Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/70 E. 2021/1078 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/70 Esas
KARAR NO: 2021/1078
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/02/2020
KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının —- adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili —— yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın —–imzalandığını, davalının ise bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, söz konusu sözleşme uyarınca dava dışı —– mevduat kredisi kullandırıldığını, davalı borçlunun —– borcun tamamına kefil olduğunu, davalı borçlunun imzalanmış olan sözleşmelere aykırı davranarak müvekkili bankadan kullandığı kredi borçlarını geri ödememesi nedeniyle davalı borçlulara; —— yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini ve borçlarını ödemesi bildirilmiş ise de bugüne dek borcun tamamını ödemediğini, bunun üzerine borçlu hakkında —– haciz yoluyla ilamsız takibe geçildiğini, borçlunun itirazlarının hiçbir haklı dayanağı bulunmadığını, itirazın müvekkili bankanın alacağının tahsilini geciktirmek amacıyla kötü niyetli olarak yapıldığını, borçlu tarafından bugüne kadar borcun kapatılmadığını, borçlunun müvekkili bankaya herhangi bir borcu bulunmadığını iddia ettiğini, söz konusu iddianın tamamen asılsız olduğunu, tüm bu nedenlerle —- ile başlatılan icra takibinde ——- karşı yapılan itirazlarının iptali ile takibin borçlu kefil açısından devamına, davalının %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili ile—- ticari bağlantısının pay devri ile —- sonlandığını, müvekkilinin davacı banka ile kredi sözleşmesi imzalayan dava dışı — şirketinin paydaşı iken—- yevmiye numarası ile keşide edilen —- şirkette bulunan—– karşılığında —–devrettiğini, işbu devir sözleşmesinin —–doğurduğunu, bu durumun ——- edildiğini, müvekkilinin hukuki tüm sürecin tamamlanmasını müteakiben çalışmış olduğu tüm bankalara faks ve mail aracılığıyla ——bulunan paylarını devrettiğini, ilan tarihi itibariyle doğacak borçlardan sorumlu olmadığını bildirdiğini, davacının ——numarasının da işbu bankalar arasında olduğunu, davacının delil olarak sunduğu kredi sözleşmesinin pay devri gerçekleştikten —- yılına ait olduğunu, müvekkilinin sözleşmenin borçlu tarafından imzalanmasından —–şirketten ayrıldığını, gerek hissedar gerekse kefil olarak hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, davacının delil olarak sunduğu kredi sözleşmesinde müvekkilinin ismi ve imzasının hiçbir sayfada bulunmadığını,—-incelendiğinde borçlu olarak —- şirketi bulunduğunu, —- bulunan ve borç altına giren şirketin yükümlülüklerinin sonlandığı — adet kaşe ve imza ile —- yer aldığını, dolasıyla bu sözleşme ile kurulan borç ilişkisinde borcun tamamından sorumlu birinci borçlunun—-olduğunu, müteselsil kefil başlığının yer aldığı —– açıkça ve tek kişi olarak —- bulunduğunu, arka sayfa olan —–beyanı, türü, miktarı ve tarihinin belirtildiği kısımda yine açıkça ve tek kişi olarak —–şahsi imzası/adresi ile müteselsil kefil olarak bulunduğunu, sonuç olarak tüm sözleşme incelendiğinde müvekkilinin borçlu ya da müteselsil kefil olduğuna dair bir beyan yer almadığını, davacının dava dilekçesinde borçlulara kredi borcunun ödenmesi hakkında ihtar gönderdiğini, bu ihtara rağmen borcun ödenmediğini belirttiğini, ancak gönderilen ihtarnamede hangi sözleşmeden doğan borcun kat edildiğinin belirtilmediğini, sadece —- gibi başlıklara yer verildiğini, müvekkilinin —– yılında şirket ortaklığından ayrıldığından ilan tarihinden itibaren doğan borçlardan sorumlu olmadığını, dolayısıyla müvekkiline —– tarihli keşide edilen ihtarnamenin hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, icra takibine yapılan itirazın açık, anlaşılır ve hukuki delillere dayalı bir itiraz olduğunu, icra takibine girişmekte kötü niyetli olan davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle haksız açılan davanın reddini, dava konusu alacağın müvekkiline yöneltilemeyeceğini bilen davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, —— sayılı dosyası, bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—– sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından —- olmak üzere toplam —-alacağının tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya — tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından—— tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal — yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu—–imzalandığı, işbu sözleşmeye hem davalı — hem de dava dışı —-müteselsil kefil olarak imzasının alındığı, —- imzalandığı, bu sözleşmeye ise dava dışı — müteselsil kefil olarak imzasının alındığı, davalı —— imzası olduğu, diğer sözleşmede imzasının bulunmadığı, bu nedenle davacı banka tarafından davalı kefil —- takipte sadece kredili mevduat hesabından—–sorumlu tutulduğu, kredili mevduat hesabının —– yılında akdedilen krediden önce açıldığı ve kullandırıldığı,—— tarihinde açıldığı ve bu tarihte—-imzalandığı, bu sözleşmede ve —- imzasının bulunmadığı, dava esas değeri; takip toplam tutarı olan — olduğu, sehven yanlış tutar üzerinden dava açıldığının düşünüldüğünü,—- takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalı kefil —-
ASIL ALACAK
—–
