100.000 TL ödeme karşılığı alacak iddiasının toplam 10.000 USD tutarlı ilk 4 senede tekabül ettiği, bu senetlerin 5.000,00 USD tutarlı ilk ikisinin davacı yan tarafından davalı yana ödendiğini, kalan 5.000,00 USD tutarlı (30.08.2021 ve 30.09.2021) senetlerin davaya konu edilmediği, davalı yan tarafından karşılığı ödenmediği halde elinde bulunan 30.10.2021-30.05.2022 tarihleri arası 8 adet toplam 21.000,00 USD tutarlı senetten dolayı davacı yanın davalı yana borçlu olmadığının tespiti, senetlerin iptali amacıyla huzurdaki davanın ikame edildiğini, açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla; öncelikle, ileride telafisi imkansız zararlara uğramasının önlenmesi amacıyla dava neticelendirilinceye kadar; 30.10.2021 vade tarihli 2.500 USD bedelli, 30.11.2021 vade tarihli 2.500 USD bedelli, 30.12.2021 vade tarihli 2.500 USD bedelli, 30.01.2022 vade tarihli 2.500 USD bedelli, 30.02.2022 vade tarihli 2.500 USD bedelli, 30.03.2022 vade tarihli 2.500 USD bedelli, 30.04.2022 vade tarihli 2.500,00 USD bedelli, 30.05.2022 vade tarihli 3.500 USD bedelli, senetlerin icra takibine ve davaya konu edilmemesi için bila teminat ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, 30.10.2021 vade tarihli 2.500 USD bedelli, 30.11.2021 vade tarihli 2.500 USD bedelli, 30.12.2021 vade tarihli 2.500 USD bedelli, 30.01.2022 vade tarihli 2.500 USD bedelli, 30.02.2022 vade tarihli 2.500 USD bedelli, 30.03.2022 vade tarihli 2.500 USD bedelli, 30.04.2022 vade tarihli 2.500,00 USD bedelli, 30.05.2022 vade tarihli 3.500 USD bedelli, senetlerin iptalini, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın dava dilekçesinde bahsettiği —— ilçesinde bulunan —–ada, —— parselde kayıtlı taşınmazda —– malik olduğu, davacı ve davalının da bu taşınmazda bağımsız bölümleri olduğunu, maliklerin bir araya gelerek 6306 sayılı kentsel dönüşüm yasası çerçevesinde binanın yıktırılarak yeniden inşası konusunda mutabakata vardıklarını, davacı——- taşınmazda 2 adet normal dairesinin bulunduğu, davacıya ait 2 adet taşınmazın en üst katta yer aldığından çatı arası piyesli dairenin ( önceki bağımsız bölümlerinden——katına yakın m2 bazlı büyütmek sureti ile ) yapılmasını talep ettiği, diğer maliklerin de arsa payının aynı kalması ve şerefiye farkının davacı tarafca ödenmesi şartı ile kabul edeceklerini belirttiklerini, davalı ve diğer maliklerin aleyhine olan bu durumun tüm malikler kabul ettiklerini, tarafların mutabık kalmaları üzerine ——. Noterliği 20.07.2020 tarih ve——- yevmiye numaralı inşaat yapım sözleşmesi ile taşınmazın malikleri ile müteahhit firma arasında sözleşme akdedildiği, inşaatın yapımına başlandığı, davacı yanın , kendi payına düşen 561.516,00 TL inşaat yapım bedelinin tamamını ödeyemeyeceğini, parasının olmadığını, ödeme güçlüğü çektiğini beyan ettiği, bunun üzerine davacı ——-, inşaatın bir an evvel bitirilmesi ve yarım kalmaması için arabuluculuk görevini üstlenerek Davacı ——- adına müteahhit firmaya 31.000,00 USD ( 250.000,00. Tl.’ye karşılık ) ödeme yaptığını, bu ödemeye karşılık da dava konusu yapılan senetleri ——aldığını, inşaat yapımının Haziran/2021 tarihi itibarı ile bitirildiği, teslim alındığı, bağımsız bölüm maliklerinin şu an için bağımsız bölümlerini kullandıklarını, davacı yanın dava dilekçesinde borçsuzluğun sebebi olarak ——Ünvanlı müteahhit firmaya ödeme yapılmadığını sebep olarak gösterdiğini, ödemenin yapılmış olduğunu, buna ilişkin müteahhit firma ile——-arasındaki mutabakat yazısının dilekçe ekinde sunulduğunu, davalının davacının da maliki bulunduğu ortak taşınmazda inşaatın bir an evvel bitirilmesi için davacı adına müteahhit firmaya ödeme yaptığı, yaptığı bu ödemeyi de 12 taksite bölerek davacı tarafca kendisine ödenmesine rıza gösterdiği, müvekkilinin davacı adına peşin ödediği tutarı 