Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/206 E. 2023/95 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/206 Esas
KARAR NO : 2023/95

DAVA : İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2020
KARAR TARİHİ : 02/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (havale sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

Davacı vekili dava dilekçesinde özele, davacının, —– üzerinden, davalıya ait —– hesabına 05.08.2019 tarihinde, —–Fiş Sıra No ve “Franchise Bedeli” açıklaması ile 28.000,00 TL, 05.08.2019 tarihinde ——Şube hesabından ise 12.0000,00 TL “Franchise Bedeli” açıklaması ile para gönderdiğini, ancak daha sonra davacının Franchise Sözleşmesinin yapılmadığını ve yapılamayacak olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine davalıdan göndermiş olduğu parayı geri istediğini, ancak olumlu bir sonuç alamadığını, bunun üzerine davalı aleyhine —– İcra Müdürlüğü —– Esas sayılı icra dosyası ile takip başlattığını, davalının kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, ayrıca İİK’nın 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati hacze karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın, iki tacir arasındaki Franchise ilişkisine dayalı olduğunu, öncelikle görev itirazlarının bulunduğunu, davacının beyanlarına göre, davalı ile davacı arasında kurulacak Franchise Sözleşmesi uyarınca kardeşinin ödemesi gereken meblağın bir kısmını ödediğini kabul etmekte olduğunu, banka ödeme dekontlarının açıklama kısmında da yapılan ödemenin Francihise Bedeli olduğunun sabit bulunduğunu, ayrıca —–. İcra Müdürlüğünün——Sayılı icra takip dosyasında konu edilen alacağın da Franchise Bedeli olduğu açıkça ortaya konulduğunu, ticaret mahkemelerinin görevi içerisinde olduğunu, zamanaşımı ve husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının beyanına dikkat edildiğinde; Franchise Sözleşmesinin tarafının ve Franchise Bedelini ödemesi gereken kişi davacı değil davacının kardeşi olduğu ve ödenen bedelin de davacı tarafından davacının kardeşi adına ödendiği ortaya çıktığını, borçların borçlu tarafından şahsen ifa zorunluluğu bulunmadığını, davacının kardeşi adına ödeme yaptığını beyan etmekte olduğundan, ödediği bedeli talep etmesi gereken kişinin de kardeşi olduğunu, davacının kardeşi diğer ortaklarla Franchise sözleşmesi sürecine giren kişinin —- değil, davalının ortağı olduğu—– ve——olduğunu, davacının bu davada kardeşi yerine davalıya husumet yönelttiğini, davanın öncelikle görevsizlik kararı ile Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, olmadığı taktirde, zamanaşımı ve husumet itirazlarının dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, Frenchise bedelinden kaynaklı alacak davasıdır.
Dava öncelikle —— Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememizin esasına tevzi olunmuştur.—–. İcra Müdürlüğü’nün—— Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 40.000,00-TL Asıl Alacak, 3.244,93-TL işlemiş Faiz olmak üzere toplam 43.244,93-TL’nin tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 20/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 22/07/2020 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkememizin 21/04/2022 tarihli celsesinde dinlenen davacı tanığı …; —- firması olarak —- kahve dükkanı açtık, daha sonra—– firmasından kahve ve makina alımı yaptık, daha sonra da franchising için görüşmeler yaptık biz aldığımız makineleri satın almak kaydı ile kiraladık, ancak bize 3.bir firma bu makineleri —— firmasına kiraladıklarını ve bedellerinin ödenmediğini söyleyerek bu makineleri bizden almak istediklerini söyledi bizde bu durumu kabul etmedik makineleri —— firmasına ait olarak biliyorduk ve bu şekilde anlaşma yaptık, daha sonra bize yalan söylenildiğini anladığımızda franchising anlaşmasını yapmadan sona erdirdik, franchising bedeline ilişkin para ablamın