Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/212 E. 2022/454 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/212 Esas
KARAR NO : 2022/454

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2021
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; sigortalı davalı şirkete ait —- olay yerini terk eden kusurlu sürücü sevk ve idaresinde iken –plakalı araca çarparak hasar meydana geldiğini, müvekkili şirkete trafik sigortalı bulunan– plakalı aracı sevk ve idare eden şahsın olay yerinden firar ettiğini, kaza sonrasında hukuki bir mazeret bulunmaksızın olay yerinden firar edilmesi ile Genel Şartların B.4-F maddesinin ihlal edildiğini, bu nedenle sigortalı davalıya rücu hakkının doğduğunu,— meydana gelen hasar nedeniyle müvekkili tarafından 10.675,00 TL ödeme yapıldığını, ödenen bedelin rücuen tahsili amacıyla — sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan müvekkiline ait– aracın davacı tarafından — sigortalandığını, müvekkili tarafından işbu poliçelere ilişkin– eksiksiz ödendiğini, müvekkili nezdinde şoför olarak çalışan –sevk ve idaresindeki aracı kaza mahallinde terk ettiğinin 23/06/2019 tarihli kaza tespit tutanağından anlaşıldığını, bu nedenle şoför hakkında müvekkili tarafından — sayılı dosyası ile şikayetçi olunduğunu, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davanın —– gerektiğini, kaza tutanağındaki kusur tespitini kabul etmediklerini, davacının rücu talebinin dayanaktan yoksun olduğunu, şoför tarafından olay yerinin terk edilmesinin tek başına —–eminat dışına çıkaran ya da sigortacının sigortalıya rücu hakkını doğuran hallerden olmadığını, ispat külfetinin davacıda olduğunu, aracın aynı zamanda— sigorta poliçesini de içerir —- ile de sigortalı olduğunu, — Genel Şartlarında sürücünün kaza yerini terk halinin rücu sebebi olarak sayılmadığını, yapılan ödemenin fahiş olduğunu, alacağın likit olmadığını savunarak; davanın reddine ve %20 oranından az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz edilen tüm deliller, — Sayılı dosyası, poliçe ve hasar dosyası, savcılık dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
–. Sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından rücuen tazminat istemi ile davalı aleyhine — alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline yönelik olarak icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı yana 08/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 13/01/2021 tarihinde borca itiraz edildiği, eldeki davanın yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
—. Tarafından düzenlenen poliçe ve hasar dosyasının incelenmesinde;—-ile sigortalı olduğu, sigortalı şirketin davalı şirket olduğu, aracın—– olduğu, poliçe limitinin 36.000,00 TL olduğu, davacı — tarafından dava dışı kişiye —-yapıldığı görülmüştür.
—soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davalısı tarafından dava dışı — aleyhine suç duyurusunda bulunulduğu, — ifadesinde kaza sonucu şok geçirmesi ve karşı araç sürücüsü ile———ile üzerine gelmeleri nedeniyle kendisini dövecekleri düşüncesi ile olay yerinden kaçtığını beyan ettiği, savcılık tarafından mala zarar verme suçunun koşullarının olmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, işbu karara davalı tarafından itiraz edildiği, itiraz üzerine — dosyası ile itirazın reddine kesin olarak karar verildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, davalı aleyhine rücuen tahsil amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Davalı yanın zamanaşımı itirazı bakımından, davacı tarafından dava dışı kişiye 29/08/2019 tarihinde ödeme yapıldığı, davacı tarafından icra takibinin 20/09/2020 tarihinde başlatıldığı, eldeki davanın 26/03/2021 tarihinde açıldığı, bu hali ile zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla; davalı yanın zamanaşımına yönelik itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu —- plakalı aracın davacıya ait olduğu, davalı ——nezdinde —–tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, araç sürücüsü —olay yerini terk ettiği, davacı —-tarafından dava dışı şirkete 10.675,00 TL tutarında ödeme yapıldığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan davalıya rücu şartlarının oluşup oluşmadığı, meydana gelen trafik kazasında araç sürücülerinin kusur durumu ve davacı tarafından yapılan ödemenin kadri maruf olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
—Sigortası Genel Şartları’nın “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı B.4 maddesinin 3. Fıkrasında sigortalıya rücu edilebilecek haller düzenlenmiş ve f bendinde “Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, —- nedeniyle uzaklaşma gibi——— terk etmesi veya kaza tutanağı, ——-ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan düzenlemeye göre; kazaya karışan sigortalı aracın sürücüsünün tedavi nedeniyle ——— nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller haricinde olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, ——Kazanın oluşuna ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması hallerinde, —-tarafından 3. Kişilere ödenen bedel sigortalıya rücu edilebilecektir. Davacı tarafından da, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi nedeniyle 3. Kişiye ödenen tazminat tutarının rücuen tahsili amacıyla davalı sigortalı şirket aleyhine icra takibi başlatılmıştır. Somut olayda, araç sürücüsünün soruşturma dosyasında alınan ifadesinde, karşı araç sürücüsünün ve muavininin kendisine saldırdığından bahisle olay yerinden kaçtığı beyan edilmiştir. Rücu hakkının doğduğunun ve maddede sayılan hallerin mevcut olduğunun ispat yükü davacı sigorta şirketi üzerindedir. Ancak sürücünün olay yerini terk etmesi, tek başına sigortacıya rücu hakkı vermez. Davacı sigorta şirketinin — Genel Şartları uyarınca, sürücünün ehliyetsiz olduğunu veya alkollü bulunduğunu somut delillerle ispat etmesi gerekir—. Sayılı İlamı). Davacı sigorta şirketi tarafından; buna ilişkin dosyaya herhangi bir somut delil sunulmadığı gibi, bu yönde herhangi bir iddiada da bulunulmamıştır. Bu nedenlerle, davacı sigorta şirketi davasının somut deliller ile ispat edemediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça kötüniyet tazminatı isteminde bulunulmuş ise de, davacı yanın kötüniyeti sabit olmadığından, işbu istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE,
Davacı yanın kötü niyeti sabit olmadığından davalı tarafın kötü niyet isteminin reddine,
2.Alınması gerekli 80,70.-TL harçtan dava açılırken yatırılan 202,54.-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 121,84.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5.Davalı vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde—- avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6.— sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00.-TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.