Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/2 E. 2023/432 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/2 Esas
KARAR NO: 2023/432
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 04/01/2021
KARAR TARİHİ: 25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında nakliye ve dağıtım hizmetleri işi yapıldığını, Taraflar arasında taşıma sözleşmesi de yapıldığını, Aralarındaki aktif iş durumu nedeniyle cari hesap bulunduğunu, Davalı —— aktif ve pasifiyle birlikte devir aldığını, bu sebeple huzurdaki davanın muhatabının ——- olduğunu, davacının, taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak verilen nakliye hizmetleri sebebi ile davalı adına, çeşitli tarih ve seri numaralı faturalar düzenleyerek, davalı firmaya tebliğ ettiğini ve söz konusu faturalar tarafların resmi defter ve kayıtlarına aldığını, bu konuda bir ihtilaf mevcut olmadığını, davalı-borçlunun yapılan tüm sözlü ve yazılı uyarı ve taleplere rağmen, vadesi geçmiş borç meblağını ödememesi neticesinde, davacı firmanın vadesi geçmiş faturalardan kaynaklı toplam 8.080,26 TL cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine, ———- sayılı takip dosyası ile icra takip işlemlerine başlatıldığını, aleyhine icra takibine geçilmiş olan davalı-borçlu, borcunu ödemek yerine, tebellüğ etmiş olduğu ödeme emrine böyle bir borcun bulunmadığından bahisle itiraz ettiğini beyan ederek, Davalı-borçlu tarafın ——– takip dosyasına yapmış olduğu tüm haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’den az olmamak üzere davalı-borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının —— vadesi gelmiş borç meblağını ödemediğini iddia ettğini, oysa davacının davalı şirketten herhangi bir hak ve alacağı olmadığını, davalı şirket hiçbir zaman davacı ile ticari ilişki içerisinde olmadığı, davacı —— firması ile ticari ilişki içerisinde olduğunu iddia etmekle ve kabul manasına gelmemek kaydı ile HMK hükümleri gereği ispat yükü davacıda olmakla devam eden ticari ilişki sürecinde davacıya fatura karşılıklarının hepsi ——- tarafından ödendiğini, davalı şirketin icra takibine konu edilen tutarda bir borcu bulunmadığını beyan ederek; davanın öncelikle usul yönünden reddini, usuli itirazlarımıza halel gelmemek kaydı ile haksız ve mesnetsiz davanın neticeten esastan reddini, kötü niyetli takip nedeni ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini karar verilmesini talep etmiştir.
Hukuki Nitelendirme, Delillerin Değerlendirilmesi ve Netice
Dava, 2004 sayılı İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası, takip borçlusunun ödeme emrine süresi içinde itiraz etmesi halinde, takibin devamını sağlamak amacıyla, takip alacaklısı tarafından 2004 sayılı Yasanın 67 nci maddesine göre, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılan ve genel hükümler çerçevesinde incelenen bir eda davasıdır.
Borçlunun itirazı, icra dairesi tarafından alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça bir yıllık süre işlemeye başlamaz; yüksek mahkeme kararlarına göre alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de itirazın iptali davası açabilir——– Alacaklı bir yıllık süresi içinde itirazın iptali davası açmaması halinde takip düşer ise de alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel hükümlere göre alacağını dava edebilir.
Davanın kabul edilmesi halinde, borçlu tarafından yapılan itiraz iptal edildiğinden, itiraz üzerine duran takibe (haciz) devam edilebilir. İtirazın iptali davası devam ettiği sürece, bir yıllık haciz talebi süresi işlemez.
İspat yükünün -kural olarak- davacıda olduğu itirazın iptali davasında, alacaklı (normal bir alacak davasında olduğu gibi) alacağının varlığını usul muhakemesinde caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Davanın reddi halinde, itiraz ile duran takip iptal edilmiş sayılır ve ilam kesin hüküm teşkil ettiğinden takip alacaklısı tarafından konusu aynı olan bir dava tekrar ikame edilemez. Ayrıca borçlunun talep etmesi halinde, mahkeme, alacaklının kötüniyetle icra takibinde bulunduğu kanısına varırsa alacaklıyı yüze yirmiden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum eder (67/II). Kötüniyet olgusunu ispat yükü, tazminat talep eden davalı borçludadır. Tazminatın, asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir.
