Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/392 E. 2022/516 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/392 Esas
KARAR NO: 2022/516
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2021
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı —–Tarafından aralarındaki ticari ilişki sebebiyle davalıya bir takım faturaların düzenlenerek kendi ticari defterlerine kayıt edildiğini, davalının taraflar arasındaki cari hesaba kayıtlı faturalardan kaynaklı borcunu tam ve gereği gibi ödemediğini, dava dışı şirketin toplam —-tutarındaki alacağının tamamının ferileri ile birlikte — tarihinde müvekkiline devir ve temlik edildiğini, müvekkili tarafından alacağın tahsili amacıyla —– davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, alacağın davalıya verilen boya satışı ve boyama hizmetinden kaynaklandığını belirterek; asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yana, dava dilekçesi ——tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafından yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK md 128 uyarınca, dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği kabul edilmiştir.
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, temlik sözleşmesi, —– kayıtları, —- sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—- sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, dosyanın tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine, — işlemiş faiz olmak üzere toplam— alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- oranında işleyecek avans faiziyle birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı yana — tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından—- tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinin davacı yana tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
—– başlıklı belgenin incelenmesinde; davacı —sözleşmede temlik alan sıfatıyla yer aldığı, dava dışı—- sözleşmede temlik eden sıfatıyla yer aldığı, sözleşmenin —- temlik edenin—- faturalardan kaynaklı toplam —- tutarındaki alacağının tamamının ferileri ile birlikte gayrikabili rücu olarak temlik alana devir ve temlik edildiğinin bildirildiği, sözleşmenin —- temlik alanın temlik bedeli olarak kararlaştırılan —temlik edene ödediğinin belirtildiği, ——— Maddesinde temlik alanın yapılan ödemelerin izlenmesi içi gerekli her türlü belge, hesap ve kayıtları incelemeye ve temlik edilen alacağı takibe, talep, tahsil ve ahzu kabza yetkili olduğunun, temlik alanın temlik konusu faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibi ve dava dahil her türlü işlemleri yapmaya yetkili olduğunun ifade edildiği, sözleşmenin taraflarınca imza edildiği, temliğe ilişkin damga vergisinin yatırıldığı görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan —- tarihli raporda özetle; temlik eden dava dışı şirketin — yılına ait ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, —- yevmiye defterlerinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, temlik eden şirketin ticari defter kayıtlarına göre — sonu itibariyle davalıdan — alacaklı olduğu, — kayıtlarına göre davalının — olarak bildirim konusu yaptığı, davacının —- olarak bildirim konusu yaptığı,——- ayında düzenlediği faturayı bildirim konusu yapmadığı, bu faturalar haricinde diğer aylarda düzenlenen fatura toplamlarının ——- altında kaldığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce belirlenen inceleme gün ve saatinin davalı tarafa tebliğ edilmemesi nedeniyle davalı yanın ticari defter kayıtları üzerinde yeniden inceleme yapılmasına karar verilmiş, davalı vekilinin hazır olduğu ——– tarihli duruşmada inceleme gün ve saati davalı vekiline bildirilmiş, inceleme gününde ticari defter kayıtlarının ibraz edilmemesi halinde ibrazdan kaçınılmış sayılacağı ihtar edilmiş, buna rağmen belirlenen inceleme gününde davalı tarafça ticari defter kayıtları ibraz edilmediğinden inceleme yapılamamıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça, dava dışı şirketin faturalardan kaynaklanan ve davacı yana temlik edilen alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; takip konusu alacağın ——– faturadan kaynaklandığı iddia edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir———
Somut olay bakımından; davalı tarafça süresi içinde davaya cevap verilmediğinden, dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiğinin kabulünün gerektiği, bu hali ile davacının, temlik eden dava dışı şirket ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu ve fatura konusu malların teslim edildiğini ya da hizmetin verildiğini ispat etmesi gerektiği, temlik eden dava dışı şirket tarafından düzenlenen toplamda —- adet faturanın davalı tarafından —— formu ile vergi dairesine bildirildiği, her ne kadar davalı tarafça ticari defter kayıtları ibraz edilmemiş ise de,—- ticari defter kayıtlarının bir uzantısı olduğu, bildirim konusu yapılan faturaların davalı yanın ticari defter kayıtlarında yer aldığının kabulünün gerektiği, davalı tarafça bildirim konusu yapılan faturalara itiraz edildiği veya işbu fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin herhangi bir savunmada bulunulmadığı gibi, buna ilişkin olarak dosyaya herhangi bir delilin de ibraz edilmediği, anılan—– da belirtildiği üzere; davalının faturaları ticari defterlerine kayıt etmesinin fatura konusu malın teslim edildiğine veya hizmetin verildiğine karine teşkil ettiği, bu hali ile taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğunun ve temlik eden dava dışı şirket tarafından işbu faturalara konu malın teslim edildiğinin veya hizmetin verildiğinin kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafından icra takibine konu edilen diğer faturalar yönünden ise; anılan faturaların aylık tutarının—- altında kalması nedeniyle taraflarca — bildirimlerine konu edilmediği, temlik eden dava dışı şirketin —- yılına ait yevmiye defterinin kapanış tasdikinin süresinde yapılmadığı, bu hali ile temlik eden dava dışı şirketin —-yılına ait ticari defter kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığı, bu nedenle kendisi lehine delil teşkil etmeyeceği, düzenlenen faturaların irsaliyeli fatura olmadığı, fatura konusu malların satıldığına veya hizmetin verildiğine dair dosyaya sevk irsaliyesi vs. Herhangi bir delilin ibraz edilmediği, davacı tarafça —– tarihli celsede yemin deliline başvurulmayacağının beyan edildiği, işbu faturalara konu malların teslim edildiğinin veya hizmetin verildiğinin davacı tarafından ispat edilemediği anlaşılmakla; davacı yanın fazlaya dair isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça her ne kadar icra takibi ile birlikte işlemiş faiz isteminde de bulunulmuş ise de, dava dilekçesi ile birlikte davalı tarafından yapılan itirazın asıl alacak üzerinden iptalinin talep edildiği, işlemiş faize yönelik yapılan itirazın dava konusu edilmediği anlaşıldığından; bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak davacı tarafça takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık — oranında avans faizi isteminde bulunmuştur. Bu hali ile davacının talebi HMK md. 26 uyarınca aşılamayacağından —- taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık—- avans faizi oranını aşmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere ——– gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Sabit olan — alacağın, takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık —oranını aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere, borçlu davalının ——- esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Fazlaya dair istemin reddine,
Alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.889,94.-TL’nin davacı tarafça dava açılırken yatırılan 460,51.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.429,43.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafından yatırılan 460,51.-TL peşin harç ve 59,30.-TL başvurma harcı toplamı 519,81.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 1.000,00.-TL bilirkişi ücreti, 59,25.-TL posta gideri, olmak üzere toplam 1.059,25.-TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %57 oranında olmak üzere 603,77.-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen kısım için, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen kısım için, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, kabul/red oranına göre, 752,40.-TL’sinin davalıdan, bakiye 567,6‬0.-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9.Kararın kesinleşmesi halinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde —– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.07/06/2022