Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/600 E. 2022/944 K. 14.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/600 Esas
KARAR NO : 2022/944

DAVA:Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ:06/09/2021
KARAR TARİHİ:14/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin ödeme güçlüğüne düştüğünü, şirketlere karşı başlatılmış olan icra takipleri, kambiyo senetleri , bunlara ilişkin haciz işlemleri ile ödeme sürelerine karşılık şirketlerin ödeme gücünün borçları vadesinde ödemeye uygun olmaması, buna ilaveten bilindiği üzere tüm dünyanın ve ülkemizin içerisinde bulunduğu —– virüsüne bağlı mevcut olağanüstü şartlar sonucu oluşan ekonomik durgunluk ve hali hazırda devam eden ekonomik kriz dolayısıyla oluşan nakit döngüdeki problemlerden dolayı varlıkların ve tahsilatları ile ödemelerini yapamama noktasına geldiğini bu gidişatın devamı ile şirketlerce gerekli tedbirlerin alınmaması halinde şirketlerin mali durumunun kötüleşmesi ve edimlerini ifa edemez hale gelme tehlikesi bulunduğunu belirterek İİK 285 vd maddeleri gereğince konkordato taleplerinin kabul ile öncelikle müvekkili şirket lehine tensiben 3 ay geçici mühlet kararı ile birlikte İcra ve İflas Kanunun 287. ve 294 maddeleri çerçevesinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve ihtiyati tedbir kararlarının aynın devamıyla yargılama sırasında kesin mühlet kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davaya müdahale eden bir kısım alacaklılar vekilleri, konkordato koşullarının bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava : Hukuki niteliği itibariyle 7101 Sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici, kesin konkordato mühleti verilmesi ve sonucunda konkordatonun onanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Dava dosyası mahkememizin—- Esas sırasına kayıt edildiği, 10.09.2022 tarihli tensip zaptı ile 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilip 09.12.2021 tarihli duruşma ara kararı ile geçici mühletin 3 aylık geçici mühletin 10.12.2021 tarihinden itibaren 2 ay süre ile uzatılmasına, 07.02.2022 tarihli oturumda 7101 Sayılı Kanun ile değişik İİK.nun 289 maddesi gereğince 10.02.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1 yıllık kesin süre verilip, verilen kararlar —– ile Basın ilan korumu kanalı le ilanlar yapılmıştır.
Davacılardan—– hakkındaki dava, tefrik edilerek Mahkememizin —– esas numarasına kaydı yapılmış, davacı avukatının vaki feragati nedeniyle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.Mahkememizce verilen 10.09.2022 tarihli geçici konkordato mühleti verilmesine ilişkin tensip tutanağında—-tarafından yapılan işlemlere ilişkin düzenli raporlar sunulmuştur.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 305. Maddesinde” Konkordatonun tasdiki Şartları “ düzenlenmiştir. (Madde 305-(Değişik :28/2/2018-7101/33 md):
“ 302’nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması ( bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder )
c) Konkordato projesinin 302’inci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302’nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır ).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir.Davacılardan —- tarafından sunulan ikinci revize konkordato teklifi projesinde borçların tamamını konkordatonun tasdikinden itibaren 6 ay ödemesiz 4 yılda ( 48 ayda ) her üç ayda eşit taksitler halinde ödeme şeklinde bulunmaktadır.
