Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/513 E. 2023/498 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/513 Esas
KARAR NO : 2023/498

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2017

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2017
KARAR TARİHİ : 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

ASIL DAVADA;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından—–ihale kayıt numarasıyla ihaleye çıkartılan “—-Altyapı ve Çevre Düzenleme Işlerf’ nin, müvekkil şirketlerin oluşturduğu İş Ortaklığına ihale edildiğini ve 21.05.2010 tarihli sözleşme düzenlendiğini, müvekkil iş ortaklığının, sözleşmeye konu işin % 90’ından fazla kısmını tamamlamışken ve sözleşme şartlarına uygun işine devam ederken davalının sözleşmeyi, tek taraflı olarak feshettiğini ve bu fesih işinin haksız olup Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’na da aykırı olduğunu, sözleşmenin bu şekilde tek taraflı feshedilmesi üzerine,—–. Asliye Hukuk Mahkemesinin —–sayılı dosyasında yaptırılan keşif ve delil tespiti sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda, sözleşme kapsamında yapılan işlerin tamamlanma düzeyinin % 90’ın üzerinde olduğunun tespit edildiğini,
Davalı şirketin haksız fesih işlemine dayanarak müvekkil şirketler tarafından sözleşmenin 10.1.1 maddesi gereği davalı tarafa verilen banka teminat mektubunun irat kaydedildiğini, haksız şekilde irat kaydedilen banka teminat mektup tutarı kadar müvekkilinin alacağının oluştuğunu, ayrıca davalı kurumca, hakedişlerden, hakediş tutarının % 10’u tutarında nakit olarak kesilen teminatların da irat kaydedildiğini, bu şekilde müvekkil şirketlerin, irat kaydedilen nakit teminat tutarı kadar alacağının oluştuğunu, davaya konu işteki fiili gerçekleşmenin, hakedişlere yansıtılmaması nedeniyle fiili gerçekleşme ile kaydi ve finansal gerçekleşme arasında fark oluştuğunu, gerçekte yapıldığı halde davalı kurumca kayıtlara intikal ettirilmeyen imalat bedelinin müvekkil şirketlere ödenmediğini, bu durumun, müvekkillerinin faiz, vade farkı, gecikme cezası gibi zararlara uğramasına yol açtığını, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kalan iş miktarı üzerinden müvekkil şirketlerin kardan mahrum kaldığını, bu şekilde müvekkil şirketlerin kar mahrumiyetinin oluştuğunu öne sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; nakde çevrilen teminat mektupları nedeniyle 25.000 TL, hakedişlerden kesilip irat kaydedilen nakit teminatlar için 25.000 TL, fiilen yapıldığı halde hakedişlere dahil edilmeyip bedeli ödenmeyen dış cephe sıva imalatı nedeniyle 25.000 TL ve sözleşmenin feshi nedeniyle mahrum kalınan kâr karşılığı 25.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL’nin, sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

ISLAH
Davacı 19.09.2017 tarihli dilekçesiyle dava dilekçesindeki taleplerini ıslah ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik nakde çevrilen teminat mektupları nedeniyle 1.300.000 TL, hakedişlerden kesilip irat kaydedilen nakit teminatlar için 1.250.000 TL, fiilen yapıldığı halde hakedişlere dahil edilmeyip bedeli ödenmeyen dış cephe işleri ve diğer imalatlar için 1.300.000 TL ve sözleşmenin feshi nedeniyle mahrum kalınan kâr karşılığı 250.000 TL olmak üzere toplam 4.100.000 TL’nin sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —— ve Çevre Düzenleme İşleri ile ilgili olarak yapılan ihale neticesinde işin, davacıların oluşturduğu iş ortaklığına verildiğini ve 21.05.2010 tarihli sözleşme akdedildiğini, sözleşmeye göre işin süresinin, işyerinin tesliminden itibaren 900 gün, işin bitiminin ise 08.11.2012 olduğunu, yer tesliminden sonra davacının işe başladığını, ancak 2011 yılının ortalarından itibaren davacıdan kaynaklanan sebeplerle inşaatın yapımında sorunlar baş göstermeye başladığını, işçi sayısının azaldığını ve fiziki ilerlemenin, sözleşmeye göre belirlenen iş programının gerisinde kaldığını, bunun üzerine davacı iş ortaklığına 26.08.2011 tarihli bir yazı yazılarak durumun hatırlatıldığını ve var olan problemin giderilmesinin talep edildiğini, aksi halde sözleşmenin 27. maddesinin