Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/422 E. 2021/1172 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/422 Esas
KARAR NO : 2021/1172

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/09/2020
KARAR TARİHİ : 09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yanın icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazının yerinde olmadığını, haksız fiilden doğan davalarda zarar —–mahkemesinin de yetkili olduğunu, müvekkili ile davalı arasında ——— kazası nedeniyle müvekkili tarafından —ödeme yapıldığını, ters yönde araç kullanarak kazaya sebebiyet—uyarınca rücu sebebi olduğunu, rücu hakkına dayanılarak davalı aleyhine —— esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe haksız şekilde itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yana dava dilekçesi —- tebliğ edilmiş, davalı tarafından yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK md. 128 uyarınca, dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği kabul edilmiştir.
Davanın ————— mahkememize gönderilmiş ve yukarıda belirtilen esas numarasına kaydedilmiştir.
Dava, rücuen tazminat istemine dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—— sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine —— başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı — tarihinde borca ve — bulunduğu görülmüştür.
—— Tarafından düzenlenen—- incelenmesinde; poliçenin—– tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalının—-plakalı araç olduğu— olduğu,— limitinin maddi—–tarihinde dava dışı—– ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, dava dışı üçüncü kişiye yapılan hasar ödemesinin ağır kusurlu olması nedeniyle kendi sigortacısından rücuen tahsilinin talep edildiği; davalı tarafça, davaya cevap verilmeyerek, dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davalılarında, yetkili icra dairesinde icra takibi başlatılması dava şartı olup; öncelikle davalı yanın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında yer alan kaza tespit tutanağı ve hasar dosyasından anlaşıldığı üzere;——-neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği tespit edilmiştir. Davacı —- başlatılan icra takibi ile üçüncü kişiye yapılan ödemenin ağır kusur nedeniyle kendi sigortalısından rücuen tahsilini talep etmektedir. Davalı tarafından —– icra takibine itiraz edilmiştir. Somut olayda; davalı yanın—– meydana geldiği görülmektedir. Her ne kadar davacı tarafından HMK’nun 16. Maddesine dayanılarak zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu savunulmuş ise de, meydana gelen trafik kazasında zarar gören kişinin, kendisine ödeme yapılan dava dışı üçüncü kişi olduğu, davacının alacağının dayanağının kendi sigortalısına karşı ileri sürülen rücuen tazminat istemine ilişkin olduğu, bu hali ile HMK’nun 16. Maddesinin somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır. Bu itibarla; dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda anılan gerekçe ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Yetkili icra dairesinde başlatılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2.Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6.—-6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu.