Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/610 E. 2022/933 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/610 Esas
KARAR NO : 2022/933

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/09/2021
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan h ukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.05.2020 tarihinde, davacı müvekkili— yolcu olarak bulunduğu dava dışı sürücü — sevk ve idaresindeki —plaka sayılı araç ile plakalı araç ile — karayolu üzerinde seyir halinde iken yolun 31+800 üncü km’sinde direksiyon hâkimiyetini kaybederek yolun sol tarafında bulunan bariyerlere çarparak sağ şeride savrulmuş olduğu esnada aynı istikamette seyir halinde olan –plaka sayılı aracın sürücüsü dava dışı sürücü —plakalı araca yeterli takip mesafesinde bulunmaması, gerekli fren ve direksiyon tedbirine başvurmaması nedeniyle arkadan çarpması neticesinde başvuruya konu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, söz konusu trafik kazasının meydana gelmesinde ve müvekkili—- yaralanmasında —plakalı araç sürücüsü başvuru dışı — kusuru bulunmamakta olup, ekte mübrez kaza tespit tutanağı ve sair belgelerdeki aleyhe tespit ve değerlendirmeler kesinlikle kabul etmediklerini, dava konusu trafik kazası sonucunda müvekkili — ağır şekilde yaralandığı, sırt omurlarında, ayak kemiklerinde kırıklar başta olmak üzere vücudunun çeşitli yerlerinde çok sayıda yaralanma, ezilme, berelenme ve sıyrıklar meydana geldiği, müvekkilinin yaralanmasına, geçici ve kalıcı iş göremezliğe uğramasına ve bakıcı ihtiyacı doğmasına neden olan dava konusu trafik kazasına kusuruyla sebebiyet veren — plaka sayılı araç, kaza tarihi itibariyle geçerli — uyarınca davalı— teminatı kapsamında olduğu, işbu kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralanması, geçici ve kalıcı işgöremezliğe maruz kalması ve bakıcı ihtiyacı doğması nedeni ile uğramış olduğu maddi zararların tazmini için gerekli tüm bilgi, belge ve evraklarla birlikte davalı sigorta şirketine 27.04.2021 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunulduğu, işbu başvuru dilekçe ve eklerinin 28.04.2021 tarihinde davalı sigorta şirketine tebliğ edildiği, dava konusu trafik kazası nedeniyle —sayılı dosyası ile soruşturma yürütüldüğü, —dava konusu trafik kazasına asli kusuru ile sebebiyet veren —plaka sayılı aracın, kaza tarihi itibariyle geçerli — uyarınca sigortacısı olup müvekkilinin dava konusu kazada yaralanması, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kalması ve bakıcı ihtiyacı doğması nedeniyle; Kalıcı iş göremezlik bedeli olarak şimdilik, 9.800,-TL, Geçici iş göremezlik bedeli olarak şimdilik, 100,00-TL, Bakıcı gideri tazminatı olarak şimdilik, 100,00-TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 27.05.2020 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden (teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile müvekkiline ödenmesine, her türlü yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf karayolları trafik kanunu gereğince usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulen reddi gerektiği, erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun maluliyet oranını gösterir raporun dosyaya kazandırılması ve söz konusu raporun yönetmeliğe uygun şekilde tanzim edilip edilmediği hakkında HMK m. 266 vd. anlamında uzman bilirkişiler tarafından inceleme yapılmasını, talep edilen eksik belgelerin müvekkili şirkete iletilmediği, işbu nedenle Trafik Sigortası Genel Şartları gereğince davacının dava açma hakkı bulunmadığı, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın— gönderilmesini, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsü kazada kusursuz olduğu,— plakalı alköllü sürücü — tutanağında olduğu gibi 2918 ktk 84/g ,52 ve 48 maddelerini ihlal etmekten % 100 kusurlu olduğu, bu sebeple söz konusu müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığı, davayı kabul manasında olmamak üzere kaza ile davacının sakatlığı arasındaki illiyet bağının ve davacının kazadan kaynaklanan maluliyetinin tespiti bakımından dosyanın — Kurumu’na sevk edilmesi gerektiği, davayı kabul manasında olmamak üzere davacıların talebine konu tedavi süresince ortaya çıkabilecek iş gücü kaybı ve bakıcı giderleri ve diğer tüm giderler tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında sgk tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı, davayı kabul manasında olmamak üzere, davacı tarafça gelire ilişkin belge sunulmaması halinde, tazminatın asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiği, tazminat hesaplamasının genel şartlarda belirlenen usul ve esaslara uygun olarak yapılması gerektiği, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiği, müvekkili şirketin temerrüt tarihinin KTK hükümleri doğrultusunda belirlenmesi gerekmekle; işbu dava tarihi öncesinde müvekkili şirkete yapılan başvuru usulsuz olup geçersiz olduğundan, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması, ayrıca faizin yasal faiz olması gerektiği, açıklanan nedenlerden dolayı; haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası neticesinde meydana gelen maddi zararının tazmini talebidir.
