Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/282 E. 2023/96 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/282 Esas
KARAR NO: 2023/96DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/05/2017
KARAR TARİHİ:02/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalıdan 05.10.2016 tarihinde, yeni — olarak, —— marka aracın satın aldığını, aracın sol ön kapısının, sol arka kapısının, sol arka çamurluğunun onarılmış ve boyanmış olduğunun anlaşıldığını ve 11.10.2016 tarihinde özel bir rapor alınarak durumun tespit edildiğini, —– yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalıdan yasal haklarının talep edildiği ancak davalının ———-yevmiye sayılı ihtarnamesi ile araçtaki ayıbın kabul edildiği ancak yasal haklarla ilgili taleplerinin kabul edilmediğini, aracın ayıplı olması nedeniyle arızalarının devam ettiğini beyan ederek öncelikle —— plakalı aracın eşdeğer 0 km yenisi ile değişimi ve bu sırada ortaya çıkacak bütün masrafların davalı tarafından ödenmesini, değişim mümkün olmaz ise——- plakalı aracın geri alınması ve ödenen 83.999,99 Euro bedelin avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın ayıp iddiasında bulunmadığını, ayıp ihbarı için hak düşürücü sürenin dolduğunu, dava konusu araçta iddia edilenin aksine üretim hatasından kaynaklı herhangi bir ayıp bulunmadığını, davacının onarım hakkını kullandıktan sonra diğer seçimlik haklara başvurabilmesi için aranan yasal koşulların dava konusu ihtilafta gerçekleşmediğini, bir yıl içerisinde arızanın ikiden fazla tekrarlanması veya farkıl arızaların dörtten fazla meydana gelmesi veya belirlenen garanti süresi içerisinde farklı arızaların toplamının altıdan fazla olması şartlarından birinin yanı sıra bu şartlara ek olarak bu arızaların maldan yararlanmamayı sürekli kılması şartının da gerçekleşmesinin gerektiğini beyanla, hak düşürücü süre içinde ayıp ihbarında bulunulmamış olması nedeniyle reddine, davanın esasına girişilmesi durumunda esas yönünden haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, ayıplı çıkan aracın misli ile değiştirilmesi, bu mümkün olmadığı taktirde bedelinin iadesine ilişkindir.
Mahkememizden verilen—— sayılı kararı ——– Karar sayılı ilamıyla kaldırma kararı verilmiş olup, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
——-Adliye Mahkemesi yukarıda anılı kaldırma ilamında;
“(…) bilirkişi raporuna karşı sunulan itiraz dilekçesinde, davaya konu aracın servis işlemlerinin garanti kapsamında ücretsiz olarak gerçekleştirildiği, davaya konu araç 19.10.2017 tarihli ve ——- kayıtlı iş emrinden de görüleceği üzere müvekkil şirket servis birimlerinde diferansiyel şikayeti nedeniyle incelemeye tabi tutulduğu ve hiçbir arıza kaydına rastlanılmadığı, vites geçişlerinde bahse konu sesin de duyulmadığını, akabinde aracın 44.420 km de iken 2018/Ağustos ayında servise gelmesi üzerine ve garanti kapsamında aracın şanzımanının değiştirildiği, yol testleri yapıldığı ve aracın kusursuz bir şekilde sahibine teslim edildiği, yine 2018/ Ekim ayında aracın servise getirilmesi üzerine araçta herhangi bir arıza tespit edilmediği hususlarını beyan ederek bilirkişi raporuna itiraz ederek yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını talep etmiştir.
TBK’nın 227 maddesine göre, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme şeklindeki seçimlik haklardan birini kullanabilir. Ancak alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Bilirkişinin diferansiyel arızasının tam olarak giderilip giderilemeyeceği hususunda kanaat bildirememiş olması da nazara alındığında, TBK’nın 227/3 maddesi uyarınca durum ve koşulların sözleşmeden dönülmesini haklı gösterip göstermediğinin denetlenmesi gerekli olup davalının bilirkişi raporuna karşı itirazları da karşılanmamış olduğundan yeniden otomotiv alanında uzman üçlü bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak dava konusu araçtaki davaya konu edilen arızaların davalı tarafından giderilip giderilmediği ve ücret tahsil edilip edilmediği tespit edilerek arızanın giderilmemiş olduğunun anlaşılması halinde arızanın onarımının mümkün olup olmadığı, arızanın boyutuna göre sözleşmeden dönülmesinin makul olup olmadığı, sözleşmeden dönülmesinin makul olmaması halinde arızanın onarılması için gereken bedel veya satış bedelinden indirilmesi gereken tutarın hesaplanması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Dolayısıyla mahkemece eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi yerinde görülmemiştir” demek suretiyle Mahkememizin ilk kararını kaldırmıştır.
