Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/5 E. 2022/916 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/5 Esas
KARAR NO: 2022/916
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/01/2021
KARAR TARİHİ: 09/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; davacının davalı şirkette yüzde elli payla ortak olduğunu, davacının bu şirketten vergi borçlarına ilişkin araştırma yaparken haberdar olduğunu, davalı şirketin müvekkilin iradesi ile kurulmadığını, şirket ana sözleşmesinin davacının iradesine uygun olmadığını, davacının davalı şirketin kuruluşunun hiçbir aşamasında bulunmadığı gibi kurulduktan sonra şirketin faaliyetleri konusunda hiçbir bilgisi olmadığını, şirketin varlığının davacı tarafından tesadüfen öğrenildiğini, yapılan araştırmada şirketin diğer ortağının davacının babası —-olduğunun anlaşıldığını, şirket kuruluşunun vekaleten gerçekleştirildiğinin görüldüğünü, şirket kuruluşundaki iş ve işlemler için dayanak edilen vekaletnamenin —–numaralı vekaletnamesi olduğunun anlaşıldığını, belirtilen vekaletnamenin davacı ve babası tarafından verilmiş olduğunu, vekaletnamenin şirket kuruluşu ve benzeri birçok işlemi kapsar nitelikte olduğunun anlaşıldığını, davacının vekaletname ile yetki verilen vekilleri tanımamakla birlikte bunların babasının o dönemki muhasebeci/mali müşaviri olduğunu düşündüğünü, —- şirketin kuruluş evrakları incelendiğinde vekaleten imzalanan evraklar dışındaki imzalı evraklarda yer alan imzaların davacıya ait olmadığını, bu evraklardan ——- ibraz edilen taahhiltnamede davacı adına atılan imzanın sahte olduğunu, davacının kurulan şirketten haberdar olmadığı gibi bilgileri taahhüt edilen işletmeden de habersiz olduğunu, davacının babasının hem ——– olduğunu, ticari faaliyetlerini birlikte yürütmek gayesiyle davacıyı ikna ettiğini ve yukarıda belirtilen vekaletnamenin de bu karara istinaden çıkarıldığını, ancak davacının babasıyla anlaşamaması sebebiyle bu kararından vazgeçtiğini, buna rağmen davalı şirketin davacının babası tarafından kendisinden habersiz kurulduğunu, kurulduktan sonra ticari faaliyette bulunduğunun anlaşıldığını, ancak kurulan işletme için bildirilen adreste böyle bir işletmenin hiç var olmadığını, söz konusu adresin tarafların eski ikametleri olduğunu, davalı şirketin faaliyetlerini nereden sürdürdüğünün öğrenilemediğini, gerek—– gerek——-kayıtlarından anlaşıldığı üzere davalı şirketin fiilen faaliyette olmadığını, davalı şirketin —– kayıtlarında kuruluş dışından başka tescil edilmiş bir hususun olmadığını, şirketin müdürü olarak —gözüktüğünü, ancak onun da yetkisinin —– yılında son bulduğunu, —— yapılıp yapılmadığının bilinmediğini, yapılmışsa da davacının herhangi bir katılımının olmadığını, davalt şirketin kuruluşunda dahi sakat olduğunu, —– incelendiğinde iddiaların doğrulanacağıru, davalı şirketin davacının bu yönde bir iradesi olmadan kurulması ve faaliyette bulunmasının tek başına fesih talebinde bulunmak için haklı bir fesi sebebi olduğunu, açıklanan sebeplerle davalı şirketin feshinin zorunluluğunun doğduğunu, esasından davacının şirket kuruluşuna yönelik bir iradesi olmadığı için şirket ana sözleşmesinin hükümsüz olduğunu, bu hükümsüzlük halinin tespitinin önemli olduğunu, yine şirket kuruluşunda davacı bulunmadığından davacı adına atılmış imzaların sahteliğinin tespitinin gerekliliğini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş, cevap sunulmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle davalı —— tasfiyesiz feshine karar verilmesine ilişkindir.
Davacı vekili —tarihli duruşmadaki beyanında davalı şirketin feshini talep ettiğini, tasfiyesini talep etmediğini beyan etmiş, beyanı imzası ile tasdik edilmiştir.
TTK’nun 636. Maddesinde Limited şirketlerin ona erme sebepleri sayılmış olup bunlar şirket sözleşmesinde ön görülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile, genel kurul kararı ile, iflasın açılması ile,kanunda öngörülen diğer sona erme halleri ile, şirketin sona erebileceği, ayrıca haklı sebeplerin varlığında her ortağın mahkemeden şirketin feshini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda belirtildiği gibi —— sona erme sebepleri belirtilmiş olup tasfiyesiz fesih hali öngörülmemiştir.
TTK geçici 7.madde haricinde tasfiyesiz feshi mümkün kılan bir düzenleme kanunlarımızda mevcut değildir. ——–
Davacı tarafın talebi tasfiyesiz fesihe ilişkin olup, tasfiyesiz fesih hali öngörülmediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-Tasfiyesiz fesih olmayacağından DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafından dava açılışı sırasında yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile, eksik bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———–Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/11/2022