Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/84 E. 2020/373 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/84 Esas
KARAR NO: 2020/373
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/04/2018
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı—————adresinde——– numaralı ve ———————– müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu,
Sigortalının dava konusu hasarın meydana geldiği taşınmazı ——————— parsel l’de yer almaktadır. Sigortalı binanın her bir katına ayrı ——– verilmiş olup,———– şeklinde tanımlandığını, Arazinin———— yapısından dolayı her bloğun girişi ayrı kot ve cephe olduğu, dava dışı sigortalının müvekkili şirkete yapmış olduğu ihbar neticesinde, sigortalının ——– cephesine komşu olan ve ———– bulunan davalı————–bina arasında geçen yol kenarına, kendi bina ve bahçesini korumak adına yaptırdığı istinat duvarı inşaatı sırasında, yaptığı kazı nedeniyle sigortalı binaya ait istinat perdelerinde deplasmana neden olduğunu, buna bağlı olarak, sigortalı binanın duvarlarında çatlama ve duvar arkasındaki —————— döşemeye ait derzlerde açılmalar meydana geldiğini,
Davalı şirketler tarafından sigortalı binaya komşu parselde yapılan inşaat çalışmaları esnasında çevre istinat duvarları yapılırken gerekli tedbirler alındığını, fen kurallarına uyulmadığını, neticesinde yapılan derin kazı esnasında dava dışı sigortalının binasının hasar görmesine sebebiyet verdiğini,
Davalılar tarafından kazı başlatılırken, 10 metre yanında dava dışı sigortalı şirketin çevre istinat perdeleri bulunduğundan ve bu perdelerin temel alt kotlarının davalıların yapacağı binanın saha kotunun yukarısında bulunduğundan, mutlaka kazık imalatı ile bu yolun tutulması ve ondan sonra hafriyat işine başlanması gerekirken davalı şirket tarafından hiçbir önlem alınmadan hafriyat yapılmış ve bunun neticesinde dava dışı sigortalı büyük zarara uğradığını, davalılar, dava dışı sigortalı tarafından defalarca ihtarname ile uyarılmasına rağmen tüm beyanlar göz ardı edilmiş ve bunun neticesinde de ———– tarihinde yollar kaymaya başlayarak yolun büyük bir kısmı çöktüğünü, dava dışı sigortalıya ait istinat duvarı yaklaşık ———– olarak adlandırılan alanın saha betonu ayrıldığını, gerekli tedbirlerin alınması konusunda davalı şirket sözlü ve yazılı olarak uyarılmasına rağmen hiçbir önlem alınmayarak hasarın doğmasına sebep olunduğunu,
Davalılardan ————– gönderilen ihtarnameye verilen cevapta,————- söz konusu hasar ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığı cevabı verilmiş, ancak asıl kusurlu tarafın ortaya çıkmasından imtina edildiğini, bu nedenle, müvekkili şirketin haklı alacağının zarara uğramaması adına her iki davalı aleyhine de huzurdaki dava ikame edildiğini, bu nedenle, asıl kusurlu şirketin hangi şirket olduğu tespit edilemediğinden yargılama esnasında sayın mahkeme tarafından taraflardan biri hakkında husumet yokluğunun tespitine karar verilmesi halinde aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesini talep ettiği,
Söz konusu hasarla ilgili olarak yapılan inceleme neticesinde, dava dışı sigortalının hasarının ——- müvekkil şirket tarafından karşılanmış ve —-hasar bedeli ——— tarihinde sigortalıya ödendiğini, ödenen tazminat neticesinde, sigortalı ile Müvekkil Şirket arasında mün’akit ve bir delil anlaşması mahiyetinde olan———————TTK md.1481 amir hükümleri uyarınca müvekkil şirket ödediği tazminat nispetinde sigortalısının haklarına halef olduğunu,
Açıklanan nedenlerle, zararın meydana gelmesinde sorumluluğu bulunan davalılardan her türlü fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile tarafların haksız fîîl ve husumete bağlı sorumluluğunun araştırılması netlcesînde ortaya çıkacak sonuca göre, şimdilik ——- tazminatın ödeme tarihi olan—————- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ——————– husumet yöneltilmesi mümkün olmadığını, zira; tapu kayıtlarının celbi ile de ortaya çıkacağı üzere, söz konusu uyuşmazlığa konu olan taşınmazın maliki —————değildir. Davalılardan ————-ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, öncelikle müvekkil şirket —————– bakımından davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini,
Esasa ilişkin olarak ; Davacı tarafın eldeki dava ile müvekkil şirketlere rücu ettiği tazminat alacaklarını sigortalısı ————-Sulh Hukuk Mahkemesinin ———– D.İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna yasal süresi içerisinde itiraz edildiğini, bu nedenle eldeki davada delil olarak kullanılması mümkün olmadığını,
Davacı sigorta şirketi, sigortalısı şirketin iddia edilen hasarının ödemesini yapmasını gerektiren poliçe örneğini tebliğ etmediğinden poliçenin söz konusu teminatı içerip içermediğini ve dolayısı ile rücuen tazminat koşullarının oluşup oluşmadığının bu aşamada belli olmadığını,
Sigortalının uğradığını iddia ettiği zararın, oluştuğunu iddia ettiği hasarların bir çoğu müvekkil şirket inşaatı öncesine dayandığını, bilirkişi incelemesi ile de tespit edildiği üzere, sigortalı bina duvarlarında meydana geldiği iddia edilen açılmalar ———– dışındaki bölgelerde de mevcut olduğunu, iş bu durum, sigortalı binasındaki hasarların ————– kaynaklanmadığının açık göstergesi olduğunu, yine davacının sigortalısının binasını iyileştirmeye yönelik yaptığı, daha önce kendisi tarafından yapılması gereken ve fakat yapmadığı iksa işlemlerinin bedelini müvekkili şirketten talep etmesinin kabulünün mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddini ve birleştirme talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava; hukuki niteliği itibari ile rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Celp edilen Mahkememizin ———- esas sayılı doyasının incelenmesinde; mahkememizin ———– esas sayılı dosyası ile tarafların ve dava konusunun aynı olduğu, her iki dosya arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu ve mahkememiz dosyasının birleştirme istemli olarak açıldığı anlaşılmıştır.
HMK 166.maddesi uyarınca; aynı yargı çevresi içinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması halinde davalar arasında bağlantı var sayılır.
Tüm dosya kapsamına göre, Mahkememizin ——— esas sayılı dava dosyası ile mahkememizin——— esas sayılı dava dosyası arasında HMK’nun 166. maddesinde ön görülen hukuki bağlantının bulunduğu, birleştirme koşullarının gerçekleştiği belirlendiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi,
1-DAVALI VEKİLİNİN BİRLEŞTİRME TALEBİNİN KABULÜ ile ;
Dosyanın Mahkememizin —————– Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine,
Kararın hemen yazılıp ilgili dosya içine alınmasına,
Taraf vekillerinin bu dosya ile ilgili beyan ve delilerini birleşen———— Esas sayılı dosyaya ibraz etmelerine,
— Esas sayılı dosyanın duruşmasının —————— olduğunun taraflara bildirilmesine,
Dair esas hükümle birlikte temyizi kabil olmak üzere karar verildi.02/07/2020