Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/595 E. 2022/43 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/595 Esas
KARAR NO: 2022/43
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2021
KARAR TARİHİ: 20/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının—–Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili—— bedel karşılığında satın aldığı ancak müvekkilinin internet sitesinden seçtiği ve sipariş ettiği köşe koltuk takımı ile müvekkiline gönderilen köşe koltuk takımının birbirinden tamamen farklı olduğu, satıcının müvekkiline internet sitesinden seçtiği ve sipariş ettiği köşe koltuk takımı yerine internet sitesindeki görsellere ve—– örnek deri numunelerine uymayan farklı şekil, kumaş, kalite ve desendeki bir köşe koltuk takımını gönderdiği, müvekkili davalı şirkete satın alınan malın iadesi ve bedelinin tarafına ödenmesi için başvurduğu ancak olumlu bir sonuç alamadığı, ——- satıcının ayıptan sorumluluğu; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir suretle bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumludur.” şeklinde düzenlendiği, müvekkili satın aldığı köşe koltuk takımını güvenli bir yerde hiç kullanmadan muhafaza ettiği, sözü edilen köşe koltuk takımı iadeye hazır durumda olduğu, ayıplı olduğundan kullanılmadığı, alınan maldan umulan fayda elde edilemediği, yüksek bedelli alınan mobilyanın ayıplı çıkması neticesinde müvekkilin ticari hayata karşı olan güveni de azaldığı, müvekkilinin yukarıda izah olunan nedenler sebebiyle—- vererek sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istediği, tüketicinin dönme hakkını kullanmasıyla birlikte taraflar arasındaki satış sözleşmesi bir tasfiye ilişkisine dönüşeceği, ancak bu ilişkiye dair ayrıntılar 6502 sayılı kanunda düzenlenmediği, buna karşılık, —- —- hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır.” şeklinde olduğu, dolayısıyla —- uygulama alanı olacağı, bu hüküm gereğince müvekkili seçimlik haklarından sözleşmeden dönme hakkını kullanarak satış bedelinin faiziyle birlikte geri verilmesini, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerinin ödenmesini ve ayıplı mal nedeniyle doğan zararlarının giderilmesini talep ettiği, ayrıca — gereğince “Tüketici Mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” somut olayda, dava değerinin—- itibariyle tüketici mahkemesinin görevine giren bir uyuşmazlık söz konusu olduğu, arabuluculuğa başvurulduğu ancak taraflar anlaşamadığı, tüm bu nedenlerle ayıplı köşe koltuk takımının satıcıya iadesini, malın bedelinin ödendiği tarihten itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının iddialarının maddi ve hukuki temelden yoksun olup reddinin gerektiği, dava konusu köşe koltuk takımının —- tarihinde kusursuz ve eksiksiz olarak davacıya teslim edildiği, her ne kadar davacı yan ürünün ayıplı olduğunu ileri sürmüş ise de sunulu olan teslim tutanağından görüleceği üzere sipariş edilen ürünlerin, davacı şirket yetkilisi tarafından —- eksiksiz ve kusursuz olarak teslim alındığı, dolayısı ile davacının teslim tarihinden yaklaşık —– yıl sonra ortaya atmış olduğu köşe takımının ayıplı olduğu iddialarının maddi ve yasal dayanağı bulunmadığından, bu iddialara itibar edilmemesi gerektiği, davacı yan eksiksiz ve kusursuz şekilde teslim edilen köşe takımının ayıplı/seçilenden farklı olduğuna dair tek bir delil sunamadığı, ürünlerin tesliminden ———tarihinde köşe takımının bedelinin tamamımın ödenmiş olması da, siparişe konu ürünlerin davacının/mimarlarının seçimi doğrultusunda üretildiğinin/teslim edildiğinin göstergesi niteliğinde olduğu, davacı tarafın yasaya uygun şekilde ihbar ve gözden geçirme külfetini yerine getirmediği, satıcının ayıptan sorumluluğu ve alıcının hakları —- ve devamı hükümleri ile düzenlendiği, alıcının ayıptan doğan sorumluluk hükümlerinden faydalanabilmesi için kanunen kendisine yükletilmiş olan külfetleri yerine getirmesi gerekli olduğu, bunlar gözden geçirme ve bildirim külfeti olarak adlandırıldığı, gözden geçirme doktrinde kullanılan diğer isimleriyle muayene veya ——düzenlendiği, ilgili hükme göre; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek zorundadır.” madde hükmünde de görüldüğü üzere —- kapsamında kalan işler bakımından gözden geçirme külfetinin yerine getirilmesi bakımından açık bir süre belirlenmeyip imkân bulur bulmaz ifadesine yer verildiği, bu süre somut olayın durumuna göre ve dürüstlük kuralı çerçevesinde tespit edileceği, —- kapsamında kalan satış sözleşmelerinde hal böyle iken, tarafları tacir olan ve ticari iş olarak nitelendirilen satış sözleşmelerinde durumun farklılaştığı, ——-satışlarda satılanın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki gün değilse, teslim tarihinden itibaren sekiz gün içerisinde satılanın incelenmesi ve ayıplı olduğunun tespiti halinde ihbarda bulunulması zorunludur.” hükmü mevcut olduğu, görüldüğü üzere —- hükmünde muayene süresinin kesin olarak belirtildiği, belirtilen bu süreler içerisinde durumu ihbar etmeyen alıcı, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden faydalanamayacağı ve malı o haliyle