Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/701 E. 2022/505 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/701 Esas
KARAR NO : 2022/505

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı —- ürünlerin satın alındığını, satılan ürünlerin teslimatı ve montajı dava dışı—- tarafından yerine getirildiğini, — bir yıl sonra alıcısının üzerine, sonrasında da yere düştüğünü ,meydana gelen olay neticesinde müvekkilinin şirket yetkilisine —- gibi yere ———- parçalandığını, Gerek satın alınan ürünlerin ayıplı olması gerekse sözleşmenin ifasında ayıbın söz konusu olması müvekkili ——- sarsılmasına sebebiyet vermiş olup, iş bu sebeple müvekkil şirket yetkilisi 6098 Sayılı Borçlar Kanununun 227 maddesindeki seçimlik hakkını “—– olduğunu bildirerek sözleşmeden — yönünde kullanarak davalı —- müracaat ettiğini ve bu yöndeki iyi —-olumlu bir sonuç alamadığını, davalı —– müvekkil şirket adına düzenlenen — ve —-ile—–karşılığı — tarafından ödenen — sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebi ile iş bu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu, davanın KABULÜ ile Davalı ile Müvekkili —- — ile iş bu ürünleri karşılığı müvekkil şirket tarafından ödenen —- tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının—- tarihinde satın alındığını, . Ürünün davacıya ayıpsız olarak teslim edildiğini, zaten bu hususun 1 yıl boyunca ürünü sorunsuz kullandıkları ifadesi ile de sabit olduğunu, meydana gelen —- kapsamı dışında olduğunu, davacı ürünü taşıyabileceğinden —– doldurarak söz konusu hasara sebebiyet verdiğini,—- sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin oluşan ayıptan sorumlu olmadığının açık olduğunu, davanın reddini ve yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; ayıplı mal iddiasına dayalı bedel iadesi Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
— Bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu — üzere iki parçadan oluştuğu, yerinden düşerek çıkan——- eklendiğinde yaklaşık ——, bu ağırlıkta bir —– salonun duvarına —-edilebilmesi için keşif esnasında tespit edilmiş olan —- tespiti halinde daha — olacağı, kullanım —-bu —- nasıl ve ne şekilde —- hususların açık ve— bir şekilde—-gerektiği, kullanım—–içine gereğinden —- yükün ne kadar olacağı—–belirtilmediği, —-haddini müşteri lehine ——- olarak hesap edilmesi ve en az —— tespit ——yanı sıra dolapların alt kısmına da—- şeklindeki —-için iki adet olmak —-gerektiği, kaldi ki dosya içinde mahkemeye sunulmuş olan fotoğraflardan— içinde aşırı ağırlık yapabilecek — yüklenmediğinin görüldüğü, evin salonunda yapılan incelemede ve dava dosyası içinde bulunan irsaliye — halinde alındığı —— görüldüğü, — olmaması halinde diğer ürünlere bir etkisi olmayacağı, —- herhangi bir hasar tespit edilmediği,—sağlayacak olan başka —- kullanılabileceği, buna göre ——– olduğu mütala edilmiştir.
Hak düşürücü süre yönünden; dava —– satın alındığı, — —- koparak düştüğünün tespit edildiği, davalı tarafça sunulan—- olduğu, eldeki davanın —- içinde açıldığı görülmekle hak düşürücü süre itirazına itibar edilmemiştir.
Satıcının ayıptan sorumluluğuna ilişkin olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun — düzenlenen 227 ve devam maddeleri önem taşımaktadır.
Uyuşmazlık konusu ile sınırlı olarak söz konusu hükümler incelendiğinde; anılan maddenin üçüncü fıkrasındaki; “Alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hakim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” hükmünde hâkime, somut olayın özelliklerine göre sözleşmenin feshi talebi adil bulunmazsa satış bedelinin indirilmesine karar verebilme imkânı tanındığı görülecektir.
Bazı durumlarda ise; ayıba bağlı seçimlik haklar yönünden tüketicinin tercihi, ayıbın şekli, malın değeri, ayıbın ileri sürülüş süreci gibi her somut olayda farklılık taşıyan kıstaslar çerçevesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2/2. maddesindeki hakkın kötüye kullanılması hâli olarak dahi değerlendirilebilecek ve hâkimin dürüstlük kuralına uygun olmayan tercihe müdahalesi gündeme gelecektir —- kararı).
Dosya içerisindeki—– incelenmesinde; davacının— aldığı, —— yere düştüğü ve hasarlandığı, bilirkişi—- ayıplı olarak —– edildiği, satıcının söz konusu ayıptan sorumlu, davacı tarafça sözleşmeden —- hakkı kullanılmış ise de iç mimar bilirkişi eşliğinde keşfen yapılan —-alındığı—- —– olmaması halinde diğer ürünlere bir etkisi olmayacağı, — —– ile — herhangi bir hasar tespit edilmediği, —- sağlayacak olan başka bir —-kullanılabileceği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 227/3 maddesinin “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa —-, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” hükmünü içerdiği, satın alınan ürünler bir bütün olarak değerlendirildiğinde ——hasarlanması nedeniyle sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının adil olmadığı, bunun yerine —– ödenmesi gerektiği, davadan önce davalının temerrüde düşürülmediği bu nedenle dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 996,40 TL’nin dava tarihi olan—– tarihinde itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 259,50 TL harçtan mahsubu artan bakiye 178,80 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
ARABULUCU ÜCRETİ
3—— arabulucu ücretinin takdiri indirim nedeniyle kısmen kabul edilmiş olmasına göre tamamının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
4——için takdir olunan 996,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Takdiri indirim uygulanmış olması sebebiyle davalı vekili yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
6-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan peşin harçtan mahsup edilen 80,70 TL harç, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere 135,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 750,00 TL bilirkişi ücreti, 571,90 TL keşif harcı, 330,00 TL keşif yolluğu ve 114,00 TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.765,90 TL’nin takdiri indirim nedeniyle kısmen kabul edilmiş olmasına göre tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.