Mahkememizce; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, sigorta poliçeleri, hasar dosyaları, kusur raporu, bilirkişi raporu ile dosya içerisindeki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.Mahkememizce tarafların yüzdeli kusur oranlarının belirlenebilmesi açısından dosyamız —Raporunda özetle; Sürücü —, sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken, havanın yağmurlu, yol yüzeyinin ıslak olduğu keskin virajı dikkate alıp aracın kayabileceğini öngörerek mevcut hızını viraja ve mahal şartlarına göre ayarlaması gerekirken bu hususa riayet etmemiş, aynı istikamette ve önüne savrulan araca frenli bir şekilde çarptığı, sürücü —, sevk ve idaresindeki araç ile mahal şartlarına uygun bir şekilde seyretmesi, olay mahalli keskin viraja yaklaşırken aracın kayabileceğini öngörüp mevcut hızını asgari azaltması gerekirken bu hususa riayet etmemiş, sevk ve idare hatası nedeni ile direksiyon hakimiyetini kaybettiği, dava dilekçesi ve dosya kapsamından; kaza esnasında sürücü —- alkollü olduğu anlaşıldığı, müterafik (Birlikte) kusur kavramını belirten; TBK Borçlar Kanunu’nun 52. Maddesine göre; ‘zarar gören— zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş, yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise; Hakim, tazminatı indirebilir ya da tamamen kaldırabilir’ olarak düzenlendiği, Yargıtay —Hukuk Dairesi’nin uygulamaları doğrultusunda (Yargıtay— Hukuk Dairesi’nin — Karar sayılı ilamı) davacı yolcu —, sürücü — alkollü olduğunu bildiği halde aracına binmek konusunda müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve değerlendirilmesinin takdiri sayın mahkemeye bırakılmış, davacı yolcu—müterafik kusuru dikkate alınmadan kazanın oluşumundaki sürücülerin kusur durumu gözetilerek kazanın irdelendiği ve sürücü — %15 (yüzde onbeş) oranında kusurlu olduğu, sürücü—%85 (yüzde seksenbeş) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
— raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda dosya— seçilen üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve itirazların değerlendirilmesi amacı ile yeniden kusur raporu aldırılmasına karar verilmiştir.
25/07/2022 tarihli –bilirkişi raporunda özetle; Trafik kaza tespit tutanağında kazanın meydana gelişi anlatıldığı, çizilen krokide çarpma konumları gösterildiği,—kusursuz görüldüğü, alkol muayenesinde — 1,59 promil alkollü olduğu tespit edildiği, —görevlendirdiği bilirkişi —düzenlediği raporda: sürücü— KTK’nun 47/c,52/a-b, yönetmeliğin 95,97,157 maddelerini ihlal ettiği belirtilip asli kusurlu, — ise kusursuz görüldüğü,— tarafından düzenlenn 31.12.2021 tarihli raporda— % 85, — % 15 oranında kusurlu görüldüğü, Karayolları Trafik Kanunun 97. Maddesi 0,50 promilden fazla alkollü olan sürücülerin trafiğe çıkmalarını yasakladığı, sürücü —olay saatinde 1,59 promil alkollü olduğunun tespitiyle bu oranın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinin b bendi 2. fıkrasında yasal sınır olarak belirtilen 0.5 promilin üzerinde olduğu ve sürücünün aracı güvenli sürme yeteneğini kaybettiği, trafik güvenliğini tehlikeye soktuğu, buna rağmen — trafiğe çıktığı, bu derecede alkollü oluşu ile trafik güvenliğini tehlikeye soktuğu, yolun icap ve şartlarına uygun süratle araç kullanmadığı buna bağlı olarak önce orta bariyerlere çarparak savrulduğu, aynı istikamette seyreden— önünü kapattığı, ve — yönetimindeki aracında kazaya karışmasına sebebiyet verdiği, Karayolları Trafik Kanunun 52/a-b maddelerini ,yönetmeliğin 97. Maddesini ihlal ettiği, bu ihlallerinin kazanın meydana gelmesinde %100 oranında etkili olduğu kanaatine varıldığı, sürücü —davacının yaralanması ile sonuçlanan kazanın meydana gelmesinde kural ihlali olmadığı, yönetimindeki aracın yolun sağına savrulan —- yönetimindeki araca çarpmasında ve davacının yaralanmasında kural ihlali olmadığı, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında — oranında kusurlu bulan— tarafından düzenlenen rapordaki bu görüşe iştirak edilmediği, davacı—plakalı araçta yolcu olduğu, kazanın meydana gelmesinde kural ihlali olmadığı, davacının, bindiği aracın sürücüsünün alkollü olup olmadığını konusunda bir açıklama olmayıp, davacının sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği kabul edilirse bununla ilgili değerlendirmenin mahkemenin takdirine