Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/492 E. 2022/385 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/492 Esas
KARAR NO: 2022/385
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2020
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında akaryakıt alımı için davalıya —-çekler ile toplam — ödeme yapıldığını, karşılığında müvekkili şirkete —-tutarında —— gönderildiğini, bakiye —- tutarlı akaryakıtın tüm şifahi taleplere rağmen davalı tarafından gönderilmediği gibi fazladan ödenen paranın da iade edilmediğini, bu tutarı tahsili için —– Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça yetkiye, borca ve imzaya itiraz edildiğini, davalının icra dairesinin yetkisine itirazının yerinde olmadığını, davalının borca yönelik itirazlarının da yerinde olmadığını belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında sözlü olarak akaryakıt alım sözleşmesi yapıldığını, davacının kendi araçlarına müvekkilinin işyeri olan—- yakıt alarak dolumlarının yapıldığını, yetkili mahkemenin — mahkemeleri olduğunu, davacının para borcunun ifasını daha önce yaparak ne miktarda yakıt alacağını beyan ettiğini, davacının yakıt alımını akaryakıt istasyonuna gelerek yaptığını, davacının ücreti önceden ödenen toplam —– yakıtı müvekkilinden aldığını savunarak; davanın reddine ve %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; İİK’nun 67/1. Maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
—- sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine —- alacağın tahsiline yönelik olarak icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin — tarihinde davalı yana tebliğ edildiği, davalı vekilince — tarihinde sunulan dilekçe ile yetkili icra dairelerinin —-olduğu belirtilerek yetkiye ve borca itiraz edildiği, davanın yasal — yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava ilk olarak Mahkememizin — sayılı dosyası ile açılmış olup —sayılı ilam ile davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, davacı vekilince kararın istinaf edilmesi üzerine—- Sayılı ilamı ile verilen kararın “Dava, sipariş edilen ürünlerin teslim edilmemesi üzerine peşin ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı peşin ödenen bedele rağmen malları teslim edilmediğinden paranın iadesini talep etmiştir. Somut olayda davacının talebi para borcuna ilişkindir. Taraflar arasında borcun ifa yeri belirli değilse ve aralarında başka bir anlaşma yoksa TBK 89. madde uyarınca davacının ikametgahı olan—— Mahkemece bu durum gözetilerek —- yetkisine ilişkin itirazın reddiyle işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken, yanılgılı şekilde dava şartı oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce kaldırma kararından sonra davacı yanın ticari defter kayıtlarının incelenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; davacının — yıllarına ait ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davalıya– adet çek ile toplamda — tutarında ödeme yapıldığı, davalı tarafından düzenlenen toplam– —- tutarlı faturanın davacının ticari defter kayıtlarında yer aldığı, davalı tarafından düzenlenen —- tutarlı faturaların davacı kayıtlarında yer almadığı, — bildirim konusu yapılmadığı, davacının davalıdan —– tutarında alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı yanın ticari defter kayıtlarının incelenmesi için talimat yazılmasına karar verilmiş, ancak talimat mahkemesince usulüne uygun olarak yapılan ihtara rağmen davalı tarafından ticari defter kayıtları ibraz edilmediğinden, inceleme yapılmaksızın talimatın bila ikmal iade edildiği görülmüştür.
