Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/305 E. 2021/1207 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/305 Esas
KARAR NO : 2021/1207

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 03/05/2021
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince — yargılama yapmaya görevli ve yetkili———-yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin — alanında faaliyet gösterdiği, müvekkili şirkete ait dava dışı —– plakalı aracı ile özen yükümlülüğünü ve tüm tedbirleri yerine getirerek—- idaresindeki park halinde bulunan— kusurlu olarak ve herhangi bir önlem ve tedbir almaksızın, KTK hükümlerine aykırı davranarak %100 kusurlu davranışı ile aniden yola çıkması sonucu 19/02/2017 tarihinde trafik kazası meydana geldiği, iş bu kazanın meydana gelmesinde davalı şirketin tek ve asli kusurlu olduğundan müvekkiline ait araçta kaza sebebiyle ortaya çıkan hasar bedelinin kusurlu aracın malikinden müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettikleri, alacağın tahsili için —- dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından işbu icra takibine haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak itiraz edildiği ve takibin durduğu, izah edilen nedenler ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik meydana gelen kaza sonucunda müvekkiline— tutarındaki hasar bedeli alacağına yapılan itirazın iptalini, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının icra takibine koyduğu iddia olunan alacağın konusu trafik kazasından kaynaklanan maddi hasar talebinden ibaret olup 2918 sayılı KTK hükümleri uygulama alanı bulacağı, bu kanunun 109, maddesi “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” denildiği, kaza tarihinin 19.02.2017 olduğu alacağın süresi içerisinde takibe konu edilmediği, işbu sebeple, huzurda görülmekte olan davanın öncelikle zamanaşımından reddini, ayrıca itirazı müteakip itirazın iptali davası açma süresi de 1 yıl olduğu, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, işbu davada hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu, bu nedenle de davanın reddini talep ettiği, müvekkil şirketin—–, dolayısıyla huzurdaki davada davalı müvekkili hukuken işleten —- mümkün olmadığı, kaza tarihi olan —– kiralandığı, kazaya karışan — plaka sayılı aracın fiili hakimiyeti, dava dışı—müvekkili şirket tarafından kullanılması mümkün olamayacağı, dolayısıyla huzurdaki davanın husumet yönünden müvekkili şirket lehine reddinin gerektiği, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller,— mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—– sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı—icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 14/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından —tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; 2918 Sayılı KTK 85. Maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir.—– tarihini kapsar bir biçimde—–plakalı aracın dava dışı uzun —— tarihinde davalıya iade edildiğinin dosya kapsamında sunulan belgelerden sabit olduğu, ayrıca dava dışı şirketle davalının imzalamış olduğu uzun süreli kira sözleşmesini— bildirdiği ——- vergisi beyannamesi de verdiği, kaza anında aracın sürücüsü——- olduğunun da sabit olduğu, davacı tarafça hasara sebebiyet verildiği belirtilen—-altında bulunduğu, davalının — bulunmadığı, bu nedenle davanın söz konusu şirkete yöneltilmesi gerekirken …—- yöneltildiği, davalının iş bu dava da pasif dava ehliyeti bulunmadığı belirlendiğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından dava açılırken yatırılan 110,02-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 50,72-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve hazine tarafından karşılanan—- arabuluculuk ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre; tarafların arabuluculuk toplantısına katıldığı ancak anlaşma sağlanamadığından ve huzurdaki dava reddedildiğinden arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
6-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan —– 7/2’ye göre belirlenen dava değerinin %15’i oranında hesap edilen 1.366,42-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.