Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/531 E. 2022/211 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/531 Esas
KARAR NO : 2022/211

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2021
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; Müvekkili Şirket,——— markalarından biri olup; —– —- güçlü ——- — tarihinde — Sözleşmesi”; aşağıda ayrıntıları ile izah edileceği üzere ———— davacı/müvekkil şirket ile arasında süregelen ticari ilişkisinden doğmuş ve doğacak borçları için diğer davalılar tarafından ——kaydına ait bilgileri aşağıda detaylı şekilde belirtilen taşınmazlar üzerinde ipotek rehni tesis edildiğini,
İpotek rehninin tesisi aşamasındaki tüm işlemler kanunda belirtilen şekil şartlarına uygun şekilde, taşınmazın bulunduğu yer———- tesis edilmiş olup, Davalı ——- tarafından:
————– bedelli —- yevmiye —– bedelli——— rehinleri davacı müvekkil şirketin doğmuş ve doğacak alacaklarına tesis edildiğini, Davalı—— tarafından—–. bedell——–. bedelli
——ipotek rehinleri davacı müvekkil şirketin doğmuş ve doğacak alacaklarına tesis edildiğini, Davalı————davacı müvekkil şirketin doğmuş ve doğacak alacaklarına tesis edildiğini,
Davacı Şirket ile halefi olunan ——tarihinde imzalanan “—–Sözleşmesi” başlıklı temlik sözleşmesi ile davacı müvekkil şirket alacaklarını kanunda belirtilen geçerlilik şartlarına uygun olarak yazılı bir biçimde temlik ettiğini, devamında, Davalı—–numaralı ihtarnamesi ile akdedilen —– kaynaklanan borcun ödenmesi, — olarak gönderilen—– iadesi, aksi halde ipoteklerin paraya çevrilmesi dahil her türlü yasal yola başvurulacağı ihtar edilmiştir. Ancak buna rağmen Davalı ——– yükümlülüklerini yerine getirmemiş, işbu nedenle de——tarihli ihtarnamesi ile sözleşme feshedidiğini, ve yine Davalı—-borcunun teminatı olarak tesis edilen ipoteklere istinaden, Davalı Şirket lehine ipotek tesis eden davalı ——–yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek ödenmeyen borçtan ipotek miktarıyla sorumlu oldukları bildirilmiş ve tutarların ödenmesi talep ve ihtar edildiğini, ancak işbu ihtara rağmen ismi yazılı davalılarca ödeme yapmaktan kaçınıldığını, davalı Şirket — başvurulara rağmen borcunu ödemediğini,
—–. birleşmiştir. Mezkur karar— ilan edildiğini, —– birleşmede —-., devrolunan şirket sıfatını haiz olup—-şirket sıfatını haizdir. İşbu birleşmenin sonucu olarak;—ehliyeti ve tüzel kişiliği son bulacağından, kanuni halef olan — yerini aldığını, — halefi olması sebebiyle ipotek rehninden doğan alacak için— tahtında Davalı/—— ve ipotek borçlularına ödenmemiş olan— tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket —tarafından yapılan itirazın süresinde olmadığı kanaatine varılır ise, bu durumun tespitine ve takibin devamına, davalı şirket —— —tarafından yapılan itirazın süresinde olduğu kanaatine varılır ise, hukuki mesnetten yoksun itirazın iptaline, davalı şahısların,— tahtında yapmış olduğu haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazlarının iptaline, hazırlık aşamaları tamamlanan ipoteğin satışına gidilebilmesi için takibin tüm fer’ileri ile devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar —— alacaklı olduğunu, müvekkili — Şirketinden temlik aldığını iddia ettiği alacak ve bu