Mahkememizce dosya, otomotiv alanında uzman üç kişiden oluşan yeni bir heyete tevdi edilerek dava konusu araçtaki arızaların davalı tarafça giderilip giderilmediği, bu hususta ücret tahsil edilip edilmediği, arıza giderilmedi ise bunun onarımının mümkün olup olmadığı, arızanın boyutuna göre sözleşmeden dönülmesinin makul olup olup olmadığı, makul olmaması halinde arızanın onarılması için gereken bedel veya satış bedelinden indirilmesi gereken tutarın hesaplanması bakımından rapor tanzim edilmesi istenilmiştir.
Davalı vekili, aynı celsede aracın birden çok kez el değiştirildiğini iddia ettiğinden Mahkememizce müteakip celsede aracın tescil kayıtlarının noterler birliğinden getirtilmesine karar verilmiş, ilgili kayıt incelendiğinde Mahkememizin ilk karar tarihi olan — tarihinde dava dışı —– daha sonra 31/1/2019 tarihinde —— ve yine devam eden süreçte altı kez el değiştirdiği ancak son olarak 29/11/2021 tarihinde tekrar davacı şirket tarafından satın alındığı anlaşılmıştır.
8/3/2022 tarihli heyet raporunda,
“(…) Dava konusu araçtaki davaya konu edilen arızaların davalı tarafından giderildiği,
Bahsi geçen arızaların garanti kapsamında giderilmiş, arızanın onarılmış olduğu, bu işlemler için ücret tahsil edilmemiş olduğu,
Giderilmiş olan arızaların boyutuna göre, 5 yıldır kullanılmakta olan, 150.000 km’yi görmüş ve hali hazırda görünen bir arızası kalmamış olan araç ile ilgili sözleşmeden dönülmesinin makul olmadığı,
Satış bedelinden indirilmesi gereken güncel tutarın 100.000 TL olduğu” belirlemelerine yer verilmiştir.
Raporun taraflara tebliği üzerine davacı vekili tarafından 28/3/2022 tarihli dilekçe ile itiraz dilekçesi sunulmuş ve dosyanın İTÜ öğretim üyelerinden oluşan yeni bir heyete tevdi suretiyle rapor alınması talep edilmiş; Mahkememizce 31/3/2022 tarihli duruşma ara kararı gereğince dosya, önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek taraf vekillerinin itirazları değerlendirilmek, ayrıca kaldırma öncesi alınan bilirkişi raporundaki çelişkiler açıklanmak ve raporda tespit edilen rayiç bedelin hangi tarihlerdeki kriterler esas alınarak tespit edildiği hususu da açıklanmak suretiyle aracın satış tarihindeki değerinin tespiti ile bu tarihe göre indirim tutarının belirlenmesine ilişkin rapor alınmasına karar verilmiştir.
4/6/2022 tarihli heyet ek raporu içeriğinde;
“(…) araçta meydana çıkmış olan ve aracın üretiminden kaynaklı ayıplı olduğunu gösteren arızaların (örn:diferasiyel arızası) davalı tarafından giderildiği, aracın heyetimizce 17/1/2022 tarihinde ——– araç üzerinde yapılan incelemede kaporta kısmında herhangi bir vuruk, yırtık, çökük olmayıp, aracın b(o)yası bakımlı ve temiz olduğu, araç ile adliye parkı içinde yapılan test sürüşünde diferansiyelde veya kalkışta herhangi bir titreme olmadığı,, diferansiyeldeki arızanın giderilmiş olduğu ancak ekranda arıza işareti olup arızanın tespiti için yetkili serviste bilgisayarlı tespiti yapılması gerekmekte olduğu, bu arıza işaretinin, motor elektronik donanımı ile ilgili olabileceği, bu işaret dışında araçta devam eden bir arızanın olmadığı tespit edilmiştir.
Bu doğrultuda, 5 yıldır kullanılmakta olan, 150.000 km’yi görmüş ve hali hazırda görünen bir arızası kalmamış olan, araçtan faydalanmanın ortadan kalkmamış olduğu araç ile ilgili, takdir sayın mahkemenize ait olmak üzere, sözleşmeden dönülmesinin makul olmayacağı görüş ve kanaati oluşmuştur.
