Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/200 E. 2023/120 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/200 Esas
KARAR NO:2023/120
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :23/02/2017
KARAR TARİHİ:09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davasnın yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle doğan cari hesap sonucu oluşan 29.549,61-TL’lik borcunu ödememesi nedeniyle davalı aleyhine icra takibi başlattıkları ancak davalının süresinden sonra malların ayıplı olduğunu ileri sürerek haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın cari hesap borcunun ödenmediğinden bahisle gönderdiği ihtarnameye cevaben taraflarına —– yevmiye nolu ihtar çekildiğini ve davalının —— ayıplı ürünlerinden dolayı diğer tedarikçiler fiyat farkı, yüzey kaplama bedeli, sökme takma işçiliği ve nakliye bedeli olmak üzere toplamda 48.044,41.-TL ilave ödeme yaptığı, bu nedenle ilave zararların mahsup edilmesinden sonra dahi toplamda 18.494,80.-TL’lik alacağı olduğunun bildirildiğini ve aynı sebeplerle icra takibine itiraz edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki ile davacı karşı davalının yükümlülükleri kapsamında davacı-karşı davalı şirketin ağır kusuru ve yükümlülüklerine aykırı hareketleri sebebiyle yapılan ödemeler ve uğranılan maddi zararın iddia edilen miktardan çok fazla olduğunu, müvekkiline gönderilen ürünlerin gizli ayıplı olduğunu ve ayıp ihbarı süresine uyulduğunu, TTK’nın açık ayıp hükümlerine dayanılmasının mümkün olmadığını, ürünlerin ayıplı olduğunun anlaşılmasının hemen akabinde kesilen ——- yevmiye numaralı ihtarname ile ürünlerin ayıplı olduğunun karşı tarafa ihtar edildiğini, ürünlerin birçoğunda üretim hatasına rastlandığını ve bu durumun ürünlerin incelenmesinin hemen akabinde derhal davacı şirkete bildirildiğini, davacı şirketin yükümlülüklere aykırı tedarik ettiği ürünler sebebiyle tedarikçiler fiyat farkı, yüzey kaplama bedeli, sökme takma işçiliği ve nakliye bedeli olmak üzere yapmış olduğu ödemelerinin davacı şirketin alacağından mahsup edilmesi gerektiği ve müvekkilinin davacının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle manevi zararı olduğundan bahisle manevi zararının tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve karşı dava yolu ile ileri sürmüştür.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, ticari mahiyetteki cari hesap alacağından kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe, takip borçlusunun itiraz etmesi nedeniyle açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dilekçesinde özetle, davalı yanın cari hesaptan kaynaklanan 29549,61 TL borcunu ödememesi nedeniyle takibe girişildiğini, ancak davalının itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek itirazın iptali ile inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise 17/3/2017 tarihli cevap dilekçesinde, davacı tarafça çekilen ihtarnameye cevaben —— yevmiye numaralı ihtar çekildiğini, davalının —– şantiyesi ayıplı ürünlerinden dolayı diğer tedarikçiler fiyat farkı, yüzey kaplama bedeli, sökme takma işçiliği ve nakliye bedeli olmak üzere toplamda 48044,41 TL ilave ödeme yaptığını, bu nedenle ilave zararların mahsup edilmesinden sonra dahi toplamda 18494,80 TL alacağın bulunduğunu, davacı ——- ağır kusuru ve yükümlülüklerine aykırı hareketleri nedeniyle zararlarının çok daha fazla olduğunu, müvekkili şirkete gönderilen ürünlerin ayıplı ve ayıbın mahiyetinin gizli ayıp olduğunu, ihbar süresine uyulduğunu, ürünlerin ayıplı olduğunun anlaşılmasından hemen sonra 15/1/2016 tarihli —— yevmiye numaralı ihtarnameyle ürünlerin ayıplı olduğunun davacı tarafa ihtar edildiğini, inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile ayrıca karşı dava ikame etmiş, özetle; müvekkili şirketin —— ilişkin belirlenen işlerin görülmesi için taahhütte bulunmasına rağmen davalı tarafından üretilen
———–sayılı takip dosyası, dosya arasına alınmıştır. İnşaatın yapımından kullanılan kalesinterfleks/arkarjların birçoğunda üretim hatasına rastlanıldığını, bu durumun ürünlerin incelenmesinden hemen sonrasında davacıya bildirildiğini, ürünlerin kabule şayan bulunmadıklarını, davalı yanın yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklı müvekkili şirketin itibar ve istikrarını kaybettiğini belirterek harcanan çaba ve zamanın, davalının haksız davranışları ile uğranılan manevi zararın karşılığı olarak 50000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini belirtmiştir.
19/12/2017 tarihli ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın, asıl dava bakımından davacı tarafça verilen malların ayıplı olup olmadığı, davalının taraflar arasında oluşturulan cari hesap nedeniyle borcu bulunup bulunmadığı, davacı tarafın verdiği malların ayıplı olduğunun tespiti halinde ihbarın süresinde yapılıp yapılmadığı, cari hesap olduğundan bahisle davalı aleyhine başlatılan ———- Esas sayılı takibe yaptığı itirazın iptali gerekip gerekmediği, davalı tarafın cari hesap borcundan mahsup edilecek herhangi bir alacağı bulunup bulunmadığı, karşı dava bakımından davacı-karşı davalının mallarının ayıplı olması halinde davalı-karşı davacının manevi zararı bulunup bulunmadığı, cari ilişki nedeniyle davalı-karşı davacının alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Kaldırma İlamı Öncesi
Ön inceleme duruşmasını müteakip tarafların ilgili ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve “(…) Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı-karşı davalı tarafça, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle cari hesap bakiyesiyle doğan alacağın tahsili ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin, davalı-karşı davacı tarafça, sözleşmeye aykırılık nedeniyle doğan manevi zararın tazminin talep edildiği görülmüştür. Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunun hüküm vermeye ve denetime elverişli olduğu, düzenlenen bilirkişi raporuna göre tarafların ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinde bulunduğu, tarafların ticari defterlerindeki farklılığın davalı- karşı davacı tarafça düzenlenen ve davacı tarafın ayıplı olarak yaptığı işlere ilişkin olarak başka şirketlere yaptırılan işlere dair olduğu iddia edilen faturadan kaynaklandığı, söz konusu fatura içeriğinin davacının ayıplı olduğu iddia edilen işlere ilişkin olduğunun saptanamadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Davalı-karşı davacı tarafça davacının ayıplı ifada bulunduğu ve ayıbın gizli olduğu bildirilmiş olmakla birlikte, üçüncü kişilere yaptırıldığı iddia edilen işlere ilişkin olarak düzenlenen faturaların tarihlerinin———– tarihlerine ait olduğu, söz konu işlerin davacının ayıplı yaptığı işlere ilişkin olduğu saptanamamakla birlikte davalı tarafça ayıbın ihbarına ilişkin olarak herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, davalı-karşı davacının kendisine gönderilen cari hesap bakiyesini ödemesine ilişkin ihtarnameye binaen gönderdiği ——– tarihli ihtarname ile ayıbın varlığından söz edildiği, oysa ki savunulduğu gibi davacı tarafça ayıplı ifada bulunulmuş ise bu hususların üçüncü kişilerce düzenlenen———— tarihli faturalardan evvel ortaya çıktığı, dolayısıyla davalı tarafa süresinde yapılmış herhangi bir ayıbın bulunmadığı ve iyin kabul edildiği kanaatine varılmakla bilirkişi raporu doğrultusunda asıl davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. Karşı dava bakımından ise; her ne kadar davalı-karşı davacı tarafça sözleşmeye aykırılığı nedeniyle projede yaşanan sorunlar ve işin gecikmesi gibi meseleler sebebiyle oluşan durumun şirketin geleceğini tehlikeye soktuğu, müvekkili şirketin itibar ve istikrarını kaybettiğinden bahisle manevi zararın bulunduğu iddia edilmiş ise de; davalı- davacı tarafça sözleşmeye aykırılığının ispat olunamadığı gibi, sözleşmeye aykırılığın var olduğu kabul edilse dahi salt bu husususun manevi zararı yol açmayacağı, aksinin ve manevi zararın varlığının ispatlanamadığı” denilmek suretiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir. Anılı ilk karar davalı-karşı davacı yanın istinaf etmesi üzerine —- tarafından incelenmiş ve yüksek mahkemenin ——- ilamı ile;
“(…) Satış sözleşmesi nedeniyle ayıba karşı tekeffül hükümlerinin uygulanabilmesi için TTK’nın 23/1-c maddesi ile TBK’nın 223. maddesinde düzenlenen ayıp ihbar sürelerine uyulması lazımdır. Davalı(karşı davacı)nın ———— bedelli iki adet iade faturasının davacı(karşı davalı) tarafından kendi ticari defterlerine kaydedildiğine göre artık iade faturalarına konu mallar yönünden ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü gerekir. Zira bu faturalara konu ürünlerin alıcının bildirimde bulunmayı ihmal etmesi nedeniyle, satılanı kabul etmiş sayılması mümkün değildir.
