Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/592 E. 2022/307 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/592 Esas
KARAR NO : 2022/307

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/09/2021
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde— poliçesi ile sigortalı olan — sahibi olduğu —sevk ve idaresinde iken 23/09/2013 tarihinde yaya olan müvekkiline çarptığını, kaza neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, 2 ay boyunca yoğun bakımda kaldığını, felç geçirdiğini, yaşam boyunca bakıma muhtaç hale geldiğini,— dosyasında araç sürücüsünün asli kusurlu olması nedeniyle hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiğini, aracın işleteni ve sürücüsü aleyhine—Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, bu yargılama devam ederken alınan bilirkişi raporları ile müvekkilinin %37 oranında malul olduğunun ve ömrü boyunca bakıcı ihtiyacı olduğunun tespit edildiğini, bilirkişi tarafından bakıcı giderinin 176.655,04 TL olarak hesaplandığını, müvekkilinin uğradığı maddi zararlarının bakıcı gideri hariç tazmini için davalı sigorta aleyhine— sayılı dosyası ile dava açıldığını, yargılama devam ederken sigorta şirketi tarafından makbuz niteliğinde 44.003,39 TL ödeme yapıldığını, taraflar arasında ibraname imzalandığını, mahkemece karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğini, yapılan ödemenin bakıcı giderini kapsamadığını, sigorta şirketine yapılan 27/04/2021 tarihli başvuruya cevap verilmediğini, ibranamedeki tazminat kalemlerinde bakıcı giderinin bulunmadığını belirterek;—giderinin poliçe limiti dahilinde dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;— plakalı aracın müvekkili nezdinde — poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçe limitinin 250.000,00 TL olduğunu, davacının sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ve zararı ispat etmesi gerektiğini, — sayılı dosyasından sulh olunmuş ve davacı tüm tazminat taleplerinden feragat ettiğini, müvekkilinin poliçeden doğan sorumluluğunu yerine getirdiğini, davacının— alınan rapora dayanarak tazminat talep etmesinin yerinde olmadığını, davacının sürekli bakıcı ihtiyacının olmadığını, maluliyet oranını kabul etmediklerini, dava tarihinden yasal faiz istenebileceğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan bakıcı giderinin tazminine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, poliçe ve hasar dosyası, ceza dosyası, — Ticaret Mahkemesi’nin — dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
— Tarafından düzenlenen poliçe ve hasar dosyasının incelenmesinde;—sigortalandığı, sigortalısının — olduğu, aracın—- olduğu, poliçe limitinin 250.000,00 TL olduğu, davacı tarafından dava açılmadan önce dava konusu bakıcı giderine ilişkin olarak 27/04/2021 tarihinde başvuruda bulunulduğu, sigorta şirketi ile davacı arasında— tarihinde imzalanan “—Esas sayılı dosya kapsamında yapılan sulh görüşmeleri sonucunda asıl alacak ve ferileri ile birlikte 44.003,39 TL ödeme yapıldığı ve tarafların birbirlerini ibra ettiği görülmüştür.
