Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/511 E. 2022/685 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/511 Esas
KARAR NO: 2022/685
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 09/10/2018
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının —- adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili— yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya sigortalı— plaka sayılı aracın —- tarihinde sürücü —-sevk ve idaresindeyken sürücünün —–plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsü olan müvekkillerinin oğlu ———vefat ettiği ve müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarından bahisle destek zararlarının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasının —- tarihinde meydana geldiğini, işbu davanın ise— tarihinde açılması nedeniyle taleplerin zamanaşımına uğradığını, destek olduğu beyan edilen davacıların oğlu olan müteveffanın kazanın oluşmasında tamamen kusurlu olması nedeniyle davacıların destek tazminatı talep etme haklarının bulunmadığından bahisle öncelikle zamanaşımı nedeniyle kabul görmediği takdirde —– kararı doğrultusunda desteğin tam kusurlu olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında cevap dilekçesini tekrar etmiştir.
İLK KARAR:Mahkememizin ——- sayılı kararı ile; davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
KALDIRMA KARARI:——- sayılı ilamında; ” Dava, destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar., 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden,—– motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
———hususlar düzenlenmiş olup, araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri —- yer almamakla birlikte, uygulama ve yargı kararları ile sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
Araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun, gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olduğundan, desteklerinin kusurunun olması davacıların hakkına, etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.
Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.———
Somut olayda davaya konu trafik kazası — tarihinde gerçekleşmiştir. Davalı tarafça sigortalı aracın — poliçesinin başlangıç tarihi ise ——tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla, kaza tarihi ile poliçe tarihi, sözü geçen—- öncedir. Bu durumda kazanın meydana geldiği ve poliçenin tanzim edildiği tarihe göre ——- yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanması da mümkün bulunmadığından, —— kararlarıyla da örtüşen içtihatlarında da vurgulandığı üzere, davacıların sigortalı araç işleteninin mirasçısı olarak değil, destek alacaklısı 3. kişi olarak sürücünün ve işletenin kusuruyla sorumlu tutulmadan talepte bulunabilecekleri sonucuna varıldığının düşünülmemesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” şeklinde karar vererek mahkememiz dosyasını iade etmiştir.
—— karar sayılı ile mahkememiz kararı kaldırılmakla dosya yukarıdaki esasına kaydolunarak yargılamaya devam olunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacı vekilince dava dilekçesine ekli olarak sunulan — hazırlık sayılı soruşturma dosyasından alınan —– raporuna göre meydana gelen kazada davacıların desteği—— tamamen ve asli olarak kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı kanaatine varıldığı, soruşturma dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu ile de desteğin tam kusurlu olduğu kanaatine varıldığı ve alınan kusura ilişkin raporlara binaen kazaya karışan diğer araç sürücüsü hakkında — Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, eldeki davanın da davacılar tarafından desteklerinin kusurlu olduğundan bahisle açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; tarafların vermiş olduğu tüm dilekçeler ve ibraz ettiği tüm deliller, poliçe ve hasar dosyası, aktüer raporu, dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Davacılar vekili —— tarihli dilekçesi ile davalı tarafla yapılan sulh protokolü doğrultusunda haricen anlaşıldığını ve anlaşılan miktarın davalı tarafından ödendiğini, bu sebeple davanın konusuz kaldığını, eldeki dava nedeniyle herhangi bir harç, tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını, davalı tarafın da sulh protokolü doğrultusunda herhangi bir masraf ve vekalet ücreti talebi de bulunmadığını, bu beyanları doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili —- tarihli 2. celsede davadan feragat ettiklerini bildirmiş , yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini dermeyan ederek beyanlarını imzasıyla tasdik etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı olduğu, davacılarca destekleri olan —–kusuru ile karıştığı trafik kazasında vefat ettiğinden bahisle doğan destek zararının tazminini talep ettiği, davalı tarafça desteğin karıştığı trafik kazasında tam kusurlu olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği, yargılama sırasında davacı tarafça davalı davadan feragat edildiği, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu, HMK’nın 307 ve devamı maddelerinde davaya son veren taraf işlemlerinin düzenlendiği, 311. Maddede “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” düzenlemesine yer verildiği, feragatin ifade edildiği anda sonuç doğurduğu ve karşı taraf ile mahkememizin kabulüne bağlı olmadığı anlaşılmakla davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın vaki FERAGAT nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı olan 80,70-TL maktu harcın dava açılışı esnasında peşin alınan 35,90 TL peşin harç, 138,00 TL ve 123,00 TL ıslah harçlarından mahsubu ile arta kalan 216,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça herhangi bir masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Her ne kadar davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de vekalet ücreti talebi bulunmadığı bildirildiğinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—– nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.30/06/2022