Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/382 E. 2022/395 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/382 Esas
KARAR NO : 2022/395

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2021
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin sahibi olduğu —- olarak —- —- mevzuata uygun olarak tamamlamayı üstlendiğini, ancak davalının üstlendiği edimleri süresinde ifa etmediği gibi yükümlülüklerini eksik ve ayıplı olarak yerine getirdiğini, bu durumun— ertelenmesine, ruhsat alınamamasına, kullanımda problemlere ve müvekkilinin maddi ve manevi zararlara uğramasına yol açtığını, davalının temin ve tesisini üstlendiği asansörlere ilişkin olarak işletme ruhsatının engelli kullanımına uygun olmaması nedeniyle alınamaması nedeniyle davalıya —– yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının sözleşme gereği ruhsat alma yükümlülüğü üzerinde olmasına rağmen ek teklifle belirlenen bedelin ödenmesi halinde——–engelli kullanımına uygun hale getirileceğine ilişkin beyanda bulunulduğunu, müvekkilince otelin açık olduğu kış sezonunun yaklaşması ve başka firmadan hizmet alınmasının mümkün olmaması nedeniyle dava ve istirdat hakları saklı kalmak kaydı ile teklifin kabul edilmek zorunda kalındığını, davalıya ek teklif kapsamında 14.873,00 Euro ödendiğini, buna rağmen davalı tarafından üstlenilen ek tekliflerin süresinden çok sonra yerine getirildiğini, yapılan fazla ödemenin iadesi talep edilmiş ise de iade edilmediğini, geç teslim, eksik ve ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararla ilişkin dava açma haklarının saklı tutulduğunu belirterek; sözleşme kapsamında yapılan yersiz ödeme için şimdilik 1.000,00 Euro’nun dövize uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte ve tahsil tarihindeki kur üzerinden davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sözleşme kapsamında olan tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7.2 maddesinde teklif tarihinden sonra oluşabilecek değiliklerin tekliften ayrı yorumlanacağının belirtildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 22/01/2014 tarihinde imzalandığını, bu tarih itibariyle yasal mevzuat çerçevesinde engelli kullanımına uygun olmasına dair düzenleme bulunmadığını, sözleşmenin imzalanmasından yaklaşık 2 yıl sonra yürürlüğe giren bir düzenlemeden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin yapılan ek iş bedelini hak ettiğini, davacının teslim tutanaklarında hakkını açıkça saklı tutmadığını, davacının basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ve sözleşmeye aykırı olarak tahsil edilen fazla bedelin iadesi isteminden ibarettir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu tüm dilekçeler, ibraz edilen tüm deliller, sözleşme, ihtarnameler, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Taraflar arasında imzalanan “—- sözleşmede; sözleşmenin taraflarının davacı ve davalı şirketler olduğu, sözleşmenin 2. Maddesinde işin tanımının davacıya ait işyerine sözleşmede modelleri belirtilen toplamda ——- temin ve tesisinin sözleşme şartları çerçevesinde yapılması olarak belirtildiği, sözleşmenin 3. Maddesinde toplam iş bedelinin —olarak belirlendiği, sözleşmenin 6. maddesinde işin süresinin peşinatın ödenmesi tarihinden itibaren 6 ay olarak belirlendiği, sözleşmenin 7.2 maddesinde teklifin verildiği tarihte yürürlükte olan —– yasalara uygun olarak hazırlandığının belirtildiği, devamında teklif tarihinden sonra oluşabilecek değişikliklerin tekliften ayrı yorumlanacağının belirtildiği, sözleşmenin 12. Maddesinde uygulaması olan yerlerde — için ilgili makamlardan ruhsat alınması ve ilgili projelerin ve diğer gerekli evrakın hazırlanmasının davalı yanın taahhüdünde olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Dosyaya sunulan —-belgenin incelenmesinde; yapılacak işler kapsamında davacı yanın toplamda — bedeli ödemeyi kabul ettiği, belge altında davacı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu, belgenin en alt kısmında — hükümlerine göre— ———şeklinde şerh düşüldüğü görülmüştür.
Mahkememizce uyuşmazlık konularına ilişkin olarak bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 09/01/2022 tarihli raporda özetle; tarafların birbirleri adına tuttukları cari hesaplarında, davacının fazladan ödendiğini iddia ettiği 94.034,54 TL tutarın kayıt altına alındığı, davalının davaya konu eser sözleşmesi ile yüklendiği ——– tescil belgesinin gecikmesiz alınamayarak işverenin mağdur olmasında %50 oranında kusurlu olduğu, davacının ——– montajı sonrasında gecikmesiz —- alınamamasında %50 oranında kusurlu olduğu, davacının talep edebileceği zarar bedelinin kusur oranında —- olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilince sunulan 15/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; 1.000,00 Euro olan dava değeri arttırılarak 7.436,50 Euro alacağın davalıdan tahsili talep edilmiş, ıslah harcı yatırılmış, ıslah dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmiş, davalı vekilince de ıslaha karşı beyanları bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, sözleşmeye aykırı olarak talep edilen ve ödenen ek teklif ücretinin davalıdan tahsilinin talep edildiği; davalı tarafça, ek teklifin sözleşmeye uygun olduğu belirtilerek davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı tarafından yapılan ek teklife istinaden davacı tarafından ödenen 14.873,00 Euro bedelin sözleşmeye uygun olup olmadığı, anılan bedelin davalıdan iadesinin talep edilip edilemeyeceği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davalı yanın zamanaşımı itirazı bakımından; taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, alacak isteminin sözleşmenin tabi olduğu zamanaşımı süresi içinde talep edilebileceği, eser sözleşmelerinde uygulanması gereken zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, davacı tarafından ek teklife konu ödemenin 05/04/2019 tarihinde yapıldığı, eldeki davanın 03/06/2021 tarihinde açıldığı, ıslahın ise 15/03/2022 tarihinde yapıldığı, buna göre 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla; davalı yanın zamanaşımına yönelik itirazları dikkate alınmamıştır.