—- dosyasının incelenmesinde; davacılarının — olduğu, davalılarının —olduğu, talebin Mahkememiz davasına konu — tarihli trafik kazası nedeniyle—- yaralanması sonucu evdeki bakım ihtiyacından dolayı işlerinden ayrıldıklarını belirterek 6 aylık çalışamamaları nedeniyle uğranılan gelir kaybının ve maneni tazminatın tahsiline yönelik olduğu, dosya ile birleşen—- dosyasında davacının —olduğu, talebin meydana gelen trafik kazası nedeniyle yaralanması sonucu tedavi, ulaşım, fizik tedavi, sağlık sigortası, bakıcı giderleri ile manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, Mahkemece — ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
—-Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacılarının — Olduğu, talebin– tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle yaralanması sonucu tedavi, ulaşım, fizik tedavi, sağlık sigortası, bakıcı giderleri, geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik nedeniyle efor/çalışma ve kazanç kaybı ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, diğer davacılar yönünden ise çalışılamayan döneme ilişkin gelir kaybı istemine ilişkin olduğu, taraflarca henüz öninceleme aşaması tamamlanmadan sulh olunduğuna dair beyan dilekçesi sunulduğu, Mahkemece sulh nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın– kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, meydana gelen trafik kazası nedeniyle yaşam boyu bakıcı ihtiyacının bulunduğu, bu ihtiyacın sonradan ortaya çıktığı, sigorta tarafından bakıcı ihtiyacının karşılanmadığı iddia edilerek bakıcı gideri tazminatının davalıdan tahsilinin talep edildiği; davalı tarafça, davacı yana yapılan ödeme ile sorumluluğun yerine getirildiği, davacı ile ibraname yapıldığı savunularak davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; 23/11/2015 tarihinde yapılan Makbuz ve İbraname başlıklı ibranamenin bakıcı giderini kapsayıp kapsamadığı, davacının bakıcı ihtiyacının sonradan ortaya çıkıp çıkmadığı, yapılan ödemenin davacının bakıcı giderini karşılayıp karşılamadığı, davacının talep edebileceği bakıcı gideri tazminatının miktarının tespiti noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
2918 sayılı KTK’nin “sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlığını taşıyan 111. maddesi gereği, “ Karayolları Trafik Kanunu ile öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir”. Bu madde hükmü gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasadaki bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; taraflar arasındaki ibranamenin 23/11/2015 tarihinde yapıldığı, eldeki davanın ise 02/09/2021 tarihinde 2 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı görülmüştür. Davacı tarafın sigortalıya bakıcı gideri istemine ilişkin sigortaya yapılan başvuru tarihi ise 27/04/2021 tarihidir. Bu tarihlerden önce davacı yanın ibranamenin kabul edilmediğine ilişkin irade açıklamasına dosya kapsamında rastlanılamamıştır. Ancak davacı taraf, bakıcı ihtiyacının sonradan ortaya çıktığını ve yapılan ibraname ile ödemenin bakıcı giderini kapsamadığını ileri sürmektedir. Bu durumda bakıcı ihtiyacının sonradan ortaya çıkıp çıkmadığının ve yapılan ibranamenin bakıcı giderini kapsayıp kapsamadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacının gerek—Esas sayılı dosyasına, gerekse de — dosyasına sunulan dava dilekçelerinde; kendisinin kaza nedeniyle 2 ay süre ile yoğun bakımda kaldığını, felç geçirdiğini, bakıma muhtaç hale geldiğini, çocuklarının kendisine bakmak için 6 ay boyunca çalışamadığını ileri sürmüş ve bakıcı giderinden kaynaklanan zararın tazminini de maddi tazminat kapsamında talep etmiştir. Anılan her iki dosya da davalı ile yapılan 23/11/2015 tarihli ibranameden önceki tarihte açılmıştır. Bu nedenle davacı yanın bakıcı ihtiyacının sonradan ortaya çıktığı iddiası dinlenilemez. İbranamenin bakıcı giderini kapsayıp kapsamadığı bakımından ise; yapılan ibraname ile davacı yana ferileri ile birlikte toplamda 44.003,39 TL ödeme yapıldığı, ibranamenin —-Esas sayılı dosyası kapsamında yapıldığı, davacı tarafından bu dosya kapsamında başkaca hak ve taleplerinin olmadığının açıkça kabul edildiği, yukarıda da belirtildiği üzere anılan dosya kapsamında davacı yanın bakıcı gideri talebinin de bulunduğu, 23/11/2015 tarihli ibranamenin davacının bakıcı gideri istemini de kapsadığı kanaatine varılmıştır. Bu hali ile eldeki davanın 2 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE,
2.Alınması gerekli 80,70.-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 603,37.-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 522,67‬.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan — davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan— 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.