alacağın teminatı olan ipoteklere ilişkin hiç borcu yoktur. Buna karşın ———– temlik aldığı ipoteklere ilişkin davalılardan noter ihtarnamesi ile alacak talep etmiş, akabinde de birleşme sonrası —-bu ipotekler için davalılara ipotek takibi yapmıştır. Oysaki belirttiğimiz gibi,—şirketinin, ipotekleri temlik eden — temlik öncesi hiç borcu yoktur, aksine —-olduğunu, yani — Şirketinin temlik aldığı ipoteklerle teminat altına alınmış bir temlik borcu olmadığını, aksine ipotekleri temlik eden –. alacaklıdır. Sonuç olarak, — ipotekleri temlik eden ve temlik alana, temlik edilen ipoteklerle teminat altına alınmış hiçbir borcu olmadığını, buna karşın, birleşen —– keşide ederek ,– alacaklı olduğunu , takip konusu ipotekler ——–olmadığı aksine alacaklı olduğu aşamada,— temlik edilmiş, akabinde—Şirketinden birleşme ile kendisine geçen alacaklar için ipotek takibi yaptığını, ancak, bu ipoteklerle temin edilmiş bir borç olmadığını, borçlar, bu ipotekler ile temin edilmeyen borçlardır. Borcu olmayan ipoteğin temlik edilmesi, ipoteği borcu var haline getirmeyeceğini, Davacının yaptığı, kendisine borcu olmayan —-, alacaklı olan başkasına temlik edip, sonrada temlik ettiği alacağı olan Şirketi kendi bünyesine katıp, borcu olmayan ipotekler için takip yapmaktan ibaret olduğunu, Davacının, bu ipotekleri temlik ettiği zamanda, bu ipoteklerle temin edilmiş alacağı olduğunu ispat etmesi gerekir ki, ipotekler , ipotek borcuyla temlik edilmiş olsun Davacının ipotekleri temlik ettiğin zamanda bu ipoteklerin ipotek borcu——– bunu değiştirip, bu ipotekleri, ipotek borcu var haline getiremeyeceğini, çünkü bu ipotekler sadece,—- doğan borçların temini için verildiğini, ——– geçen alacaklarını kapsamamakta, temin etmemektediğini, çünkü, ipotekler, —temin için verilen ipotekler başkadır ve bu ipotekler huzurdaki icra takibinin konusu olmadığını, —– alacaklarının tamamı, —Şirketinden alacağı yoktur, aksine –borcu vardır. İcra takibine konu ipotekler, sadece– birleşme ile kendisine geçen — olan borçlarını kapsamamaktadır. Ve ipotekler temlik anında borçsuz olduğu gibi halende temin ettikleri alacaklar kapsamında borçsuzdur.—————- için verilmiştir.——borçlu değil alacaklıdır. — borçludur ama davaya konu ipotekler bu borç için verilmediğini, — itirazının süresinde olup olmadığı huzurdaki davaya konu edilemez. — süresinde kabul ederek takibin durmasına karar verdiğini, Bu bir icra işlemi olduğunu ve eğer işlemin hukuka aykırı olduğu iddia ediliyorsa, yolu İcra Hukuk Mahkemesi’nde icra müdürlüğü işlemini şikayetten ibaret olduğunu, müvekkillerinin, borca — tarihinde açıldığını, Davacı, — tarihleri arasında icra dosyasında işlem yaptığından itirazı öğrenmiş olup bu öğrenme tebliğ yerine kaim olursa, dava süresinde olmadığını, İcra takibindeki faiz oranı hukuka uygun olmadığını, İpotek belgesinde yıllık %24 faiz belirtildiğini, faiz oranları için İpotek belgelerine bakılması gerektiğini, davacı, ipoteklerin borcu olmadığını bilerek, olmayacak, kabul edilemez ve aynı zamanda hukuki olmayan —-yollara girerek takip yaptığından, açıkça kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle İİK gereğince %20’den az olmayan tazminat ödemesine ve davanın reddini istemiştir.
