Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/255 E. 2022/487 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/255 Esas
KARAR NO: 2022/487
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2021
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının —- adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili—– yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında — tarihli sözleşme imzalandı, sözleşmenin konusunun —- gerçekleştirilecek — katılım sağlanması sırasında ihtiyaç duyulacak—–teslimi ve kiralama işi olduğu, sözleşme hükümlerine göre bedelin — kalanının stant tesliminde ödeneceği, bu kapsamda— talep üzerine — daha ödendiği, — tarihinde — tarafından pandemi ilan edildiği, — tarihinde düzenlenmesi planlanan —–defalarca ertelendiği, son olarak — yapılması kararlaştırılmışsa da pandemi koşulları sebebiyle icra edilemediği, bunun —-tarihinde davalı şirket tarrafından gönderilen mail ile sözleşmenin fesh edildiğinin bildirildiği, aynı bildirimde stantların — alanı karşılığı saklanabileceğinin bildirildiği, buna cevap olarak gönderilen —- tarihli mailde ise davacının fuarın belirsiz süreli olarak ertelenmesi sebebiyle şirket açısından bir faydanın kalmadığı, ödenen —- iadesinin istendiğinin bildirildiği, davalının yükümlülüklerini yerine getirmediği, sözeşme ile davalının yükümlendiği hususu yerine getirmediği, pandeminin burada gerekçe gösterilmesinin mümkün olmadığı, davalının ediminin imkansızlaşması sebebiyle karşı edimin de ödenmesinin gerekmeyeceği, iadenin sebepsiz zenginleşme kurallarına gerçekleştirilmesi gerektiği, mücbir sebebe ilişkin sözleşme hükmüne davalının uymadığı, bir yıl gecikmeli bildirimde bulunduğu, sözleşme ile öngörülen edimlerden birinin imkansızlığı sebebi ile diğer tarafın edim yükümlülüğünün de sona ereceği, tüm bu sebeplerle ödenen —- sözleşmenin davalı şirket tarafından feshedildiği—– tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle beraber iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa mahkememiz tarafından usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davacının davalıya yapmış olduğu ödemenin, sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle davalıdan tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller ve mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Dosya borçlar hukuku ve sözleşme uzmanı bilirkişi —- tevdi edilmiş, düzenlenen —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın yurt dışında —— gerçekleştirilecek fuarda kullanılmak üzere stand kiralaması amacıyla verilen bedelin iadesinin gerekli olup olmadığı hususunda olduğu, tarafların sözleşmede sözleşme konusu standın kiralanmasından bahsettiklerinin görüldüğü, buna karşın davalının yükümlülüğünün niteliğinin belirli bir standın hazırlanması, fuar alanına götürülmesi, fuar boyunca kurulu bir biçimde kullanılmasının sağlanması ve fuar sonunda sökülmesi olduğunun anlaşıldığı, kullanılan standın fuar sonrasında davacının mülkiyetine geçmeyeceği hususu her ne kadar açık bir biçimde belirtilmemişse de, sözleşme içeriğinde yer alan ——– gibi hususların davacıya yükleniyor olması karşısında, standın kendisi ve stand ile birlikte kullanılmak üzere getirilen malzemelerin ——-davalı tarafından geri alınacağını gösterdiğini, bu haliyle standın bir bütün olarak dizaynı, davacıya kullandırılması ve geri alınması şeklinde ortaya çıkan bir yükümlülük ortaya çıkmış bulunduğu, bu haliyle sözleşmenin Eser ve Kira sözleşmeleri ile bağlantılı bulunduğunun benimsenebileceği, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğunun benimsenmesi gerektiği, davacı tarafından sunulan ve davalı şirket logosunu taşıyan sözleşmenin incelenmesinde, davacının iddia ettiği gibi iddia edilen tarih ve yer ile uyumlu bir fuar düzenlenmesinin planlandığı ve bu fuarda kullanılacak olan standa niteliklerin gösterildiği bir kira sözleşmesi düzenlendiğinin anlaşıldığı, Fuarı düzenleyen şirketin davanın taraflarından olmadığı, ancak pandemi sebebiyle söz konusu fuarın gerçekleştiremediği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığının kabul edilmesi gerektiği, zira davalı tarafa ait olduğu kabul edilebilecek mail ile pandemi sebebiyle planlanan fuarların yapılamadığı, ertelendiği ve ertelemelerin belirsiz süreli olduğunun ortaya konulduğu, dosyada katılıma konu olan fuara yönelik bir erteleme veya iptal bilgi ve belgesi bulunmamakla birlikte, yaşanan