12 taksitle geri almak için senet düzenlediğini, hiç bir vade farkı, faiz..v.s. de uygulanmadığını, davacının kambiyo taahhüdünün varlığını kabul ettiğini, dava dilekçesindeki açıklamaların bu yönde olduğunu, imza inkarının olmadığını, davacı yanın iddiasının karşı edimin ifa edilmemesi (yani müteahhit firmaya kendi adına davalı tarafca ödenmesi gereken tutarın ödenmediği iddiası)na dayandığından ve bu iddiasının ekli mutabakat yazısından da anlaşılacağı üzere dayanaksız olduğundan davanın reddi gerektiği, bu nedenle İhtiyati tedbirin yasal şartlarının oluşmadığını, davacı yanın tedbir talepleri yerinde olmadığından tedbir ara kararından rücu edilerek tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini, açıklanan nedenlerle; öncelikle ihtiyati tedbir kararının dayanılan sebep unsuru bulunmadığından (hukuki yararı bulunmadığından) kaldırılmasına, neticeten davanın reddini, davalı yararına dava konusu tutarın %20’sinden aşağı olmaması kaydı ile tazminata hükmedilmesine ve davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ettikleri görüldü.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, bedelsizlik iddiasına dayalı davacı tarafça davalı yana verilen kambiyo senetleri nedeniyle borçlu bulunmadığına dair menfi tespit davasıdır.
Davacı, dilekçesinde özetle; ——– numaralı bağımsız bölümlerin maliki olduğunu, kendisi ve ana taşınmazın diğer malikleriyle birlikte taşınmaz üzerindeki eski yapının yıkılıp yerine yeni binanın inşası için dava dışı ——Noterliği’nin 20/7/2020 tarihli ——– yevmiye sayılı İnşaat Yapım Sözleşmesi yapıldığını,
İki bağımsız bölüm için toplam 361516,00 TL ödeme gerektiğinin kararlaştırıldığını, ayrıca kendi payına düşen 200000,00 TL —– bedelinin tahakkuk ettirildiğini, kendisi adına bu tutarları ödemesi için davalı ile anlaştığını, bunları teminen davalıya toplam 31k USD tutarlı oniki adet çek verdiğini, davalının borcun bir kısmını ödediğini, ödemediği kısımları kendisinin ödediğini ve bağımsız bölümleri edindiğini ancak davalının 8 adet toplam 21 Bin USD tutarlı çekler bakımından borcunun bulunmadığını, bu çeklerin bedelsiz kaldığını belirterek davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise özetle, müvekkilinin davacının inşaat firmasına olan borcunun 31 Bin USD karşılığı olan 250 Bin TL sini inşaat firmasına ödediğini, bunun karşılığında davacıdan 12 taksit olacak şekilde senet alındığını, çeklerin karşılıksız olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş; ayrıca dava dışı inşaat firması ile yapılan mutabakatı da dilekçesi ekinde sunmuştur.Borçlunun, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası, öğreti ve uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Bedelsizlik ise, bir kambiyo senedinin ihdasına neden olan temel alacağın herhangi bir nedenle mevcut olmamasıdır——–Başka bir deyişle bir kambiyo taahhüdünün temel alacağı geçersizse ya da sona ermişse, o kambiyo taahhüdü bedelsiz demektir. Bu anlamda senedin bedelsiz sayılmasında esas alınan husus, temel borç ilişkisinin kendisi değil, bu temel borç ilişkisinden doğan temel alacaktır. Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkânı verilmektedir. Dava neticesinde borçlu olunmadığının tespiti hâlinde ise davacı (borçlu) hakkında bir icra takibi başlatılması engellenmiş olacak veya başlatılan ve devam eden icra takibi iptal edilerek, davacının mevcut olmayan bir borcu ödemesi engellenmiş olacaktır.Bedelsizlik iddiası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı TTK) 687. maddesi anlamında bir kişisel def’îdir. Bedelsizlik bir kişisel def’î olduğundan düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilir. Ancak borçlu, hamilin senedi bilerek kendi zararına devraldığını kanıtlamak şartıyla hamile karşı da bedelsizlik def’îni ileri sürebilir.
Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davasının yasal dayanağı TBK’nın 77 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmedir. Zira kambiyo senetlerinde geçerli olan mücerretlik (soyutluk) ilkesi gereğince, temel alacağın mevcut olmaması veya geçersiz olması, kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta; buna karşılık temel ilişkideki sakatlık, kambiyo borçlusuna, borçlu olmadığının tespitiyle birlikte, alacaklıya karşı sebepsiz zenginleşme def’îni dermeyan etme hakkını vermektedir.Kambiyo senedinin düzenlenmesinde en önemli unsur temel alacağın varlığıdır. Ancak temel alacağın senedin tanzimi anında mutlak surette varlığı gerekli değildir. Başka bir deyişle kambiyo senedinin metninde muayyen bir meblağın yazılması gerekli ise de bu husus temel alacağın da muayyen olmasını gerektirmez; temel alacak doğduğu anda, senette yazılı olan miktardan az ise, senet kısmî bedelsizliğe uğrar ——. Bu itibarla taraflar arasında temel ilişkinin varlığına rağmen, temel alacağı doğmamış ancak doğması mümkün ya da şarta bağlanmış bir alacak için veyahut da cezai şarta ilişkin olarak kambiyo senedi düzenlenebilir. Bu şekildeki bir alacağa bağlı olarak düzenlenen senet, vadesi gelmesine rağmen alacak doğmamışsa, o an için bedelsizdir. Fakat bu bedelsizlik geçici bir süre için olup, alacak doğunca senedin bedelsizliği alacak miktarı kadar ortadan kalkacaktır (——- Bu kapsamda kambiyo senedinin teminat amacıyla verildiği iddiası da temelinde bedelsizliğe dayalı bir iddiadır. Ancak kural olarak kambiyo senedinin teminat olarak verilmesi senedin doğrudan bedelsizliğine yol açmaz; teminat altına alınan borcun yerine getirilmesi ve teminat ihtiyacının ortadan kalkması ile senet bedelsiz hâle gelir.
Temel borç ilişkisindeki bir edimin teminatı olarak düzenlenen kambiyo senetlerinde, teminat ettikleri husus gerçekleşinceye kadar geçici bedelsizlik, gerçekleşince kesin bedelsizlik söz konusudur. Eğer teminat ettikleri husus gerçekleşmez ise senette bedelsizlik ortadan kalkacaktır. Bu itibarla kambiyo senedinin teminat amacıyla düzenlenmesi hâlinde borçlu, senet lehtarın elindeyse (ciro görmemişse), teminatı talep etme şartlarının oluşmadığını (riskin gerçekleşmediğini) ya da alacaklının senedin teminatını oluşturduğu borç miktarını aşan bir talepte bulunduğunu kişisel def’î olarak öne sürebilir. Senet ciro edilmişse hamil senedin teminat senedi olduğunu biliyor ve borçlunun zararına hareket ediyorsa, anılan def’înin hamile karşı da öne sürülmesi mümkündür.