3194 Sayılı Kanunun Ek Madde 1 hükmünde, “Fiziksel çevrenin engelliler için ulaşılabilir ve yaşanılabilir kılınması için,—– ilgili standardına uyulması zorunludur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
5378 Sayılı Kanunun Geçici Madde 2 hükmünde, “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcu—-hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sekiz yıl içinde engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı Kanunun Geçici Madde 3 hükmünün 6.fıkrasıında ise, “Bu Kanunun geçici 2 nci maddesi ile bu maddede belirtilen erişilebilirlik standartlarının ve yükümlülüklerinin uygulanmasının izlenmesi ve denetimi her —– engelliler ile ilgili —- İhtiyaç halinde birden fazla komisyon kurulabilir. Denetim sonucunda ilgili —- kuruluşları ile umuma açık hizmet veren her türlü yapıların ve açık alanların malikleri—–sahiplerine eksikleri tamamlaması için birinci fıkrada belirtilen sürenin bitiminden itibaren dört yılı geçmemek üzere ek süre verilebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. (Anılan düzenlemede yer alan dört yılı ibaresi 18/07/2021 tarihli 7333 Sayılı Kanunun 15. Maddesi ile yapılan değişiklik öncesi “üç yılı”, 23/07/2020 tarihli 7257 Sayılı Kanunun 7. Maddesi ile yapılan değişiklik öncesi ise “iki yılı” şeklindedir.)
Anılan düzenlemelere göre, 3194 Sayılı İmar Kanunu ile fiziksel çevrenin engelliler için ulaşılabilir ve yaşanabilir kılınması için——- uyulmasının zorunlu olduğu belirtilmiş, 5378 Sayılı Kanun ile ise, gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapıların engellilerin erişebilirliğine uygun hale getirilmesi getirilmesi için, Kanunun yürürlüğü girdiği tarihten itibaren, sekiz yıl süre verilmiş; ayrıca bu sürenin 4 yıla kadar uzatılabileceği belirtilmiştir. Anılan Kanun maddesinin yürürlük tarihi ise 07/07/2005 tarihidir. Yapılan düzenlemeye ilişkin olarak yapılacak—–engelli erişimine uygunluğu için—— getirilmiştir. Ancak daha sonra — tarihli ve — sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği’nde— tarihli ve —sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik ile değişikliğe gidilmiş, bu değişiklik akabinde 22/11/2011 tarihinde ——- standardı getirilmiştir. — standartları — belirlemiş olup, birbirleriyle çelişmektedir. Bu nedenle de uygulamada bir kısım zorluk ve karışıklıklara yol açmıştır. Anılan standartlar arasındaki farklılıklar —- tarihli ve — sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ile giderilmiştir.
Somut olay bakımından ise; dava konusu — inşaatının yapı ruhsatının — yılında alındığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 22/01/2014 tarihinde yapıldığı, sözleşmeye göre işin bitiş tarihinin 22/07/2014 tarihi olduğu, dosyada mevcut mail yazışmalarından anlaşıldığı üzere işin gerek davacı gerekse de davalıdan kaynaklanan nedenlerle geciktiği,— alındığı, ancak yönetmelik hükümlerine göre —engelli erişimine uygun olmaması nedeniyle işletme ruhsatının alınamadığı, davalı tarafından — engelli erişimine uygun hale getirilmesi içinde davacı yana ek teklifte bulunulduğu, ek teklifin davacı tarafından ihtirazi kayıt konularak kabul edildiği ve ek teklif ile belirlenen 14.873,00 Euro bedelin 05/04/2019 tarihinde ödendiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7.2. Maddesinde ise; verilen teklifin yürürlükte olan– verildiği, tekliften sonra olabilecek değişikliklerin tekliften ayrı olarak yorumlanacağı belirtilmiştir. Buna göre; taraflar arasındaki sözleşmenin yapıldığı tarihte, — standartları yürürlüktedir ve teklif de buna göre verilmiştir. Ancak 03/07/2017 tarihli yönetmelik ile meydana gelen değişiklik —— standartları benimsenmiştir. Anılan değişiklik sözleşme tarihinden sonra olup, sözleşmeye göre verilen ilk tekliften ayrı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, davalı yanın ek ücret isteminin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça talep edilen tutarın fahiş olduğu yönünde bir iddia de ileri dürülmediğinden, bu hususta ayrıca değerlendirme yapılması gerekli görülmemiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda davalı yanın da aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, kusurun takdiri hakime aittir. Taraflar arasında yapılan sözleşme, sözleşme tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine uygun şekilde yapılmış, teklifin —- standartlarına göre verildiği de belirtilmiştir. Kaldıki; davacı taraf, inşaat işi ile iştigal eden bir firma olup, basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü gereği, kendi iştigal konusu olan alanda yapılan kanuni düzenlemeleri takip etmesi gerekir. Bu nedenle bilirkişi raporundaki kusura ilişkin değerlendirmeye Mahkememizce itibar edilmemiş olup, davacının isteminin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE,
2.Alınması gerekli 80,70.-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 180,34.-TL peşin harç ve 1.867,00.-TL ıslah harcı toplamı 2.047,34.-TL’den mahsubu ile bakiye 1.966,64‬‬.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan—– göre belirlenen 10.970,16.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan —– 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.