Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/125 E. 2022/364 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/125 Esas
KARAR NO : 2022/364

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —– yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının müvekkili bankayla kredi sözleşmesi imzaladığı ve kredi kullandığı, ancak borç gereği gibi ödenmediğinden kredi hesaplarının kat edilerek borcun ödenmesi talebiyle —– numaralı hesap kat ihtarnamesinin keşide edilerek, banka alacağının ödenmesi, aksi halde hakkında yasal takip başlatılacağının tebliğ edildiği ve davalının temerrüde düşürüldüğü, ancak davalı borçlunun ihtarnameyi tebliğ almasına rağmen borcu ödemediğinden hakkında ——- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından ——dasyası ile açılar ———–davasında davalı hakkında 11.01.2019 tarihinde 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, —- tarihi İtibariyle geçici mühlet kararının 2 ay uzatıldığı ve 11.06.2019 tarihinden itibaren de 1 ay kesin mühlet kararı verildiği, bu nedenle davalı——— ödeme emri gönderilmediği, davalının—- davasından feragat etmesi üzerine —– tarihli duruşmada feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, red karurı üzerine icra dosyasından davalıya ödeme emri gönderildiği, ödeme emrinin 16.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği ve akabinde davalı vekili tarafından yetkiye, borca, işlemiş ve işleyecek faize itiraz edildiği, davalının itirazlarının yasayu aykırı, haksız ve mesnetsiz olup borcu ödediklerini gösterir herhangi bir delil sunmudıkları, krediyi kullanan davalıların ödemeleri gereği gibi yapmadıkları ve müvekkili bankaca kendilerine hesap kat ihtarnamesi keşide edilerek temerrüde düşürüldükleri, yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda davalının sorumluluğunun tespit edileceği, Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca müvekkili banka kayıtlarının kesin delil niteliğini haiz oldukları, davalıların borca ve faiz oranlarına itirazlarının yerinde olmadığı, tüm bu açıklanan sebeplerden dolayı, davalı borçlunun haksız ve dayanaksız —-Esas sayılı dasyasına yapmış oldukları haksız itirazlarının iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla devamına, asıl! alacaklara her bir kredi için takip talebinde belirtilen tarihler arasında ve takip talebindeki oranlar üzerinden akdi faliz ve temerrüt faizi işletilmelerine ve asıl olacaklar ile birlikte tahsillerine, davalı borçlu aleyhine %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı bankanın her ne kadar işbu davaya konu icra takibine yol açan sözleşme neticesinde müvekkili ve kefillerin fahiş miktarlarla kendilerine borçlu olduğunu iddia ederek kefiller yönünden—–ile müvekkili —– yönünden ise işbu dava ikame etmiş ise de müvekkilin böyle bir borcunun olmadığı, söz konusu miktarlarının göz ardı edilemeyecek derecede fahiş faiz oranları ile hesaplandığı ve müvekkiline haksız ve mesnetsiz şekilde işbu davaya konu——- dosyası ile takip başlatıldığı, davacı banka tarafından ihtar çekildiği ve takip yapıldığı dönemde müvekkilinin —– dosyasından —- kesin mühlet süresi içinde olduğu için zaten herhangi bir ödeme yapmasının konkordato kuralları gereği mümkün olmadığı, davacının konkordato dosyasının fer ‘i müdahili olarak bu durumu bilmesine rağmen müvekkilini zora düşürmek maksatlı hukuka aykırı işlem başlattığı, zira hem bankanın çektiği ihtara müvekkili tarafından verilen cevapta hem de ödeme emrine itirazda şirketin konkordato kesin mühlet süresi içinde olduğu, ödeme yapmasının mümkün olmadığının belirtildiği, davacı banka tarafından iddia edilen şekilde hüküm tesis edildiği takdirde davacı tarafın sebepsiz zenginleşeceği ve hakkaniyete aykırı bir hüküm tesis edilmiş olacağı, bu nedenle davacı bankanın işbu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddinin gerektiği, kabul anlamına gelmemekle beraber dava konusu var olduğu iddia edilen hakkın esası hakkında bir karar verilebilmesi için alacağın net olarak belirlenmesinin gerektiği, davacı bankanın ödenmesi gereken taksitleri belirlemeden ve icra dosyasına konu edilmiş borcun vadesi gelmeden kendilerinde bulunan kredi sözleşmesine dayanarak haksız ve usulsüz şekilde başlatılan icra takibi ile müvekkilinin ticari itibarını zedelediği, müvekkilinin davacı bankanın göndermiş olduğu hesap kat ihtarına süresinde—– ihtar ile itiraz ettiği, itirazda müvekkilinin konkordato sürecinde olduğu, ihtarnamenin —- olduğu, çok fahiş faiz uygulandığı, faiz hesaplarının da —– olarak hesaplandığı hususlarını davacıya bildirdiği, ihtara itiraz nedeni ile alacak miktarı tartışmalı bir hale dönüştüğünden ve alacak miktarı belli olmadığından bu durumun yargılamayı geciktirmesi