Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/217 E. 2021/1272 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/217 Esas
KARAR NO : 2021/1272

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 16/02/2018
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı/borçlu şirket arasında 26/07/2017 tarihinde yapılan sözleşme ile ——- bedelle anlaşma sağlandığını, sözleşme gereği toplamda 46.200,00 TL’nin davalı şirketin hesabına ödendiğini, ödemeler yapıldıktan sonra makinada sorunlar çıktığını, makinanın davalı şirkete iade edildiğini, ödenen bedelin iadesi için protokol düzenlendiğini ancak protokole uyulmadığını bu nedenle — dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalı/borçlunun takibe itiraz ettiğini ve durduğunu beyan ederek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine alacaklarının %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya mahkememiz tarafından usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen mahkememiz dosyasına cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK KARAR:
Mahkememizin —-“taraflar arasındaki sözleşmenin üçüncü kişi yararına sözleşme olduğu hususları dikkate alındığında, davacının taleplerinin 6098 sayılı TBK’nın 129. maddesine dayandığı anlaşılmaktadır. Bir sözleşmede ifanın taraflarca üçüncü kişiye yapılmasının kararlaştırılmasına, üçüncü kişi yararına sözleşme denir. Üçüncü kişi yararına sözleşmeler de eksik üçüncü kişi yararına sözleşme ve tam üçüncü kişi yararına sözleşme olmak üzere ikiye ayrılır. Eksik üçüncü kişi yararına sözleşmede üçüncü kişi sadece vaat eden tarafından teklif edilen ifayı kabul yetkisine sahip olup, buna karşılık ondan borcun ifasını isteme hakkına sahip değildir. Bu tür sözleşmelerden yalnız vaat ettiren lehine alacak hakkı doğar. Borcun üçüncü kişiye ifasını talep hakkı da vaat ettirene aittir. Tam üçüncü kişi yararına sözleşmelerde ise üçüncü kişi, vaat edilen edimin ifasını talep yetkisine sahiptir. Tam üçüncü kişi yararına sözleşmeden doğan borç da üçüncü kişiye ifa edilir. Sözleşmede aksine bir hüküm yoksa bu yetkinin vaat ettirene de tanınması gerekir. Ancak bu halde vaat ettiren ile üçüncü kişi, vaat edene karşı müteselsil alacaklı sıfatına sahip olmazlar. Zira burada üçüncü kişi veya vaat ettiren, borcun içlerinden birine değil, sadece üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebilirler. Dolayısıyla gerek eksik gerekse tam üçüncü kişi yararına sözleşme olsun, borcun ancak üçüncü kişiye ifası istenebilir. Somut uyuşmazlıkta ise davacı tarafça alacağın kendisine verilmesi istendiğinden, davacının bu şekilde bir talepte bulunabilmesi de mümkün değildir.” davanın reddine karar verilmiştir.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
— tarihli ve davalının satıcı, davacının alıcı olduğu ——- — satışına dair sözleşme yapıldığı, makine bedelinin 46.200 TL olarak kararlaştırıldığı, bedelin davacı tarafından davalıya ödendiği, daha sonra tarafların 01/11/2017 tarihli protokolü düzenledikleri, protokole göre tarafların karşılıklı olarak anlaşarak aralarındaki satış sözleşmesini feshettikleri satış bedelinin 15/12/2017 tarihine kadar davalı tarafından iade edilmesi konusunda anlaştıkları dosyaya sunulan protokolden anlaşılmaktadır. Davacının iddiasına göre protokolde belirlenen ücret iadesi yapılmamıştır.
TBK’nın 19. Maddesinde bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır düzenlemesi yer almıştır.
Buna göre taraflar arasındaki sözleşmenin yorumunda tarafların gerçek —–esas alınmalıdır.
Dosyaya sunulan protokol incelendiğinde tarafların gerçek amacının aralarındaki satış sözleşmesini feshetmek ve herkesin aldığını iadesi olduğu, protokolde satıma konu malın iade edildiğinin kabul edildiği, — hususunun düzenlendiği anlaşılmaktadır. Protokole göre iade konusu bedelin bir kısmı protokolde ismi yazılı 3. Kişiye bir kısmı ise davacı adına yine protokolde ismi yazılı 3. Kişiye yapılacaktır. Taraflar arasındaki sözleşme TBK’nın 129. Maddesinde düzenlenen 3. Kişi yararına sözleşme değil 555. Maddede düzenlenen havaledir.
