Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/40 E. 2021/1028 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/40 Esas
KARAR NO : 2021/1028

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2021
KARAR TARİHİ : 07/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı —- alacaklısı olduğunu, teminat altına alınan alacağın ödenmemesi nedeniyle —– Esas sayılı dosyası ile dava dışı şirket aleyhine icra takibine başlanıldığını, anılan taşınmaz üzerinde davalı—davalı— cetveline esas olmak üzere alacak miktarlarının sorulduğunu, davalı bankanın —- ipoteklerden kaynaklı alacağının —– olduğunun bildirildiğini, taşınmazın cebri icra yoluyla —- satıldığını, satış bedelinden müvekkiline pay düşmediğini, satış bedelinin paylaştırılmasından sonra davalının ipoteklerinden kaynaklı borç bedellerini haksız çıkar elde etmek amacıyla olduğundan yüksek bildirdiğinin şifahen öğrenildiğini, davalı —- borç ilişkisine dayalı iki farklı ———— bulunduğunu, bu ———– ipoteği olduğunu, davalının ipoteğe bağlı alacaklarından birisinin ——- limitini aşmış olup teminatsız kalacağından aşkın kısmı diğer—- bağlı alacakmış gibi beyan ederek haksız çıkar elde edildiğini, bu durumun sıra cetveline itiraz etme süresi dolduktan sonra öğrenildiğini, bu nedenle sıra cetveline itiraz edilemediğini, ilk alacak bildiriminde —- bildirilirken ikinci alacak bildiriminde hayatın olağan akışına aykırı olarak net rakamlar bildirildiğini, davalının TBK md. 49/1 uyarınca haksız fiil hükümlerine göre müvekkilinin zarardan sorumlu olduğunu, davalının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre de sorumlu olduğunu belirterek; davalının haksız fiili neticesinde müvekkilinin uğradığı zararın şimdilik 100,00 TL’sinin zarar tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, haksız fiile dayalı istemin reddi halinde davalının müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleştiği tutarın tespiti ile şimdilik 1000,00 TL’nin zenginleşme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı—— tebliğ edilmiş olup, davalı vekilince yasal süresi dolduktan sonra (süre uzatım kararı ile verilen süreler de dikkate alınarak) sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını sıra cetveline itiraz etmek suretiyle ileri sürmesi gerekirken kesinleşmiş icra işlemlerine bu aşamada talepte bulunulmasının hukuken korunmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin iddia edildiği gibi fazla alacak tahsilatı yapmadığını savunarak; davanın reddini talep etmiş, davalının işbu beyanları HMK md. 128 uyarınca inkar kapsamında değerlendirilmiştir.
Dava, dava dışı ———– dosyasında yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi kapsamında düzenlenen sıra cetveline itiraz niteliğinde olup, İİK nun 142/1 maddesine dayanmaktadır.
——takip dosyasının onaylı örneğinin celbedilerek incelenmesinde, davacı tarafından dava dışı borçlu —— aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığı, takibin kesinleştiği ve taşınmazın satışının yapıldığı, düzenlenen sıra cetveli uyarınca davalı —– alacaklısı, davacının —- sıfatıyla yer aldıkları, 4.474.953,91 TL ihale bedelinin mahkememiz davalısına ödendiği, bunun —- bedeli olmadığından ödeme yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, dava konusu sıra cetvelindeki davalı ——– alacak miktarlarının gerçeği yansıtmadığı, alacağın ipoteği aşan kısmının diğer ipoteğe bağlı alacak gibi gösterildiğini iddia etmektedir. Somut uyuşmazlığın konusu davalının sıra cetvelindeki alacak miktarının azaltılmasına ilişkindir. Her ne kadar davacı vekili davasını haksız fiil nedeniyle ve sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemi olarak nitelendirmekte ise de; uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi mahkememize aittir. Dolayısıyla somut uyuşmazlık hacizde düzenlenen sıra cetvelindeki alacağın esas ve miktarına ilişkin itiraz olduğundan, davanın açılma süresi sıra cetvelinin alacaklıya tebliğinden itibaren yedi gündür. Bu süre hak düşürücü süre niteliğindedir ve mahkememizce res’en dikkate alınması gerekir—– Somut uyuşmazlıkta ise, sıra cetveli tebliğ edilmiş, kesinleşmiş ve taraflar sıra cetvelinde belirlenen alacaklar ödenmiştir. İş bu dava açılış tarihi itibariyle 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından HMK 114/2 maddesi kapsamında İİK nun 142. Maddesi uyarınca yasal koşul oluşmadığından usulden reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Eldeki davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmakla; HMK 114/2 maddesi uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2.Alınması gerekli 59,30 TL harç peşin olarak alındığından tekrar alınmasına yer olmadığına,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5.Kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
6.Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan —- 7/1. Maddesi uyarınca belirlenen 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7.—- düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.