Her ne kadar Mahkemece süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu ve sözleşmeye aykırılık iddiasının ispatlanamadığı kabul edilmiş ise de, davalı karşı davacının iade faturalarının davacı(karşı davalı)nın defterinde kayıtlı olup bu faturalar yönünden ayıp ihbarının yapıldığı anlaşıldığına göre bilirkişi raporu inşaatçı bilirkişi incelemesi yönünden eksik ve hüküm vermeye elverişli değildir. Bu kapsamda Mahkemece alanında uzman bir inşaatçı bilirkişiden iade faturalarına konu ürünlerin iade edilmesinin davalı(karşı davacı)nın zararına sebep olup olmayacağı, zararına neden olacak ise imalat yılı itibariyle zararın hesaplanması suretiyle denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir” denilmek suretiyle Mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Kaldırma Sonrası
Mahkememizce ——— tarihli (bozma sonrası) ilk celsede, kaldırma ilamındaki eksiklik dikkate alınarak dosyanın bir inşaat mühendisi ile bir mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetine tevdii edilerek iade faturalarına konu ürünlerin iade edilmesine davalı yanın zararına sebep olup olmadığı, zarar var ise imalat yılı itibari ile zararın hesaplanması ile uyuşmazlık konularına ilişkin rapor alınmasına karar verilmiş, —– tarihli kök raporda,
“(…) 6.1 Asıl Dava Yönünden; Davacı(karşı davalı)jnın davalı(karşı davacı)dan takip tarihi olan 19.01.2016 tarihi itibarıyla 29.549,61 TL alacaklı olduğu, Davacı yanın 29.549,61 TL alacağı için 3095 sayılı yasaya (Md.1) istinaden takip tarihi olan; 19.01.2016 tarihinden itibaren yıllık /9 9,00 oranında yasal faiz talep edebileceği (talep yasal faiz),
6.2 Karşı Dava Yönünden; Karşı davaya konu davalı(karşı davacı) tarafından davacı (karşı davalı) yana düzenlenen “hatalı ürünlerden kaynaklanan zarar ve işçilik bedeli” açıklamalı ———- bedelli faturanın, haklı yere ve doğru tutarla tanzim edildiğinin ispata ve izaha muhtaç olduğu, dosyada bu hususu ispata yeter belgenin mevcut olmadığı, ancak, konunun teknik olarak değerlendirilebilmesi için dosyasına açıklayıcı ve geçerli delil, bilgi ve belge sunulması halinde yeniden değerlendirilebileceği hususundaki takdirin tamamen Sayın Mahkemeye ait bulunduğu” belirlemelerine yer verilmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı/karşı davacı vekili rapora karşı itirazlarını sunmuş, davacı yan da beyan dilekçesi vermiştir. Mahkememizce 30/11/2021 tarihli duruşmada, dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi ile davalı vekilinin itirazları değerlendirilmek sureti ile davalı tarafından davacı yana iade edilen ürünler ile davalı tarafından üçüncü kişilerden alındığı belirtilen ürünler tespit olunarak, üçüncü kişilerden alındığı bildirilen ürünlerin davacı tarafından sağlanması gereken ürünler olup olmadığı, iadesi yapılan ürünler bakımından davacıya ödenen bedel ile üçüncü kişilere ödenen bedeller arasında fark bulunup bulunmadığı, davalının bu nedenle bir zararının oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarının tespitine ilişkin ek rapor alınması karar verilmiştir. 21/2/2022 tarihli ek raporda,
“(…) 6.1 Asıl Dava Yönünden; Davacı (karşı davalı) nın davalı (karşı davacı) dan takip tarihi olan 19.01.2016 tarihi itibarıyla alacaklı olmadığı, (7.909,79 TL borçlu olduğu,) davalı (karşı davacı) yanın itirazında haklı olduğu, asıl davanın reddi noktasında takdirin sayın mahkemenize ait olduğu,
6.2 Karşı Dava Yönünden; Davalı karşı davacı yanın karşı davaya konu talep edebileceği (mahsup sonrası kalan) maddi zararının 7.909,79 TL olduğu, manevi zarar noktasında takdirin ise sayın mahkemenize ait olduğu” belirlemelerine yer verilmiştir. Davalı/karşı davacı vekilinin itirazları nedeniyle dosya tekrar önceki heyete tevdi edilmiş ve tarafların itiraz ve beyanlarının ayrıntılı olarak değerlendirilmesi ve uyuşmazlık konularına ilişkin ek rapor tanzim edilmesi istenilmiştir.
