Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/17 E. 2022/191 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/17 Esas
KARAR NO : 2022/191
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ: 11/01/2021
KARAR TARİHİ: 08/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin— müvekkili ve müvekkilinin sigorta şirketi—– ilamsız icra takibi başlatıldığını,—– yasal süresi içerisinde takibe itiraz ederek kendi açısından takibi durdurmuş olsa da müvekkilinin yasal itiraz süresini kaçırdığını, takibin kesinleştiğini, müvekkiline ait bir çok malvarlığı üzerine haciz konulduğunu, takibin kesinleştiği göz önüne alındığında İİK m72 uyarınca müvekkilinin açısından ticaret hayatını devam ettirebilmesi açısından, —– dosyasının tedbiren durdurulması zaruri bir hale geldiğini, takibe dayanak olarak herhangi belge gönderilmediğini, icra dosyasına da herhangi bir belge sunulmadığını, poliçedeki teminat tutarlarına bakıldığında—- davalı tarafa ödemiş olduğu meblağın, müvekkiline sunmuş olduğu teminat miktarının çok altında kaldığı açıkça anlaşıldığını, haklı davanın kabulü ile beraber müvekkilinin gerçek borç miktarının tespini, İİK m72 uyarınca takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılacağından, müvekkilinin uğramış olduğu zararın takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesini, borcunun olmadığının tespiti halinde icra takibinin müvekkilim açısından iptalini, İİK m72 uyarınca takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılacağından, müvekkilin uğramış olduğu zararın takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine dair karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın —-dosya borcuna ilişkin menfi tespit dava olarak açıldığını, davalı tarafın borca itiraz ettiğini, — dosyada itirazın iptali davası açıldığını, dava — tarihinde meydana gelen ve davalıya ait— plaka sayılı araç ile —— aracın karıştığı kaza raporu olup; davacı tamamen kusurlu olduğunu, kaza sebebi ile müvekkili sigortalısına — bulunduğunu ve diğer borçlu tarafından —ödemede bulunullduğunu, bakiye — hakkında icra takibi yapıldığını, müvekkili borcu ödemekle halef en rücu hakkını elde ettiğini, dosyaya ilişkin belgelerin —- sunulduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, takibin devamını masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep olunur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava—–Sayılı takip dosyasındaki borç miktarının tespiti —— istemine ilişkindir.
— sayılı dosyasında—- tarafından davacı ve — asıl alacak,—– işlemiş faiz olmak üzere toplam —- alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Davalı vekili, icra takibinde — alacaklı olmamasına rağmen — aleyhine dava açıldığını, —- vekalet verdiğini,—– dava açılması gerektiğini beyanla husumet itirazında bulunmuştur.
Dava dilekçesinde davalı olarak — yazıldığı, parantez içinde —– düzeltilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalının sigortaladığı—- davacı —– tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle davalının sigortalısına ödediği hasar bedelinin tahsili için icra takibinin başlatıldığı görülmüştür.
Davacı dilekçesindeki talep sonucunun —numaralı bendinde takibe konu hasar tutarının olup olmadığının tespitine,— numaralı bendinde hasar tutarının olması halinde poliçe limiti dikkate alınarak ne kadarının ——- kadarının davacıya ait olduğunun tespitine,—- numaralı bedinde gerçek borç miktarının tespitine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Talep sonucunun açık olmadığı görülmekle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. Maddesi kapsamında davacı vekilinden talep sonucunun açıklanması istenmiştir.
Davacı vekili ——–tarihli duruşmada “biz gerçek borç miktarının tespitini talep ediyoruz, eğer —— teminatı üzerinde kalan borç var ise biz bunu kabul edeceğiz, bu nedenle borç miktarının tespitini talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tespit davası 6100 sayılı HMK’nın 106/1 maddesinde düzenlenmiş olup, bir hakkın veya bir hukuki ilişkinin varlığının yada yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir, diğer bir anlatım ile davalının varlığını inkar ettiği ilişkinin var olduğu veya yokluğunu inkar ettiği hukuki ilişkinin yok olduğu hükme bağlanır. Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının menfaatinin (hukuki yararının) bulunması gerekir.
Medeni usul hukukunda davacının mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir dava açılabilmesi için, bu davayı açmakta veya hukuki korunma istemekte haklı bir yararının bulunması gerekir. Öte yandan, bu hukuksal yararın, “hukuki ve meşru”, “doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” olması gerekir ———-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda öğreti ve yargısal kararların uygulaması aynen benimsenerek, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.
Dava açmaktaki hukuki yarar için, hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez———–
Tespit davasında, davacının hukuki menfaatinin bulunduğu varsayılmaz. Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. Çünkü tespit davası, hukuki bir durum ya da hak henüz inkar ya da ihlal edilmeden, yani herhangi bir zarar doğmadan açılabildiğinden, menfaatin doğmuş ve güncel olması gereğinin bir istisnası olarak ortaya çıkmıştır. İşte davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehlike ile tehdit edilmelidir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile ortaya çıkar. Söz konusu bu tehdidin davacı için bir tehlike oluşturabilmesi, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmasına ve bu hususun, davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına bağlıdır.
Somut olayda, davalının sigortaladığı — davacı—— tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle davalının sigortalısına ödediği hasar bedelinin tahsili için icra takibi başlattığı, davacının ise söz konusu trafik kazasında davalının sigortaladığı araçta meydana gelen hasar tutarının tespit edilerek — imzalanan —-teminat tutarının üzerinde kalan hasar tutarının tespitini talep ettiği, hasar tutarından davacı ile ——– poliçesini düzenleyen —– müteselsilen sorumlu olduğu, poliçe limitine kadar olan tutarından sorumluluğun davacı————–arasındaki iç ilişki sorunu olduğu, davacı tarafın davalı şirkete olan güncel borç miktarının tespitini talep etmekle istediği hukuki korumanın sağlanmasının mümkün olmaması, davacının olumlu tespit davası açmak yerine davalı tarafa kendisinin kabul ettiği borç miktarının üzerinde olan kısım yönünden menfi tespit davası açma imkanına sahip olması, eldeki davadaki talebin ise menfi tespite yönelik olmaması, menfi tespit davası açılabilecek hallerde olumlu tespit davası açılmasında güncel hukuki yararın bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın dava şartı (hukuki yarar) yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HUKUKİ YARAR YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 772,21 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 691,51 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/03/2022