—– tarafından sunulan raporlarda ;
Davacı —-yönünden ; şirketin 7 marketinden 5 ini kapattığı, çalışan sayısı Ocak 2021 tarihinde 114 iken, Eylül 2022 tarihinde 32 e düştüğünü, davacıların yönetim ve karar organlarının tüm iş ve işlemlerinin —– onayına tabi olmasına rağmen, şube kapatma kararlarında —– şubesi hariç—- onayı alınmadan kapatıldığını, stok ve —– bilirkişisi tarafından düzenlenen 01.10.2022 tarihli bilirkişi raporunda 20.09.2022 tarihi itibariyle ticari malların toplam rayiç bedelinin 2.695.648,67 TL olarak tespit edildiğini, halbuki 31.07.2022 tarihli mali tablolardaki verilere göre 18.498.093,43 TL ticari mal stoku bulunduğunu, şirketin 31.07.2022 tarihi itibariyle rayiç değerlere göre marka bedeli de dahil edilmek suretiyle varlığının 23.349.836,55 TL , borçlarının 31.973.846,28 TL olduğu, marka değeri de dikkate alınmak suretiyle rayiç değerlere göre öz varlığının ( – ) 8.624.009,74 TL olduğu, rayiç değerlere göre borca batık olduğu, stok bilirkişisinin 20.09.2022 tespitleri dikkate alındığında rayiç değerlere göre borca batıklığının ( – ) 24.327.761,87 TL olduğu, konkordato projesinin gerçekleştirme ümidinin bulunmadığını,
Davacı —– sicil numarasında kayıtlı olduğunu, kuruluş kaydının—– 31.12.2004 tarih ve 6.210 sayısında yayınlandığını, davac—- bankalara olan 5.578.628.26 TL borcu nedeniyle müşterek ve müteselsil borçlu olduğu konkordatoya bu kefalet borcu nedeniyle başvurduğu borçlu şirketin konkordatosunun başarıya ulaşması ihtimalinin olmadığı, bu nedenle——konkordatosunun başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmadığı, —- kişisel varlıklarının toplamının 5.606.870,62 TL , kişisel borçlarının 6.093.971,26 TL olduğu, kişisel borcunun kişisel varlığından 487.100,64 TL fazla olduğu, borca batık olduğu,
—– 30.09.2022 tarihli mali verilere göre net varlıklar ( Aktif) toplamının 1.455.463.13 TL, borçlar toplamının 628.381,91 TL olup, kaydı değerlere göre öz varlığının 827.081,22 TL olduğu ve işletmenin kaydı değerlere göre borca batık olmadığı bildirilmiştir.Kefalet yükümlülüklerinin borca batıklık hesabında dikkate alınıp alınmayacağı inceleme konusu yapılmıştır.Şirketin ticari defterlerinde ve finansal tablolarında yer almamakla birlikte İİK.nun 299 maddesi uyarınca alacakların kaydı süresinde beyan edilen ve bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra alacağın kaynağı kefalet olarak tespit edilen tutarların İİK.nun Md.302,f 6 uyarınca nisaba dahil edilip edilmeyeceği hususu araştırma konusu yapılmıştır.
Kefalet nedeniyle ortaya çıkan yükümlülükler, koşullu borç, ( şartlı borç) konumunda olup, finansal tablolarda borç olarak yer almazken, bilançonun ( finansal durum tablosu ) dipnotlarında bulunması gerekir. Genel olarak, tüm kefaletten kaynaklı yükümlülükler, zaman ve tutar açısından kesin olmadıklarından koşulludur. —– Muhasebe Standartlarından ” TMS 37 karşılıklar , koşullu borçlar ve koşullu varlıklar ” standardı kapsamında ” koşullu ” kelimesi, tam anlamıyla işletmenin kontrolünde olmayan , bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride gerçekleşip gerçekleşmemesi ile mevcudiyetleri teyit edilerek bu nedenle finansal tablolara yansıtılmayan varlık ve yükümlülükleri ifade etmek için kullanılır. Buna ek olarak koşullu borç kavramı finansal tablolara yansıtılma koşullarını sağlamayan yükümlülükler için kullanılır.——
Buna karşın koşullu borçlar, karşılık durumuna dönüşmesi halinde bu kez bilançolarda borç olarak görünecek ve borca batıklık hesabına da dahil edilmesi gerekecektir. Çünkü karşılıklar, mevcut bir yükümlülük olduklarından ve yükümlülüğün ifası için ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkması muhtemel bulunduğundan yükümlülük olarak muhasebeleştirilirler.
