Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/495 E. 2022/64 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/495 Esas
KARAR NO: 2022/64
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 14/07/2021
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı —- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili—- otopark alanında, park halindeyken hasara uğradığı, davaya konu olay nedeniyle sigortalı tarafından müvekkili şirkete hasar beyanında bulunulduğu, davaya konu olay nedeniyle davalı —-imzasının bulunduğu tutanakta “hasarsız şekilde park edilen aracın —tarihinde araç sahibi tarafından alınmaya gidildiğinde yolcu ön tavan kısmından ve ön camından hasarlı olduğunun görüldüğü” imza altına alındığı, yine Polis memurlarınca tutulan Görgü ve Tespit Tutanağında da sigortalı aracın hasarlı olduğu imza altına alındığı, davaya konu kaza sonucu sigortalı araçta oluşan hasarın —- karşılanmasına ilişkin yapılan başvuru üzerine —- dosyasından görevlendirilen sigorta eksperi tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda aracın ağır hasarlı olduğu şeklinde görüş bildirildiği, müvekkili şirketin dava konusu olay nedeniyle pert total işlemine tabii tutulan araç için aracın piyasa rayiç değeri olan —–tarihinde sigortalısına ödediği, müvekkili şirketin sigortalısına yapmış olduğu ödeme ile — gereğince sigortalının haklarına halef olduğundan davalıya karşı rücu hakkı doğduğu, müvekkili şirket tarafından kazada zarar gören —– araç için ödenen sigorta tazminatı ve fer’ilerinin yukarıdaki açıklanan hukuki sebeplerden dolayı tazmini için borçlu aleyhine —- dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu, tüm bu nedenlerle davalının—–yapmış olduğu itirazın iptalini, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa mahkememiz tarafından usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller, poliçe ve hasar dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; öncelikle davaya konu uyuşmazlığın tarafların sıfatı, poliçenin niteliği, halefiyet ilkesinin özellikleri de göz önünde bulundurularak, mahkememizin görevi ile ilgili dava şartının incelenmesinin gerekeceği , poliçe, hasar ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK nun 1472. maddesinde halefiyet ilkesinin düzenlendiği, kanun maddesinde , sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya geçeceğinin belirtildiği, halefiyet ile açılan davanın sigorta şirketinin hukuken yerine geçtiği dava dışı sigortalı tarafından sorumlulara karşı hangi mahkemeye dava açması gerekiyorsa o mahkemeye dava açması ve mahkemenin görevinin zarar sorumlusu ile dava dışı sigortalı arasındaki hukuki ilişkiye göre belirlenmesinin gerekeceği, bu çerçevede somut olay irdelendiğinde davalının zararın meydana geldiği otoparkın maliki olup, davacının yapı malikinin hasardan kusursuz sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı, yapı malikinin kusursuz sorumluluğuna dayanıldığına göre görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olacağı , ——sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulandığı, somut olayda, uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca davacı sigorta şirketi tarafından —– sigortalısına ödenen tazminatın, davaya konu araçta hasar meydana gelmesinde kusuru bulunan davalı otoparkın işleteni olan şirketten rücuan tahsili isteminden kaynaklandığı, davacı sigorta şirketi ise de, halefi olduğu dava dışı sigortalı —— tacir olduğuna dair dosyada bir delilin bulunmadığı, davacının kaskoladığı hasarlana aracın da trafik kayıtları ve ruhsatı incelendiğinde hususi araç olduğu ve uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı anlaşıldığından, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekeceği dikkate alındığında eldeki dosya bakımından mahkememizin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna mahkememizce kanaat getirilmiş, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmiştir. —–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli —- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —- nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 27/01/2022