Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/246 E. 2022/120 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/246 Esas
KARAR NO : 2022/120

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2021
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların davalı lehine —- konusunda mutabık kaldıklarını, müvekkili tarafından sözleşme çerçevesinde davalı lehine müvekkilinin — alma hakkını haiz olduğu ——– borcunun ifa edildiğini, ancak davalı tarafından sözleşme karşılığı belirlenen borcun ifa edilmediğini, davalının cari hesaptan kaynaklı müvekkiline 47.200,00 TL borcunun bulunduğunu, müvekkilince verilen hizmet karşılığında —- faturanın düzenlenmiş olduğunu, müvekkilince asıl alacak ve işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam —-Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; fatura düzenlenmesinin tek başına hizmetin verildiği anlamına gelmediğini, davacının verdiği hizmeti ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını savunarak; davanın reddine, %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve %10 oranında az olmamak üzere idari para cezasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun md. 67/1 ve devamında düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller—– kayıtları, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—–Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından cari hesap alacağına istinaden davalı aleyhine– tarihinde —itibaren yıllık %19,50 oranında işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline yönelik olarak icra takibi başlatıldığı, davalı yanın süresi içinde borca ve yetkiye itirazı üzerine davacı tarafça yetki itirazı kabul edilerek dosyanın— dosyasına kaydının yapıldığı, işbu dosyadan düzenlenen ödeme emri ile —-asıl alacak, — işlemiş faiz olmak üzere toplam 59.555,73 TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranında işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından —- tarihinde sunulan dilekçe ile borca itiraz edildiği, davanın yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —- özetle; davacının — ait ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacının— alacağının devrettiği, ——-yapılan çek ödemesi ile cari hesap borcunun kapatıldığı, takip tarihi itibariyle davacının—- fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu, davalı yanın ticari defter kayıtlarını ibraz etmediği, tarafların —- kayıtlarının örtüştüğü, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan —- alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; takip konusu 1 adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. —-. Sayılı İlamı)
Somut olay bakımından ise; davacı yanın ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, takip konusu faturanın ticari defterlerine kayıt edildiği, davalı yanın usulüne uygun yapılan ihtara rağmen ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, takip konusu faturanın davalı tarafından —- ile —- beyan edildiği, ticari defter kayıtlarının bir uzantısı olduğu kabul edilen — formunda yer alan faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun kabulünün gerektiği, davalı tarafça dava konusu faturaya itiraz edildiğine ilişkin olarak herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, bu hali ile davalı tarafça faturaya süresinde itiraz edildiğinin kanıtlanamadığı, anılan Yargıtay içtihadında da belirtildiği üzere; davalının dava konusu faturayı ticari defterlerine kayıt etmesinin fatura konusu hizmetin verildiğine karine teşkil ettiği, bu hali ile taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, davacının fatura konusu hizmeti davalı tarafa verdiğinin kabulünün gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça ilk olarak —- dosyası ile icra takibi başlatılmış olup, davalı yanın yetki itirazı sonucu icra takibine——- Müdürlüğü dosyası ile davacı tarafça 47.200,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatılmış ve alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık %19,75 oranında avans faizi talep edilmiştir. —- gönderilen ödeme emrinde ise—-işlemiş faiz olmak üzere toplam — asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranında avans faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş ve bu hali ile ödeme emri davalı yana tebliğ edilmiştir. Yetki itirazı sonrası açılan ikinci icra dosyası ilk icra takibinin devamı niteliğinde olup, ilk icra takibi ile talep edilmeyen bir alacağın yetki itirazı sonrasında talep edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle davacı yanın işlemiş faiz istemi yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, ikinci icra takibi ile talep edilen işlemiş faiz alacağının detay açıklamasında işbu faizin—- takip talebinde yer alan tarih ile yetki itirazı sonrası—- verilen takip talebinin tarihi arasındaki faize ilişkin olduğu anlaşılmakla, davacının işbu istemi mükerrer faiz teşkil etmektedir. Ancak davacı taraf ikinci takip talebi ile yıllık %13,75 oranında faiz isteminde bulunmuş ve ödeme emri de buna göre düzenlenmiştir. Bu durumda, taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %13,75 avans faizi oranını aşmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ İLE
Sabit olan 47.200,00 TL alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %13,75 oranını aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere, borçlu davalının —–Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE takibin belirtilen şekilde devamına,
Aşan istemin REDDİNE,
Kabul olunan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının kötü niyeti sabit olmadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 3.224,23.-TL’nin, davacı tarafça dava açılırken yatırılan 781,07.-TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan ve dava açılırken mahsup ettirilen 236,00.-TL peşin harç toplamı 1.017,07.-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 2.207,16.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafından işbu dosyadan ve icra dosyasından yatırılan toplam 1.017,07.-TL peşin harç ve 59,30.-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.076,37.-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 1.000,00.-TL bilirkişi ücreti ve 126,00.-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.126,00.-TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %79 oranında olmak üzere 889,54‬.-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan —— göre belirlenen 6.936,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre belirlenen 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8.—-düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, kabul/red oranına göre, 1.042,80 TL’sinin davalıdan, bakiye 277,20 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.