işletileceğinin ihtar edildiğini, ancak bu yazıya rağmen davacılar tarafından sorunlar giderilmediği gibi artarak devam ettiğini, bunun yanında davacılar ve adi ortaklık adına müvekkil şirkete haciz yazıları gelmeye başladığını, bunun üzerine müvekkil şirket tarafından 03.09.2011 tarihinde yeniden yazı yazılarak, “şantiyede çalışan işçilere maaş ödemelerinin yapılmadığı, ramazan bayramı öncesi olması sebebiyle işçilerin mağdur olmaması için bu borçların —— tarafından ödenmek zorunda kaldığı, bu nedenle işçilerin şantiyeye gelmediği, alacaklarını alamayan tedarikçilerin şantiyeden mallarını geri alma çabasında olduğu, hacizlerin gelmeye devam ettiği, taşeronların alacaklarını alamadığı, iş programının daha da geriye gittiğr gibi hususların hatırlatılarak projenin satışlarının yapıldığı, işin süresinde teslim edilmemesi halinde konut alıcılarına hukuken sorumlu olunacağı, mevcut bu durumun böyle devam etmesi halinde sözleşme maddelerinin işletilerek fesih işleminin gerçekleştirileceği ve teminat mektubunun da irat kaydedileceği hususunun bir kez daha davacılara ihtar edildiğini, ancak bu yazıdan da bir netice alınamadığını, buna karşın fesih işlemine mecbur kalmamak adına davacılara 25.11.2011 tarihinde tekrar yazı yazıldığını ve bu yazıda, “inşaatın iş programında olması gereken seviyeye göre oldukça geri kaldığı, taşeronlara ödeme yapılmadığı gibi işlerin hızlanması için temlik yapılan —– İnşaatının da şantiyeye gelmediği, iş ortaklığına ait 2.647.674.28 TL, iş ortaklığını oluşturan firmalarla ilgili 7.212.197.30 TL tutarında haciz ihbarnamesi ile karşı karşıya kalındığını, bunun neticesinde haciz işlemi uygulandığını, çalışanların ekipman ve bilgisayarlarına kadar haciz yapıldığını” ve ayrıca yüklenici yönünden mali acze doğru gidildiğinin müşahede edildiği, bir an önce önlem alınması gerektiği, aksi halde işin sözleşmede belirtilen sürede bitirilemeyeceği hususları da dahil sözleşmeye aykırılık teşkil eden pek çok hususun davacılara tekrar hatırlatıldığını, davacıların verdiği cevapta, müvekkil şirketi endişeye sevk edecek kadar olmadığı, mevcut sorunların en kısa zamanda giderileceği belirtilmiş ise de aradan 10 ay gibi uzun bir zaman geçmesine rağmen sorunların davacı yükleniciler tarafından çözüme kavuşturulmadığını, bunun üzerine davacı yüklenicilerine son bir yazı daha yazılmasına karar verildiğini ve bu yazıda; iş programına göre % 92.27 olması gereken fiziki imalat gerçekleşme seviyesinin % 75 seviyesinde kaldığı, işin bitim tarihinin 08.11.2012 olması karşısında inşaat alanındaki işçi sayısının yetersiz kaldığı, icra müdürlüklerinden yeni haciz ihbarnamelerinin geldiği, mevcut hacizlerin kaldırılması yönünde ise bir gelişme olmadığı, malzeme tedarik eden firmalar tarafından şirketlerine başvurular olduğu ve malzeme paralarının alınamadığından şikayet edildiği ve bunun sonucunda yeni malzeme tedarikinin yapılamadığı” belirtilerek fesihle ilgili düzenlemelere dikkat çekildiğini, aksi halde sözleşmenin feshedileceği gibi teminatların da irat kaydedileceğinin ihtar edildiğini, ancak bu ihtarnamenin de bir etkisinin olmaması nedeniyle müvekkil şirketin fesih kararı aldığını ve bu durumun 15.10.2012 tarih ve——sayılı ihtarnameyle davacılara bildirildiğini savunarak davanın öncelikle zamanaşımı, bunun kabul edilmemesi halinde belirtilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

BİRLEŞEN DAVADA;
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından —- ihale kayıt numarasıyla ihaleye çıkartılan “—– içi Altyapı ve Çevre Düzenleme işleri”nin müvekkili şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığına ihale edildiğini ve 21.05.2010 tarihinde sözleşmeye bağlandığını, müvekkili şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığının, sözleşme konu işin % 90’dan fazla kısmını tamamlamışken ve sözleşme şartlarına uygun olarak işe devam ederken davalı tarafın, sözleşmeyi, tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle, —–. Asliye Hukuk —–Asliye Hukuk) Mahkemesinin —- sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu düzenlenmiş bulunan bilirkişi raporunda, sözleşme