Nihayet 20/7/2022 tarihli (ikinci) ek raporda,
“(…) Ayrıntılı bilgi ve açıklamaları 25.10.2021 tarihli kök bilirkişi raporu ile özellikle 21.02.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda belirtildiği üzere;
-Özetle belirtmek gerekirse huzurdaki davada; Davacı – karşı davalı firmadan, davalı – karşı davacı firmanın satın aldığı bir kısım ürünün (teknik şartnameye uygun olmadığının montaj safhasında tespit edildiği belirtilerek), 4 mm olması gereken ankrajların, 3 mm veya 3,2 mm olduğu, bu nedenle şartnameye uygun gönderilmeyen ürünlerin tekrar söküldüğü, söz konusu ürünler için fiyat farkı ödenerek başka firmalardan tedarik edildiği, bu sebeple firmanın ciddi anlamda işçilik ve zaman kaybı ile şartnameye uygun malzeme temin etmek için harcama yapmak zorunda kaldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda belirtildiği üzere; Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 01.10.2015 tarihli “Seramik Alt Taşıyıcı Konstrüksiyon Tedarik Sözleşmesi”‘nde montaj malzemesi olarak kullanılacak ankrajların sözleşme eki keşif listesinde 4 mm olarak yazıldığı görülmektedir.Sıra No
Malzeme Cinsi ve Niteliği
Miktar
Birim Fiyat (TL)
Tutarı (TL)
8
150x50x4 mm ——
156,00 mtl
15,65
2441,40
9
80x50x4 mm —— mtl
8,80
528,00
10
130x50x4 mm —–
564,00 mtl
12,35
6965,40
11
100x50x4 mm
432,00 mtl
11,69
5050,08

Toplam
1212,00 mtl
12
—kesim ve delim işçiliği
12344 adet
0,19
2345,36
Ancak davalı – karşı davacı kendilerine teslim edilen ankrajların toplamının; 12.534 adet olduğunu, bunlardan yalnızca 1.600 adedinin 4 mm olduğunu, geri kalan ürünlerin tamamının sözleşmeye aykırı 3 mm veya 3,2 mm olarak gönderildiğini, bu nedenle şartnameye uygun gönderilmeyen ürünlerin sökülerek, fiyat farkı ödenmek suretiyle başka firmalardan temin edildiği belirtilmiştir.
Davalı – karşı davacı vekili tarafından 25.10.2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını sunduğu 08.11.2021 Uyap kayıt tarihli dilekçesi ekinde sunmuş olduğu irsaliyeli faturalar 21.02.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda ayrıntılı şekilde yazılarak incelenmiştir.
Yapılan tespitlerden de görüldüğü üzere taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 01.10.2015 tarihli “Seramik Alt Taşıyıcı Konstrüksiyon Tedarik Sözleşmesi” eki keşif özetinde yer almayan ——- irsaliyeli faturada yer aldığı ve bu ürünlerin sözleşme ve şartnameye aykırı olduğu belirlenmiştir.
Davalı – karşı davacı vekili beyanında teslim alınan ürünlerin teknik şartnameye uygun olmadığını, 4 mm olması gereken ürünlerin 3 mm veya 3,2 mm olduğunu, şartnameye uygun gönderilmeyen ürünlerin tekrar söküldüğünü, davacı – karşı davalı firma tarafından teslim edilen ankrajların toplamının; 12.534 adet olduğunu, sadece 1.600 adedinin 4 mm olduğunu, geri kalan ürünlerin tamamının sözleşmeye aykırı ve hatalı olduğunu, bu nedenle iade edildiğini belirtmiştir.
Davalı – karşı davacı —- tarafından —– adına düzenlenmiş bulunan ——- sayılı faturada yazılı olan açıklama; “…Hatalı Ürünlerden Kaynaklı Zarar ve İşçilik Bedeli…” şeklinde olup;
Açıklama
Miktar (Adet)
Birim Fiyatı (TL)
Toplam (TL)
Hatalı Ürünlerden Kaynaklı Zarar ve İşçilik Bedeli
1
40715,60
40715,60
Toplam
40715,60
KDV%18
7328,81
Genel Toplam
48044,41
şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir.
