Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/540 E. 2023/18 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/540 Esas
KARAR NO: 2023/18
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 06/08/2021
KARAR TARİHİ: 17/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (taşıma sözleşmesi kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yurtdışından vergisini ödeyerek getirip kaydettirdiği ——— ——— karşılığında satmak için anlaştığını, müvekkilinin bu telefonu —— kişiye teslim ederek ücretini tahsil etmek için arkadaşı ——- göndermek için —— verdiğini, ancak —— tutanağında adı —–olarak belirtilen üçüncü bir kişinin başvurusu üzerine, davalı çalışanlarınca —— yapılmaksızın —– bu kimseye teslim edildiğini, bu üçüncü şahıs için ——— başvuru yapıldığını ve telefonun kullanıma kapatıldığını, alıcı dışında başka bir kişiye teslimi hususunda tek kusurlu tarafın davalı ——– olduğunu, tüketici hakem heyetine yapılan başvurunun,—————— açılan davanın da reddine karar verildiğini, zararın tazmini için davalı firma aleyhine takip başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, arabuluculuk faaliyetinden sonuç alınamadığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı kargo şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ——— üçüncü bir kişi tarafından sahte bir kimlikle teslim alındığı düşünülse bile müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, —— şirketi çalışanı gerekli özeni gösterse dahi bu durumdan kaçınılamayacağını, davacının davaya konu gönderi içeriğini taşıma senedi ile ispat etmek zorunda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, ayıplı taşıma hizmetinden kaynaklanan zararın tazmini için başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır.
Borçlunun itirazı, icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir ———– Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir.
Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe —— devam edilebilir. İtirazın iptali davası devam ettiği sürece, bir yıllık haciz talebi süresi işlemez.
İspat yükünün -kural olarak- davacıda olduğu itirazın iptali davasında, alacaklı———– alacağının varlığını usul muhakemesinde caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Davanın reddi halinde, itiraz ile duran takip iptal edilmiş sayılır ve ilam kesin hüküm teşkil ettiğinden takip alacaklısı tarafından konusu aynı olan bir dava tekrar ikame edilemez. Ayrıca borçlunun talep etmesi halinde, mahkeme, alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu kanısına varırsa alacaklıyı yüze yirmiden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum eder (67/II). Kötüniyet olgusunu ispat yükü, tazminat talep eden davalı borçludadır. Tazminatın, asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir.
Davanın kabulü halinde, itiraz üzerine duran takibe devam edilir; (varsa) ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşür. Ayrıca, alacaklı tarafça talep edilmesi halinde, takip konusu alacağın belirlenebilir (likit) olduğu durumlarda davalı (takip borçlusu) alacak miktarının asgari yüzde yirmisi oranında inkar tazminatına mahkum edilir. ———–uygulamasına göre hüküm altına alınacak inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir ——————
Taşıma şirketi,——- ve icra dairesine yazılan müzekkerelere cevap verilmiştir. Ayrıca ———– yazılan müzekkere cevap yazıları da temin edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
—– tarihli ilk celsede ön inceleme duruşması yapılarak uyuşmazlık belirlenmiş, dosya——– alanında uzman bir bilirkişiye tevdi edilerek, kargonun alıcısına teslim edilememesi nedeniyle davalı şirketin sorumlu olup olmadığı tespit olunarak davalı şirketin sorumluluk miktarının belirlenmesi istenilmiştir. ——- tarihli raporda;
“1-Uyuşmazlığa konu davada 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulama alanı bulacağı,
2-a) Davalı taşıyıcı—— davacı ———- gönderilen alıcısına teslim ettiği, dolayısıyla taşıdığı————– özen borcunu göstererek edimini ifa ettiği değerlendirildiği,
b) Davacı gönderen——–, davalı taşıyıcı ——– teslim ettiği emtia kargoyu, davalının alıcısına teslim etmeyerek 3. Kişiye teslim etmek suretiyle zıyal-hasara uğrattığı savının ispata muhtaç olduğu değerlendirildiği,
3-Şayet ———- davalı taşıyıcıyı ——– geçici zilyetliğinde ki emtia- kargoyu gönderilen gerçek alıcısına teslim etmeyerek, davacı gönderen ——- maddi zarara uğrattığını benimsemesi ihtimali ile hata ve kusurlu bulması halinde meydana gelen zıya- hasarda davalı taşıyıcının TTK m.875/1 atfı ile TTK m.879/1-a uyarınca sorumlu olduğu değerlendirilebileceği, bu bağlamda davacı yanın davalıdan TTK m. 882/2 hükmü uyarınca 68,60 TL talep edebileceği” belirlemelerine yer verilmiştir.
6502 sayılı Yasanın m.3/f.1-(l) maddesinde ———, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemdir.
Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir ————–
Somut olayda, uyuşmazlık kargo taşıma sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, taşıma sözleşmesi 6102 sayılı Yasanın 4/f.1-a hükmü doğrultusunda mutlak ticari dava niteliğinde ise de; davacı tarafça uygulama üzerinden yapılan satışın tamamlanması için ürünü kendi arkadaşı olan dava dışı ———-gönderdiği ancak ürünün bu kişiye değil, adını yine——— olarak bildirdiğini iddia ettiği bir başka kimseye teslim edildiği iddia edilmiş olup, davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı, 6502 sayılı yasa hükümleri gözetildiğinde, davacının mesleki veya ticari amaçla hareket ettiğine dair bir iddia ileri sürülmediği gibi bu hususta dosyada delil de bulunmadığı, işlemin tüketici işlemi mahiyetinde olduğu, tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği, bu haliyle davacının 6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesi uyarınca tüketici olduğu ve uyuşmazlığın, anılan kanunun 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca, tüketici mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Aynı yönde;
“(…) Dava, ayıplı taşıma hizmeti verilmesinden kaynaklandığı ileri sürülen zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davaya bakmaya ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2.maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır.
Somut olayda, uyuşmazlık ——– taşıma sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, taşıma sözleşmesi TTK’nda düzenlenmiş olduğundan mutlak ticari dava niteliğinde ise de; davacı tarafça internet üzerinden satışını yaptığı bilgisayar parçalarının—- alıcısına teslim edilmek üzere —– ikamet eden arkadaşına gönderildiği beyan edilmiş olup, davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı, 6502 sayılı yasa hükümleri gözetildiğinde, davacının mesleki veya ticari amaçla hareket ettiğine dair bir iddia ileri sürülmediği gibi bu hususta dosyada delil de bulunmadığı, bu haliyle davacının 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketici olduğu ve uyuşmazlığın, anılan kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir”————–
Yukarıda açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından görevsizlik (114/f.1-c) nedeniyle usulden reddine, görevli mahkemenin ———–Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın, davacının 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketici olduğu ve uyuşmazlığın, anılan kanunun 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca, tüketici mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından GÖREVSİZLİK (114/f.1-c) nedeniyle USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin ———– Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine, kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurulması halinde, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine,
2.Yargılama gideri ve vekâlet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde—————– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 17/01/2023