Davalı tarafından yemin deliline dayanılmış olup davacı asile yemin davetiyesi çıkarılmış, — tarihli celsede davacı şirket yetkilisi tarafından “biz davalıdan ——- tutarında bize akaryakıt teslimi yapılmadı” beyanında bulunulmuş ve işbu beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, davalı ile —— hususunda anlaşma yapıldığı, davalıya verilen çeklerle toplamda —– yapılmadığı iddia edilerek işbu tutarın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davacının sözleşme gereği —— tutarında akaryakıt alımını yaptığı savunularak davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
HMK’nun 190. Maddesinin 1. Fıkrasına göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Anılan düzenleme ile ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmıştır. Buna göre, bir vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükünü taşıyacaktır. İspat yükünün belirlenebilmesi için önce ilgili maddi hukuk kuralındaki koşul vakıaların doğru bir şekilde tespit edilmiş olması ve buna uygun somu vakıaların ortaya konulmuş olması gerekir. Her bir vakıa bakımında lehine hak çıkarma çerçevesinde ispat yükü kuralları belirlenir. Ancak kanunda özel olarak ispat yükünün belirlendiği hallerde, genel kurala göre değil, kanunda belirtilen şekilde ispat yükü belirlenecektir. Somut olayda; taraflar arasında akaryakıt alım satımına ilişkin olarak sözlü şekilde sözleşmenin kurulduğu ve davacı tarafından verilen —- bedelli çekin tahsil edildiği noktalarında uyuşmazlık bulunmayıp; uyuşmazlığın, bakiye —– tutarındaki akaryakıt tesliminin yapılıp yapılmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. O halde davalı taraf, bakiye —– tutar yönünden davacı tarafa ——- teslimi yapıldığını ispat ile yükümlüdür. Bu hususta aksine bir düzenleme de bulunmamaktadır. Ancak davalı tarafından, davacı yana akaryakıt teslimi yapıldığına dair dosyaya ispata elverişli herhangi bir delil sunulmamıştır. Davacının incelenen ticari defter kayıtlarına göre, davalıdan toplamda —- tutarında akaryakıt faturası alınmış ve işbu faturalar ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Davalı yan ise ticari defter kayıtlarını ibrazdan kaçınmıştır. Davalı tarafından düzenlenen —– tutarlı faturalar davacı yanın ticari defter kayıtlarında yer almadığı gibi, anılan faturalar davacı tarafından —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade edilmiştir. Fatura düzenlenmiş olması tek başına fatura konusu malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir. Davalı tarafından yemin deliline dayanılmış ise de, davacı şirket yetkilisi tarafından —–tutarında akaryakıt teslimi yapılmadığı belirtilerek yemin eda edilmiştir. Her ne kadar davalı tarafından sunulan yemin teklifinde davalıdan akaryakıt teslimi için talepte bulunulup bulunulmadığı hususun sorulması istenilmiş ise de, davalı tarafça sunulan cevap dilekçesi ile açıkça —- tutarındaki akaryakıtın davacıya teslim edildiği beyan edildiğinden, işbu savunma kapsamında yeminin kapsamı Mahkememizce resen belirlenerek yemin eda edilmiştir. Davalı tarafından yemin metninde yer alan diğer hususlar ise; uyuşmazlık konularına ilişkin olmadığı gibi, hakkında yemin teklif edilemeyecek hususları da içerdiğinden, Mahkememizce dikkate alınmamıştır. Yine davalı tarafından davacının ticari defter kayıtlarında yer alan —– tutarlı alacak kaydı yönünden inceleme yapılması talep edilmiş ise de, ——- tutarlı borç kaydı ile kayıtlar düzeltildiğinden, bu hususta yeniden inceleme yapılması gerekli görülmemiştir.
Her ne kadar davacı tarafça, icra takibi ile işlemiş faiz isteminde de bulunulmuş ve davalı tarafından işlemiş faize yönelik olarak da itiraz edilmiş ise de, davacı vekilince — tarihli celsede işlemiş faize yönelik itirazın dava konusu edilmediği belirtildiğinden bu hususta ayrıca inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak davacı tarafça takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- oranında avans faizi isteminde bulunmuştur. Bu hali ile davacının talebi HMK md. 26 uyarınca aşılamayacağından —– taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık —- avans faizi oranını aşmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere—— ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ İLE,
Sabit olan —– alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık—- oranını aşmayacak avans faizi ile birlikte ve isabet eden takip giderleri ile birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere, borçlu davalının — takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 5.281,03.-TL’den, davacı tarafça dava açılırken yatırılan 926,48.-TL peşin harç ile icra dosyasından yatırılan ve dava açılırken mahsup ettirilen 393,78.-TL harcın toplamı 1.320,26.-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.960,77‬.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafından yatırılan işbu dosyadan ve icra dosyasından yatırılan toplam 1.320,26.-TL peşin harç ve 54,40.-TL başvurma harcı toplamı 1.374,66‬.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından sarf edilen 1.000,00.-TL bilirkişi ücreti, 37,00.-TL talimat posta gideri ve 270,30.-TL olmak üzere toplam olarak sarf edilen ‬1.307,30.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6.Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 10.850,26.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7.Arabuluculuk sürecine ilişkin olarak henüz sarf kararı düzenlenmemiş olmakla birlikte, hazine tarafından karşılanacak olan arabuluculuk ücretinin, arabulucuya ödenmesi halinde, 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde— nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 28/04/2022