kapsamında yapılan işler ve tamamlanma oranlarının tespit edildiğini, buna göre inşaat tamamlanma oranının % 90’ın üzerinde olduğunu, müvekkili şirketlerin, haksız irat kaydedilen banka teminat mektubu tutarı olan 5.820.000,00 TL alacağı olduğunu, bunun 1.300.000,00 TL’sinin —. Asliye Ticaret Mahkemesinin —– esas sayılı dosyasında talep edildiğini, ek davalarında 5.820.000,00 TL – 1.300.000,00 TL = 4.520.000,00 TL’lik kısmın sözleşmenin feshi tarihinden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline, irat kaydedilen nakit teminat”Geçici Kabul Kesintisi”‘ tutarının; 2.349.406,73 TL olduğunu, bunun 1.250.000,00 TL’sinin —- Asliye Ticaret Mahkemesinin —-sayılı dosyasında talep edildiğini, huzurdaki davada, aradaki fark olan 2.349.406,73 TL -1.250.000,00 TL = 1.099.406,73 TL’nin, sözleşmenin feshi tarihinden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline, davaya konu işle ilgili fiyat farkları nedeniyle müvekkillerinden ayrıca 314.417,47 TL nakit teminat alındığını, bu tutarın da sözleşmenin feshi tarihinden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline davaya konu işin, ihale dokümanına dahil keşfinde “dış cephe işleri (sıva, mantolama, yalıtım dilatasyon, yağmur boruları)” imalatı olmadığı halde, davalı kurumun 01.11.2010 tarihli yazısıyla talep ve talimatları doğrultusunda bu işlerin müvekkili şirketler tarafından yapıldığını, bu hususun —– Asliye Hukuk —–Asliye Hukuk) Mahkemesinin—–sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporu ile sabit olduğu gibi davalı kurumun da kabulünde olduğunu, bu imalatlar, ihale dokümanındaki keşifte yer almadığından, bu imalat için yeni fiyat analizi yapılarak, tespit edilecek imalat bedelinin hakedişlere konulması gerektiğini;
Bu imalat bedelinin yaklaşık 1.500.000,00 TL + KDV
Bu imalatın fiyat farkının (%23) 345.000,00 TL + KDV
—————————————-
Toplam ; 1.845.000,00 TL + KDV

olduğunu,
Bu imalattan kaynaklanan alacağın 1.300.000,00 TL + KDV’lik kısmının —–Asliye Ticaret Mahkemesinin ——sayılı dosyasında dava konusu edildiğini, huzurdaki davada bakiye; 1.845.000,00 TL + KDV – 1.300.000,00 TL + KDV = 545.000,00 TL + KDV’nin, sözleşmenin feshi tarihinden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini,
Tespit raporuna göre, sözleşmeye konu tüm inşaat için ortalama fiziki gerçekleşme oranının % 90’un üzerinde olduğunu, bu fiziki gerçekleşmenin parasal karşılığının 84.250.000,00 TL’nin üzerinde olduğunu, fesihten önceki son hakediş olan —— nolu hakedişte ise imalat miktarının; 69.683.000,00 TL olarak gösterildiğini,
Aradaki farkın; (84.250.000,00 TL – 69.683.000,00 TL) = 14.567.000,00 TL + KDV
Aradaki farkın % 23 fiyat farkı (14.567.000,00 TL x 0,23) = 3.350.410,00 TL + KDV
Toplam…… = 17.917.410,00 TL + KDV
olduğunu,
Fiziken yapıldığı halde hakedişlere eksik konulan imalat bedelinin 1.845.000,00 TL’lik kısmının, ihale keşfinde yer almadığı için hakedişe konmayan dış cephe işlerine ilişkin olduğundan, ihale keşfinde yer alan ve fiziken yapıldığı halde hakedişlere eksik konulan imalat bedelinin 17.917.410,00 TL – 1.845.000,00 TL = 16.072.410,00 TL + KDV olduğunu, bu tutarın sözleşmenin feshi tarihinden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini,
Sözleşmenin haksız feshi nedeniyle mahrum kalınan karın 250.000,00 TL’lik kısmının —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —— sayılı dosyasında dava konusu edildiğini, bu davada; 218.000,00 TL + KDV’nin daha sözleşmenin feshi tarihinden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini,
Sonuç olarak; davalarının —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —–. sayılı dosyası ile birleştirilmesine, ——. sayılı dosyada talep edilen alacaklara ek olarak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik;
-Nakde çevrilen teminat mektupları nedeniyle
-Hakedişlerden kesilip, irat kaydedilen nakit teminatlar nedeniyle
-Fiyat farkları için kesilip irat kaydedilen nakit teminatlar nedeniyle
-Fiilen yapıldığı halde keşifte yer almadığı için hakedişlere dahil edilmeyip bedeli ödenmeyen dış cephe işleri nedeniyle
-Keşifte yer aldığı ve fiilen yapıldığı halde hakedişlere eksik konulan imalatlar nedeniyle
