Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/112 E. 2021/894 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/112 Esas
KARAR NO: 2021/894
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/02/2021
KARAR TARİHİ: 14/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari satıma bağlı olarak ——-bedelli faturaların düzenlendiğini, fatura konusu borcun tahsil edilememesi üzerine —-sayılı dosyası ile —tarihli faturaya ilişkin — bakiye alacak ve işlemiş faizi ile — tarihli fatura bedeli ve işlemiş faiz alacağının tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, davalı yanın ne faturaya ne de sevk irsaliyelerine itirazda bulunduğunu, alacağın likit olduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı yana —-tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığından, HMK md. 128 hükmü uyarınca, dava dilekçesindeki vakıaları inkar ettiği kabul edilmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
—– sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından fatura alacaklarına istinaden davalı aleyhine —– asıl alacak, — işlemiş faiz olmak üzere toplam — alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık —- faiziyle birlikte tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya —tarihinde tebliğ edilmiş , davalı tarafından — tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal —- yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; davacı yanın incelenen ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafından davalı yana toplam — bedelli — adet fatura düzenlendiği, davalı tarafından — bedelli iade faturası düzenlendiği ve — ödeme yapıldığı, davacı yanın davalıdan—– alacaklı olarak göründüğü, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sunmadığı, tarafların —- kayıtlarının örtüştüğü, takibe konu faturaların davalı kayıtlarında yer aldığı, davacının taleple bağlı olarak —– alacaklı olduğu, işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen — tarihli ek raporda özetle; davacının — tarihli fatura için işlemiş faiz alacağının —- tarihli fatura için işlemiş faiz alacağının —–olarak tespit edildiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; davacı tarafça, fatura alacağına istinaden davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; takip konusu — adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun —— kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi —– halinde alacaklının —-HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. ——
Somut olay bakımından ise; davacı yana ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu, kendisi lehine delil teşkil ettiği, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçındığı, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ile davacı alacağının —–olduğunun tespit edildiği, davacı tarafından düzenlenen ve takibe konu edilen faturaların davalı tarafça ———- bildirildiği, bu hali ile anılan faturaların davalı yanın ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, anılan —– da belirtildiği üzere; davalının dava konusu faturayı ticari defterlerine kayıt etmesinin fatura konusu malların teslim edildiğine karine teşkil ettiği, davalı tarafça faturaya süresinde itiraz edildiğine veya fatura konusu malların teslim edilmediğine ilişkin herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığı, bu hali ile taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, davacının fatura konusu malları davalı tarafa teslim ettiğinin kabulünün gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı alacağının — olduğu tespit edilmiş ise de icra takibinde ——alacağın tahsilinin talep edildiği anlaşılmakla, HMK md. 26 uyarınca, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının davalıdan —– alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça düzenlenen faturalara davalı tarafça TTK md. 21/2 uyarınca 8 günlük süre içerisinde itiraz edilmediği, bu hali ile fatura içeriğinin kesinleştiği, düzenlenen faturalarda son ödeme tarihlerinin gün/ay/yıl olarak açık bir şekilde belirtildiği, anılan son ödeme tarihlerinin kesin vade niteliğinde olduğu, kesin vadenin varlığı halinde ayrıca bir ihtara gerek kalmaksızın temerrüdün gerçekleştiği, davacı yanın talep edebileceği işlemiş faiz miktarının toplamda ——olarak bilirkişi tarafından hesaplandığı, bu miktar üzerinden işlemiş faize yapılan itirazın iptalinin gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu anlaşılmakla; icra takibi ile talep edilen avans faizinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak davacı tarafça takip talebinde ve ödeme emrinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —— oranında faiz isteminde bulunmuştur. Bu hali ile davacının talebi HMK md. 26 uyarınca aşılamayacağından ———taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık —- avans faizi oranını aşmayacak şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere ——-gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Sabit olan — asıl alacak, — işlemiş faiz olmak üzere toplam —– alacağın asıl alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık —- oranını aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının——– dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Aşan istemin reddine,
Asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.876,90 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 344,08 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.532,82 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça dava açılırken yatırılan yatırılan 344,08 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı ve 8,50 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 411,88 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 1.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 59,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.259,50 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %96 oranında olmak üzere 1.209,12 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından yapılan yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.121,43 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 1.013,26 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8.Arabuluculuk sürecinde düzenlenmiş sarf kararında yer alan —– maddesi uyarınca, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde —- nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 14/09/2021