Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/535 E. 2022/101 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/535 Esas
KARAR NO: 2022/101
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 05/08/2021
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının —– yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında taşıma işlemleri yapıldığını, davalı şirketten — alacaklı bulunduğunu, müvekkili şirketin, davalı taraf ile olan ticari ilişkisi nedeniyle cari hesabında davalı taraftan toplam—- alacaklı bulunduğunu, avalı tarafın ödemekten imtina etmesi üzerine müvekkilinin haklı fatura ücreti alacağının tahsili amacıyla —sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine borçlu tarafça müvekkili şirket hesaplarına harici olarak —- ödeme yapıldığını, ancak icra masrafları, harçları ve vekalet ücreti ödemesi yapılmadığını ve davalı borçlu şirketin icra müdürlüğünün yetkisine ve borca karşı yapmış olduğu itiraz ile durdurulduğunu, itiraz nedeniyle müvekkilinin haklı alacağının tahsilinin engellenmesi üzerine işbu itirazın iptali davasını açmak zarureti doğduğunu, davalı şirketin icra müdürlüğünün yetkisine yapmış olduğu itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin takip konusu borçtan sorumlu olduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerle davalının—- sayılı dosyasına yaptığı borca itirazının ferileri yönünden iptali ile takibin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu sabit olduğundan değerin %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ,cevap dilekçesi sunulmamakla ; iddia edilen vakıaların tümünün inkar edildiği 6100 sayılı HMK’nın 128. maddesi gereğince addedilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller,—- dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine — alacağın tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya— tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından—tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal — yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi incelendiğinde takibe konu alacakların takip tarihinden sonra davalı tarafından —– tarihli ödemelerle ifa edildiği, davacının talebinin ise ödenmeyen takibin ferilerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Hukuki Yarar Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür. Bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü de yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamışken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre; gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır.—–
Takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda; ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından da itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur—-
Davanın icra takip tarihinden sonraki ferilerine ilişkin olduğu ve davacının asıl alacak yönünden hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek sadece bu kısımlara (ferilerine) yönelik itirazın iptali ve takibin devamı şeklinde hüküm kurulmakla yetinilmesi gerekir.—–
Açıklanan nedenlerle davacının asıl alacak ödenmesine rağmen, alacağın ferileri için itirazın iptali davası açma yetkisi olduğu anlaşıldığından, davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilmiştir.
Davacının Talep Ettiği Alacaklar Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacı vekili, takip talebinde sadece asıl alacak olarak —– talep etmiştir.
Herşeyden önce davacı vekilinin takip öncesi için işlemiş faiz talebi olmamakla işlemiş faiz için herhangi bir talebi ve alacağı yoktur.
İcra takibine itiraz tarihi olan —–banka yoluyla ödendiği dosyaya sunulu dekont ile sabittir.
Bu noktada şu da açıklığa kavuşturulmalıdır ki, temerrüt faizi başlangıç tarihi yönünden, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş —veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; borçlu temerrüde düşmüş olur—— Kesin vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden icra takibi yapılmış ise takip tarihinde temerrüt gerçekleşir —-
Takip tarihinden sonra yapılan ödemenin alacağın hangi bölümünden mahsubu gerektiği kanusunda TBK 100/1. madde hükmü gözetilmelidir. TBK 100/1. maddeye göre borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Bunun karşı anlamına göre borçlu faiz ve masrafları ödemede gecikmiş ve özellikle vadesinde borcu ödemediğinden temerrüt faizi işlemeye başlamış ise yapılan ödemelerin öncelikle masraf ve faizlerden mahsubu gerekir—–
Borçlu tarafından, takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödemenin icra dosyası borcunun tamamını karşılamadığının tespiti halinde, kısmı ödeme olarak kabulü ile TBK’nın 100. maddesi uyarınca öncelikle faiz ve masraflardan mahsubu ve kalan ana para alacağı için takibin devamı istenebilir ise de somut olayda davacı alacaklı, tercih hakkını bu yönde kullanmamış, ödemeyi ana para ödemesi olarak kabul edip, takibin ferileri (icra harç ve masrafları, avukatlık ücreti ve takip tarihi ile ödeme tarihi arasındaki faiz) için itirazın iptalini istemiştir. Taleple bağlılık esastır.
Davacı, davalının yaptığı ödemeyi ana paraya mahsup ettiğinden, icra müdürlüğünün yapması gereken hesaplamayı mahkemenin yapmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü davacı, itirazın iptalini sadece icra dosyasındaki feri alacaklar yönünden istemiştir. Mahkemece itirazın, icra takip giderleri, vekalet ücreti ve takip tarihiyle ödeme tarihi arasındaki temerrüt faizi yönünden iptaline karar vermekle yetinilmelidir ——
Açıklanan nedenlerle, davanın kısmen kabulü ile borçlunun icra müdürlüğünün dosyasına yaptığı itirazın asıl alacağa takip tarihinden ödeme tarihine kadar yasal faiz işletilmesi, takip gideri ve vekalet ücreti yönünden iptaline, fazla istemin reddine, karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK 67.madde son fıkrası gereğince, tazminata takip talebi ve davadaki talep sonucu üzerinden hükmedilir. Buna göre işlemiş faiz, asıl alacak ayrımına gidilemeyecektir. Sadece işlemiş faize itiraz olsa dahi bu miktar içinde, tazminata hükmedilir. Ancak takipten sonrası için işleyecek faiz için tazminata hükmedilmez.
Somut olayda, davacının takip öncesi için işlemiş faiz talebi olmadığından, keza davalı/borçluca asıl alacağın davadan önce ödenmiş olması nedeniyle, icra inkara tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalı borçlunun—- sayılı dosyasına yaptığı itirazın asıl alacağa takip tarihi olan — tarihinden ödeme tarihi olan —– tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte, takip gideri, harç ve vekalet ücreti yönünden iptali ile takibin bu alacak kalemi üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
İcra inkar tazminatı talebinin reddine,
2- KARAR HARCI;
Davanın kabul edilen—– bölümü dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan, geriye kalan —-karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
Davanın kabul edilen 7.526,20 TL dava değeri üzerinden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı toplamı 118,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarfedilen 11,00-TL posta ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalı tarafça herhangi bir masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
ç-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK ‘nın 341/2 maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 10/02/2022