-Sözleşmenin fesih nedeniyle mahrum kalınan kar karşılığı
4.520.000,00 TL 1.099.406,73 TL 314.417,47 TL
545.000,00 TL + KDV
: 16.072.410,00 TL + KDV 218.000,00 TL + KDV
olmak üzere toplam 22.769.234,20 TL + KDV’nin, sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsil edilerek müvekkili şirketlere ödenmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin itirazlarını sunmuş olup, esasa ilişkin itirazlarında;
Davacı yanın taleplerinin dayanağını teşkil eden —- Asliye Hukuk Mahkemesinin—— sayılı dosyası üzerinden tanzim olunan bilirkişi raporunun hükme esas teşkil etmesinin mümkün olmadığını, davacı yanın tek taraflı, usule ve kanuna aykırı olarak talep ettiği delil tespiti sonucu tanzim olunan ve davacı yanın tüm iddialarının dayanağını teşkil eden bilirkişi raporunun huzurdaki yargılama davasının esası bakımından delil olarak kabulünün mümkün olmadığının ortada olduğunu, bu kapsamda bahsi geçen bilirkişi raporunda sözleşme konusu işlerin % 90’nundan fazlasının tamamlandığı yönündeki gerçeği aykırı tespitlere itibar edilmesinin de mümkün olmadığını, tam aksine müvekkili şirket tarafından yaptırılan keşif sonucu tanzim olunan ve taraflar arasındaki hukuki ilişki açısından kesin delil niteliğini haiz durum tespit raporu uyarınca dava konusu işlerin tamamlanma oranının % 74,69 seviyesinde olduğunu, sözleşmenin, müvekkili şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini, geçmişe etkili olarak sona erdirildiğini, davacı tarafın sözleşme hükümlerine aykırı davrandığının, müvekkili şirket tarafından davacıya gönderilen bildirim ve keşide edilen ihtarnameler ile sabit olduğunu, davacının kusurlu eylemleri nedeni ile iş programının gerisinde kaldığını, tespit çalışmalarının başladığı gün, davacı yetkilisinin şantiyede bulunmadığı hususunun ilgili komisyonca tutanak altına alındığını ve tespit komisyonu çalışmaları yürütülerek tespit raporu hazırlandığını, tamamlanan durum tespit tutanağına göre işin ilerleme oranının % 74,69 olarak belirlendiğini, sözleşmenin feshinden çok kısa bir süre önce davacıların yetkilisinin de imzaladığı 27.09.2012 tarihli —— nolu hakedişte inşaat ilerleme seviyesinin % 74,44 olarak belirlendiğini,
Tüm tahminlere göre işin sözleşmede öngörülen sürede bitirilemeyeceğinin aşikar olduğunu, davacı adına müvekkili şirkete gönderilen haciz ihbarnamelerinin davacı yanın mali acz içinde bulunduğunu ortaya koyduğunu, davacı adına —–. İcra Müdürlüğü’nün—— sayılı dosyası üzerinden gönderilen haciz ihbarnamesindeki alacak tutarının dahi; 2.530.627,58 TL olduğunu,—-adına müvekkili şirkete gönderilen haciz ihbarnamelerinin tutarının; 7.212.197,30 TL olduğunu, gelen hacizlerin parasal değerinin sözleşme bedelinin % 10’unu geçtiğini, bunun inşaat sektörü gibi piyasa ile iş yapılan ve malzeme tedarikinin kesintisiz bir şekilde sürmesi gereken bir alan için katlanılamaz ve sürdürülemez bir durum olduğunu, fesih işleminin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ile Yapım İşleri Genel Şartnamesine uygun olduğunu, ihtiyari değil, yasal bir zorunluluk olduğunu, sözleşme konusu işin mahiyeti itibariyle yapımı zorunlu olan imalatlar nedeni ile davacı tarafın herhangi bir talepte bulunmasının kabul edilebilir nitelikte olmadığını, nakde çevrilen teminat mektupları nedeniyle davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, sözleşmenin 27. ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 20. maddesinde;”…Ayrıca protesto çekmeye gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir…” ifadesine yer verildiğini, Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 48. maddesinde de teminatların gelir kaydedilebileceğinin hüküm altına alındığını,
Müvekkili şirket tarafından hakedişlerden kesilerek irat kaydedilen nakit teminatlar için davacının herhangi bir hak talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından talep edilen kâr mahrumiyetinin herhangi bir hukuki mesnetten yoksun olduğunu,