HMK’nın 559/2. Maddesinde havale ödeyicisinin havale alıcısına havaleyi kabul ettiğini açıklamadığı sürece havale edenin verdiği yetkiyi geri alabileceği düzenlendiğinden, tarafların delilleri toplanarak ve taraflar arasındaki protokolün havale hükmü içerdiği gözetilerek, gerekmesi halinde davalı şirket yetkilisinin isticvabı yapılarak davacının dayandığı protokol altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı, protokolde belirtilen ödemelerin protokolde yazılı kimselere yapılıp yapılmadığı da sorularak oluşacak sonuca göre değerlendirme yapılarak havale ödeyicisinin edimini yerine getirip getirmediği, havale edenin havaleden dönüp dönemeyeceği ve protokolde belirtilen bedeli kendi adına isteyip istemeyeceği tartışılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, taraflar arasındaki hukuki ilişki yanlış değerlendirilerek karar verilmesi hatalı olmuştur. ” şeklinde karar verilerek mahkememize iade edilen dosya yukarıdaki esas numarası kaydedilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında yapılan taşınır satış sözleşmesinin iptali üzerine düzenlenen protokole dayalı olarak, ödenen mal bedelinin iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında 06/02/2018 tarihinde —– protokole dayalı olarak 46.200,00 TL asıl alacak ve —- — işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.803,00 TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalının yasal sürede borca itiraz ettiği, iş bu davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça sunulan ve davacı ile davalı arasında imzalanan —–yapılan —– karşılıklı anlaşılarak her iki tarafın rızasıyla satış iade edilmiştir. ——-kadar iade edilecektir. Banka makbuzları kontrol edilerek —- iade edilecektir —- iade edilecektir. Karşılıklı olarak sulh olunmuştur.” hükmünü içermektedir.
—- ifade edildiği gibi protokole göre tarafların gerçek amacının aralarındaki satış sözleşmesini fesih ederek herkesin aldığını iadesi olduğu, protokolde satıma konu malın iade edildiğinin kabul edildiği, — hususunun düzenlendiği anlaşılmaktadır. —göre iade konusu bedelin bir kısmı protokolde ismi yazılı 3. kişiye bir kısmı ise davacı adına yine protokolde ismi yazılı 3. kişiye yapılacaktır. Taraflar arasındaki sözleşme TBK 555. maddede düzenlenen havaledir.
Dosyaya sunulan 01/11/2017 tarihli protokolde yer alan imzanın davalıya ait olup olmadığı, protokolde belirtilen ödemlerin protokolde yazılı kimselere yapılıp yapılmadığı konularında açıklamada bulunmak üzere davalı tarafa isticvap davetiyesi çıkarılmasına rağmen duruşmaya katılan olan olmadığı, dolayısıyla davalı tarafın protokoldeki imzayı kabul etmiş sayıldığı ve protokolde adı geçen kişilere ödeme yapılmadığını kabul etmiş sayıldığı mahkememizce kabul edilmiştir. Davalı vekili şirket yetkilisinin —- olduğunu bildirerek isticvap konularında — talimat yazılmasını veya bir daha ki duruşmada hazır etmek üzere süre verilmesini talep etmiş ise de davalı şirket merkezinin — olduğu, şirket yetkilisinin —ikamet ettiğine ilişkin belge sunulmadığı gib—-adresinde bildirilmediği görülmekle —-talimat yazılması talebi red edilmiştir.
TBK’ nın 559. Maddesi “Havale eden, havale alıcısına verdiği yetkiyi her zaman geri alabilir. Ancak, havale alıcısının yararına, özellikle onun alacağını elde etmesi amacıyla verdiği yetkiyi geri alamaz. Havale ödeyicisi, havale alıcısına havaleyi kabul ettiğini açıklamadığı sürece havale eden, ona verdiği yetkiyi geri alabilir. Havale edenin iflası hâlinde, henüz kabul edilmemiş olan havale kendiliğinden sona erer.
” hükmünü içermektedir.
Taraflar arasındaki —- — tutarındaki kısmının … adına 3. kişi —-iade edileceğinin yazılı olduğu, protokolde havale alıcısı 3. kişilerin yararına, özellikle 3. kişilerin alacağını elde etmesi için yapıldığına ilişkin düzenlemenin olmadığı, dolayısıyla havale eden davacının havale alıcısı 3. kişilere verdiği yetkiyi her zaman geri alabileceği ve protokolde yazılı olan— kendi adına isteyebileceği mahkememizce kabul edilmiştir.
İşlemiş faiz yönünden; Davanın dayanağı olan icra takibinde yıllık %9 oranı üzerinden belirlenen 603,76 TL. İşlemiş faiz talep edildiği, taraflar arasındaki— kadar ödeneceğinin yazılı olduğu, taraflarca kesin vadenin kararlaştırıldığı, faiz hesabının basit bir hesaplamayı gerektirmesi ve bu talep bakımından rapor alınmasına gerek olmadığı kanaatiyle; aşağıda belirtilen formül uygulanmak suretiyle Mahkememizce hesaplama yapılmıştır.
İşlemiş Faiz=(Asıl Alacak)x(Takip Tarihi-Ödeme Tarihi)x(%9)/365
Temerrüt tarihi
Takip tarihi
Gün
Faiz Oranı
Asıl Alacak
İşlemiş Faiz
15/12/2017
06/02/2018
53
9
46.200,00 TL
603,76 TL
Mahkememizce işlemiş faiz 603,76 TL olarak hesaplanmıştır. Davacı tarafça talep edilen işlemiş faizin mahkememizce hesaplanan faiz tutarı ile aynı olduğu görülmekle işlemiş faiz talebi yerinde görülmüştür. Protokolde yazılı takip konusu alacağın likid olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin yerinde olduğu anlaşılmak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının—-sayılı takibe yaptığı itirazın iptali ile, takibin devamına,
Alacak likit olmakla kabul edilen 46.803,76 TL alacağın %20’si oranında belirlenen 9.360,75 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 3.197,16 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 565,28 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 2.631,88 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3—-tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 6.884,49 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 601,18 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 223,00 TL posta ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.