hesabından ödendi bunun dışında ablamın bu durumla ilgisi yoktur, biz—– Kahve firmasını kurduktan sonra franchising görüşmeleri başlattık, bu esnada dükkan zaten açıktı farklı firmalardan makina alımları yaptık bunlar yetersiz gelince —– firması ile görüşmeye başladık aynı zamanda franchising görüşmelerine de başladık, —— görüşmelerinde belirtilen ısıtma sistemine ilişkin olarak kış ayı yaklaştığı için ısıtma sistemi kurmayı düşünüyorduk onlarda bize kendilerinin kullandığı sistemden bahsettiler bizde kendi paramızla bu sistemden kurdurduk, görüşmeler devam ediyorken —– firması bize reklam amacıyla tabelaları yapıp asmamızı söyledi bizde bunları belli bir süre astık ancak görüşmeler bitince bunları indirdik ve davalı da bu şekilde bizden talep etti zaten, dedi.Davalı vekilince tanıktan soruldu: franchising görüşmeleri ne zaman sona erdirildiğini şuan hatırlayamıyorum ancak göndermiş olduğumuz ihtarname kira sözleşmesinin sona erdirilmesi ve makinelerin iadesine ilişkindir fesihe ilişkin değildir, —–gibi uygulamalarda bizim kahve dükkanımıza ilişkin açılışların davalı … bey yapmıştır ancak bunu sonra kontrolleri bizdeydi biz bu dönemde franchising sözleşmesininde yapılmasını talep ettik —– bey bize bir sözleşme gönderdi, ancak gönderilen sözleşmedeki hususlar kabul edilemez nitelikteydi bu nedenle bunun güncellenmesini talep ettik ancak bize bu hususla ilgili geri dönüş olmadı, —–olarak kayıtlı idik, dükkanın iç dekorasyonunu tamamen biz yaptık bu konuda ——yardım almadık, biz markanın kullanımına ilişkin bir bedel ödemedik bizden de talep edilmedi, biz sadece 40.000,00 TL franchising bedelini ödedik bu tutarda dükkanın iç dekorasyonun ve sair hususları için ödenmiştir, ancak —— tarafından herhangi bir harcama yapılmamıştır” beyanında bulunmuştur.Mahkememizin 21/04/2022 tarihli celsesinde dinlenilen davacı tanığı … beyanında; ” ben—– kahve firmasının ortaklarındanım davalı … beyle de francihising görüşmeleri hususunda tanıştım, biz —-kahve satışı yapmak üzere dükkanımızı açtık, bu esnada franchising görüşmelerini —– Bey ile yapıyorduk müzakere esnasında bize sözleşme yapılacağını ancak öncesinde bir bedel ödenmesi gerektiğini söyledi davacı … Hanımda 40.000,00 TL yi —– hesabına gönderdi, biz dükkanda kullanılan makineleri —— kiraladık, bu makineler 6 ay kira bedeli ödeyecektik sonrasında ise rayiç değerine göre kalan miktarı ödeyip bunları satın alacaktık ancak bu sürenin sonuna doğru —– adında bir firma—– telefon açtı ve ona kira bedelleri yatırılmadığından makinelerin iade alınacağını söyledi, bizde kira bedellerini ödendiğini ve —- yapıldığını söyledik daha sonra—-bey—— beyle de görüştü ancak bir sonuç alamadık ve makineler bizden alındı, hatta makinelerin normalde fiyatları 7.000 Euro civarında iken —-bey bize bunları 10.000 Euro üzerinden satmak istedi, biz dükkanı kurduktan kısa bir süre sonra —— beyle franchising görüşmelerine başladık, —– görüşmelerinde yer alan ısıtma sistemleri ve tabletlere ilişkin alımlar tamamen bizim tarafımızdan yapılmıştır ücretleri bizim tarafımızdan ödenmiştir,—— bey yalnızca şuradan alabilirsiniz tarzında öneri niteliğinde beyanlarda bulunmuştur, Ağustos 2019 tarihlerinde —— bey bize reklam olması için tabelaları asmamızı söyledi kendisininde sosyal medyadan paylaşım yapacağını söyledi, biz önce sözleşme yapılmasını istedik ancak makineler için sözleşme yapıldığını franchisig içinde sözleşme yapılacağını söyledi ve —— tabelası asıldı yanlış hatırlamıyorsam bunun ödemesini biz yaptık,—— uygulamasını yanlış hatırlamıyorsam pandemi başlangıcında kullanmaya başladık —– kayıt yapmış olabiliriz ama aktif olarak kullanmıyorduk ve aranıldığında da çıkmıyordu, şuanda—– ile anlaşmalarımız bulunmaktadır bu anlaşmaları —– olarak imzaladık ve bu uygulamalarda başından beri —-ünvanı ile gözüküyoruz —–olarak sipariş almadık.