Keşifte yer aldığı ve fiilen yapıldığı halde hakedişlere eksik konulan herhangi bir imalat bulunmadığını, sözleşme konusu işin yürütülmesi sırasında hazırlanan 19 adet hakediş raporu ve bu raporlara göre aylık imalat ilerlemesini gösteren tabloda 27.09.2012 tarihi ile işin % 74,44’ünün tamamlandığının sabit olduğunu, hazırlanan hakediş raporlarının karşılıklı olarak imza altına alındığını belirterek taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ilgili hükmü uyarınca huzurdaki yargılamada yetkili Mahkemenin —–Mahkemeleri olduğu göz önüne alınmak suretiyle Mahkemenin yetkisizliğine, davacı tarafın talepleri zamanaşımına uğradığından birleşen ek dava hakkında öncelikle tefrik kararı verilerek ek davanın zamanaşımı nedeni ile esastan reddine, Mahkeme aksi kanaatte ise herhangi bir maddi ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine karar verilmesi talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE;
Asıl dava; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin haksız feshi nedeniyle;
Nakde çevrilen teminat mektupları nedeniyle 1.300.000,00 TL, -Hakedişlerden kesilip irat kaydedilen nakit teminatlar için 1.250.000,00 TL, -Fiilen yapıldığı halde hakedişlere dahil edilmeyip bedeli ödenmeyen dış cephe işleri ve diğer imalatlar için 1.300.000,00 TL,
Sözleşmenin feshi nedeniyle mahrum kalınan kâr karşılığı 250.000,00 TL olmak üzere toplam 4.100.000,00 TL’nin, sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsiline ilişkindir.
Birleşen dava;
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin haksız feshi nedeniyle ; nakte çevrilen teminat mektupları nedeniyle :4 520.000.00.TL,
Hakedişlerden kesilip, irat kaydedilen nakit teminatlar için: 1.099.406,73 TL,
Fiyat Farkları için kesilip irat kaydedilen nakit teminatlar : 314.417,47 TL,
Fiilen yapıldığı halde keşifte yer almadığı için hak edişlere dahil edilmeyip bedeli ödenmeyen dış cephe işleri (sıva, mantolama, yalıtım dilatasyon, yağmur boruları) nedeniyle 545 000 00.TL+KDV,
Keşifte yer aldığı ve fiilen yapıldığı halde hakedişlere eksik konulan imalat nedeniyle
6.072 410,0O.TL+KDV,
Sözleşmenin feshi nedeniyle mahrum kalınan kâr karşılığı: 218 000 00.TL+KDV,
Olmak üzere toplam 22.769.234,20 TL.+KDV’nin, sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İLK KARAR
Mahkememizin 01/07/2020 Tarihli ——- Sayılı kararı ile asıl dava yönünden kanıtlanamayan davanın reddine, birleşen dava yönünden, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
BAM KALDIRMA KARARI
—–Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’nin 07/07/2021 Tarih ve ——. Sayılı ilamı ile ; ” Davacı adi ortaklık vekili sözleşmenin davalı iş sahibi tarafından haksız nedenle feshedildiğini ileri sürerek talepte bulunmuş mahkeme ise feshin haklı olduğu belirtilerek asıl davanın ispatlanamadığından bahisle reddine karar verilmiştir. Davadaki taleplerden bazılarının sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesi halinde hükmedilebilecek alacak kalemlerinden olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf davalı iş sahibinin ödeme gibi bazı öncelikli edimlerini yerine getirmediğinden bahisle işlerin uzadığını ve yerine getiremediğini iddia etmiş ise de gerek bilirkişi raporunda ve gerekse mahkemece bu husus yeterince incelenip değerlendirilmemiştir.
O halde; sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, mahkemece raporu düzenleyen önceki bilirkişiden ek rapor alınarak, sözleşme ve ekleri, Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirilerek tarafların sözleşmenin ifası sürecindeki tüm edimleri belirlenerek bunlardan hangilerinin tarafların öncelikli edimi olduğu (ödeme gibi …) usulünce saptandıktan sonra, öncelikli edimini yerine getirmeyen tarafın karşı edim talebinde bulunamayacağı ilkesine göre hareketle temerrüt hususunun değerlendirilmesi ve buna göre sözleşmenin haklı mı haksız mı feshedildiği tespit edilip belirlendikten sonra sonuca gidilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı rapora itibar edilerek verilen karar hatalı olduğundan, kararın kaldırılarak belirtilen yol ve yönteme uygun araştırma yapılarak sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. ” şeklinde karar verilip, mahkememize tevzi olunan dosya yukarıdaki esas numarasını almıştır.
—– Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’nin 07/07/2021 Tarih ve ——. Sayılı ilamı doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınmıştır. Düzenlenen ek rapor ile ; İncelenen davacı şirket defter kayıtlarına göre ; 2010 yılında toplam 19.880.613.30 TL tutarlı 4 adet hakediş faturası kesilmiş, bu hakedişler davacı tarafından sözleşmede öngörülen sürede, yani zamanında tahsil edilmiş olup, cari hesap bakiye alacağı da kalmadığı, 2011 yılında davacının davalı idareye 42.618.795.46 TL bedelli (9) adet hakediş faturası daha kestiği 46.900.874.68 TL ödemeden sonra 594.348.34 TL alacağı kaldığı, bu alacağı 2012 yılına devrettiği, davacının 2012 yılında, davalı idareye 29.704.477.70 TL bedelli (6) adet hakediş faturası kesmiş, 27.714.380.46 TL tahsilatla bakiye 3.048.943.21 TL alacağın olduğu tespit edildiği, 2012 yılından sonra davacı kayıtlarında herhangi bir hareket olmadığı belirlenmiştir.
İncelenen davalı şirket defter kayıtlarına göre ; Davalı idarenin 2010 yılında 18.869.734.67 TL tutarlı (4) adet hakediş fattırası aldığı, aynı tutarda ödeme yaparak 2010 yılı hesaplarını sıfırladığı, 2011 yılında davalı idare, davacı şirketten 40.461.738.06 TL bedelli (9) hakediş almış, 7.427.84 TL eksiğiyle ödeme yaptığı, davalının 7.427.84 TL borcu 2012 yılına devrettiği,
2012 yılında davalı/idare, davacı şirketten 28.292.163.57 TL bedelli (6) adeti hak ediş faturası almış, devir borcu ile birlikte toplam borcu 28.361.355.41 TL olduğu, buna mukabil davacıya 30.259.842.69 TL ödeme yaptığı, davalı idarenin dava tarihi itibariyle davacı yüklenici şirkete cari hesap bakiyesi olarak borcu olmadığı, bilakis 1.898.â487.28 TL alacaklı durumda bulunduğu tespit edilmiştir.
Bu itibarla mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde ; her iki defter kaydı arasında, (3.048.943.21 TL davacı alacağı + 1.898.487.28 TL davalı alacağı) = 4.947.430.49 TL’lik fark bulunduğu, taraflar arasında, (sözleşme kapsamında 19adet hakediş düzenlendiği, hakediş – tutarları hususunda bir uyuşmazlık olmadığı) cari hesap bakiyelerinde görülen 4.947.430.49 TL fârklılığın tarafların defterlerinde bulunmayan karşılıklı ödemelerden kaynaklandığı, dosyada mübrez Hakediş raporlarından da faydalanılarak davacının defterinde; 19 adet hakediş mevcudu 92.183.886,17 TL’lik fatura kaydı, buna mukabil davalı idarenin defterinde 19 hakediş faturası 87.613.636.70 TL kaydının mevcut olduğu, her ne kadar hakediş tutarları arasında 4.570.249.47 TL farklılık var ise de bu fark, eksik hakediş düzenlenmesinden değil, cari hesap akışı içerisinde davacının, hakediş faturalarından, (her bir fatura üzerinden aynı tutarlarda 3 kez aynı kesintiyi yapması, davalının ise kez aynı kesintiyi yapması) davacı idare lehine 4.570.249.47 TL’lik bir fark oluştuğu, bu durumda kabul edilmesi gereken hakediş mevcudunun, dosyadaki hakediş tahakkuk raporlarına göre, davacı defterindeki gibi 92.183.886.17 TL olması gerektiği, zaten davacının da bu hakediş tutarı üzerinden kesinti yaptığı dikkate alındığında, hakediş tutarının 92.183.886.17 TL üzerinden kabul edilmesi gerektiği, bu durumda davacı yüklenicinin, asıl ve birleşik davalarda da talep etmediği cari hesap alacağı yönünden, davalı idareden bir alacağı olmadığının kabulü gerektiği,
Yanlar arasında düzenlenen sözleşmenin 11.2 maddesinde, “…Hakediş raporları bu sözleşme eki olan yapım işleri genel şartnamesinde düzenlenen hususlar çerçevesinde|kanuni kesintiler de yapılarak her ayın ilk beş günü içinde düzenlenir. Hazırlanan hak ediş kaporları idarece onaylandıktan sonra 30 gün içinde tahakkuka bağlanarak on beş gün liçinde ödenir…” denilmektedir. Bu sözleşme hükmüne göre hakediş bedellerinin, tahakkuka bağlandıktân sonra 15 gün içinde ödeneceği, eğer hak ediş bedelleri, davalı idare tarafından 15 gün içinde ödenmediği takdirde temerrüt durumunun (ödemede gecikme durumunun) söz konusu olacağı, zamanında yapılmayan hak ediş Ödemelerin tutarının ise davacının, sözleşmeyle yükümlendiği işi ve işin seviyesini, zamanında yapma durumunu ortadan kaldıracağı, ancak davalı idarenin, 19 adet haktdiş bedelinden; 1 ila 12 arasındaki (12) adet hakediş bedelinin ve 16 ile 19 arasındaki (4) adet hakediş bedellerinin süresinde ödemiş olduğu, geriye 3 adet hakediş kaldığı, süresinde tamamı üzerinden ödenmeyen —–nolu hakedişlerden, ortalama her hakediş için 9.567.11 TL eksik ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak bu cüzi tutarın davacı yüklenicinin edimlerini yerine getiremeyecek nicelikte olmadığı, çok düşük bir tutar olduğu, dolayısıyla da davacı yüklenicinin, “hakedişlerini zamanında tahsil edememesi sebebiyle iş sevryesinin gerisinde kaldığı” iddiasının dinlenemeyeceği,