Daha önce de belirtildiği üzere, yapılan tespitler, taraflar arasındaki sözleşme ile incelenen fatura ve belgelerden; Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 01.10.2015 tarihli “Seramik Alt Taşıyıcı Konstrüksiyon Tedarik Sözleşmesi”‘nde montaj malzemesi olarak kullanılacak ankrajların sözleşme eki keşif Jistesinde de yazıldığı üzere 4 mm olduğu, keşif listesinde —– kesim ve delim işçiliği 12.344 adet olarak yazılı olduğu görülmektedir. Davacı – karşı davalının gönderdiği ankrajların toplamının; 12.534 adet olduğu, bunun 1.600 adedinin 4 mm, geri kalanların ise 3 – 3,5 mm olduğu anlaşılmıştır.
Bu tespitlerden davacı – karşı davalının taraflar arasındaki 01.10.2015 tarihli sözleşme hükümlerine aykırı olarak gönderdiği ankraj malzemelerinin temin edilmesi, kesme ve delme işçiliği ile galvaniz kaplanması için yapılan harcama tutarının ayrıntılı tespit ve incelemesi önceki bilirkişi raporlarında yapıldığı üzere; 37.459,40 TL olduğu hesap ve tespit edilmiş olup, bu tutarın işin yapıldığı tarih itibarı ile serbest piyasa malzeme ve işçilik rayiçlerine göre kadri maruf olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yine daha önce de belirtildiği üzere; Davalı – karşı davacı —- tarafından —–Adına düzenlenmiş bulunan ——sayılı fatura içeriğinde; “…Hatalı Ürünlerden Kaynaklı Zarar ve İşçilik Bedeli…” şeklinde yazılarak düzenlenen fatura tutarının;
40.715,60 TL + 7.328,81 TL (KDV) = 48.044,41 TL olduğu görülmektedir.
Bu tespitlerden davalı – karşı davacının hatalı ürünler nedeni ile yapmış olduğu harcama tutarı; 37.459,40 TL olarak tespit edilmiş olup, aradaki fark olan (48.044,41 TL – 37.459,40 TL =) 10.585,01 TL’nin sökme işçiliği vs. olabileceği anlaşılmış olup, dosyasında bu tutarın haklılığını kanıtlayacak herhangi bir bilgi ve belge görülemediğinden izaha muhtaç bulunmuş olup, buna göre taraflar arasındaki borç – alacak durumunun;
-Davacı – karşı davalı alacağı : 29.549,61 TL
-Davalı – karşı davacı harcaması : 37.459,40 TL
-Fark: 7.909,79 TL olduğu hesaplanmıştır.
(…) 6-Sonuç:
Ayrıntılı bilgi ve açıklamaları yukarıda ve önceki bilirkişi raporlarında üzere;
-Asıl Dava Yönünden; Davacı (karşı davalı) nın davalı (karşı davacı) dan takip tarihi olan 19.01.2016 tarihi itibarıyla alacaklı olmadığı, (7.909,79 TL borçlu olduğu,) davalı (karşı davacı) yanın itirazında haklı olduğu, asıl davanın reddi noktasında takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu,
-Karşı Dava Yönünden; Davalı karşı davacı yanın karşı davaya konu talep edebileceği (mahsup sonrası kalan) maddi zararının 7.909,79 TL olduğu, manevi zarar noktasında takdirin ise Sayın Mahkemenize ait olduğu,
-Davalı – karşı davacı vekilinin 02.01.2018 tarihli delil dilekçesi ekinde sunduğu ve itiraza konu ettiği toplam tutarı 88.887,18 TL olan 4 adet fatura içeriği ve tutarının, dava konusu ile ilgili olmadığı, farklı iş ve malzemeler ile ilgili olduğu, dolayısıyla davalı – karşı davacının bu yönde yapmış olduğu itirazının yerinde olmadığı,
-Yapılan tespit ve açıklamalar çerçevesinde itirazlar nedeniyle, önceki görüşümüzde herhangi bir değişiklik yapmaya gerek bulunmadığı” belirlemelerine yer verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve rapor içerikleri birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki 01.10.2015 tarihli “Seramik Alt Taşıyıcı Konstrüksiyon Tedarik Sözleşmesi”‘nde montaj malzemesi olarak kullanılacak ankrajların sözleşme eki keşif listesinde 4 mm olarak belirlendiği; davalı – karşı davacı—–tarafından—— adına düzenlenmiş bulunan —–sayılı faturada yazılı olan açıklama; ——-şeklinde olduğu; kaldırma kararında belirtildiği şekilde davalı-karşı davacı şirket tarafından yapılan (ihbara dair) bildirimin yerinde ve usule uygun olduğu; yapılan tespitler, taraflar arasındaki sözleşme ile incelenen fatura ve belgelerden; taraflar arasında düzenlenmiş bulunan ——— montaj malzemesi olarak kullanılacak ankrajların sözleşme eki keşif listesinde de yazıldığı üzere 4 mm olduğu, keşif listesinde ——— kesim ve delim işçiliği 