Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/613 E. 2021/1368 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/613 Esas
KARAR NO: 2021/1368
DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 10/09/2021
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının—– adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili—– yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğu, cari hesap ilişkisinden kaynaklanan faturalara dayalı alacağı bulunduğu, davalı şirket tarafından söz konusu borcu ile ilgili olarak—- yılı aşkın süre sonunda öde yaptığı, belirtilen ödemeye ilişkin dekontta herhangi bir açıklama bulunmadığı, belirtilen ödemenin büyük kısmının müvekkilinin seçimlik hakkı uyarınca birikmiş faiz alacağına mahsup edildiği, buna ilişkin faturanında tanzim edildiği, müvekkilinin cari hesaba dayalı takibe konu mevcut bakiye alacağının haklı ve hukuka uygun olduğu, söz konusu alacağının tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığı, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durduğu, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz itirazların iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine alacağın%20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dünya çapında çok çeşitli temizlik ve sanitasyon hizmeti verdiği bu sebeple davacı tarafın otellerinde ———– temin etmek için müvekkili şirket ile —– tarihli sözleşme ile anlaşma sağlandığı, sözleşme gereği müvekkili şirketin satıcı davacı şirketin alıcı konumda olduğu, dosya kapsamında sunulan sözleşmede yetkili mahkemenin —— Mahkemeleri ve İcra Daireleri denildiğini, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili şirket ile davacı taraf arasında ticari ilişkinin—- yılında bitmiş olduğu, tarafların karşılıklı herhangi bir borç ve alacağının kalmadığı muavin defter kayıtlarında görülebileceği, ancak davacı tarafın müvekkili şirket aleyhine —- tarihli avans vade farkı açıklamalı, — bedelli fatura kestiği ve keşide ettiği, hukuka aykırı şekilde keşide edilen fatura müvekkili şirket tarafından iade edilerek itiraz edildiği ve ticari defterlerine işlenmediği, davacı tarafın keşide etmiş olduğu faturanın tahsili amacıyla müvekkili şirket aleyhine —–dosyası ile icra takibi başlattığı, icra takibine itiraz edildiği ve icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, davacı tarafın kötüniyetli olması sebebiyle aleyhine dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, arabulucu görüşmesindeki taraf vekilliği sebebiyle ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dosya arasında bulunan sözleşme incelendiğinde sözleşmenin 8. maddesinde iş bu sözleşmeden doğacak ihtilafların çözümünde ——mahkemeleri ve İcra dairelerinin yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Taraflar tacir olup HMK 17. Maddesine göre aralarında yetki sözleşmesi yapabileceklerdir. Aynı maddeye göre aksi kararlaştırılmadıkça yapılan yetki sözleşmesi münhasır yetki sözleşmesidir ve dava sadece sözleşme ile kararlaştırılan mahkemede açılabilir.
Dosya incelendiğinde davalının icra dosyasında yetkiye itiraz etmediği ancak eldeki itirazın iptali davasında yetkiye itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Ne var ki davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmemesi mahkemenin yetkisinin de kabul edildiği sonucunu doğurmaz.——– İcra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalının, süresi içinde usulüne uygun olarak mahkemenin yetkisine itiraz etmesi geçerlidir.
Davalı da süresinde verdiği cevap dilekçesi ile mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında akdedilen yetki sözleşmesi kapsamında davalı tarafın usulüne uygun olan yetki itirazı değerlendirilmiş olup, HMK’nın 17. maddesi uyarınca tarafların aksini kararlaştırmadıkları takdirde davanın sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemede açılabileceği, taraflara arasında geçerli olarak düzenlenen yetki sözleşmesinin münhasır yetki düzenlemesi olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmış,——- Mahkemeleri’nin yetkili olması nedeniyle Mahkememizin yetkisizliğine, dosyanın talep halinde yetkili ——–Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2.Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ——–Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3.Yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunun yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
4.Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ——–nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.16/12/2021