Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/237 E. 2021/1337 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/237 Esas
KARAR NO : 2021/1337

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/04/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——– araç ile davalı sigorta şirketine —ile sigortalı— plakalı araç arasında 16.11.2019 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini,— meydana gelen kazada — plakalı aracın uğradığı hasar nedeniyle araçta oluşan hasar kaybı ve kusurun belirlenebilmesi için —— —- davanın kabulü ile davalının ——- sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazlarının iptaline, takibin kaldığı yerden devamını, davalının itirazları haksız ve kötüniyetli olduğundan alacağın % 20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini,—- harcanan emek ve mesai için kanuni — karşı taraf üzerinde bırakılmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, — firmasının bu ilişkide sigorta şirketi ile arasında bir ticari alışveriş veya hizmet alımı bulunmayıp sigorta şirketine fatura tanzim edilmesi mümkün olmadığı gibi —- ücreti için sigorta şirketinden doğrudan talepte bulunulması da mümkün olmadığını, bu nedenle işin esasına girilmesine gerek kalmadan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiğini, davacı taraf ile müvekkil şirket arasında bir ticari ilişkin bulunmamaktadır. bu nedenle davaya dayanak gösterilen faturanın hüküm doğurmasının mümkün olmadığını, —- alacağının muhatabı mağdur araç sahipleri olduğunu, esasa ilişkin cevap bilahare delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla, davacı delillerinin taraflara tebliğini, davacının açmış olduğu haksız ve yersiz davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddini, davacının haksız icra takibi ve dava ikamesi nedeniyle, Müvekkili Şirket lehine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, —– sayılı dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—————-Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından fatura alacağına istinaden davalı aleyhine —–alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 oranında yasal faiziyle birlikte tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 02/09/2020 tarihinde tebliğ edilmiş , davalı tarafından 09/09/2020 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça,—— faturasının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin husumet itirazın bakımından; eldeki davanın itirazın iptali davası olduğu, davacı yanın icra takibinde alacaklı olduğu, davalının ise borçlu olduğu, itirazın iptali davalarından husumetin icra takibinin taraflarına ait olduğu dikkate alınarak; davalı yanın husumet itirazı dikkate alınmamıştır.
Davalı vekilinin kesin hüküm ve derdestlik itirazı bakımında; davacı vekili davaya konu kaza ile ilgili ——– numaralı dosyaları ile dava açıldığını, söz konusu dosyalarda mükerrer talep olup olmadığının tespit edilerek kesin hüküm ve derdestlik itirazında bulunmuş ise de belirtilen dosyalarda davaya konu alacak ile ilgili talepte bulunulmadığı görülmekle davalının dava şartı itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin hak düşürücü süre itirazı bakımından; itirazın iptali davalarının, icra takibine yapılan itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıllık süreye tabi olduğu, davalı tarafından 09/09/2020 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, eldeki davanın ise 02/04/2021 tarihinde açıldığı, bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin zamanaşımı itirazı bakımından; icra takibine dayanak faturanın 05/02/2020 tarihinde———- tarihinde meydana geldiği, icra takibinin ise —— başlatıldığı anlaşılmakla; davalı yanın zamanaşımı itirazı dikkate alınmamıştır.
TTK’nun 1426. Maddesine göre, “Sigortacı, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, —- belirlenmesi veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, ödemek zorundadır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı tarafça, dava dışı üçüncü kişi —— verilen —- bedelinden davalı yanın sorumlu olduğu savunulmaktadır. Taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Faturaya itiraz edilmemesi tek başına davacı yanın alacaklı olduğunu ispata yeterli değildir. Tek başına fatura düzenlenmesi alacağın varlığını kanıtlamadığı gibi faturanın tebliğ edilmiş olması da fatura içeriği hizmetin verildiği sonucunu doğurmaz. —— TTK’nun 1426. Maddesi doğrultusunda, davalı yanın hiçbir ilişki içinde olmadığı dava dışı—— bir yükümlülük altına girmediği gibi, bu yönde bir sorumluluk öngören herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. Davacı ile dava dışı ——- vekili arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin ise davalı açısından herhangi bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu hali ile; davacı yanın, — hizmetini verdiği dava dışı üçüncü kişiye karşı talepte bulunması gerekirken, davalı sigorta şirketine karşı talepte bulunmasının herhangi bir yasal dayanağı bulunmamaktadır.
Diğer yandan davacı vekili ıslah dilekçesi ile — tarafından ödenmesi gerektiği konusunda —- —— müzekkere yazılmasını talep etmiş ise de hukuki değerlendirmenin mahkememize ait olduğu değerlendirilerek belirtilen yerlere müzekkere yazılmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL peşin harcın dava açıldığında yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6.Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda dava değeri dikkate alındığında kesin olmak üzere karar verildi.