Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/705 E. 2022/936 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/705 Esas
KARAR NO: 2022/936
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının —– adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili—- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı tarafından —– dosyası ile müvekkilinin borçlu olduğu iddiası ile hakkında haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli bir şekilde icra takibi yapıldığı, takip konusu bonodaki yazı ve imzaların müvekkiline ait olup olmadığı anlaşılamadığından iş bu davayı açtıklarını, müvekkilinin takipte alacaklı görünen —–hiçbir şekilde tanımadığı, bu bononun tahminen sonradan doldurulduğu ve senette tahrifat yapıldığının düşünüldüğü, müvekkilinin alacaklının kim olduğu, takibe konu edilen senedin hangi senet olduğu ve bu senedin nasıl alacaklı yana geçtiği hususlarını irdelerken, alacaklı görünen davalının tahminen faizle borç veren bir şahıs olduğu ve takibe konu edilen senedin, emin olmamakla birlikte —– isimli tanıdığı birine verdiği senetlerden ( tam doldurulmadan) olabileceğini fark ettiği, müvekkili daha önceden tanıdığı — borç vereceği vaadine karşılık zamanında —– bir kaç adet senet vermiş olduğunu hatırladığı, fakat —- isimli bu şahsın, müvekkiline vaad ettiği parayı vermediği gibi aldığı senetlerle birlikte izini de kaybettirdiği, müvekkilinin —- verdiği senetlerden (emin olmamakla birlikte) birinin, davalının takibe koyduğu ——— olabileceğini düşündüğü, bu bononun —– davalıya nasıl geçtiği ise bilinmediği, takibe konu edilen bononun üzerinde elle yazılan yazıların iki, üç farklı kişiye ait el ürünü yazısı olduğu, özellikle bono üzerindeki imzaların müvekkilinin imzalarına her ne kadar benzetilmeye çalışılmışsa da müvekkilin imzasıyla uyuşmadığı görüldüğü, arz ve izah edilen nedenlerle ve —– res’en göz önünde bulundurulacak sair nedenlerle; öncelikle, dava konusu icra dosyası ve bono hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek, müvekkilinin telafisi imkansız zararlarla karşı karşıya kalmaması için davacı müvekkili aleyhinde yapılmış bulunan icra takibinin, dava sonuçlanıncaya kadar durdurulması yönünde teminatsız olarak ihtiyat-i tedbir kararı verilmesini; yapılacak yargılama neticesinde dava ve taleplerimizin kabulü ile müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine; davaya konu bonoların ve icra takibinin iptaline karar verilmesini; davalının haksız ve kötniyetli olarak icra takibi başlatması nedeniyle müvekkilinin uğramış ve uğrayacağı zararlar karşılığında %20’den aşağı olmamak üzere davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini; yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ileri sürdüğü iddiaların hiçbirinin gerçeği yansıtmadığı, müvekkilinin davacının bahsettiği ——- isimli kişiyi tanımadığı, takibe konu senet üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesinde, senetteki imzaların borçluya ait olduğu, senet üzerinde herhangi bir —– bulunmadığı ortaya çıkacağı, bağımsız borç ikrarı içeren bir senede ilişkin açılan menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak senedin bedelsiz olduğunu ileri sürene davacıya ait olmasına rağmen ve davacı-borçlu tarafından senedin bedelsiz olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunulmamış olması karşısında, ihtiyati tedbir için gerekli olan yaklaşık ispat kuralı da gerçekleşmemiş iken alınan ihtiyati tedbir kararının hukuki dayanağı bulunmadığı, dava dilekçesi incelendiğinde, davacının soyut ifadeler kullandığı, herhangi bir hukuki delil ileri sürmediği, hal böyle iken, yasanın aradığı şekilde yaklaşık ispat koşulu oluşmadığı halde alınan ihtiyati tedbir kararından—– rücu edilmesi gerektiği, arz ve izah olunan nedenlerle; öncelikle, alınan usul ve yasaya aykırı ihtiyati tedbir kararından rücu edilmesini, yargılama sonunda da, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilerek, davacı aleyhine % 20′ den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; davacının dava konusu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları belirlenmiş ve deliller toplanmıştır.