Davacı vekilince tanıktan soruldu; Bizden alınan 40.000,00 TL karşılığında ——- bey tarafından dükkana karşı ödeme yapılmamıştır dedi.Davalı vekilince tanıktan soruldu; Biz dükkanın kurulmasında ve iç dekorasyonun yapılmasında tamamen —–bey ve ben birlikte hareket ettik —–beyden har hangi bir destek almadık, hatta —— bey görüşmeler için ilk kez dükkana geldiğinde dükkanda bulanan koltukları beğenmedi ve değiştirilmesini istedi bize bir takım renk önerilerinde bulundu bizde bunları değiştirdik bunların bedelinin franchising bedeline dahil olduğunu düşünüyorduk ancak ödemelerini biz yaptık, kahve reçetelerini biz standart olarak kullanılan reçetelerden kullanıyorduk buna ilişkin —–firması sahibi —–beyden 3,5 ay boyunca eğitim aldık franchisin görüşmeleri devam ettiği dönemde —— beye kahve reçetelerini nasıl kullandıklarını sorduk ancak onlardan herhangi bir eğitim yada reçete almadık, yanlış hatırlamıyorsam —- uygulamasından tabelanın asıldığı dönemde—–kahve olarak —— Hanım tarafından paylaşım yapıldı.” beyanında bulunmuştur.
Mahkememizin 26/05/2022 tarihli celsesinde dinlenilen davalı tanığı … beyanında; ”Ben 2018 yılında—– ilçesinde ikamet etmekteydim, yaklaşık 3 yıl boyunca da orada kaldım, davalı … ile Üniversiteden beri tanışırım, onun —— kafesi vardı, oraya kahve içmeye giderdim, daha sonra—– bir şubesi açıldı, bende bana yakın olduğu için oraya gitmeye başladım, oradakilerle de gide gele tanıştım, daha sonra oradaki dükkan kapandı ve adı değişti, kahveci olarak çalışmaya devam ettiler, —– dükkanın ismi —— idi, tabelası da vardı, kahvesini sevdiğim için çoğunlukla buraya kahve içmeye giderdim, eve sipariş söylemedim ancak çekirdek alıp içtiğimde oldu,Davalı vekilince tanıktan soruldu;kafenin bulunduğu yerde daha önce kafe yoktu, kentsel dönüşüm kapsamında 2019 yılı Temmuz Ağustos ayı gibi kafe açıldı, yaklaşık 5-6 ay boyunca da —– olarak açık kaldı, yaklaşık olarak Ağustos ayı gibi açıldı, Şubat 2020 gibi de kapandı, ben evime yakın olduğu için tasarım sürecinde de dükkana gidip geliyordum, açılıştan önceki kahve tadımlarına da zaman zaman gidiyordum, dükkan —–Kafe olarak açıldı, dükkanın tasarımı —– — kafesinin tasarımı ile aynıydı, —- ile —- ve—–beyler sürekli görüşüp fikir alışverişinde bulunuyorlardı, —-kardeşi —– aynı zamanda —– kahve yapımı konusunda eğitimler verir, bu kafedeki kişilere de eğitim vermiştir, diğer —– kafelerine gelen kişilerinde —– kafeye geldiklerini, tanıdık simalarından dolayı görüyordum, —- ve——Beyler kendi aralarında maddi olarak sıkıntı yaşıyorlardı, daha sonra —– markasını devre dışı bırakıp kendileri bu işi yapmak istediklerinden taraflar arasında uyuşmazlık çıktığını biliyorum, tanıklık ücreti talebim yoktur” beyanında bulunmuştur.Davacı özetle, kardeşi ile davalı arasındaki sözleşme nedeniyle davalıya toplam 40000,00 TL ödeme yaptığını, ancak sözleşmenin kurulmadığını, dolayısıyla gönderdiği tutarın iadesinin gerektiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı da sözleşmenin kurulduğunu, davalının kardeşinin işlettiği kafenin —– olarak faaliyet gösterdiği, kayıtların mevcut olduğunu ileri sürerek bedelin karşılıksız olmadığını iddia etmektedir. Davacı ayrıca sözleşmenin de yazılı yapılması gerekirken, yapılmadığını belirterek geçersizliğe dayanmıştır.
6098 sayılı TBK m.12/1 uyarınca “sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir”. Kanun koyucu şekil serbestisini bu madde uyarınca kural edinmiştir.Şekil serbestisi uyarınca sözleşmeler kural olarak tarafların istediği şekilde düzenlenebilir. Şekil serbestisi, tarafların istediği şekilde sözleşme yapabilmesi anlamına gelmektedir. Her işlemin dolayısıyla bir hukuki işlem olan sözleşmenin bir şekli vardır. Şekil serbestisinden kasıt işlemin şekilden muaf olması değildir.TBK m 12/2 uyarınca kanunda sözleşmeler için öngörülen şeklin kural olarak geçerlilik şekli olduğu düzenlenmiştir. TBK m12/2 uyarınca, “Sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir. Öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmaz”.
Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname madde 15/2 ile tescilli olan markalar üzerindeki sağlar arası işlemlerin yazılı olarak yapılması gerektiğini düzenlemiştir. Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname m. 86/2 ile de tescilli patentler üzerindeki sağlar arası işlemlerin yazılı olarak yapılması gerektiği düzenlenmiştir.Franchise sözleşmelerinde marka, patent unsur olarak yer alıyorsa, geçerliliği yazılı şekle tâbi olan marka ve patente ilişkin hakların sağlar arası işleme konu olması durumunda sözleşmenin tamamı mı yoksa marka ve patente ilişkin kısmı mı yazılı sözleşmeye konu olacak şeklinde öğretide bir tartışma vardır.
Bir görüşe göre marka ve patent lisansına ilişkin unsurlar içeren franchising sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmaması sözleşmenin tamamen geçersiz olmasına neden olduğu ileri sürülmekteyken bir diğer görüş ise, franchising sözleşmesinin çerçeve sözleşme olması sebebiyle fikir sanat eserleri, patentler ve markalar için öngörülen şekil şartı olan yazılı şekle uymamak sözleşmenin geçersizliğine sebep olmaz. Bu görüş, franchise sözleşmesinin çerçeve sözleşme olması sebebiyle şekil serbestisine tâbi olduğunu söylemektedir.Franchise sözleşmesini çerçeve sözleşme olarak gören ve dolayısıyla franchise sözleşmesinin şekil serbestîsine tâbi olduğunu belirten görüş daha yerinde bir görüştür; zira sözleşmenin geçerlilik şartı olarak emredici bir mevzuat düzenlemesi bulunmadığına göre, genel prensip gereği yazılı şekil olmasa dahi sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilmelidir.Franchise sözleşmesinde, geçerliliği yazılı şekle tâbi marka, patent ve fikri ve sanat eserleri üzerindeki hakların devrinin yazılı şekilde yapılmaması halinde tahvil kurumuna da başvurulamaz.Ayrıca şekil eksikliğini ileri sürmek 4721 sayılı Medeni Kanunun m.2/2 uyarınca hakkın kötüye kullanılması durumunu oluşturuyorsa şekil eksikliğine rağmen sözleşmeyi geçerli saymak gerekir (Franchise Sözleşmesi, —–
Tüm dosya kapsamı, alınan tanık beyanları ve karşı yanca inkar edilmeyen yazışma kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, tarafların franchise sözleşmesi kapsamında anlaştıkları, bu kapsamda davacı tarafça 40 Bin TL ödeme yapıldığı, işletmenin —– adıyla faaliyet gösterdiği, edimlerin kısmen de olsa yerine getirildiği, —— unvanlı şirketin —- açtığı işletmenin en başından itibaren “—— işletme adıyla faaliyet gösterdiği, sosyal platformlarda da bu adla görsel paylaşımların yer aldığı, sözleşme kapsamında davacı şirket adına davalı yana gönderilen 28000,00 TL tutarlı 5/8/2019 işlem tarihli dekontun “… – Franchise Bedeli” açıklamasıyla EFT edildiği, yine aynı tarihli 12000,00 TL tutarlı dekontun da “Franchise Bedeli” açıklamasıyla gönderildiği anlaşıldığından iadesi talep edilen bedellerin taraflar arasında sözlü olarak akdedilen franchise sözleşmesi kapsamında ödendiği, sözleşmenin, karşılıklı eidmleri havi sözleşmelerde taraf temerrüdüne bağlı olarak usulüne uygun bir feshin de söz konusu olmadığı anlaşıldığından sübut bulmayan talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

Hükmün Tamamlanması
Davalı vekilince davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talep edilmişse de Mahkememizce bu husus kendiliğinden göz önünde bulundurulup hüküm tesis edilmesi gerekirken gözden kaçmış ve eksik bırakılmış, gerekçeli kararın yazılması esnasında fark edildiğinden işbu gerekçeli kararda, kötüniyet tazminatı bakımından yasa ve uygulamanın aradığı “takibin kötüniyetle yapıldığı iddiasının ispatı” şartının davalı tarafça yerine getirilmediği, dolayısıyla yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmek suretiyle kendiliğinden göz önünde bulundurularak yasal zorunluluk ve usul ekonomisi ilkesi gereği (kısa karardan farklı olarak) 6100 sayılı Yasanın 305/A hükmü doğrultusunda tamamlanmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-a.)Sübut bulmayan davanın REDDİNE,
b.)Yasal şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 466,88 TL harçtan mahsubu ile arta kalan bakiye 286,98 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00-TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki hafta süre içerisinde —–Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.