Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/124 E. 2021/1088 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/124 Esas
KARAR NO : 2021/1088
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/02/2021
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı yana taşıma hizmeti verildiğini, verilen taşıma hizmeti karşılığında fatura düzenlendiğini, düzenlenen faturanın davalı yana tebliğ edildiğini, ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını, müvekkilinin cari hesap nedeniyle davalıdan—- tutarında alacaklı olduğunu, alacağın tahsili amacıyla ———– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yana dava dilekçesi ——– tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamış, HMK md. 128 uyarınca dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği kabul edilmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; davacı vekilinin vermiş olduğu dilekçeler, —- dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—– dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —- alacağın takip tarihindeki—- üzerinden hesaplanacak——– karşılığının işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıy—– tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından —– tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal—- yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı yanın takip tarihi itibariyle davalıdan — olduğu, faturaların e-fatura olarak düzenlendiği ve davalı yana elektronik ortamda tebliğ edildiği, davacının takip tarihi itibariyle—– alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça, cari hesap alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça davaya cevap verilmeyerek, dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, fatura konusu fatura konusu taşıma hizmetinin davalı yana verilip verilmediği ve fatura bedellerinin ödenip ödenmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça; takip konusu faturalar düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun ————kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi ——– halinde alacaklının —–maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. ——
Somut olay bakımından ise; davacı yana ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun olarak düzenlendiği, kendisi lehine delil niteliğinde olduğu, davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, düzenlenen faturaların davalı yana elektronik ortamda tebliğ edildiği, davalı tarafından faturalara itiraz edildiğine dair dosyada herhangi bir delilin bulunmadığı, davacı tarafından dosyaya sunulan taşıma belgeleri ile taşıma hizmetinin davalı yana verildiğinin ispat edildiği, davalı tarafından ödeme yapıldığına dair savunmada da bulunulmadığı, bu itibarla davacının davalıdan —– alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
TBK’nun 99. Maddesine göre; yabancı para alacaklarının ödeme gününde ödenmemesi halinde alacaklının alacağının aynen ifası veya vade ya da fiili ödeme tarihindeki —- karşılığının ifası yönünde seçimlik hakkı bulunmaktadır. Alacaklı olan tarafın, anılan madde hükmü dışında farklı bir tarihi seçme yönünde bir seçim hakkı bulunmamaktadır. Davacı tarafından ise başlatılan icra takibi ile — takip tarihindeki ——karşılığının işleyecek ticari temerrüt (avans) faiziyle birlikte tahsili talep edilmiştir. Her ne kadar anılan madde düzenlemesi karşısında davacının bu şekilde bir seçim hakkı bulunmamakta ise de, HMK md. 26 uyarınca davacı bu talebi ile bağlıdır. Bu nedenle taleple bağlılık ilkesi uyarınca;—- tarihindeki —- üzerinden hesaplanacak ve takip tarihindeki ————- aşmayacak—– karşılığının takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili yönünde hüküm kurulmuştur.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere ——- gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ İLE;
Sabit olan —– alacağın, tahsil tarihindeki ——- üzerinden hesaplanacak ve takip tarihindeki —–karşılığının takip tarihinden itibaren artan azalan oranlardaki avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının —– sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Asıl alacağın takip tarihindeki —– oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.466.71 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 338,14 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.128,57 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça yatırılan 338,14 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı ve 8,50 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 405,94 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 81,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 831,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan ——– uyarınca, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde—–nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.19/10/2021