pandemi süreci dikkate alındığında, gerek ülke içi tedbirlerin, gerek ülkeler arası seyahate yönelik sınırlamaların varlığı, söz konusu fuarın ertelendiği, en azından belirtilen zaman diliminde yapılamadığı yönünde düşünülmesini gerektirdiği, bu açıdan pandemi olgusunun HMK – 187/2 anlamında “herkesçe bilinen vakıa” olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak fuarın belirtilen tarihte yapılamadığı ve ertelendiği hususunda değerlendirmenin de bu kapsamda olup olmayacağı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, söz konusu fuarın ertelenmesi ve iptaline yönelik bilgi istenip istenmeyeceği yönünde değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğu, davacının bu yöndeki iddiasının doğru olduğu varsayılarak değerlendirme gerçekleştirileceği, davacının yurt dışında düzenlenen bir fuara yönelik katılım sağlayacağının anlaşıldığı, bu kapsamda fuarı düzenleyen firma ile davalı arasında bir bağlantı kurulamadığı, aksine davacının söz konusu fuarın katılımcılarından olduğu, aynı organizasyonun —– tarihinde gerçekleştireceği fuara yönelik ——, davacı mailleri ekinde yer almasından anlaşılığı, davacı firmanın söz konusu —- numarası ile katılım sağlayacağı hususunun da aynı — altında belirtildiği, ayrıca İnternet üzerinde yapılan basit bir inceleme sonucu, davacının— dışında —– sağlayan bir firma olduğunun görüldüğü, dava konusu —— pandemi koşulları sebebiyle yapılamaması, asıl olarak fuar ——edimlerini yerine getirmesini engelleyen bir vakıa niteliğinde olduğu, davacının söz konusu fuara katılamaması, bu fuarda kullanmak üzere davalıyla sözleşme altına aldığı standın kullanılamaması sonucunu doğurduğu, ancak pandemi ile ortaya çıkan durum, standın kurularak teslimi engelleyen değil, fuar organizasyonunun gerçekleştirilmesini engelleyen bir olgu niteliğinde olduğu, diğer bir ifadeyle davalı bakımından söz konusu standı kurma imkanının bulunduğu, bu borcun imkansız hale gelmediği, diğer bir ifadeyle pandeminin yarattığı sonuç, davalının değil davacının alanında ortaya çıktığı, davalı tarafından söz konusu edimin yerine getirilmesi amacıyla nakliye gerçekleştirilse, kurulma için fuar alanına gidilse ve stand kurulsa bile, bu hususun davacıya bir menfaat sağlamayacağı, davacının varlığını iddia ettiği, fuarın düzenlenememesinden kaynaklanan imkansızlığın kendi alanında ortaya çıktığı, Türk Borçlar Kanunu md. 485 hükmü, alacaklının alanında ortaya çıkan imkansızlık durumunda nasıl davranılacağını hüküm altına almış bulunduğu, IV. İşsahibi yüzünden ifanın imkânsızlaşması – MADDE 485- Eserin tamamlanması, işsahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkânsızlaşırsa yüklenici, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir. İfa imkânsızlığının ortaya çıkmasında işsahibi kusurluysa, yüklenicinin ayrıca tazminat isteme hakkı vardır. Hükmüne yer verildiği, uygulanması gereken hüküm bu olmakla birlikte, belirtilen hükmün emredici olmadığı ve aksinin kararlaştırılabileceğinin kabul edilmesi gerektiği, esasen taraflar arasındaki sözleşmede bu yönde bir hüküm yer aldığı, sözleşmenin mücbir sebep başlıklı 14. Maddesinde, taraflardan birinin sorumlu olmadığı sonraki imkansızlık bakımından uygulanabilecek bir hüküm olduğu, buna göre —— Esasen sözleşmenin 14.Maddesinin, iş sahibinin TBK 485 hükmüyle somutlaşan beklenmedik olaylar bakımından sorumluluğunu kaldıran bir hüküm niteliğinde olduğu, diğer taraftan sözleşme hükmü gereği, durumun diğer tarafa bildirilmesi zorunluluğunun, pandeminin geniş etkisi dikkate alındığında gerekli olmadığı, davalının kendisine durumun bildirilmediği savunmasını ileri sürmesinin, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilebileceğinin kabul edilebileceği, bu durumda fuar—— gerçekleştirilememiş olmasının, tarafların karşılıklı edim yükümlülüklerinin ortadan kalkması sonucunu doğuracağı, davacı tarafından verilmiş bulunan peşinat ve bilahare yapılan ödemenin iadesinin haklı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, İade yükümlülüğü bakımından — tarihinden itibaren faiz talep edilmekle birlikte, davacı yetkilisi tarafından—- tarihinde gönderilen mail ile — süre verildiği, bu sürenin — tarihini işaret ettiği, bu bedelin —- tarihinden itibaren 3095 sayıyı Yasanın da maddesi gereğince öngörülen faiz oranı dikkate alınarak tahsilinin talep edilmesinin mümkün olduğu, yabancı para borcunda faiz Madde 4/a ——— Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde —- o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanacağı, davacının davalıdan —tarihinden itibaren yabancı para borcunun faizinde—- o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına oranı üzerinden hesaplanmak —–alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; açılan davanın davacının yurt dışı fuar hizmeti için davalıya ödemiş olduğu —–bedelin sözleşmenin feshi sebebiyle tahsili talepli olduğu, esasen davaya konu uyuşmazlığı oluşturan taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde taraflara yüklenen edimlerle birlikte sözleşmenin yorumlanmasında eser sözleşmesinin unsurlarının ağır bastığı, bu sebeple mevcut uyuşmazlığa eser sözleşmesinin hükümlerinin tatbikinin gerekeceği, davacı tarafından sunulan davaya konu—- tarihli sözleşme incelendiğinde, tarafların —- tarihleri arasında —— düzenlenecek olan fuara katılım için sözleşme imzaladıkları, ancak pandemi sebebiyle söz konusu fuarın gerçekleştiremediği, bu hususta da taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, zira dosyaya sunulu olan davalı tarafından davacıya gönderilmiş e-mail ile pandemi sebebiyle planlanan fuarların yapılamadığı, ertelendiği ve ertelemelerin belirsiz süreli olduğunun davacıya bildirildiği, somut olaya uygulanması gereken eser sözleşmesinin düzenlendiği —- alacaklının alanında ortaya çıkan imkansızlık durumunda nasıl davranılacağını düzenlediği, —-işsahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkânsızlaşırsa yüklenici, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir. İfa imkânsızlığının ortaya çıkmasında işsahibi kusurluysa, yüklenicinin ayrıca tazminat isteme hakkı vardır. Somut olayda uygulanması gereken hüküm 6098 sayılı yasanın zikredilen 485. Maddesi olmakla birlikte hükmün emredici olmayıp aksinin kararlaştırılabileceği, taraflar arasında akdedilen sözleşme incelendiğinde ise sözleşmenin mücbir sebep başlıklı 14. Maddesinde, taraflardan birinin sorumlu olmadığı sonraki imkansızlık bakımından uygulanabilecek bir hüküm olduğu, buna göre —–. Hükmünün bulunduğu, bu durumda sözleşmenin bu maddesinin , iş sahibinin TBK 485 hükmüyle somutlaşan beklenmedik olaylar bakımından sorumluluğunu kaldıran bir hüküm niteliğinde olduğu, diğer taraftan sözleşme hükmü gereği, durumun diğer tarafa bildirilmesi zorunluluğunun, pandeminin geniş etkisi dikkate alındığında gerekli olmadığı, davalının kendisine durumun bildirilmediği savunmasını ileri sürmesinin, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirileceği zira pandeminin ve beraberinde getirdiği kısıtlamaların tüm dünyaca malum olduğu, yapılan tüm bu açıklamalar ve kanun hükümleri ile sözleşmenin yorumlanması neticesinde fuar —— taraflardan kaynaklanmayan sonraki objektif imkansızlık sebebiyle gerçekleştirilememiş olmasının tarafların karşılıklı edim yükümlülüklerini ortadan kaldıracağı, davacı tarafından davalıya yapılan ve dosyaya sunulu dekontlarla da sübut eden ödemelerin davacıya iade edilmesi gerekeceği, davacının göndermiş olduğu içeriği ihtarat olan — tarihinde gönderilen mail ile davalıya — gün süre verildiği, bu süre hesap edildiğinde davalının temerrüdünün —- tarihinde gerçekleştiği ve davacının ödemiş olduğu bedelleri bu tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan talep edebileceği mahkememizce kabul edilmiş, — tarihli bilirkişi raporu gerekçeli, bilimsel ve denetime uygun olmakla hükme esas alınmış ve açılan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜ ile,
—- tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince değişen ve değişecek oranlarda işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2- KARAR HARCI;
— dava açılış tarihi olan — tarihindeki karşılığı — üzerinden belirlenen — nisbi karar harcının —bölümü dava açılırken ve yargılama sırasında peşin olarak alınmış olduğundan, geriye kalan — karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
a-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 13.879,40-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 994,94‬-TL peşin harç, 59,30-TL başvurma harcı toplamı 1.054,24‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarfedilen 1.250,00-TL bilirkişi ücreti ve 42,50-TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.292,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde—— nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 26/05/2022