Hemen belirtilmelidir ki, kambiyo senedinin üzerinde teminat kaydı var ise ancak neyin teminatı olduğu belirtilmemiş ise bu kayıt kambiyo senedinin mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Buna karşılık senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan veya ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda senedin mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz. Başka bir deyişle kambiyo senedinin teminat senedi olduğunun senet metninden anlaşılması durumunda senedin mücerretlik vasfı ortadan kalkacağı için senet hükümsüzdür ve bu hükümsüzlük; borçlu tarafından, lehtara veya ciranta konumunda olan hamile karşı da ileri sürülebilir. Dolayısıyla senet metninden anlaşılan bu def’î mutlak def’î niteliğinde olup, üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ayrıca, müvekkilinin davacı adına inşaat firmasına ödeme yaptığı ve bu ödemeler neticesinde dava dışı inşaat firması ile karşılıklı hak/borç bulunmadığına dair mutabakat yazısı alındığını belirtmiş ve bu yazıyı da dosyaya ibraz etmiştir. 28/6/2021 tarihli “Mutabakat Yazısı” başlıklı adi yazılı evrakta,
“——-. Noterliği’nin 20.07.2020 tarih ve——-Yevmiye numarası ile akdedilen inşaat yapım sözleşmesine istinaden müteahhitliğini üstlendiğimiz —— parsel sayılı taşınmazda bağımsız bölüm maliklerinden —— firmamıza olan inşaat yapımından kaynaklı maliyet borcu 561.516.00 TL. olup bu tutarın 31.000.00 USD karşılığına denk gelen 250.000.00. TL. si——– tarafından üstlenilmiş olup bu tutar —— tarafından şirketimize 26.03.2021 tarihinde ödenmiştir——- firmamıza inşaat yapımından kaynaklı herhangi bir borcu kalmamıştır.
İş bu mutabakat yazısı tarafımızca düzenlenmiş ve imza altına alınmıştır. 28/06/2021″ ifadelerinin yer aldığı görülmektedir.Mahkememizce, 8/2/2022 tarihli celse ara kararı gereği, dosya, ödeme belgeleri ve dava dışı şirket kayıtları karşılaştırılmak suretiyle davalı tarafından üstlenilen 250000,00 TL tutarın kim tarafından ödendiğinin tespiti bakımından mali rapor temin edilmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, 31/3/2022 tarihli raporda,”——
5.1 Sayın mahkemenizin 08.02.2022 tarihli duruşma zaptı ile taraflar arası
uyuşmazlık konularının “dava dışı şirket ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi
kapsamında davacı tarafından dava dışı şirkete ödenmesi gereken ve davalı tarafından üstlenilen 250.000,00.-TL tutarlı bedelin dava dışı firmaya hangi taraf tarafından ödendiği, dava konusu 8 adet senet nedeni ile davacının davalıya borçlu olup olmadığı,”hususlarında olduğu tespit edilmiştir.
5.2 Dosya üzerinde yapılan incelemede;
➢ —— Parselde kayıtlı ana taşınmaz üzerinde davacı ve davalı yanın
bağımsız bölümlerinin bulunduğu,
➢ Zikredilen taşınmazın yeninden inşa işinin, Dava Dışı——Yevmiye nolu İnşaat
Yapım Sözleşmesi ile verildiği,
➢ Davacı ——- ait bağımsız bölümlerin yeniden inşası için
davacı yanın ödemesi gereken tutarın—— ve Müteahhit Ücreti dahil)
561.516,00 TL olduğu, tarafımızdan görülmüştür.
➢ İlgili taşınmazın 03.09.2020 tarihli belediye ruhsatı ile inşasına
başlandığı, 16.06.2021 tarihinde ise iskanın alınarak kat maliklerine bağımsız
bölümlerin teslim edildiği tarafımızdan görülmüştür.