kabul etmiş sayılacağı,—–, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” şeklinde düzenlendiği, dolayısıyla ayıbın bildirilmesiyle birlikte dönme hakkını/bedel iadesi talebini içeren bir bildirim, —- ispat şekillerinden şekillerden birisi ile yapılması gerektiği, ayıp ihbarının yapıldığının ispat yükünün davacı alıcı üzerinde olduğu, tacirler arasında ayıplı maldan kaynaklanan ihtilaflarda ayıbın niteliği, ihbar süreleri, seçimlik haklar konusunda—–hükümlerinin birlikte değerlendirmesi gerektiği, tüm bu nedenlerle davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, ticari satıma konu olan davaya konu köşe takımının ayıplı olduğundan bahisle ayıplı malın satıcıya iadesi semenin ise davacıya iadesine dair alacak davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; açılan davanın ticari satımdan kaynaklanan alacak davası olduğu, burada üzerinde durulması gereken ilk konunun iki tarafı da tacir olan davaya konu satım sözleşmesine hangi kanunun uygulanacağı olduğu, hem davacı hem de davalının ticari şirket olmakla tüzel kişi tacir oldukları dolayısıyla yapılan satışın da ticari bir satış olduğu bu durumda davaya konu satış akdinden doğan ihtilaflara 6502 sayılı kanunun uygulanamayacağı, bu noktada somut olaya uygulanacak kanunun 6102 sayılı TTK ve 6098 sayılı TBK olacağı, davaya konu olan ve davacı tarafça ayıplı olduğu iddia edilen emtianın davalı tarafça davacının özel istekleri doğrultusunda üretilen proje-köşe koltuk olduğu, davalı tarafında sunulan teslim tesellüm tutanakları incelendiğinde davaya konu köşe koltuk takımının — tarihinde davacının—- ilindeki adresine teslim edildiği , teslim tesellüm tutanağına “siparişe ilişkin ürünlerin kullanma kılavuzu ve garanti belgesi ile davacıya eksiksiz ve sorunsuz olarak teslim edildiğinin ” derc edildiği, akabinde — faturanın davalı tarafından tanzim edildiği, davacının fatura bedelini davalıya ödediği hususunda ihtilaf olmadığı, hukukumuzdaki cari olan ayıp ve ihbarı ile ilgili mevzuat incelendiğinde 6102 sayılı TTK’nın 23. Maddesinde ticari satış ve mal değişimi hususunun düzenlendiği maddenin başında bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, 1. Fıkranın c bendinde ise malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesinin gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu diğer durumlarda ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağının vazedildiği, 6098 sayılı TBK’nın 223. Maddesi incelendiğinde ise alıcının devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorunda olduğu, alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılacağını, ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağının vazedildiği, bu düzenlemeler ışığında davacının dava dilekçesinde ayıp olarak nitelendirdiği örnek deri numunelerine uymayan, farklı şekil, kumaş, kalite ve desende ürünü kendisine teslim ettiğini iddia ettiği, bu durumda teslim tesellüm tutanağında eksiksiz ,ayıpsız bir şekilde koltuk takımını —- tarihinde teslim aldığını kendi temsilcisi imzasıyla kabul eden davacının , yukarıda bahsetmiş olduğu gibi teslim edilen ürünün örnek deri numunelerine uymayan, farklı şekil, kumaş , kalite ve desende olduğunu iddia ediyorsa bunun gizli olmayıp açık/aşikar ayıp olmakla —— ticari satış ve mal değişimi hususunun düzenlendiği maddenin başında bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, 1. fıkranın c bendinde ise malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesinin gerekeceğinin vazedildiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağının vazedildiği, 6098 sayılı TBK’nın 223. Maddesi incelendiğinde ise alıcının devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorunda olduğu, alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılacağı, davacının iddiaları doğrultusunda davaya konu emtiadaki iddia edilen ayıbın nevisinin açık/aşikar ayıp olmakla davacının süresinde gerekli muayeneyi yapmadığı ve ihbarda da bulunmadığı, TTK 18/3 gereğince ayıp ihbarının ne şekilde yapılacağının kanun tarafından belirlendiği ancak davacı tarafından isbat yükü üzerinde olmakla süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunun ispat olunamadığı, davaya konu emtianın — tarihinde davacıya eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim edildiği , taraflar arasındaki arabuluculuk sürecinin — başladığı ve anlaşamama olarak neticelendiği, huzurdaki davanın ise —- tarihinde açıldığı anlaşılmakla, süresinde ayıp ihbarı yapılmamakla açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Sair hususların gerekçeli kararda belirtilmesine,
3-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından dava açılırken yatırılan 503,79-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 423,09-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre; tarafların arabuluculuk toplantısına katıldığı ancak anlaşma sağlanamadığından ve dava reddedildiğinden arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
6-Davalı tarafça yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde———-nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 20/01/2022