12.344 adet olarak yazılı olduğu görülmektedir. Davacı – karşı davalının gönderdiği ankrajların toplamının; 12.534 adet olduğu, bunun 1.600 adedinin 4 mm, geri kalanların ise 3 – 3,5 mm olduğu; bu tespitlerden davacı – karşı davalının taraflar arasındaki 01.10.2015 tarihli sözleşme hükümlerine aykırı olarak gönderdiği ankraj malzemelerinin temin edilmesi, kesme ve delme işçiliği ile galvaniz kaplanması için yapılan harcama tutarının ayrıntılı tespit ve incelemesi önceki bilirkişi raporlarında yapıldığı üzere 37.459,40 TL olduğu hesap ve tespit edilmiş olup, bu tutarın işin yapıldığı tarih itibarı ile serbest piyasa malzeme ve işçilik rayiçlerine göre kadri maruf olduğu anlaşılmıştır.
Bu tespitlerden davalı – karşı davacının hatalı ürünler nedeni ile yapmış olduğu harcama tutarı; 37.459,40 TL olarak tespit edilmiş olup, aradaki fark olan (48.044,41 TL – 37.459,40 TL =) 10.585,01 TL’nin sökme işçiliği vs. olabileceği; davalı-karşı davacı tarafından bu tutarın haklılığını kanıtlayacak herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığından, taraflar arasındaki borç – alacak durumunun (mahsup neticesinde) (29.549,61 TL – 37.459,40 TL) davalı-karşı davacı lehine 7.909,79 TL olduğu anlaşıldığından asıl davanın reddine, karşı davanın ise kısmen kabulü ile alacakların mahsubu ile toplam 7.909,79.-TL nin karşı davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir. Asıl dava bakımından, inkar tazminatının, alacağın likit olmasına dair yasal şartların sağlanmaması, zira miktarının tespiti teknik incelemeyi gerektirdiğinden yasal şartlarının oluşmadığı takdir ve tensip olunarak reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A. ASIL DAVA
1.-Asıl davanın esastan REDDİNE, şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
2.-Alınması gerekli 179,90.-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 504,64.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 324,74‬‬.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4.-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
B-KARŞI DAVA
1.-Karşı davanın KISMEN KABULÜ İLE,
a.)Tarafların karşılıklı alacakların mahsubu ile toplam 7.909,79.-TL nin karşı davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davacıya verilmesine, fazla dair istemin reddine,
b.)Şartları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 540,32.-TL’nin davalı-karşı davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.169,72.-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 629,4‬0.-TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı – karşı davacıya iadesine,
3-Davalı-karşı davacı tarafça yatırılan 31,40.-TL başvurma harcı, 629,40.-TL peşin harç olmak üzere toplam 660,8‬0.-TL harcın davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya verilmesine,
4-Davalı-karşı davacı tarafça yapılan 4.250,00.-TL bilirkişi ücreti, 31,50.-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 4.281,50.-TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı % 12 oranında olmak üzere 513,78‬.-TL yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, kalan kısmın davalı-karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı-karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 7.909,79.-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya verilmesine,
6-Karşı davada reddedilen kısım yönünden; davacı – karşı davalı vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ye göre belirlenecek 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalı – karşı davacı vekilinden tahsili ile davalı-karşı davacı vekiline verilmesine,
7-Manevi tazminat talebi yönünden; Davacı- Karşı Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 md. göre belirlenecek 9.200,00.-TL maktu vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya verilmesine,
C-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, Davacı – Karşı Davalı Vekilinin ve Davalı-Karşı Davacı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde——– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.09/02/2023