Esasen davacı yüklenici şirketin—– nolu hakedişe kadar, cari ödemelerinde hiçbir mali sorun yaşamadığı, ödeme yetersizliği içerisine düşmediği,—-nolu hakedişe kadar parasını davalı idareden tamamen aldığı halde, —— nolu hakedişten itibaren mali dengesinin bozulduğu, ödeme güçlüğü içerisine düştüğü, bu kapsamda, şantiyede çalıştırdığı işçilerin maaşlarını, bundan doğan—– prim ve vergi borçlarını, mal/hizmet aldığı tedarikçi borçlarını, icra borçlarını, vergi——gibi borçlarını ödeyemez duruma düştüğü gibi, davalı idaredeki|doğan ve doğacak tüm hakediş alacaklarını da üçüncü şahıs firmalarına temlik ettiği, bu ödeme yetersizliği yüzünden hacizlere maruz kaldığı, tüm bu ödemeleri, işlerin zamanında bitirilmesi kapsamında, davalı idarenin karşıladığı, davacı şirketin nam ve hesabına bu borçları ödediği, davacının hakedişlerini zamanında tahsil etttiği, davalı idarenin temerrüde düşmediği belirlenmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, “davalı/idare ile davacı/yüklenici arasında akdedilmiş olan Kamu İhale Sözleşmesinin (İnşaat/eser sözleşmesinin) davalı tarafından, davacının sözleşmeye (borca) aykırı davranışları nedeniyle haklı olarak feshedilip edilmediği; davacının, nakde çevrilmiş olan teminatların iadesini, sözleşme kapsamı dışında yapıldığı iddia edilen ek/ilave işlerin bedelinin ödenmesini ve sözleşmenin erken feshi nedeniyle mahrum kalınmış olan kar nedeniyle uğranılan zararın tazminini davalıdan talebe hak kazanıp kazanmadığı” hususlarına ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme; 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu na tabidir. Yapım İşleri Genel Şartnamesi ise, kamu inşaat sözleşmelerinin uygulama esaslarını düzenlemektedir. Söz konusu Kanunda ve Şartnamede hüküm bulunmayan hallerde (örneğin zamanaşımı hususunda) Türk Borçlar Kanunu hükümleri (eser sözleşmesine ilişkin hükümler) uygulanır; zira söz konusu sözleşme hukuki niteliği itibariyle İnşaat Sözleşmesi/Eser Sözleşmesidir.
Davalı/idare tarafından davacı/yükleniciye gönderilmiş olan yazı ve ihtarnameler ile davacı/yüklenicinin bunlara verdiği cevaplar —–nolu Hak edişteki inşaat gerçekleşme oranı, Tasfiye Komisyonu tarafından belirlenen inşaat gerçekleşme oranı, Tespit Bilirkişi Raporunda belirlenen inşat gerçekleşme oranı, Raporumuzun Teknik Kısmındaki tespitler ve bilirkişi raporunun Mali Kısmında davacının mali durumuna ilişkin olarak yapılmış olan tespit ve değerlendirmeler dikkate alındığında; davacı/yüklenicinin iş programını aksattığı,mali durumunun bozulduğu ve bu nedenlerle işlerin sözleşmede belirlenen tarihte tamamlayamayacağının açıkça anlaşıldığı; bunun üzerine davalı/idarenin taraflar arasındaki sözleşmeyi, davacı/yüklenicinin taahhüdünü Sözleşme hükümlerine vb. uygun olarak yerine getirmemesi nedeniyle, yukarıda açıklanan Sözleşme hükümleri ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümleri ve Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümleri uyarınca haklı olarak feshettiği kısacası, davacı/yüklenicinin sözleşmeye/borca aykırı davranışları nedeniyle haklı olarak feshettiği,

Davalı/idare, davacı/yüklenicinin sözleşmeye/borca aykırı davranışları nedeniyle Sözleşmeyi haklı olarak feshettiği için; Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 22’nci maddesi hükümleri ile Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 47’inci maddesi hükümleri gereği, davalı/idare, davacının bütün teminatlarını gelir kaydetme hakkına sahip olmuştur. Bu nedenle de davacı/yüklenici, davalı/idare nezdinde bulunan teminatlarının iadeten tahsilini talep etme hakkına sahip değildir.