Talep edebileceği, — takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalıdan — kredili mevduat için asıl alacak tutarının takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar —- aylık dönemler halinde yayınlanmakta olan gecikme faiz oranlarını aşmamak kaydıyla temerrüt faizi ve faizin gider vergisini isteyebileceği, tarafların diğer taleplerinin mahkemenin takdiri içinde kaldığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş akabinde taraflar tarafından sunulan itirazların değerlendirilmesi ve ikmal edilen eksikliklerle beraber dosyanın yeniden değerlendirilebilmesi için dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdiine karar verilmiş mahkememizce aldırılan —- tarihli bilirkişi raporunda özetle: davacı tarafından dava dışı asıl borçlu —— akdedildiği, bu sözleşmelerden—- tarihli olanda davalı—- tarihli olanında ise sadece dava dışı—–müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, davacı banka tarafından bu sözleşmelere dayalı olarak dava dışı asıl borçlu firmaya —-tarihinde —– tutarlı —–kullandırıldığı, yine dava dışı asıl borçluya —– hesabı kullandırıldığı, davacı bankanın —- dosyasından—- itibariyle başlatılan icra takibinde—- olmak üzere toplam —- alacak talebinde bulunulduğu, ancak davacı bankanın icra takibinde dava dışı asıl borçlu ve dava dışı müteselsil kefil —-alacağın tamamından sorumlu tutarken, davalı —- sorumluluğunu —- hesabı alacağı ile sınırlı tuttuğu, davalının akdedilen sözleşmelerden sadece —- tarihli sözleşmede imzasının bulunmasına, —- imzasının bulunmamasına karşın, ibraz edilen ekstrelere göre, takip ve dava konusu kredili mevduat hesabının, davalı kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığı, ikinci bir sözleşme sonrasında borç bakiye vermeye başlamış olması, davacı bankanın ikinci sözleşmenin düzenlenme tarihinde kredili mevduat hesabı limitini düşürmek suretiyle yeni sözleşme kapsamında ticari kredi mevduat hesabı limitinde düzenlemeye gitmesi, hususları ve konuya ilişkin —–dikkate alındığında davalının dava dışı —- kullandırılan takip ve dava konusu ticari kredili mevduat hesabı borcuyla ilgili bir kefalet sorumluluğunun bulunmadığı, ancak mahkemece davalının dava dışı asıl borçlu firmaya açılan—– hesabından sorumlu olduğunun kabulü halinde icra takip tarihi olan —- tarihi itibariyle davalının takip ve dava konusu —– hesabından kaynaklanan —- ödenmesinden asıl borçlu——birlikte müteselsilen sorumlu olacağı yine davalının sorumluluğunun kabulüne dayalı olarak davacı bankanın tespit edilen alacağın yanı sıra —- olarak belirlenen asıl alacak üzerinden icra takip tarihinden itibaren —- ve bu faiz üzerinden ——edebileceği, tarafların tazminat, yargılama gideri, vekalet ücreti vb taleplerinin mahkemenin takdiri içinde bulunduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava dışı asıl borçlu —-olduğu —- kefili olarak sözleşmeye imza koyan davalı—— aleyhinde yapılan takibe itiraz neticesinde duran takibi harekete geçirmek için eldeki somut itirazın iptali davasını açtığı, davanın süresinde olduğu, bu nedenle mahkememizce uyuşmazlığın esasının incelendiği, dosyaya konu ihtilafın çözümü özel bilgi, beceri ve uzmanlık gerektirmekle dosya kapsamında bankacı bilirkişiden rapor alındığı, mahkememizce aldırılan —– bilirkişi raporu gerekçeli, bilimsel ve denetime uygun bulunmakla mahkememizce de hükme esas alındığı, bu kapsamda davacı bankaca dava dışı asıl borçlu —— imzalandığının ihtilafsız olduğu, bu sözleşmeler incelendiğinde —- dosyamız davalısı —- tarihli sözleşmede ise sadece dava dışı —– müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, davacı bankaca akdedilen kredi sözleşmelerine istinaden dava dışı asıl borçlu —— tutarlı ——- kullandırıldığı, takip dosyası incelendiğinde davacı bankanın davaya konu —– dosyasında takip tarihi olan — tarihi itibariyle ——- talep edildiği , ancak davacı bankanın takip talebinde ikili bir ayrıma giderek dava dışı asıl borçlu ve dava dışı diğer müteselsil kefil—-alacağın tamamından sorumlu tutarken, dosyamız davalısı —— ise sadece —- alacağından sorumlu tuttuğu, tekmil dosya kapsamından dosyamız davalısının davaya konu edilen sözleşmelerden sadece — kredi sözleşmesinde imzasının bulunduğu, —– tarihli diğer sözleşmede ise imzasının bulunmadığı, dosya kapsamında sunulan esktreler ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda da sarihen görüldüğü üzre takibe ve davaya konu edilen—– hesabının, davalının kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığı ikinci bir sözleşme sonrasında borç bakiye vermeye başladığı, diğer bir ifade ile davalının sorumlu olduğu ve imzasının bulunduğu kredinin ödenmesinde sorun olmadığı ancak ikinci sözleşme olan ve davalının imzasının bulunmadığı, kefil olmadığı —- tarihli —- sonra davaya konu borcun meydana geldiği dolayısıyla davalının bu krediden dolayı kefil sıfatıyla sorumluluğunun doğmayacağı mahkememizce anlaşılmış ve açılan davanın reddine karar verilmiş, davacının kötüniyeti dosya kapsamından isbat olunamamakla kötüniyet tazminatı talebi de reddedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-İspatlanamayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.908,62 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.849,32‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 18.962,87 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —–nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 14/10/2021