Davanın kabulü halinde, itiraz üzerine duran takibe devam edilir; (varsa) ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşür. Ayrıca, alacaklı tarafça talep edilmesi halinde, takip konusu alacağın belirlenebilir (likit) olduğu durumlarda davalı (takip borçlusu) alacak miktarının asgari yüzde yirmisi oranında inkar tazminatına mahkum edilir. Yüksek mahkemenin yerleşik uygulamasına göre hüküm altına alınacak inkâr tazminatının asıl alacak üzerinden hesaplanması gerekir ———–
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller,——— sayılı dosyası, bilirkişi kök ve ek raporları ve dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—— sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, dosyanın tetkikinde; davacı tarafından 8.080,26.-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek t%10 temerrüt faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı yana 26/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 27/10/2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinin davacı yana tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davacı vekili özetle; taraflar arasındaki nakliye/dağıtım sözleşmesi nedeniyle müvekkilinin cari hesabının oluştuğunu, alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe davalı borçlu tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, ayrıca inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, ispat yükünün davacıda olduğunu, fatura karşılıklarının tamamının—– tarafından ödendiğini, şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde de davacının alacaklı olmadığının anlaşılacağı belirterek davanın reddine ve müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
—–tarihli ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konusu, davacı tarafından cari hesap alacağına ilişkin olarak davalı şirkete devrolunan şirket aleyhine başlatılan icra takibinin ferileri ile birlikte yerinde olup olmadığı şeklinde belirlenmiş; tahkikata geçilerek davacı vekiline takip konusu cari hesap alacağının dayandığı faturaları bildirmek ve işbu faturalara konu hizmetin verildiğine ilişkin yazılı tüm delillerini sunmak üzere kesin süre verilmiştir. Ayrıca davacı vekilinden taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin hangi tarihten itibaren işlediği hususunda Mahkememize yazılı beyanda bulunması istenmiş, eksiklikler ikmal edilmiştir.
Dosya, 4/1/2022 tarihli ara karar gereği, Tarafların —–yılları arası (belirtilen yıllar da dahil) ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde inceleme yapılmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek uyuşmazlık konularına ilişkin rapor düzenlenmesinin istenilmiştir. Temin edilen 2/6/2022 tarihli raporda özetle;
“(…) Dava ve takip konusu alacağın 58,48 USD (408,17 TL) tutarlı fatura ile 7.610,88 TL tutarlı cari hesap alacağından oluştuğu, Davacı tarafın ticari defterlerine göre 19.10.2020 takip tarihi itibariyle davalıdan 8.019,02 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde, ticari ilişkide bulunduğu şirketlerin isimlerinin açık bir şekilde yazılmaması, alt hesap bilgilerinin yazılmamış olması, detaylı incelemeye sari olmaması sebebiyle dava ve takip konusu alacağın davalı şirket defterlerinde kayıtlı olup olmadığına ilişkin tespit yapılamamıştır. Sayın mahkeme tarafından kısmen veya tamamen davacı lehine hüküm kurulması halinde, takip tarihinden itibaren 8.019,02 TL asıl alacağa yıllık %10 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülebileceği” belirlemelerine yer verilmiştir.Mahkememizce, 6/10/2022 tarihli celsede, davalı şirketin bağlı bulunduğu —-müzekkere yazılarak 2020-2021 yıllarına ait—– okunaklı suretlerinin gönderilmesi istenilmiş; eksikliğin giderilmesini müteakip duruşma günü beklenilmeksizin dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile davalı tarafın —- formları da göz önünde bulundurularak tarafların beyan ve itirazları da değerlendirilmek üzere ek rapor düzenlenmesi istenilmiştir. Bu doğrultuda —– müzekkere yazılarak davalı şirkete ait —- yılları —- temin edilmiş ve dosya günü beklenilmeksizin önceki raporu tanzim eden mali muhasip bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Ek