Aracın sol ön kapısında satış öncesi işlem yapılmış olduğu, —-Sayılı fatura ile ——– sabittir. Bu açıdan araçta satış öncesi işlem görme durumunun söz konusu olması sebebi ile bedel indirimi yapılması gerektiği aşikardır. Diferansiyel değişiminin, aracın mekanik aksamı ile ilgili garanti kapsamında olması cihetiyle aracın değerini düşürmeyeceği görüş ve kanaati oluşmuştur.
Araçta, satış öncesi sol ön kapı onarım ve boyama işlem yapılmış olması sebebi ile, aracın satış bedelinden indirim yapılması gerekli olduğu, yapılan piyasa araştırmasına göre benzer araçların ek rapor tarihindeki güncel rayiç bedelinin yaklaşık 1.100.000 TL olduğu (örnek, aynı marka ve model, yaklaşık 150.000 km deki araç ilanları aşağıda verilmiştir, rayiç bedel, pazarlık payı da hesaba katılarak tespit edilmiştir), nispi metot kullanılarak, araçta satış öncesi mevcut bulunan ayıbın (düzeltilmiş olan sol ön kapı) araçta güncel değer olarak 120.000 TL değer kaybı oluşturacağı, bu sebeple satış bedelinden indirilmesi gereken güncel tutarın 120.000 TL olduğu (…)
Tamamen orijinal olan araç ile, üzerinde işlem yapılmış araç arasında piyasa koşullarında %10 civarı bir bedel farkının olacağı piyasa tarafından kabul görmektedir. Bu sebeple, davalı vekilinin bedel indiriminin fahiş olduğu iddiasını, piyasa gerçeklerini yansıtmamakta olması sebebi ile nazar-ı itibara almak mümkün olmamıştır.
Sonuç ve Kanaat
Yapılan değerlendirme neticesi,
– Dava konusu araçtaki davaya konu edilen arızaların davalı tarafından giderildiği
– Bahsi geçen arızaların garanti kapsamında giderilmiş, arızanın onarılmış olduğu, 150.000 km’yi görmüş ve hali hazırda görünen bir arızası kalmamış olan araç ile ilgili sözleşmeden dönülmesinin makul olmadığı
– Satış bedelinden indirilmesi gereken güncel tutarın 120.000 TL olduğu” şeklinde belirlemelere yer verilmiştir.
6098 sayılı Yasanın 227 maddesine göre, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme şeklindeki seçimlik haklardan birini kullanabilir. Ancak alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Tüm dosya kapsamı ve özellikle alınan teknik rapor içerikleri birlikte değerlendirildiğinde; kaldırma ilamında eksiklik olarak belirtilen teknik incelemenin, temin edilen kök ve ek raporda giderildiği, buna göre, dava konusu araçtaki arızaların davalı tarafından giderildiği ve arızaların onarılmış olduğu, 150.000 km’deki ve aktif kullanılan aracın herhangi bir arızasının bulunmadığı, ayrıca aracın davanın açıldığı ilk tarihten sonra bir çok kez el değiştirmekle birlikte tahkikat aşamasında 29/11/2021 tarihinde tekrar davacının mülkiyetine geçtiği, tüm bu durumların Yasanın 227 nci maddesi ile ilgilisine tanınan sözleşmeden dönme ve satılanın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi taleplerini hakkaniyet gereği haklı göstermeyeceği, satış bedelinden indirilmesi gereken güncel tutarın 120.000 TL olduğu anlaşıldığından; davanın kısmen kabulü ile satış bedelinden indirilmesi gerekli güncel tutar olan 120.000,00.-TL nin karar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, fazlaya dair istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 6098 sayılı Yasanın 227/4 maddesi hükmü gereği, satış bedelinden indirilmesi gerekli güncel tutar olan 120.000,00.-TL nin karar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsil ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine
2.-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 8.197,2‬0.-TL’nin davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 5.566,60.-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.630,6‬0.-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 31,40.-TL başvurma harcı ve 5.566,60.-TL peşin harç olmak üzere toplam 5.598‬,00.-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 5.300,00.-TL bilirkişi ücreti, 348,80.-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 5.648,80.-TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı % 36 oranında olmak üzere 2.033,57.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.-Davalı tarafça bilirkişi ücreti olarak yapılan 500,00.-TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı % 64 oranında olmak üzere 320,00.-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 19.000,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 32.299,19.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta süre içerisinde ——– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 02/02/2023