nedeniyle temerrüt şartlarının gerçekleşmediği, ayrıca alacaklının takibe koyduğu alacağa uygulanan %51,60, %25,80 ile 31,80 oranlı faizlere itiraz ettikleri, her iki tarafın durumu göz önüne alınarak uygulanması gereken faiz oranları ortadayken bu şekilde fahiş faizlerin uygulanması, —- faizin işletilmesinin hukuka aykırı olduğu, söz konusu alacak likit olmadığından davacı yanı icra inkâr tazminatı talebinin doğru olmadığı, arz etmeye çalıştıkları nedenlerden dolayı muaccel bir alacak olmadan, davacı bankanın henüz bir riski bulunmadan müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığı ve müvekkilinin ticari hayatına ve itibarına zarar verildiği, bu nedenlerle hem esas, hem usul bakımından yasaya aykırı olan işbu davanın reddini, vekâlet ücreti dahil tüm yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller,——-ve mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
———– esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine ——– ihtarname masrafı —– iki kredi için toplam —- tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, takibin 2 adet krediye dayandığı, ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından—- tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı—- davalı—- arasında 2.000.000,00 TL limitli — Sözleşmesi akdedilmiş olup dava dışı—-. tarafından kullandırılan ve kullandırılacak olan kredilerden kaynaklı borçlara süresiz olarak müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunduğu, davacı banka tarafından davalı——– ile dava dışı —-yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiği, İhtarname içeriğinde yer alan tablodan ihtarnameye konu alacakların —– hesabından — anapara olmak üzere toplam —, olmak üzere— anapara, toplam 46.224,05TL olduğu anlaşıldığı, söz konusu ihtarnamenin 10.04.2019 tarihinde davalı şirket çalışanına tebliğ edildiği ibraz edilen noter tebliğ belgesinden anlaşıldığı, davacı banka tarafından gönderilen ihtarnameye karşı davalı şirket Vekili tarafından davacı—– numaralı ihtarnamesi gönderildiği, söz konusu ihtarnamenin tebliğ belgesi dosyada bulunmadığı, davacı banka tarafından, davalı şirketin konkordato sürecine girmesi nedeniyle, aynı icra takibinde müteselsil kefil sıfatıyla borçlu olarak yer alan—– tarihinde ikame edilen İtirazın İptali davasında bu —İtirazın kısmen iptali ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, takibin — nolu kredi (kredili mevduat hesabı) açısından davalı —yönünden — anapara, — numaralı kredi (kredi kartı) açısından davalı —-yönünden — üzerinden devamına, Takibin —- (kredili mevduat hesabı) açısından davalı—–numaralı kredi (kredi kartı) açısından davalı —- üzerinden devamına,” kararı verilmiş olup kararın istinaf edildiği, huzurdaki davaya konu alacaklardan birini davacı banka tarafından dava dışı —– kullanımına verilen ticari kredi kartından kaynaklanan alacak oluşturduğu, taraflar arasında akdedilen —- Sözleşmesinde, cari hesaplara ve bazı kredi türlerine ilişkin düzenlemeler yer almakla birlikte, şirket kredi kartlarına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi, davacı banka ile davalı şirket arasında akdedilmiş olması gereken Ticari Kredi Kartı Sözleşmesi de dava dosyasında mevcut olmadığı, diğer taraftan, davalı şirketin —– talebine ilişkin şirket kaşesi ve imzasını içeren bir belgenin bilirkişiye ibraz edildiği, ancak he ne kadar Kredi Kartı Sözleşmesine ilişkin akdi ilişkiyi temsil eden sözleşme ibraz edilmemekle birlikte; söz konusu kredi kartının şirketin yetkilisi—- kefil konumunda bulunan—- düzenlenmesi ve onun tarafından kullanılması—- yer alması, esasen davalı şirket adına —– altında tek imzanın da bu şahsa ait olması, de adı geçenin ismini taşıması, davalı şirketin ticari kredi kartı verilmesi için imzasını içeren başvuru formunun varlığı, bu kredi kartı borçlarına yapılan bazı ödemelerin davalı şirketin davacı banka nezdinde ki — sayılı hesabından ödenmesi, kredi kartından kullanılan taksitli nakit avansların da bu hesaba aktarılması, yasal düzenlemelerle ağırlaştırılmış koruma altına alınan tüketicilere verilen bireysel kredi kartlarında dahi sözleşmenin olmamasının, kart kullanıcısının kart borcunun ödenmesinden sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı yönündeki Yargıtay kararları, her ne kadar sözleşmede açıkça yazılmamışsa da ticari kredi kartlarının bir kredi ilişkisi niteliği taşıması ve tacir olmayan kişilere ticari kart verilmemesi hususları göz önüne alındığında, davacı banka tarafından dava dışı — kullanımına verilen ticari kredi kartından kaynaklanan borçların ödenmesinden, davalı şirketin sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, davacı banka tarafından davalıya — ihtarname gönderilerek, takip ve dava konusu kredi