Mahkememizin—— tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi kabul edildiği ancak davacı vekilince mahkememizce tespit olunan teminat miktarının yatırılmadığı ve tedbirin uygulanmadığı anlaşılmıştır.
Davacının takip dayanağı bonodaki imzanın kendisine ait olmadığı ve davalıya borçlu bulunmadığının tespiti için davacıya ait medarı tatbik imza örnekleri toplanmış , davacı hakkında istiktab tutanağı düzenlenmiş —–tarihli raporda özetle; İnceleme konusu senette —-atılı basit tersimli borçlu imzaları ———imzaları arasında——- bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel …’un eli ürünü olduğu hususlarını bildirir kanaat raporu sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; açılan davanın davacının keşidecisi olduğu ——bedelli nakden kayıtlı bono sebebiyle bono lehdarı olan davalıya borçlu olmadığının tespiti talepli menfi tespit davası olduğu, davacının iddiasının davamıza ve takibe konu olan bono ve başkaca bonoları dava dışı ———-borç vereceği vaadiyle verdiği bonolar olduğunu, bonolardaki imzaların da kendisine ait olmadığını, kaldı ki dava dışı—- isimli kişinin de vaad ettiği borç parayı kendisine vermediğini, bonoları da iade etmediği şeklinde olduğu, davacının bildirmiş olduğu —- numaralı dosyanın ve akabinde iddianamenin esas aldığı —– dosyasının uyap ortamında dosyaya celbedildiği, incelenen soruşturma ve kovuşturma evrakından dosyalarda müşteki ve katılanın dosyamız davacısı — sanıkların ise davamız dışı —- olduğu, sanıkların yapılan yargılama sonucunda nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından cezalandırılarak haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, ancak hem soruşturma hem de kovuşturmaya konu olan bonoların mahkememiz dosyasında davaya konu edilen bono olmayıp —– bedelli bono olduğu, bu hususun soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan bilirkişi raporları ile de teyit edildiği, davamıza konu edilen bononun aslının mahkememizce dosyaya getirtildiği davacı-keşidecinin —— toplandığı, akabinde —— gönderildiği, mahkememize sunulan raporda davaya konu edilen bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olduğunun bildirildiği, bono metni incelendiğinde bono metninde —— kaydının bulunduğu, bir kambiyo senedi olan bononun keşideci tarafından bazı unsurlarının eksik olarak düzenlenmesi ve bu eksikliklerin bonoyu elinde bulunduran kişi tarafından doldurulmasının —-gereğince mümkün olduğu, davacının keşideci olarak imzalayıp verdiği bononun sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının kanuni delillerle ispatlamak zorunda olduğu, kambiyo evrakı olan bononun soyut borç ikrarı niteliğinde olduğu, bonoda —–kaydı olmakla bunun aksini iddia eden taraf olan davacının isbat yükünü de üstlendiği halde iddiasını yazılı delil ile isbatlayamadığı, davaya ve takibe konu edilen bononun şeklen geçerli olup, keşideci imzasının da davacıya ait olduğu mahkememizce anlaşılmış ve açılan davanın reddine karar verilmiş, davalının—–gereğince talep etmiş olduğu tazminat yönünden ise: menfi tespit davalarında —- gereğince tazminata hükmedilebilmesinin ön koşulunun gerek takibin durdurulması gerekse——- paranın ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilip tedbirin uygulanması olduğu, dosyamızda her ne kadar tedbir kararı verilmiş ise de tedbirin uygulanmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin tazminat talebi reddedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE
2-İİK 72/4 maddesi gereğince davalı vekili tarafından talep edilen tazminat istemin reddine,
3-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken yatırılan 659,40-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 578,7‬0-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından ilgili arabulucuya ödendiğinden, bu ücretin 6831 Sayılı Kanun’a göre; arabuluculuk ücretinin arabuluculuk toplantısına katılmayan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine,
6-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——– nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.10/11/2022