Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/524 E. 2022/585 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/524 Esas
KARAR NO: 2022/585
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 30/07/2021
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; keşidecisinin müvekkili, lehdarının ise—— çeklerin müvekkili ile dava dışı lehtar arasındaki sözleşmeye istinaden verildiğini, ancak dava dışı şirketin sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini, —–Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——– sayılı dosyası ile müvekkilinin çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespit edildiğini, kararın kesinleştiğini, çeklerin dava dışı şirket tarafından çek tevdiat bordrosu ile davalı da dahil olmak üzere bir kısım bankalara tahsil ciro ile teslim edildiğini, çeklerin temliken değil tahsil amaçlı olarak bankalara verildiğini, ancak davalı bankanın çekleri temlik cirosu ile almış gibi çek bedellerini müvekkilinden tahsil ettiğini, davalıya toplamda —-ödeme yapıldığını, borçlu olunmadığı halde borçlu olunduğu sanılarak davacı bankaya ödeme yapıldığını, tahsil cirosu ile çekleri alan bankaya lehtara ile aradaki ilişkiden kaynaklanan defilerin ileri sürülebileceğini belirterek; şimdilik —— ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça harcın eksik yatırıldığını, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu çeklerin dava dışı —- Tarafından müvekkili bankadaki riskine karşılık teminat amacıyla cirolanmak suretiyle müvekkiline verildiğini, çeklerin temlik cirosu ile alındığını, yetkili hamilin müvekkili banka olduğunu, —– tarihinde davacı ile müvekkili arasında Ödeme, İbra ve Çek Teslim Belgesi’nin imza edildiğini, davacı tarafından icra takibi dahi başlatılmadığı halde çek bedellerinin ödendiğini, ibra belgesinin ——Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararından sonra imza edildiğini, aradan yaklaşık —– yıldan fazla süre geçtikten sonra dava açılmasının basireti bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne ve çelişkili davranış yasağına aykırı olduğunu, davacının dava dışı lehtar ile arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı defileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, ödeme tarihinden itibaren ticari faiz isteminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak alacak isteminden ibarettir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu tüm dilekçeler, ibraz edilen tüm deliller, çek suretleri, —dosyası, protokol ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Dosyaya sunulan çek fotokopilerinin incelenmesinde; çeklerin —– şubesine ait olduğu, keşidecisinin davacı şirket olduğu, lehdarının dava dışı —- Olduğu, çeklerin davalı bankaya ciro edildiği, —- bedelli olduğu, —- seri numaralı çekin —-bedelli olduğu, —– seri numaralı çekin —- bedelli olduğu, çeklerin ibraz edildiği, ——-dosyasından verilen tedbir kararına istinaden ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
—-Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —– Sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından dava dışı —— Aleyhine verilen —— adet çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile elden ödenen bedelin tahsilinin talep edildiği, yapılan yargılama sonucunda davacının çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, mahkememiz davasına konu çeklerin de işbu çekler arasında yer aldığı anlaşılmıştır.
—–tarihli “Ödeme, İbra ve Çek Teslim Belgesidir” başlıklı belgenin incelenmesinde; belgenin mahkememiz davacısı ile davalı banka tarafından imzalandığı, dava konusu çek bedellerine karşılık davacı şirket tarafından davalı bankaya —– ödeme yapıldığının, çek asıllarının davacı tarafa teslim ve iade edildiğinin, tarafların işbu çekler nedeniyle karşılıklı olarak birbirlerinden hiçbir hak ve alacaklarının kalmadığının ve birbirlerini ibra ettiklerinin belirtildiği, protokolde dava konusu çeklerin dökümünün yapıldığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, borçlu olunduğu sanılarak ödenen çek bedellerinin davalıdan tahsilinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça, dava açılmadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği ileri sürülmüş ise de, dava tarafça dava konusu alacağa ilişkin davalı ile anlaşmaya varılamadığına dair arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin işbu dava şartına yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafça, davacı tarafından eksik harç yatırıldığı beyan edilmiş ise de, eldeki davanın kısmi dava olarak açıldığı, davanın kısmi olarak açılmasında herhangi bir hukuki engelin bulunmadığı, davacı tarafından bildirilen dava değeri üzerinden peşin harcın yatırıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş ise de, eldeki davanın —- yıllık zamanaşımına tabi olduğu, çek bedellerinin — tarihinde ödendiği, eldeki davanı ise —— tarihinde açıldığı, bu hali ile zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; dava konusu çek bedelleri nedeniyle lehtara karşı borçlu olunmadığı, çeklerin davalı banka tarafından tahsil cirosu ile temlik alındığı, borçlu olunduğu sanılarak davalı bankaya ödeme yapıldığı iddia edilerek, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak ödenen çek bedellerinin iadesi talep edilmektedir. Davalı taraf ise; çeklerin temlik cirosu ile alındığı, davacı ile lehtar arasındaki sözleşmesel ilişkiden kaynaklı defilerin kendilerine karşı ileri sürülemeyeceği, çek bedellerinin ödendiği ve tarafların karşılıklı olarak birbirlerini ibra ettikleri savunulmaktadır. Davacının, dava konusu çeklerin lehtarı olan dava dışı —— borçlu olmadığı——– Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası ile sabittir. Ancak işbu savunmanın davalıya karşı ileri sürülebilmesi için, çeklerin davalı tarafından tahsil cirosu ile alındığının ispatı gerekmektedir. Buna ilişkin olarak davalı bankadan çek tevdiat bordrolarının celbi talep edilmiş ise, davalı banka tarafından verilen müzekkere cevabında çek tevdiat bordrolarının bulunamadığı bildirilmiştir. Dava konusu çek bedelleri davacı tarafından —– tarihinde davalı bankaya haricen ödenmiştir. Aynı tarihte “Ödeme, İbra ve Çek Teslim Belgesidir” başlıklı belge ile taraflar karşılıklı olarak birbirlerini ibra etmişlerdir. Davacı tarafça, anılan ibraname altındaki imzaya itiraz edilmemiş, ibranamenin haciz tehdidi altında imzalandığı beyan edilmiştir. Ancak, ödeme ve ibranamenin yapıldığı tarih itibariyle, dava konusu çeklere yönelik olarak davalı banka tarafından başlatılmış herhangi bir icra takibi mevcut değildir. İbraname davacı tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt konulmaksızın imza edilmiştir. Eldeki dava ise, ibranamenin düzenlendiği tarihten yaklaşık —– tarihinde açılmıştır. Bu hali ile; anılan protokol ve ibranamenin icra tehdidi altında yapıldığı iddiası kabul edilebilecek nitelikte olmayıp, yapılan protokol ile taraflar birbirlerini ibra ettiğinden, davacının dava konusu çeklere yönelik alacak istemi yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere —– gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE,
2.Alınması gerekli 80,70.-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 170,78.-TL harçtan mahsubu ile artan bakiye 90,08.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8.Kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———- nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.16/06/2022