Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/537 E. 2022/500 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/537 Esas
KARAR NO: 2022/500
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/01/2021
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının — ücret ödemeksizin —plaka sayılı aracı ile —- tarihleri arasında ihlalli geçiş gerçekleştirildiğini, söz konusu ihlalli geçişler nedeni ile doğan alacaklarının tahsili amacıyla —– sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın borca itiraz ettiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin ve başkaca talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle istinaf kararları uyarınca teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini, davanın kabulü ile, davalı tarafın icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen mahkememiz dosyasına vekili cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, ihlalli geçiş ücretinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.
—– plakalı aracın ticari amaçla kullanıldığını bu nedenle ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davalı borca itiraz dilekçesi ile dava konusu aracın ticari servis amacı ile kullanıldığını beyan etmiştir.
Taraflar arasında, davalı gerçek kişi adına kayıtlı olan ve ihlalli geçiş yaptığı iddia edilen —– kullanım amacının ticari nitelikte— olduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.
Uyuşmazlık, iş bu davada, ihlalli geçiş yaptığı iddia edilen ve davalı adına kayıtlı aracın, ticari araç olmasının davalının tacir olması ve görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olması için yeterli olup olmadığıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve kamu düzeninden olduğu belirtilmiştir.
Mahkemelerin görevine ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunun 2.maddesinde ise mal ve şahıs varlığına ilişkin davalarda genel görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir.
—— tarihli ilamında;
“.. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle genel mahkeme ile özel mahkeme arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti üzerinde durulmasında yarar vardır. Bu ilişkinin bir görev ilişkisi olduğu ve görevle ilgili kuralların kamu düzenine ilişkin bulunduğu konusunda öğreti ve uygulamada duraksama bulunmamaktadır.
Genel mahkemelerin bakacakları davalar belirli kişi ve iş gruplarına göre sınırlandırılmamış olup, aksi belirtilmedikçe medeni yargılama hukukuna giren her türlü işe bakmakla görevlidirler. Açık kanun hükmü ile özel mahkemelerde görüleceği belirtilmemiş olan bütün davalar, genel mahkemelerin görevine girer ——-
Buna karşın özel mahkemeler, belirli kişiler arasında çıkan veya belirli uyuşmazlıklara bakmakla görevlidir. Eş söyleyişle özel mahkemeler özel yasalarla kurulmuş olup, özel yasalarında belirtilen davaları yürütür.
Nitekim, —– mahkemelerin görevlerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir ——
Yine,——da belirtildiği gibi, ayrık hükümlerin dar olarak yorumlanması yoruma ilişkin temel bir kuraldır.
Şu duruma göre, iş mahkemelerinin görevleri istisnaî nitelik taşıdığı için, görevlerinin geniş yoruma değil dar yoruma tabi tutulması esastır ——
Bu genel açıklamalardan sonra uyuşmazlığın hangi mahkemede görüleceğinin çözüme kavuşturulması gerekmektedir… ” ifadelerine yer verilmiştir.
—–tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesinde ise her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin asliye ticaret mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı ifade edilmiştir.
6102 sayılı TTK ‘nın birinci kitapta “ Ticari İşletme” birinci kısımda “ Tacir “ düzenlenmiştir. Ticari İşletme üst başlıklı 11/1. fıkrada, ticari işletmenin, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olduğu, 2. fıkrada, ticari işletme ve esnaf işletmesi arasındaki sınırın——belirleneceği ifade edilmiştir. Aynı yasanın 15. maddesinde ise—–başlığı ile ister gezici olsun ister bir dükkanda veya sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi olduğu belirtilmiştir.
Yasal düzenlemeler kapsamında, 6102 sayılı TTK ‘nın 4.maddesinde belirtildiği şekilde, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava nisbi ticari dava olarak kabul edilmektedir. Bu durumda, öncelikle her iki tarafın ticari işletme sahibi olması gerekmektedir. Bu ise yasanın 11. vd maddelerinde düzenlenmiştir. Yasada, ticari mal ve / veya emtianın davanın konusu olması durumunda, o davanın ticari dava olacağına İlişkin bir düzenlememeye yer verilmemiştir. 6102 sayılı TTK ‘nın 3. maddesinde ticari işler düzenlenmiş ve bu kanunda düzenlenen hususlarda bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu belirtilmiştir.Bir ticari işin ticari dava kabul edilmesi için ise TTK ‘nın 4. maddedeki şartları taşıması gerekmektedir. Her ticari işle ilgili uyuşmazlıkta, ticaret mahkemelerinin görevli olduğunun kabulüne dair bir düzenleme mevcut değildir. Yasada tanımlanan şekilde bir uyuşmazlığın mevcut olması gerekmektedir. Yukarıda yer verildiği üzere mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Yasa koyucu tarafından, bütün ticari işlerle ilgili uyuşmazlıkların çözümünde ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna dair bir düzenleme tesis edilmemiştir. Şu halde, ihlalli geçiş yaptığı iddia edilen aracın ticari minibüs olması ticaret mahkemesinin görevli olacağı sonucunu doğurmayacağı gibi, ticari ——maliki olan davalı gerçek kişinin tacir olması içinde yeterli olmayacaktır. Çünkü yine yukarıda yer verildiği üzere tacir ve esnaf ayrımı yasada açıkça belirtilmiştir. —–
Somut olayda davalının —- gerçek kişi tacir kaydının olmadığı,—-servis aracı işletmeciliği faaliyeti altında esnaf kaydının olduğu, — vergi kaydının olduğu, gerçek usulde işletme hesabına göre defter tuttuğu, — beyannamesine göre Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinde belirtilen limitleri aşmadığı, buna göre davalının tacir olmadığı, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmediği anlaşılmıştır. Davalı tacir olmadığı gibi, yukarıda açıklanan gerekçelerle dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre davalının ticari işletme işletmediği, bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi için TTK 4. madde hükümlerinde belirtildiği üzere her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması gerektiği, bu hali ile eldeki davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davaya genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK.20 maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli —— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———-Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi. 31/05/2022