Davalı—vekili cevap dilekçesi özetle ; Müvekkilinin,–ihtarnamesi ile, borcu ödemeye hazır olduğunu, borç miktarının bildirilmesi ve ödeme yapıldığında, ipoteklerin fek edilmesini davacıya ihtar ettiğini, Davacı, ihtara yanıt vermediğini, müvekkilinin de dava açtığını, Dava,—— Sayılı dosyası ile görüldüğünü, bu nedenle, İcra takibi yapmasının ve itirazın iptali davası açmasının yasal dayanağı olmadığını, Davacının —— ödenmesi talep edildiğini, bilindiği üzere 3. Kişi tarafından verilen teminat ipoteklerinde, ipotek miktarının üzerinde borç üstlenilmesi sözkonusu olmadığını, ayrıca, alacağı temlik aldığı bildirilmiş ancak, temlik alınan alacağın miktarı da belirtilmediğini, bu nedenle, ihtarın geçersiz olduğunu, ihtarın geçersiz olması nedeniyle de davanın ve icra takibinin yasal dayanağı olmadığını, —– birleşmesi, alacaklarının ———- ilgilendirmediğini, devir alınan şirketin, lehine ipotek vermiş olduğumuz—- da olabileceğini, ancak, —- tablosundan anlaşılacağı gibi, müvekkilinin,—– başka şirketlerle olan alışverişine verilmiş teminat sözkonusu olmadığını, Sözkonusu alacaklar, teminatsız olarak davacıya geçtiğini, bilindiği gibi, ipotek hakkı, belirli bir kişisel borcun teminatı olarak alacaklıya ek imkânlar sağlamakta ve alacaklı için aynî bir güvence oluşturduğunu, ancak buna rağmen tek başına bir ipotek hakkının, asıl alacaktan bağımsız olarak ve gerektiğinde asıl alacağın varlığı iddia ve ispat edilmeksizin herhangi bir sonuç doğurması mümkün olmadığını, davacı, müvekkilinin verdiği ipoteğin temlik edildiğini, temlik alana şirketle birleşme sonucu, alacaklarının kendisine geçtiğini iddia ederek, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığını, ancak, ipoteğin alacağa bağlı olması nedeniyle, ipotek, alacaktan bağımsız olarak temlik edilemeyeceğini ve İpoteğe başka bir alacak bağlanamayacağını, davacı vekili, ne miktarda alacağın temlik edildiğini yazmadığını, Temlik sözleşmesinde de ne miktarda alacağın temlik edildiği yazmadığını, davacı vekilinin de belirttiği gibi, ticari defterler, kanıt niteliği taşıdığını, davalıya borcu ödemeye hazır olduğumuzu ihtar ettiklerini,—– verilen bilirkii raporlarında, davacının alacaklı olmayıp, borçlu olduğu görüldüğünü, açıklanan nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava ; Taraflar arasındaki Ticari ilişkiden kaynaklandığı bildirilen alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının İİK.nun 67-1-2 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Celp edilen —– sayılı doyasının incelenmesinde; mahkememizin —-esas sayılı dosyası ile taraflarının aynı olduğu ve aynı iddia ve istemlere dayanıldığı, —- esas sayılı dosyasında dava tarihinin 22/06/2019, mahkememizdeki dava dosyasının dava tarihinin 04/08/2021 olduğu, iş bu dava dosyası ile—— esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK 166.maddesi uyarınca; aynı yargı çevresi içinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması halinde davalar arasında bağlantı var sayılır.
Tüm dosya kapsamına göre, Mahkememizin —- sayılı dava dosyası ile —- esas sayılı dava dosyası arasında HMK’nun 166. maddesinde ön görülen hukuki bağlantının bulunduğu, birleştirme koşullarının gerçekleştiği belirlendiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-Mahkememiz dosyasının—-sayılı dosyası ile birleştirilmesine,
Kararın hemen yazılıp iş bu dosyanın birleşen dosyaya gönderilmesine,
Yeni duruşma gününün birleşen mahkeme tarafından taraflara bildirilmesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı esas hükümle birlikte yasal yollar açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.