raporda özetle; “(…) Dava ve takip konusu alacağın davacının 03.01.2020 tarihinden 19.06.2020 tarihine kadar davalı tarafa düzenlediği 40 adet 43.589,51 TL tutarlı faturalara ilişkin olduğu, davalı tarafından 32 adet KDV hariç 35.975,00 TL tutarlı faturaları —– formu ile bildirimde bulunduğu, —–formu ile bildirim yükümlüğü bulunmayan 8 adet 2.955,28 TL tutarlı faturaların davalı şirkete e-fatura sistemi üzerinden “Temel Fatura” olarak düzenlendiği ve GİB portalı üzerinden davalı tarafa faturaların teslim edildiği, ilgili faturaların temel fatura senaryosu olarak düzenlenmiş olması sebebiyle davalı tarafın bu faturaları KABUL/RED işlemi uygulayamadığı, faturalar ile ilgili herhangi bir itirazı olması halinde ancak yasal süresi içerisinde iade faturası düzenlemek koşuluyla mutabakata varabileceği, dosya kapsamında davalı şirket tarafından faturaların iade edildiğine veya faturalar içeriği malların teslim alınmadığına ilişkin somut belgenin bulunmadığı, dava konusu cari hesap borcunun ödendiğine ilişkin de somut belge bulunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi olan 19.10.2020 tarihi itibariyle 8.019,12 TL alacaklı olduğu” belirlemelerine yer verilmiştir.Tüm dosya kapsamı ve her iki mali muhasip rapor içerikleri birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu takibin davacı şirketin cari alacağından kaynaklı başlatıldığı, süresinde davalı tarafça soyut mahiyette itiraz üzerine takibin durduğu, yine süresi içinde davanın ikame edildiği, davalı şirketin raporda değinilen faturalara karşı usulüne uygun ve zamanında itiraz etmeyip fatura içeriklerini kabul ettiği, bu yönüyle fatura konusu hizmetin verilip verilmediğine dair bir ihtilafın bulunmadığı, dosya kapsamında davalı şirket tarafından faturaların iade edildiğine veya faturalar içeriği malların teslim alınmadığına ilişkin somut belgenin bulunmadığı, dava konusu cari hesap borcunun ödendiğine ilişkin de somut belge bulunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi olan 19.10.2020 tarihi itibariyle 8.019,12 TL alacaklı olduğu; taraflar arasında akdi faiz yönünden herhangi bir sözleşme bulunmadığından 3095 sayılı Yasanın göz önünde bulundurulması gerektiği, buna göre, —-verilerinden 19.10.2019 takip tarihi itibariyle avans faizi oranının yıllık %10 olduğu görüldüğünden, takip tarihinden itibaren 8.019,02 TL asıl alacağa yıllık %10 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülebileceği anlaşılmış; davanın kısmen kabulüne karar verilerek, davalının ———sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 8.019,12 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine karar verilmiş; davalının kısmen de olsa haklılık durumu göz önünde bulundurularak davacı lehine inkar tazminatına hükmedilmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.-Davalının ——-sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 8.019,12 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2.-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 547,78.-TL’nin davacı tarafça dava açılırken yatırılan 138,00.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 409,78‬.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.-Davacı tarafından yatırılan toplam 138,00.-TL peşin harç ve 59,30.-TL başvurma harcı toplamı 197,30.-TL harcın davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
4.-Davacı tarafından yapılan 1.900,00.-TL bilirkişi ücreti, 83,25.-TL posta gideri, olmak üzere toplam 1.983,25.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen kısım için, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 8.019,12.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
7.-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen kısım için, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 61,14.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya verilmesine,
8.-Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan 1.320,00 TL’nin 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi uyarınca, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9.-Kararın kesinleşmesi halinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu.
25/05/2023