Ayrıca karşılıklar, tutarının ne olacağı kesin olarak bilinmeyen veya tutarı bilinse bile ne zaman tahakkuk edeceği belli olmayan değerlerdir. Bu nedenle karşılıklar bilançosunun pasifinde borç ve gider karşılıkları içinde yer alırlar. TMS, 37 standardıyla amaçlanan, muhasebe temel kavramlarından ” ihtiyatlık ” kavramına uygun olarak, işletmenin ileride karşı karşıya kalabileceği belirsizliklere, risklere ve olasılıklara ilişkin gerekli olan önlemlerin önceden alınmasını sağlamaktır. Gerçekleşen ve gerçekleşme olasılığının yüksek olduğu fakat bazı yönleriyle kesin olmadığı için finansal tablolara yansıtılmayan olaylar, karşılıklar vasıtasıyla çözülebilmektedir. Finansal tablolara yazılmayan fakat önemli bilgilerin bu tablolara yansıtılabilmesi için borç ve gider karşılıkları hesapları kullanılmaktadır. Karşılıklar ait olduğu ödemeye ilişkin olarak gelecek bir tarihte yapılacak harcamanın zaman ve miktarının kesin olmaması nedeniyle ticari borçlar ve tahakkuklar gibi değer yükümlülüklerden ayırt edilebilir. Karşılıklar ayrı olarak gösterilirken genellikle ticari veya diğer borçların bir parçası olarak gösterilir. Borç ve karşılık arasındaki en önemli fark, borcun kesin olması, karşılığın ise muhtemel bir borç olmasıdır. Bir başka fark ise gösterime ilişkindir. Karşılıklar ayrı olarak gösterilirken , tahakkuklar genellikle ticari veya diğer borçların bir parçası olarak gösterilir.
Finansal tablolara alınacak seviyede olan ödenme olasılığı, ödenmeme olasılığından yüksek olan kefalet yükümlülükleri ” karşılık ” olarak tanımlanırken , finansal tablolara alınmayacak seviyede olan , ödenmeme olasılığı ödenme olasılığından yüksek olan kefaletler ise ” koşullu borç ” olarak tanımlanır. Netice itibariyle kefalet yükümlülüğünün ( kefil tarafından ) ödenme olasılığı % 50 den fazla ise bu durumda borca batıklığın hesabında borç ol.arak ( negatif değer ) dikkate alınması gerekecektir.
Davacılardan —– toplam kişisel varlığının 5.606.870,62 TL, —– kişisel varlık toplamının 2 adet taşınmaz bedeli 5.300.000 TL, ticari araç bedeli 230.000 TL, —–rayiç öz 76.870,72 TL olmak üzere 5.606.870,62 TL olduğu, davacı şirkete kefaletinden dolayı bankalara 5.578.628,26 TL kefalet borcunun bulunduğu, bankalara kişisel borcunun 515.343,00 TL olmak üzere toplam 6.093.971,26 TL borçlu olduğu, toplam varlığının, borçlarından çıkarıldığında ( —— ) 487.100,64 TL olduğu ve bu şekliyle borca batık hale geldiği,Davacı —–ortağı bulunduğu şirkete kefalet borcu nedeniyle borçlu olduğu, kefili olduğu bedelin diğer davacı şirketin borca batık olması nedeniyle tahsil kabiliyetinin bulunmadığı, tahsil kabiliyeti olmayan bir alacağı alamayacağından, borca batıklıktan kurtulmasının mümkün bulunmadığı belirlenmiştir.
Bu itibarla gerek davacı şirketin ve gerekse—- borca batık bulundukları, sunulan konkordato projesini başarıya ulaştırma ihtimalinin olmadığı belirlendiğinden, her iki davacının konkordato davalarının reddi ile iflaslarına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konkordato davasının REDDİ ile ;
—– sicil numarası ile kayıtlı ——Ticaret Sicil Müdürlüğünün —– sicil numarasında kayıtlı bulunan—– İFLASINA,
Her iki davacı yönünden İflasın 14/11/2022 günü saat 14:15 itibariyle açılmasına,
Kararın ilanına,
Hemen ilgili yerlere yazı yazılmasına,
İş bu dava ile ilgili verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına ve—- heyetinin görevine son verilmesine,
2-KARAR HARCI
Alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının 59,30 TL’si dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan geriye kalan 21,40 TL’nin davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
b-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,Dair, hazır olan alacaklı ve alacaklı vekilleri, —- ile davacılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.