➢ Diğer bir ifade ile dava dışı ——-tarafından davacı yana
561.516,00 TL tutarlı hizmet verilerek, bağımsız bölümlerinin teslim edildiği
tarafımızdan görülmüştür.
Davacı yanın ödemesi gereken 561.516,00 TL’nin 250.000,00 TL’lik
kısmının, davalı yan tarafından dava dışı———davacı adına ödenmesi
karşılığı, davacı yan tarafından davalı lehine 12 parça halinde toplam 31.000 USD bedelli sıralı senet verildiği, davacı yan tarafından “davalı yanın, müteahhit firmaya sadece 100.000,00 TL tutarlı ödeme yaptığı, kalan ödemenin davacı yan tarafından müteahhit firmaya ödendiği” iddiası ile sıralı senetlerin son 8 adet toplam 21.000 USD’ lik kısmının huzurdaki menfi tespit davasına konu edildiği, tarafımızdan görülmüştür.
➢ Davacı yan tarafından davalı yanın ödemesi dışında müteahhit
firmaya ödenmesi gereken davaya konu edilemeyecek ödeme tutarının (561.516,00
TL İş Bedeli – 250.000,00 TL Davalı Yanın Davacı Adına Ödemesi Gereken tutar) 311.516,00 TL
olduğu, tarafımızdan tespit edilmiştir.
➢ Yine dava dışı müteahhit firmanın davacı yanın borcu olmadığını,
kabul ve ikrar ettiği, tarafımızdan görülmüştür.
➢ Diğer bir ifade ile davacı yanın davasını ispat etmesi için
(davanın kabul edilmesi için), davacı yan tarafından bizzat 461.516,00 TL
tutarlı ödemenin müteahhit firmaya yapılmış olduğunun ispatlaması
gerektiği,
➢ Davanın kısmı kabulü için ise; davacı yan tarafından 311.516,00
TL’nin üstünde ödemenin müteahhit firmaya yapılmış olduğunun ispatlaması
gerektiği, (davacı yanın kendi ödemesi gereken 311.516,00 TL’nin üstünde yapılan ödeme
tutarı hesaplanarak sıralı senetlerin ödeme tutarına tekabül eden kısmı için Menfi Tespitine
yönelik karar verilebileceği) kanaatine tarafımızdan varılmıştır.
➢ Bu noktada dosyaya sunulu ödeme belgeleri üzerinde yapılan
incelemede; Davacı yan tarafından dava dışı müteahhit firmaya (inşaat
maliyeti için) ve Davalı——– (senet ödemeleri için) yapılan
ödeme tutarının (dava dilekçesinde ödendiği iddia edilen 5.000,00 USD tutarlı senetlereistinaden yapılan ödemeler dahil) toplam 342.720,00TL olduğu, tarafımızdan tespit
edilmiştir.
➢ Görüldüğü davacı yan tarafından dosyaya sunulu tüm ödeme
belgeleri üzerinde yapılan incelemede; davacı yan tarafından davalı yana
(senetler için) ve dava dışı müteahhit firmaya (inşaat maliyeti için) yaptığı
ödeme toplamının 342.720,00 TL olduğu, davacı yanın salt müteahhit
firmaya yapması gereken ödemenin 311.516,00 TL olduğu, dikkate
alındığında davacı yan tarafından 31.204,00 TL tutarında fazla ödeme
yapıldığı, bu tutarın dava dilekçesinde ödendiği belirtilen davaya konu
olmayan 5.000 USD’lik ilk iki senedi (2021 yılında en düşük USD kuru olan 1USD = 7,34 TL bile dikkate alınsa) bile karşılamadığı, bu noktada davacı yanın davalı
yana dava konusu senetler için borçlu olmadığının söylenemeyeceği, diğer
bir ifade ile davacı yanın davasını ispat edemediği, sonuç ve kanaatine
tarafımızdan varılmıştır.