bırakıldığı, yukarıda yapılan açıklamalara göre sürücü— kural ihlalleri davacının yaralanması ile sonuçlanan kazanın meydana gelmesinde % 100 oranında etkili olduğu, sürücü—kural ihlali olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; açılan davanın 27/05/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacının maddi tazminat istemli olduğu olduğu, meydana gelen kazada davacının —plakalı aracın içerisinde yolcu olarak bulunduğu, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu — plakalı aracın sürücüsü olan — 1,59 promil alkollü olarak trafik kazasını gerçekleştirdiği, davacının kollukta vermiş olduğu 14/08/2020 tarihli beyanında kaza öncesi dava dışı sürücü— ile beraber —alkol aldıklarını beyan ettiği, bu durumda davacının dava dışı şöförün alkollü olarak araç kullandığını da bildiği, her ne kadar —dosyamızda alınan yüzdeli kusuru raporunda davalı şirketin sigortalısı olan — plakalı araç sürücüsü—- -meydana gelen kazada %15 oranında kusurlu olduğu rapor edilmiş ise de mahkememizce bu rapora itibar edilmediği, aynı zamanda— alınan kusur raporu arasında davalıya %15 kusur verilmesi şeklinde fark olduğu, bu farkın raporlar arasında çelişki oluşturduğu şeklinde davacı vekilinin itirazının da varit görülmediği, zira 6100 sayılı HMK’nın 266. maddesi gereğince kusur oranlarının belirlenmesinin teknik değil hukuki bir konu olduğu, elde edilen teknik bulgulara göre hakimim somut olayda ihlal edilen kuralları göz önüne alarak bu tesbiti yapacağı, bu doğrultuda mahkememizce yapılan tesbit ve değerlendirmelerde, davacının içinde bulunduğu—plakalı aracın sürücüsü —olay saatinde 1,59 promil alkollü olduğunun açık olduğu, alkol oranının Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. Maddesinde yasal sınır olarak bildirilen 0.5 promilin 3 kat üzerinde olduğu, davacının kolluktaki beyanı dikkate alındığında beraberce alkol alındığından dava dışı şoförün alkollü olduğunu da bildiği, dava dışı sürücü— almış olduğu alkolün etkisi altında iken aracı güvenli sevk ve idare etme yeteneğinin olmayacağı, kaza yapmamış olsa idi dahi ceza kanunları muvacehesinde trafik güvenliğini tehlikeye soktuğunun aşikar olduğu, tüm bu hususlara rağmen trafiğe çıkan sürücü— yolun icap ve şartlarına uygun süratle araç kullanmadığı ve buna bağlı olarak önce orta bariyerlere çarparak savrulduğu, aynı istikamette seyreden davalının sigortalısı olan dava dışı — plakalı aracın sürücüsü –yönetimindeki aracında kazaya karışmasına sebebiyet verdiği, dava dışı — yolunda ve şeridinde nizami olarak ilerlerken önünde seyreden 1.59 promil alkollü sürücü—- aracının hakimiyetini kaybederek önce bariyerlere çarpması ardından da sürücü— idaresindeki aracın önünü kapatmakla meydana gelen kazada davalının sigortalısının kazadan kaçınabilecek bir durumunun olmadığı, davacının içinde bulunduğu araç sürücüsünün meydana gelen kazada Karayolları Trafik Kanunun 52/a-b maddelerini ve Karayolları Trafik Kanunu Yönetmeliğinin 97. maddesini ihlal ettiği, bu ihlallerinin kazanın meydana gelmesinde %100 oranında etkili olduğu, davalının sigortalısı — davacının yaralanması ile sonuçlanan kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kural ihlalinin olmadığı, yönetimindeki aracın yolun sağına savrulan— sevk ve idaresindeki araca çarpmasında ve davacının yaralanmasında davacının sigortalısı olan sürücünün kural ihlali olmadığı mahkememizce kabul edilmekle , davanın sorumluluk sigortasının bir türü olan — dayandığı, sigortanın tazmin yükümlülüğünün sigortalısının kusuru oranında olduğu, davalı sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödeme yükümlülüğü altında bulunduğu ancak somut olayda sigorta şirketinin sigortalısının meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığı mahkememizce benimsenmiş, 25/07/2022 havale tarihli — raporu gerekçeli, bilimsel ve denetime uygun olmakla hükme esas alınmış ve açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcından, dava açılışı esnasında peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre; tarafların arabuluculuk toplantısına katıldığı ancak anlaşma sağlanamadığından ve dava reddedildiğinden arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
5-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde — BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.