kartı ve kredili mevduat hesabından kaynaklı alacaklarla ilgili — itibariyle kredi ilişkisini kestiği, bildirilmiş, bu ihtarname de davalıya—- tarihinde tebliğ edildiği, bu durumda ihtarnamenin tebliğ edilmiş olması ve verilen süre dikkate alınarak takip konusu krediler için temerrüdün 18.04.2019 tarihinde gerçekleştiği, ancak davacı bankanın icra takibinde temerrüt tarihini davalı lehine olmak üzere — mehli vermek suretiyle ötelemesi nedeniyle bu alacaklar için temerrüt tarihinin icra takibinde belirtildiği üzere 08.05.2019 olarak dikkate alınması gerektiği, her iki kredi alacağı için uygulanması gereken faiz oranlarının; — dönemi için akdi %27, temerrüt %33, — dönemi için akdi %25,80, temerrüt %31,80 olması gerektiği, hesap kat tarihi itibariyle, hesap bakiyesine tahakkuk eden faiz ve fer ‘iler de eklenmek suretiyle oluşan tutar asıl alacak niteliğini haiz olup bu tutara temerrüt tarihine kadar akdi, temerrüt tarihinden sonra ise temerrüt faizi uygulanmak suretiyle icra takip tarihi itibariyle alacak bakiyesi hesaplanabildiği, yapılan tespitler doğrultusunda belirlenen alacak tutarları ile icra takibinde talep edilen anapara tutarları karşılaştırıldığında —olmasına karşın, icra takibinde anapara olarak —- olmasına karşın, icra takibinde anapara olarak — talep edildiği , bu durumda taleple bağlılık ilkesi gereği talep konusu alacaklar ile ilgili olarak icra takibinde talep edilen tutarlar anapara olarak kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılması yoluna gidildiği, ¸
davacı bankanın, davalı şirkete kullandırdığı ticari kredili mevduat hesabından kaynaklanan alacak tutarı—- olarak hesaplandığı, davacı bankanın, davalı şirkete kullandırdığı ticari — tarihi itibariyle; — — ihtarname masrafı olmak üzere toplam 26.283,95 TL olarak hesaplandığı, toplam alacak tutarının ise 48.060,16-TL olarak hesaplandığı, davacı bankanın tespit edilen alacağın yanı sıra icra takip tarihinden itibaren — Hesabından kaynaklanan 19.739,62 TL anapara üzerinden %31,80, Kredi kartından kaynaklanan 23.046,54 TL anapara üzerinden %31,80 Temerrüt faizi ve bu faizler üzerinden %5—–talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davalı kredi kullanan asıl borçlunun, davacının kullandırmış olduğu kredilerinin taksitlerini ödememesi sebebiyle hesabın kat edildiği ve hakkında takip başlatıldığı, davacının başlattığı takibe davalı tarafından itiraz edilmekle takibin durduğu, davalının bir müddet —– sayılı dosyasından konkordato tedbiri aldığı , ancak konkordato talebinden feragat etmekle —- Karar sayılı ilamla konkordato talebinin reddedildiği ve kararın kesinleştiği, mahkememiz davalısının asıl kredi borçlusu olduğu, kefiller yönünden ———yargılamanın tamamlanarak ——- numarasıyla dosyanın karara çıkarıldığı, tüm kredi evrakının bilirkişi tarafından incelendiği, davalının borçlu olduğunun sabit olduğu mahkememizce anlaşılmış, 11/10/20201 tarihli bilirkişi raporu gerekçeli—-hükme esas alınmış ve tahsilde tekerrür olmamak üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, alacak likit olmakla icra inkar tazminatına da hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
Tahsilde tekkerrür olmamak kaydıyla;
—–numaralı ticari kredili mevduat hesabından kaynaklanan —–numaralı ticari kredi kartından kaynaklanan——-alıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının——- Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile takibin belirtilen şekilde devamına,
Aşan istemin reddine,
Alacak likit olmakla asıl alacağın %20’si oranında hesap edilen 8.557,23-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- KARAR HARCI;
Davanın kabul edilen— bölümü üzerinden belirlenen 3.281,62-TL nisbi karar harcının 585,60-TL’lik bölümü dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan, geriye kalan 2.696,02-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan —-vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre belirlenen 446,29-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 585,60-TL peşin harç, 59,30-TL başvurma harcı toplamı 644,9‬0-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarfedilen 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 52,00-TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.052,00-TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 1.042,32-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan 9,68-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
c-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve hazine tarafından karşılanan — ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre; arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre 12,15TL’sinin davacı taraftan, 1.307,85-TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.