6) Sonuç;
Raporumuz içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez
belge, bilgi, dava dışı——-ait 2020-2021 yılı ticari defterleri ve dosya
üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde;
6.1 Dava dışı——-tarafından incelemeye sunulan 2020-2021 yılı
ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun
tutulmuş olduğu,
6.2 Dava dışı ——–yapının ticari defterlerinde; davacı ve davalı yanın
cari hesaplarının ayrı ayrı takip edilmediği, yine dava konusu inşaata ilişkin
alındığı noktasında ihtilaf olmayan elden ödemelerinde ticari defterlere
kaydedilmediği, inşaatın toplam maliyetinin 1.350.000 TL olduğu dikkate alındığında düzenlenen faturanın bile (732.619,98 TL) inşaatın yapım ve sözleşmemaliyetinin çok altında kaldığı, yine huzurdaki davaya dayanak 250.000,00 TL’lik davalı yan tarafından davacı yan adına yapılan bir ödemenin de dava dışı ——-ticari defterlerinde mevcut olmadığı, tarafımızdan tespit edilmiştir.
6.3 Dosyaya sunulu tüm ödeme belgeleri üzerinde yapılan incelemede;
davacı yan tarafından davalı yana (senetler için) ve dava dışı müteahhit firmaya
(inşaat maliyeti için) yaptığı ödeme toplamının 342.720,00 TL olduğu, davacı
yanın salt müteahhit firmaya yapması gereken ödemenin 311.516,00 TL olduğu
dikkate alındığında, davacı yan tarafından 31.204,00 TL tutarında fazla ödeme
yapıldığı, bu tutarın dava dilekçesinde ödendiği belirtilen davaya konu olmayan
5.000 USD’lik ilk iki senedi (2021 yılında en düşük USD kuru olan 1USD = 7,34 TL bile dikkate alınsa) bile karşılamadığı, bu noktada davacı yanın davalı yana dava konusu senetler için borçlu olmadığının söylenemeyeceği,
6.4 Diğer bir ifade ile davacı yanın davasını ispat edemediği,
6.5 Tarafların, Kötü niyet tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin muhterem
Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı” belirlemelerine yer verilmiştir.
Somut olaya uygulanması gereken 6100 sayılı Yasanın 201 inci maddesi uyarınca senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler tanıkla ispat olunamaz. Davalı taraf, davadışı inşaat şirketine davacı adına yapılan ödemelerin yapıldığına, kambiyo taahhütlerinin karşılıksız (bedelsiz) olmadığına dair savunma ileri sürmesine göre, davacı yan işbu bonoların (kambiyo taahhütleinin) teminat amacıyla verildiğini, bedelsiz kaldığını ve borcun davadışı firmaya bizzat kendisi tarafından ödendiğini yukarıda açıklandığı şekilde geçerli delillerle ispat etmek zorundadır.
Bunun dışında elinde kayıtsız şartsız borç ikrarını içerir bir bono bulunan davalının ayrıca alacağının nereden kaynaklandığını açıklama mecburiyeti bulunmadığı gibi bonoda yazılı miktarda alacaklı olduğunu kanıtlama yükümlülüğü de bulunmamaktadır. O halde, davacı taraf, dava konusu bononun iddia edildiği şekilde teminat olarak verildiğini, bedelsiz kaldığını, davadışı inşaat firmasına ödemeleri kendisinin yaptığını geçerli başka yazılı delillerle ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, öte yandan davalı tarafça kötüniyet tazminatı talebi de mahiyeti itibariyle aynı gerekçeyle, davacının kötüniyetli olduğu hususunda ispat külfetinin yerine getirilmemesi nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.Sübut bulmayan davanın REDDİNE,
2.Yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatının REDDİNE,
3.Alınması gerekli 80,70.-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 3.078,19-TL harçtan mahsubu ile artan bakiye 2.997,49-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan ——davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7.Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde——BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.