Yine davalı/idare, davacı/yüklenicinin sözleşmeye/borca aykırı davranışları nedeniyle Sözleşmeyi haklı orak feshettiği için, davacı/şüklenici, Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 22’nci maddesi hükümleri, Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 47’inci maddesi hükümleri ve Borçlar Kanununun ilgili hükümleri (TBK.md.112 vd.) gereği sözleşmenin erken feshedilmesi nedeniyle mahrum kalmış olduğu karın tazminini talep etme hakkına sahip değildir.
Davacı/yüklenici, sözleşme kapsamı dışında olup hak edişlere dahil edilmeyen “Dış Sıva” işleri (ek/ilave işler) yaptığını iddia etmekte ve bunların bedelinin de tahsilini talep etmekteyse de; bu iddiaları ispata muhtaç olduğu iddiasını ispatlayamadığı için, sözleşme kapsamı dışında yapılıp hak edişlere dahil edilmediğini iddia ettiği “Dış Sıva” işlerinin bedelini talep etme hakkına sahip değildir.
Sonuç itibariyle; ASIL DAVA bakımından, davacının davalıdan iddia ve talep ettiği gibi alacakları bulunmadığı belirlenmiştir.
Birleşen dava bakımından ise, taraflar arasında akdedilmiş olan Sözleşme, Kamu İhale Sözleşmesidir. Dolayısıyla da, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa tabidir. Yapım İşleri Genel Şartnamesi ise, kamu inşaat sözleşmelerinin uygulama esaslarını düzenlemektedir. Söz konusu Kanunda ve Şartnamede hüküm bulunmayan hallerde (örneğin zamanaşımı hususunda) Türk Borçlar Kanunu hükümleri (eser sözleşmesine ilişkin hükümler) uygulanır; zira söz konusu sözleşme hukuki niteliği itibariyle İnşaat Sözleşmesi/Eser Sözleşmesidir.
Buna göre, davalının bu sözleşmeden kaynaklanan bütün talep hakları, Sözleşmenin akdedildiği tarihte yürürlükte olan BK.md. 126/4 maddesinde öngörülmüş olan 5 yılık zamanaşımı süresini tabidir. İşbu zamanaşımı süresi, davacının bu davadaki alacaklarının muaccel olduğu tarihte işlemeye başlar. Davacının bu davadaki alacakları ise, en geç, sözleşmenin feshedildiği tarihte muaccel olmuştur. Davalının davacıya göndermiş olduğu fesih ihtarnamesinde, sözleşmenin 15.10.2012 tarihinde feshedildiği bildirilmiştir. Bu ihtarnamenin davacı/yükleniciye 18.10.2012 tarihinde tebliğ edildiği tespit edilmiştir. Bu nedenlerle, davacının birlesen davadaki taleplerinin dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı belirlenmiştir.
Bu durumda tüm dosya kapsamı itibariyle asıl davanın kanıtlanamadığından, birleşen davanın ise zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-ASIL DAVA YÖNÜNDEN ;
Kanıtlanamayan davanın REDDİNE
2-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN ;
Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
3-HARÇLAR
a-Asıl Dava Yönünden ;
Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından dava açılışı sırasında yatırılan 1.707,75 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 68.310,00 TL olmak üzere toplam 70.017,75 TL harçtan mahsubu ile, fazla yatırılan 69.837,85‬ TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacılara iadesine,
b-Birleşen Dava Yönünden ;
Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından dava açılışı sırasında yatırılan 388.841,60 TL harçtan mahsubu ile, fazla yatırılan 388.661,7‬0 TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacılara iadesine,
4-VEKALET ÜCRETİ
a-Asıl Dava Yönünden ; Avukatlık asgari ücret tarifesine göre tamamı red edilen 4.100.000,00 TL dava değeri üzerinden belirlenen ve davalı vekili için takdir olunan 270.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
b-Birleşen Dava Yönünden ; Avukatlık asgari ücret tarifesine göre tamamı red edilen 22.769.234,20 TL dava değeri üzerinden belirlenen ve davalı vekili için takdir olunan 465.692,34 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
b-Davalı tarafından posta gideri olarak sarf edilen 94,6‬0 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
c-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —–Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.